Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/72 E. 2021/685 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/72 Esas
KARAR NO : 2021/685
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/02/2021
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili 02/02/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen 30.04.2020 tarihli KVKK Projesi Sözleşmesi uyarınca davalı şirketin talep ettiği ürün, yazılım hizmetleri ve lisans kullanım hizmetlerini müvekkili şirketten satın aldığını, müvekkili şirketin ticari ilişkiden kaynaklanan yükümlülüklerini ve taahhütlerini zamanında yerine getirdiğini, sözleşmeye konu ürünlerin teslim edildiğini, yazılım ve lisansların kullanılmaya başlandığını, müvekkili şirket tarafından ürün ve hizmet bedellerine ilişkin faturaların davalı şirkete gönderilen faturalara hiçbir itirazda bulunulmadığını, kısmi ödemeler yaptığı halde borcun tamamını ödemediğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun başlatılan takibe itiraz ettiğini belirterek davanın kabulünü, icra dosyasına yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket tarafından 01.03.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin takip alacaklısına takip dolayısıyla herhangi bir borcunun bulunmadığını, takibe konu faturaların dayanağı olarak belirtilen 08/05/2020 tarihli Kvkk Projesi Sözleşmesi uyarınca davacından bir kısım hizmetler satın alınmak istendiğini, ancak davacı yanın işi süresinde ve eksiksiz olarak tamamlayamadığı için taraflar arasındaki iş anlaşmasının iptal edildiğini, davacının kendisine verilen işi, ayıptan ari ve zamanında bitiremediğini, gerekli kurulumları yapmayarak lisansları vermeyerek müvekkili şirketin zarara uğramasına neden olduğunu, davacı, müvekkil şirkete fayda sağlamanın aksine maddi ve ticari zarara neden olduğunu, tamamlanmayan iş karşılığı bedelin müvekkili şirkete fatura edildiğini ve faturaların işi bitirtmeden müvekkili şirkete gönderildiğini, muhasebe departmanın bilgisizliği nedeni ile faturalara 8 iş günü içerisinde itiraz edilemediğini, hizmet verilmemesine rağmen müvekkili şirketten tahsil edilen bir kısım ödemelerden dolayı alacağının bulunduğunu belirterek davanın reddini, davalı tarafın %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Uyuşmazlık; … İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline ilişkindir
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen Sigortacı bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 02/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “incelenen davacı şirkete ait 2020 yılına ait ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin ve elektronik beratların yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiğini, mevcut haliyle lehine delil niteliğinin bulunduğunu, incelenen davalı şirkete ait 2020 yılına ait ticari defterlerin açılış tasdiklerinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiğini, yevmiye defteri kapanış tasdikinin ibraz edilmediğini, mevcut haliyle lehine delil niteliğinin bulunmadığını, davalı alıcının davacının işi süresinde ve eksiksiz olarak tamamlayamadığı için taraflar arasındaki iş anlaşmasının iptal edildiğini, davacının kendisine verilen işi, ayıptan ari ve zamanında bitiremediğini, gerekli kurulumları yapmadığını, lisansları vermeyerek müvekkil şirketin zarara uğramasına neden olduğu ifadesine karşılık yasal hakkı bulunan sözleşmenin feshi, işlerin tamamlanması vs. konularda ihtarnamenin düzenlemediğini, bu konuda yazılı şikayet, durum bildirimi, ihtarname ve yazışmaları sunmadığını, davalı şirketin sunmuş olduğu ticari defter ve belgelerin incelemesi sonucunda takip tarihi itibariyle davacı tarafa 424.300,00 TL borçlu olduğunu, kayıtlarının eksik olduğu bu yönüyle davalı şirket defterlerinin görüş bildirmeye elverişli olmadığını, tarafların 30.04.2020 yürürlük, 08.05.2020 imza tarihli KVKK Projesi Sözleşmesi kapsamında verilen yazılım ve lisans kullanım hizmetleri satışından kaynaklı ticari ilişkisi olduğunu, davacı şirketin ticari defter ve belgelerin incelemesi sonucunda takip tarihi olan 15.12.2020 itibariyle davalı şirketten 100.100,00 TL alacaklı olduğunu, davacı alacaklının takip tarihinden itibaren TTK md. 1530 a göre faiz talep edebileceğini” mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafça beyan dilekçesi sunulmuş, beyan dilekçesinde özetle bilirkişi raporunun davalı şirketin müvekkili şirkete borcunun bulunduğunu ispatlar nitelikte olduğunu, davalı beyanlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirtmiştir. Davalı tarafça sunulan itiraz dilekçesinde ispat yükünün davacıda olduğu , davacı yanca işlerin süresinde yapılmadığı, muhasebe elemanlarının bilgisizliği nedeniyle 8 gün içinde itiraz edilmediği ifade edilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 27/04/2021 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın davalıya tebliğine karar verilmiş ve davalıya ihtar duruşma tutanağının tebiği ile gerçekleştirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin delil niteliğinde bulunmadığı, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava konusu alacağın fatura bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. Davalı taraf her ne kadar hizmetin verilmediğinde veya ayıplı verildiğine dair iddiada bulunmakta ise de süresinde yapılmış bir ayıp ihbarına ilişkin bir savunma da ileri sürülmemiştir. Hal böyle iken davalı tarafın cari hesap dolayısıyla davacıya 100.100,00 TL borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davalı taraf ticari defterleri her ne kadar delil niteliğinde değilse de davalı tarafça yapılan BA bildirimlerinden davalının ticari defterlerinde davacıdan alınan faturaların kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Her iki taraf BA BS formlarından dava konusu faturaların her iki tarafça da beyan edildiği anlaşılmaktadır. Vergi dairesine bildirim yapıldığından, hizmetin veya malın teslim edilmediğine dair ispat yükü davalı taraftadır. Zira davalı tarafça vergi dairesine ilgili bildirimimin yapılması davacı tarafça teslimin gerçekleştiğine dair karine teşkil eder. “…Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu Halkalı Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir. Dosyada mevcut SMM bilirkişi raporunda, salt davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup takip tarihi itibariyle davacının alacak iddiası yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353-1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir…” (İstanbul B A M’ nin 30.01.2020 tarih 2017/3832 E., 2020/227 sayılı kararı)
Öte yandan davalı tarafça süresinden sonra iade faturası düzenlemesi de sonuca etkili değildir. (Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen ve ticari defterlere de işlenen faturadaki alacakla illgili olarak sonradan iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. İtiraz süresi geçtikten sonra, iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Ankara BAM 31. HD 2021/451 -2021/746)
Son olarak davacı tarafça istenen faize değinmek gerekir. Davacı tarafça TTK 1530 gereği temerrüt faizi talep edilmiş ise anılan maddenin taraflar arasında uygulanmasına olanak yoktur. Bu nedenle davacının tespit edilen alacağına avans faizi işletilmesine hükmedilmiştir. (Ancak taraflar arasında satım sözleşmesi ilişkisi bulunmaktadır. … TTK’nın 1530. maddesi, tedarik sözleşmelerine ilişkin olup somut olayda uygulama yeri yoktur. Anılan maddenin mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçlarını düzenlediği, somut olayda uygulama yeri bulunmadığı anlaşılmakla… İSTANBUL BAM 14. HD 2019/903 : 2021/979)
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmadığından davacının defterlerine ve sunulan BA BS formlarına itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile
A. … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Es sayılı takibine vaki itirazın İPTALİNE; takibin kaldığı yerden takip tarihinden avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA
B. İtiraz haksız ve alacak likit ve tarafların ticari defterlerinden belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20 nispetinde hesaplanan 20.020,00 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 6.837,83-TL harçtan peşin alınan 1.208,96-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.628,87-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 1.208,96-TL peşin harç, 800,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 63,50-TL olmak üzere toplam 2.131,76-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 13.459,50 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır