Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/681 E. 2023/51 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/681 Esas
KARAR NO : 2023/51
DAVA : Alacak (Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması)
DAVA TARİHİ : 26/11/2021
KARAR TARİHİ : 25/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması suretiyle Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dışı … … Tic. Ltd. Şirketinde çalışmaya başladığını, 02/11/2011 tarihinde bütün yasal hakları saklı kalmak üzere ortakları ve adresi aynı olan davalı … … şirketine geçtiğini ve 24/03/2014 tarihine kadar çalışmasına bu işyerinde devam ettiğini, müvekkilinin 2014 yılında işvereni olan …’nden sözlü usulle tebliğ edilen ücret ve görev değişikliğini iş kanunu anlamında çalışma koşullarını ağırlaştıran ve çalışma koşullarında esaslı değişiklik meydana getirmesi sebebiyle kabul etmediğini, iş akdini haklı nedenle feshettiğini … noterliğinden keşide ettiği 24/03/2014 tarihli ihtarname ile davalı işverene bildirdiğini, akabinde işçilik alacaklarının tahsili talebi ile … İş Mahkemesinin 2014/… esas sayılı dosyası ile alacak davası açtığını, davanın kabul edildiğini ve mahkeme kararının kesinleştiğni, müvekklinin ödenmeyen işçilik alacaklarının tahsili amacı ile … İcra Müdürlüğünün 2017/… esas numaralı dosyası ile ilamlı icra takibi başlattığını, 11/09/2019 tarihinde … şirketine hacze gidildiğini, haciz mahallinde şirket muhasebecisi … tarafından belirtilen adreste borçlu firmanın bulunmadığı, burada tamamen başka bir firmanın bulunduğunu iddia ettiğini, bunun üzerine … Medya şirketinin vekilinin bu şirketlerin borçlu şirket ile bir alakasının olmadığı, bu şirketlerin ayrı birer tüzel kişilik olduğunu iddia ettiğini, haczedilen malların üzerinde davalıların istihkak iddiasında bulunduklarını, icra dosyasından ikinci kez, … şirketinin değiştirdiği yeni adrese 02/06/2021 tarihinde haciz gidildiğini, gidilen adresin sanal ofis olarak kullanıldığını, davalı şirket tarafından bu sanal ofisin kiralandığıını, dolayısıyla davalıya ait haczedilecek herhangi bir mal olmadığının tespit edildiğini, taraflarınca şirketler arasında organik bağın kurularak tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ve sonucunda işçilik alacaklarının tahsili ile arabulucu başvurusunun yapıldığını, anlaşma sağlanamadığını, davalı şirketlerin üçünün de amaç ve faaliyetlerinin aynı olduğunu, kurucu ortaklarının aynı kişiler olduğunu, müvekkilinin eski işvereni ve aynı zamanda işçilik alacak talep ettiği … şirketinin bir önceki ortağının yine aynı ortaklar olduğunu, iş davası uyuşmazlığının yerel mahkeme karar tarihinden sonra … şirketinin ortaklarından … … ve … …’ ün tüm hisselerini … ‘a devrettiğini, şirketin devrinden sonra sektörde aktif bir çalışmasının olmadığını, devir tarihinden önce aktif bir şekilde çalışan şiketin ekonomik bir gerekçe olmaksızın devrinin yapıldığını ve devirden sonra atıl bir şekilde bırakıldığını, yapılan devrin gerçek bir devir olmadığını, bu nedenlerle aralarında organik bağ olan davalı üç şirketin aralarındaki tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasına karar verilmesini istediğini beyanla, müvekkilinin davalılardan … şirketinden olan alacağının şimdilik 10.000,00 TL’lik kısmının, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen diğer davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve … şirketi vekilleri cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin HMK 119. Maddesi ve hükümlerine uygun olmadığını, davacının icra dosyasına konu alacaklarından hangi alacak kalemine ilişkin ne tutarı talep edildiğinin anlaşılmadığını, davacı tarafın talep sonucunun açık olmadığını, davacı tarafın dava konusu ettiği alacağın iş sözleşmesine dayandığını, müvekkili ile davacı tarafın arasında işçi işveren ilişkisinin hiçbir zaman olmadığını, davanın iş mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacı tarafın 26/11/2007 – 24/03/2014 tarihleri arasında hizmet süresine dayalı tüm alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketlerin, tüm çalışanlarının haklarını eksiksiz olarak ödediğini, … adresinde faaliyet yürüttüğünü, davacının istihdam edildiği diğer davalı şirket ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirkeler ile diğer davalı şirketin ayrı adreslerde faaliyet gösterdiğini ve faaliyet alanlarının birbirinden farklı olduğunu, tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren bir durum olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkelerle ilgisinin bulunmadığını, müvekkili Bros şirketinden ayrıldıktan 10 yıl, iş sözleşmesinin sona ermesinden 7,5 yıl sonra dava yoluna gittiğini, davada diğer davalı … isimli şirketin gösterildiği söz konusu davalı hakkında yeniden dava açılmasında hukuki bir yararın olmadığını, davanın davalı … yönünden tefrik edilerek müvekkilleri yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının müvekkili … nezdindeki çalışması sebebiyle kıdem tazminatı hakkının doğmadığını, davacı tarafın davaya konu ettiği davalılardan … şirketinden olan …. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı ilamlı icra dosyası kapsamındaki kesinleşmiş kıdem tazminatı alacağının 24/03/2014 tarihli fesih işleminden kaynaklandığını, müvekkili … nezdindeki çalışması 01/11/2011 tarihinde sona eren davacının, fazla mesai, genel tatil ve yıllık izin ücreti talebinde de müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, işyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram gibi ücretlerinden 4857 sayılı kanunun 6. Maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu ise de, devreden açısından bu sürenin devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlı olduğunu, devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığını, müvekkili şirketlerin 01/11/2011 tarihinden sonraki alacaklardan sorumluluğunun bulunmadığını, davacının müvekkili … nezdindeki çalışmasının ise 26/11/2007 ile 01/11/2011 tarihleri arasnıdaki dönemle sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun da 01/11/2011 tarihine kadarki ücretle sınırlı olduğunu, davacının 01/11/2011 tarihi itibariyle sigorta kayıtlarında görünen ücret mukabilinde çalıştığının kabul edildiğini, davacınn müvekili şirkelere yönelttiği taleplerin haksız ve gerçek dışı olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi talep ettiğini bildirmiştir.
Asıl borçlu davalı bir cevap vermemiştir.
Tarafların sunduğu bilgi ve belgeler ile ticaret sicil kayıtları dosyamız arasına alınıp incelenmiştir.
İcra dosyası getirtilip incelenmiş ve kapak hesabı yaptırılmıştır.
Davaya dayanak icra takibine konu … İş Mahkemesinin 2014/… esas sayılı dosyası dosyasının istinaf edilmesi üzerine … Mahkemesinin … . Hukuk dairesinin 2017/… Esasa sayılı ilamı ile yeniden karara bağlanarak kesin olarak karar verilmiştir.
İstinaf kararı sonrası yeniden kapak hesabı yaptırılmıştır.
Kapak hesabı sonrası davacı taraf talebini miktar yönünden ıslah etmiştir.
Davacı vekili sunduğu 26/12/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile: Dava değerini, kapak hesabında belirtilen 84.979,08TL tutarlarına ıslah ettiğini, 84.979,08 TL’nin 06.04.2017 olan takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen diğer davalılardan … Tic. A.Ş. ve … San. Ve Tic. A.Ş.’den tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalı taraf ıslaha cevap dilekçesinde, zaman aşımı definde bulunup önceki savunmalarına benzer şekilde savunma yaparak davanın reddini talep etmiştir.
Davalıların göreve ilişkin itirazları mahkememizce yerinde görülmeyip, davanın şirketler arasındaki organik bağın tespiti ve sorumluluğuna ilişkin olduğundan mahkememiz görevli görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Davacı tarafça mahkeme ilamına konu alacağın tahsili talep edilen davalı şirketler ile asıl borçlu arasında organik bağı olup olmadığı, buna göre tüzel kişilik perdesinin aralanmasına karar verilmesinin gerekip gerekmediği, davacının talep ettiği tutarın, davalıların tamamından tahsili gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Davacının, … İş Mahkemesinin 2014/… esas sayılı dosyasında karara bağlanan alacaklarının tahsili için yaptığı ilamlı icranın sonuçsuz kalması ve diğer davalıların istihkak iddiasında bulunması nedeniyle tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalıların incelenen ticaret sicil kayıtlarından;
– Asıl borçlu … şirketinin 2011 yılında kurulduğu, 2016 yılı aralık ayına kadar ortaklarının … ve … … olduğu, bu tarihte başkasına devir edildiği, … ve …’un kardeş olduğu, eski adresinin … Mah. … Sokak No:7 … olduğu, meslek grubunun bilgi-iletişim ve medya olduğu,
– Davalı … Şirketinin 2005 yılında kurulduğu, ortaklarının yine … ve … … olduğu, ilk ünvanının … Ltd. Şti olduğu, 2017 yılında ünvan değişikliği ile … .. Ltd. Şti yapılıp, akabinde 2021 yılında şirket türünün değiştirilerek Anonim Şirkete dönüştürüldüğü, adresinin … Mah. … Sokak No: … olduğu,
– Davalı … .. A.Ş’nin 2001 yılında kurulduğu, adresinin … Mah. … Sokak No: … olduğu, eski ünvanının … … Ltd. Şti olduğu, sahiplerinin yine … ve … … olduğu görülmüştür.
İncelenen her üç şirketin aynı sektörde faaliyet gösterdiği, adres ve ve kurucularının aynı olduğu, davacının açtığı dava sonrası asıl borçlu şirketin gayri faal bırakılarak başkasına pay devri suretiyle elden çıkarıldığı, davalılar … ve … şirketleri ile asıl borçlunun organik bağ içinde olduğu, tek elden yönetildiği, malvarlıklarının ve müşteri çevresinin aynı göründüğü, davacının alacaklarına kavuşmasının engellenmesi amacıyla asıl borçlu üzerinde varlık bırakılmadığı ve içinin boşaltıldığı, zaten davacının eski işvereninin ünvan değiştiren davalı … şirketi ( … … Dış Tic. Ltd. Şirketi) olduğu, şirketler arası işyeri devri olduğu, dolayısıyla davacının talebinin haklı olduğu ve davalıların davacıya karşı müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuştur.
Davacının kesinleşen alacağı üzerine devam eden icra dosyasındaki kapak hesabına göre ıslah yapıldığı ve alacağın kesinleştiği, bu durumda ıslah talebi uyarınca davanın kabulüne karar vermek gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KABULÜ İLE; davalılar … ve … şirketlerinin …. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı dosyaya konu borçtan takip borçlusu davalı … şirketi ile birlikte müteselsilen ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile sorumlu tutularak dosya borcunun davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kabul edilen dava değeri olan 84.979,08 TL üzerinden hesaplanan 5.804,92 TL alınması gerekli harçtan, davacı tarafça peşin yatırılan 170,93 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 1.350,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.283,99‬ TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00 TL’nın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye ödenmesine,
4-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 13.596,95 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tebligat, müzekkere ve sair giderler için sarfedilen toplam 355,75 TL yargılama giderinin ve davacının yatırdığı 1.520,93 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulenanlatıldı. 25/01/2023

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır