Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/659 E. 2021/873 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/659 Esas
KARAR NO : 2021/873

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 03/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı …’ın …mağazacılıkta tanıştıklarını, sonrasında …’ın İldem… Avm de müdür olarak çalıştığını, bu mağazada çalışırken müveklini arayarak AVM ye açılacak … mağazası için yardımcı olup olamayacağını sorduğunu, …’ın müvekkiline beraber mağaza açmayı teklif ettiğini nacak avm de müdür olarak çalıştığı için ortak olamayacağını fakat adil bir ortaklık sözleşmesi yapılabileceğini beyan ettiğini, bunun üzerine yapılan görüşmeler sonrasında sözleşme imzalandığını, …mağazasının teminat mektubu istediğini, bunun üzerine müvekkilinin kredi çekerek bankaya teminat olarak yatırdığını, davalının da kredi çekerek bankaya teminat olarak yatırdığını, kredilerin ödemelerinin şirket hesabı üzerinden yapıldığını, müvekkili ve davalının mağaza satışlarının yavaş olduğu düşüncesiyle yeni bir ortak ve yeni bir mağaza açmak için arayışa girdiklerini, sonrasında davalı … ile yapılan anlaşmalar neticesinde anlaşma sağlandığını , nakdi teminat mektubunun süresinin dolması ile serbest kalacak tutarın davalı … ve …’a 100.000 TL olacak şekilde dağıtılması yönünde anlaştıklarını, Davalı … teminat mektubu için gerekli olan nakti 250.000 TL tutarı aktardığını, müvekkilinin de … mağazasına verilmek üzere çıkarttığını, daha sonra yeni şirket kurmak istedikleri için …Ltd. Şti nin kurulduğunu, bu süre zarfında müvekkilinin çok borç batağına girdiğini eşiyle ayrı yaşamakta olduğunu ve eşinden boşanma aşamasına geldiğini, resmi olarak müvekkillerinin sahibi olduğu davaya konu şirketlerin muhasebe kayıtlarının, müvekkilinin, eşi …’ın ve davalı ortakların ve …’ın banka dökümlerinin incelenmesinde davalıların şirkete ortak olduklarının , davaya konu şirketin alacak ve borç durumunun bilirkişi marifetiyle ortaya çıkartılmasınını tespitine, davalı ortaklar tarafından başlatılan icra takip ve davaların teminatsız olarak durdurulmasına, bu nedenlerle davalıların şirkete ortak olduklarının , davaya konu şirketlerin alacak ve borç durumunun bilirkişi marifetiyle ortaya çıkartılmasına, müvekkilinin davalı ortaklara borcunun olmadığının tespitine, davalı ortaklar tarafından başlatılan takip v e davaların teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin ikametgah adresinin İstanbul olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek dosyanını yetkili mahkeme olan İstanbul Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, davanın konusunun Menfi Tespit davası olup olmadığının açık olmadığını, dilekçenin açıklattırılması gerektiğini, menfi tespit davası ise eksik harcın tamamlattırılması gerektiğini ve diğer davalı yönünden davanın terfik edilmesi gerektiğini, dava açılması gereken süre olan senedin zorla alındığı iddia edilen tarihten itibaren bir yıl içinde açılmamış olduğunu, dava konusu senetin davacının özgür iradesi ile alınan borç para karşılığında verildiğini ve hukuka aykırı bir şekilde temin edilmediğini, senedin zorla alındığına dair bir soruşturma dosyası yada polis ihbar bulunmadığını, TBK 38. Maddesi kapsamında korkutma sayılan hiçbir hal dava konusu olayda gerçekleşmemiş olduğunu, davacının iddialarını kanıtlayan her hangi bir somut delilin dosyaya sunulmadığını, senedin vadesinde ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini ve fiili hacze gidildiğini buna karşı da bir itiraz gerçekleşmediğini ve herhangi bir dava yoluna gidilmediğini, diğer davalı …’ın başlatmış olduğu icra takip dosyasına davacı tarafın kısmi ödeme yaptığının tespit edildiğini, senedin zorla alındığı iddiasıyla çeliştiğini, adi ortaklığın kurulmasının belirli yazılı şekil şartlarına tabi olduğunu bunlar olmaksızın ortaklığın varlığının iddia edilemeyeceğini, müvekkilinin iyi niyetli olarak kendisine vermiş olduğu nakdi borç ve bilgi desteği davacı tarafından kötün niyetli kullanılarak ortaklık iddiasıyla müvekkile verilen senedin hükümsüz olduğunun ileri sürüldüğünü, müvekkil ve diğer davalının alacağını istemesi üzerine davacının kötü niyetli olarak ortaklık iddiasında bulunduğunu, davacının sunmuş olduğu delillerin dahi davacının iddiaları ve davranışlarıyla tamamen çelişkili olduğunu, Whatsapp yazışmalarının kesin delil niteliğinde olmadığını, bu nedenlerle davaya karşı cevap ve itirazların kabulünü, haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış olan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davanın ilk açıldığı Düzce … Asliye Hukuk Mahkemesinin …E. Sayılı dosyasından tefrik edilen … Esas sayılı dosyasında; “Görülmekte olan dava, İİK m.72’de düzenlenen menfi tespit davasıdır. Bu davalar bakımından anılan kanun maddesinin son fıkrası uyarınca özel bir yetki kuralı öngörülmüş olup, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının, takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde ya da genel yetki kuralı doğrultusunda, davalının ikametgâhı mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiştir. Bu yetki kuralları kesin değildir. Yani ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde dikkate alınır. Somut olayda, dayanak takipler Kocaeli ve İstanbul’dan açılmış olup, Düzce’den açılmış bir takip bulunmamaktadır. Yetki ilk itirazında bulunan davalının ikametgâhı ise İstanbul’dur. Davalı her ne kadar süre uzatım dilekçesinde sadece yetki itirazını belirtip yetkili mahkemeyi göstermemiş ise de, uzatılmış ve süresinde verilen cevap dilekçesinde HMK m.19 bakımından geçerli yetki ilk itirazını bildirmiştir. Uzatılmış cevap süresinde yapılan ilk itirazlar da yasal cevap süresinde yapılmış kabul edilir (Örn. Yargıtay 11 HD 15/04/2014 T, 2013/10618 E, 2014/7447 K). Somut olayda Düzce mahkemelerinin yetkili sayılmasını sağlayacak bir yetki kuralı bulunmadığından davalının yetkiye yönelik ilk itirazının haklı olduğu anlaşılmakla mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememize gelmiş ve yukarıdaki esasa kayıt edilmiştir.
Mahkememizce, taraflara tebliğ edilmeksizin dosya üzerinde inceleme yapılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, Adi Ortaklık Tespit ve Tasfiyesine ilişkin olup, davalılar arasında HMK 59. Maddesi uyarınca zorunlu dava arkadaşlığı vardır.
Yetkisizlik kararı veren mahkeme, adi ortaklardan birinin yetki itirazında bulunduğunu belirterek davamızda taraf olan davalı yönünden tefrik ve yetkisizlik kararı verildiği, diğer davalı yönünden yargılamaya devam ettiği görülmüştür.
Zorunlu dava arkadaşlığında, her bir davalı veya davacı yönünden ayrı yargılama yapılamayacağı gibi, mahkemece HMK’nın 7. Maddesi de değerlendirme dışı bırakılarak yetkisizlik kararı verildiği ve bunun yasaya ve usul ekonomisine uygun olmadığı, zorunlu dava arkadaşlarının birlikte yetkisizlik itirazında bulunması gerektiği ancak bunun yapılmadığı, bu durumda dosyaya Gebze … Asliye Hukuk Mahkemesince bakılmaya devam edilmesi gerektiği anlaşıldığından, dosyamızın Düzce … Asliye Hukuk Mahkemesinin… E. Sayılı dosyası ile tekrar birleştirmek üzere karşı yetkisizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, niteliği itirbariyle her iki davalının birlikte hasım gösterilerek görülmesi gerektiğinden ve kesin yetki kuralı olmadığından mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın yetkili Düzce 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Karar istinaf edilmeden kesinleştiği takdirde yargı yeri tayini için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk dairesine gönderilmesine,
4-Görevli mahkeme belirlendikten ve taraflara tebliğ edildikten sonra iki haftalık yasal sürede gönderme talep edilmemesi halinde dosya üzerinden açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/11/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır