Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/604 E. 2023/178 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/150 Esas
KARAR NO : 2023/257

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 08/03/2021 tarihli dilekçesi ile, müvekkillerinin hem şahsi hem de ticari hesaplarının …bank A.Ş.’de bulunmakta olduğu, bankadaki hem şahsi hem de ticari hesaplarından ve kredi kartlarından usulsüz işlemler yapıldığını, …’ın 21/03/2019 tarihinde saat 14.00 civarı … numaralı telefondan … tarafından arandığının kendisine belirtildiğini; …’ın gerçek telefonunun “…“ olduğu, telefonun benzerliği sebebiyle şirket yetkilisinin gerçekten banka tarafından arandığını zannettiğini, kendisini … A.Ş. yetkilisi olarak tanıtan kişinin şirket yetkilisine hesaplarının yurt dışı bahis siteleri ile alakalı şüpheli para hareketlerinin tespit edildiğini ve bu meblağları on binlerce liralık işlem olduğunu, bu işlemlerin iptali için derhal görüşme ve bazı işlemlerin yapılması gerektiğini aktardığını, şirket yetkilisinin de panikle bu telefon görüşmesine devam ederek, müşteri temsilcisi olarak kendini tanıtan kişinin direktiflerini yerine getirdiğini, yöneltilen direktiflerin adımlarının bir bankanın ki ile birebir aynı oluğunu, bu sebeple yapılan işlem adımlar konusunda şüphe uyandıracak bir durumun olmadığını, aynı anda işlemler sırasında karşıdaki kişinin “internet bankacılığına girdiniz şu an sistemden görüyorum” ve “statik ip kullanıyorsunuz” şeklinde ancak bir bankanın yetkilisinin bilebileceği bilgileri söylediğini, bu sebeple kendisinde şüphe uyanmadığını, görüşmenin devamında … A.Ş.’ye ait telefon numarasından 14.33 ve 14.37’de iki adet SMS geldiğini, telefondaki kişinin bu şifreleri kendisi ile paylaşmadan cep telefonuna tuşlaması gerektiğini ve şirket yetkilisinin de talimatları yerine getirdiğini, şirket yetkilisinin kişisel hesaplarını kontrol ettiğinde, … A.Ş. … Şubesindeki … numaralı kredi kartından … ve … numaralı hesaplara sırasıyla 13.000 ve 10.000 TL aktarıldığını ve o anda dolandırıldığını anladığını, hemen bankaya başvurduklarını, 10.000 TL’nin … isimli bir şahsa gönderildiğini, bu şahsında parayı … ünvanlı şirkette mal bedeli karşılığı harcadığını; bu konuda … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … nolu soruşturma dosyasının açıldığını ve belgelerin dosyaya sunulduğunu, yukarıdaki bilgilendirmenin aşağıdaki olaylar ile birebir bağlantılı olması sebebiyle açıklanması gerekliliği duyduklarını, yaşanan bu olaylardan sonra müvekkili şirketin hesaplarının da incelenmesi talebi yaptıklarını, şirketin … numaralı hesabından Suna Karataş ismine şirket yetkilisinin bilgisi dışında 14.000 TL havale yapılmış olduğunu tespit ettiklerini, bu işlem için şirket yetkilisine herhangi bir şifre gönderilmediğini, internet bankacılığına girilmediğini ve talimat verilmediğini, bu sebeple bankanın müvekkil şirketin hesaplarını özenle koruma yükümlülüğünü yerine getiremediğini, 26/03/2019 tarihinde şube tarafından şirket yetkili aranarak şirket kredi kartından 11.000 TL çekildiğinin bildirildiği, bu işlemin de şirket yetkilisinin bilgisi ve izni dışında olduğunu, hem şahsi hem de şirket zararları için … 2. Noterliğinden …tarih ve … yevmiye nosu ile ihtarname gönderildiğini, bankanın, haksız şekilde cevabi bir ihtar gönderdiğini, tüm bu olaylar sebebiyle bankanın sistem güvenliğinin sağlama ve gerekli güvenlik altyapısını hazırlamak yükümlülüğü altında olması rağmen, davalı bankanın müvekkil şirketin haklarını koruyucu tedbirler alamamasından ötürü müvekkili şirketin uğramış olduğu zararı karşılamaktan imtina ettiği ve davayı açtıklarını, yapılan işlemler sebebiyle müvekkil şirket yetkilisine hiçbir bilgi ve onay mesajı gelmediğini; şifrelerin ele geçirilmesinde müvekkilin kusurunun olduğunun belirtilmesinin mümkün olmadığını, şirket hesaplarından ve kartlarından çekilen toplam 25.000 TL, 276.95 TL ihtar masrafı ve 2.000 TL manevi tazminat taleplerinin bulunduğunu; ihtarname tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanacak en yüksek faiz ile tahsili ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 08/04/2021 tarihli cevap dilekçesi ile, davaya usul ve esas yönünden itiraz ettiklerini, davanın husumet yokluğundan reddini gerektiğini, davacının şifreleri 3. kişiler ile paylaştığını bu sebeple davanın işlemleri gerçekleştirilen kişilere karşı açılması gerektiğini, dava konusu ile ilgili olarak aynı zamanda … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …soruşturma dosyası ile soruşturma başlatıldığını ve bu soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak; davacının telefonuna gönderilen şifrelerin 3D SMS şifresi olduğu, işlemlerin bu şifresi ile yapıldığı, davacının şifreleri paylaşarak olayın meydana gelmesine sebep olduğunu, 21/03/2019 tarihinde davacının banka tarafından aranmadığını, şifre tuşlama vb internet bankacılığı ve müşteri hizmetleri uygulamalarının olmadığını, basiretli bir tacir olarak bu davacının da bilmesi gerektiğini, bankanın müşterilerini şifrelerin paylaşılmaması konusunda yazılı ve görsel olarak her platformda uyardığını, basın ve yayın organlarında da benzer uyarıların her gün topluma hatırlatıldığını, telefonla dolandırıcılık eylemlerinin çoğaldığı bir dönemde davacının da bu konuya dikkat ve özeni göstermesi gerektiğini, davacının kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, davacının harcamalardan sorumlu olduğunu, davacı ile müvekkili banka arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca da davacının davaya konu işlemlerden sorumlu olduğunu, davacının şifre paylaşmadığı yönündeki iddialarının gerçek dışı olduğu; davacının hesabı kullanmaya tek yetkili kişi olduğunu, bu sebeple cep telefonun gelen şifreyi başkaları ile paylaşamaması gerektiğini bilmesi gerektiğini, davacının kendi kusuru ile sebebiyet verdiği işlemler nedeniyle müvekkili bankanın hiçbir kusuru ve sorumluluğu olmadığını, manevi tazminat talebinin de haksız olduğunu, tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerini, davanın husumet yokluğundan reddini, … Cumhuriyet Başsavcılığı … nolu soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, usulsüz bankacılık işleminden kaynaklanan maddi ve manevi tazimat davasıdır.
Davacı, davalı bankadaki hesabına rızası hilafına giriş yapılarak hesabındaki bir miktar mevduatın dava dışı kişilerin hesabına aktarılması ve sonrasında hesaptan çekilmesi nedeni ile uğradığı maddi ve manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiştir.
Taraf delillerinin toplanılmasına geçilmiş, davacı vekilince … 2.Noterliği’nin … tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … 1.Noterliği’nin … tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi, ticaret sicil kayıtları, gerçekleştirilen işlemlere ait dekont suretleri dosyaya sunulmuştur.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın … Soruşturma numaralı dosyası celp edilmiştir.
Davaya konu işlemlerin yapıldığı tarih ve saatte davacıyı arayan numaraların tespiti için …’na ve … Şirketi’ne müzekkere yazılmış, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ nün … tarih … Sayılı Genelgesine dayanılarak müzekkerelerimize yanıt verilmediğinden anılan kayıtlar dosya arasına alınamamıştır.
Davalı banka tarafından taraflar arasında akdedilen bankacılık sözleşmesi, davaya konu tarihe ait hesap hareketleri, sms ve log kayıtları dosyamıza sunulmuştur.
Davacı her ne kadar davalı banka tarafından dava konusu işlemlere ilişkin kendisine SMS gönderilmediğine dair cep telefonu üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmişse de davalı tarafından bu sms lerin gönderildiği ispatlanamadığından davacının cep telefonu üzerinde inceleme yapılması sonuca etkili görülmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın halli bakımından dosya Finansal Bilirkişi (Bankacı) ve Bilgisayar mühendisi bilirkişiye tevdii edilmiş olup, 14/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”…Sayın mahkemenizce …’den talep edilen görüşme kayıtları incelenmiş, … tarafından … numaralı telefonun arama kayıtlarının sunulduğu ve davacının iddia ettiği üzere … numaralı telefondan … numaralı şahsi cep telefonunun arandığı iddiasını ispatlar görüşme kaydına rastlanmamıştır. Davalı bankanın sunmuş olduğu işlem kayıtları ve … tarafından sunulan SMS kayıtlarının birbiri ile örtüştü; dolayısı ile davaya konu işlemlerin davacının … Numaralı telefonu ile gerçekleştiğinden dolayı, işlemlerin kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirildiğini ifade etmenin mümkün olmadığı, davaya konu işlemlerin davacının bankaya kayıtlı “…” numaralı cep telefonuna gönderilmiş olan SMS’ler ile başarılı biçimde gerçekleştirilmiş olduğu ve cep telefonunun davacı taraf uhdesinde olduğu; davacı şirketin banka hesabına ilişkin olarak, internet ortamında usulsüz işlem yapılmadığı, davalının bu işlemlerde kusurunun bulunmadığı, işlemlere konu tutarların zarar niteliğinde olmadığı…”Şeklinde görüş bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ olunmuş, davacı ve davalı yanca bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizin 12/05/2022 tarihli duruşma ara kararı ile “tarafların bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları, raporda hatalı şekilde şirket yerine şirket yetkilisinini şahsi bankacılık işlemi üzerinde inceleme ile rapor tanzim edilip edilmediği, ayrıca raporda belirtilmeyen davalının dava konusu ile ilgili üzerine düşen güvenlik önlemlerini alıp almadığı usulsüz işlemlerde tarafların kusur durumları, yasal mevzuata göre davalının bankadaki mevduatı korumadaki sorumluluğunun ne olduğu ve diğer taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda ayrıntılı rapor tanzim edilmesine” karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 15/08/2022 tarihli raporunda özetle;”…Davacıya ait davalı … A.Ş/… şubesi nezdindeki … nolu vadesiz ticari mevduat hesabından ve… nolu şirket kredi kartı hesapları üzerinden internet bankacılığı işlemleri gerçekleştirildiği, internet bankacılığı işlemlerinde kullanılan SMS doğrulama ve bilgilendirme işlemlerinin … nolu GSM hattı üzerinden sağlandığı, dava konusu işlemle ilgili olarak davacı bilgisi ve onayı olmadan, 21.03.2019 tarihinde ilgili hesaplardan … hesabına 14.000 TL, .. hesabına 11.000 TL Internet bankacılığı üzerinden havale işlemi gerçekleştirildiği, gerçekleştirilen her iki işlemin …- numaralı IP adresi üzerinden, davalı bankanın internet – mobil bankacılık sistemine giriş yapılarak sağlandığı, İnternet – mobil bankacılık kurumsal giriş sırasında davacıya ait kullanıcı kodu ve statik şifreye ilave olarak davacının banka sisteminde kayıtlı bulunan … nolu GSM numaralı telefonuna banka tarafından gönderilen akıllı SMS şifre girişinin de yapılmış olduğu davalı banka tarafından beyan edildiği, davacının ise söz konusu tek kullanımlık şifrenin kendisine gelmediğini, davacı, her ne kadar SMS şifresinin kendisine gelmediği yönünde beyanda bulunmuş ise de, söz konusu havale işlemlerinin davacının banka sisteminde kayıtlı bulunan … nolu GSM numaralı telefonuna banka tarafından gönderilen akıllı SMS onayı ile işlemin tamamlandığı, dava konusu işlemler ile ilgili inceleme sonucunda; dava konusu işlemin internet bankacılığı üzerinden gerçekleştirildiği ve SMS gönderin (loglarındaki verilere göre işlemlerin gerçekleşebilmesi için gerekli olan tek kullanımlık dinamik her işlemde değişen ) şifrelerin, davacıya ait … nolu GSM telefonuna gönderilmiş olduğunu beyan eden davalı bankanın işbu beyanına yönelik olarak davacı, söz konusu şifrelerin şahsi hesaplarından yapılan işlemlerde gelen SMS olduğu, ancak davacı şirket hesaplarından gerçekleştirilen 14.000 TL ve 11.000 TL tutarlı işlemlere ilişkin SMS ilgili telefona gelmediğini şeklinde beyanı olduğu, davacının bu yöndeki itirazı ile ilgili olarak 14.000 TL ve 11.000 TL tutarlı işlemlere ilişkin davalı banka tarafından davacı adına kayıtlı … nolu GSM hattına gönderilen tek kullanımlık şifrelere ilişkin mesajların (SMS mesajların) gerek …, gerekse davalı banka tarafından dosyaya sunulması gerektiği işbu hususun takdir mahkemenizde olduğu, bununla birlikte; internet bankacılığı hususunda davalı bankanın üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş olduğunun kabulü gerektiği, davalı bankanın davacının cep telefonuna virüs bulaşmasını engelleyebilecek bir konumda olmadığı, cep telefonun davacının hakimiyet alanında bulunduğu, hususlarından hareketle dava konusu internet bankacılığı işlemler ile ilgili olarak davalı bankanın işlem güvenliği hususunda üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş olduğu ve davacının davalı bankadan olan 14.000 TL ve 11.000 TL havale işlemlerinden kaynaklı alacak talebinin internet bankacılığı uygulamaları çerçevesinde olmak üzere dosyadaki tarafların iddia ve savunmaları sunulan delillerle sınırlı olmak üzere yerinde olmadığı…”Şeklinde görüş bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ olunmuş, davacı ve davalı yanca bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı banka uhdesinde ticari hesabı olduğu, bu hesabından davaya konu 21/03/2019 tarihinde internet bankacılığı üzerinden havalı/eft yapılmak suretiyle iki ayrı işlemde toplam 25.000,00 TL tutarındaki mevduatın dava dışı 3. Kişilerin hesabına aktarılmak suretiyle davacının mevduatının azaltıldığı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık gerçekleştirilen bankacılık işlemlerinde tarafların kusur durumları ile davacının zararından davalı bankanın zarardan sorumlu olup olmadığı noktalarındadır.
Davaya konu işlemler 21/03/2019 tarih ve 17:40 ve 17:42 saatlerinde gerçekleştirilmiştir.
Bunların dışında aynı gün ve 14:33 ile 14:47 saatlerinde gerçekleşen iki ayrı işlem daha olsa da davacı şirket yetkilisinin şahsi hesabından gerçekleştirildiğinden bu dava konusu edilmemişlerdir.
Yukarıda belirlenen uyuşmazlığın tespiti ve giderilmesi için bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiştir.
Alınan 10/03/2022 tarihli kök rapor dosyadaki belgelerin yanlış yorumlanması; dosya kapsamında davacının telefonuna gelen arama kayıtları bulunmamasına karşın davacı aramalarının sanki ona gelen aramalarmış gibi değerlendirildiği, bununla birlikte davacının davaya konu işlemlerle ile ilgili telefonuna gelen SMS bulunmadığı iddiasının hiç irdelenmediği, raporun üstünkörü hazırlandığı ve denetime elverişli olmadığı anlaşılmakla yeni rapor alınması cihetine gidilmiştir.
İkinci kök rapor olan 15/08/2022 tarihli bilirkişi raporu ise önceki rapora göre daha detaylı incelemelere yer vermiş, netice itibariyle önceki rapor ile aynı kanaate vararak davalının bankanın üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini ancak yine de davacının telefonuna gönderilen ve dava konusu işlemler ile ilgili SMS lerin davalı banka yahut ilgili GSM operatörü tarafından dosyaya sunulması gerektiği şeklinde çelişkili sonuca yer vermiştir.
Ancak dosya kapsamındaki belgelerin ve teknik hususların raporda yeterince irdelenmesi ve uyuşmazlığı aydınlatacak mahiyette olması nedeni ile rapor sonucuna mahkememizce iştirak etmemekle birlikte gereksiz emek, zaman kaybı ile yargılama giderine neden olmamak adına usul ekonomisi gereği yeni bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmemiştir.
“Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür.
(4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61.maddesi). Buna göre, mevduat sözleşmesi ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. Yine 818 Sayılı BK’nun 306 ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile birlikte iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 472/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, dolandırıcılık eylemi müşteriye değil bankaya karşı gerçekleştirilmekte ve mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafık kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir.
Somut olayda ise mahkeme, benimsediği bilirkişi raporu ile kısmen kabul kararı vermiştir. Oysa dava konusu işlem, davacıya ait paranın, davalı bankaya karşı gerçekleştirilen sahtecilik işlemleri neticesinde, internet bankacılığı yoluyla hesaptan para aktarımı işlemi olup, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi ispat yükü kendisinde olan davalı banka, davacının şifre ve parolasının davacının kusuru ile ele geçirildiğini de kanıtlayamamıştır, davacının meydana gelen zararda müterafik kusuru olduğunun kabulü de mümkün değildir.
O halde somut olayda mahkemece, davacının üçüncü kişilerle el ve iş birliği yaparak ya da başka şekilde kusurlu davrandığının kanıtlanamaması, davalı banka tarafından hesapta bulunan paranın güvenliğinin tam olarak sağlanamaması, etkili güvenlik önlemlerini geliştirmemesi karşısında zararın tamamından sorumlu olduğu kabul edilerek davacı hesabından çekilen tüm tutarın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken…” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 11/03/2014 tarih 2013/12438 Esas, 2014/4608 Karar sayılı kararı.)
Yukarıda yer verilen içtihat ve yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere bir güven kuruluşu olan davalı bankanın kendisine teslim edilen mevduatı korumak ve istendiği takdirde bunu hesap sahibine iade etmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Her somut olayın özelinde yapılacak olan değerlendirmede hesap sahibinin kusurundan bahsedilebilecekse de bunun banka tarafından ispat edilmesi gerekmektedir.
Verilen bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davalı banka davacıya gerçekleştirilen işlemler ile ilgili olarak 3D SMS şifresinin gönderildiği, davacının bunları 3. Kişiler ile paylaşması sonucu davaya konu işlemlerin gerçekleştirildiği, davacının kusurlu olduğu savunmasında bulunmuş ise de gerek kendi kayıtları gerekse dosya kapsamına alınan GSM şirketi kayıtlarında davaya konu 14.000,00 TL ve 11.000,00 TL lik işlemlere ait işlem saatleri olan 17:40 ve 17:42 saatlerinde sms gönderildiğine ilişkin bir kayıt sunulamamıştır.
Yine davacının beyanına dayanılarak kendisini arayan kişinin talimatlarına uyduğundan bahsedilmiş ise de davacının kimse ile şifre paylaşmadığı, sadece ilk arandığı saatte telefona tuşlama yaptığı şeklindeki beyanın aksi davalı yanca kanıtlanamamıştır. Bilirkişi raporunda da kullanıcı adı ve şifrenin 3. Kişiler ile paylaşıldığı görüşüne yer verilmiş ise de dosya kapsamında buna ilişkin bir teknik veri bulunmamaktadır. Rapordaki görüşe de davacının kendisini arayan numaranın bir kısım talimatlarına uyduğunu söylemesinden yorum yolu ile çıkarımda bulunarak dayanılmıştır. Öyle ki davalı az yukarıda da değinildiği gibi davaya konu işlemlere ilişkin sms gönderdiğini de ispat edememektedir. Oysa ki aynı gün aynı yolla işlem yapılan ve davacı şirket yetkilisinin şahsi hesabından gerçekleştirilen işlemlere ait sms kayıtları davalı banka tarafından gönderilmiştir. Bu sms’lere dosya kapsamında ve bilirkişi raporlarında ayrıntılı şekilde yer verilmiştir. Buna karşın dava konusu olanlar ise dosyaya sunulamamıştır. Açıklanan nedenlerle davalı savunması kendi içinde çelişkili olup bu beyanlara mahkememizce itibar edilmemiştir.
Bir diğer husus ise işlem yapılan IP adresinden bunun cihaz/hat/abonelik bilgilerinin belirlenmesine yönelik olup, soruşturma dosyasından temin edilen müzekkere cevabından da anlaşılacağı üzere IP adresinden bunlara dair bir belirleme yapılamadığı saptanmıştır.
Bankaların gsm hattının yahut cihazın müşteri tarafından değiştirilmesi halinde banka sistemine erişime bloke koydukları bilinen bir durum olmakla bu hususlara bilirkişi raporunda da yer verilmiştir.
Buna rağmen davalı banka hiçbir bilgisi tespit edilemeyen IP numarası ve cihaz ile 3. kişilerin sisteme erişmesine izin vermiş ve davaya konu işlemlerin gerçekleşmesine imkan ve ortam sağlamıştır.
Davalı bankanın sistemlerinde gerekli ve yeterli güvenlik önlemlerini aldığını söylemek mümkün değildir. Davalı kusuru ile verdiği zarardan davacıya karşı sorumludur.
“Somut olayda ise, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, dava konusu işlem, davacıya ait paranın, davalı bankaya karşı gerçekleştirilen sahtecilik işlemleri neticesinde, internet bankacılığı yolu ile hesaptan para aktarımı işlemi olup, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi, ispat yükü kendisinde olan davalı banka, davacının şifre ve parolasının davacının kusuru ile ele geçirildiğini de kanıtlayamadığından davacının meydana gelen zararda müterafik kusuru olduğunun kabulü de mümkün değildir.
O halde, mahkemece davacının üçüncü kişilerle el ve iş birliği yaparak ya da başka şekilde kusurlu davrandığının kanıtlanamaması, davalı banka tarafından hesapta bulunan paranın güvenliğinin tam olarak sağlanamaması, etkili güvenlik önlemlerinin geliştirilememesi karşısında zararın tamamından sorumlu olduğu kabul edilerek davacının hesabından çekilen tüm tutarın davalı bankadan tahsiline karar vermek gerekirken…” Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 23/10/2018 tarih 2017/974 Esas, 2018/6599 Karar sayılı kararı)
Davaya konu uyuşmazlıkta davalının davacıya gönderdiği bir sms şifresi ve internet bankacılığı kullanıcı adı ve şifresini 3. Kişiler ile paylaştığı ispat olunamadığından bunun davacı yanca paylaşılmasında kusurlu olduğunu, bir diğer deyişle davacının müterafik kusurunun bulunduğunu söylemek mümkün değildir.
Davalı her ne kadar soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması talebinde bulunmuş ise de henüz kamu davası açılmamış olması, daimi arama kararı bulunması, soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasının yargılamayı sürüncemede bırakacağı ve dosya kapsamındaki delillerin hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilmekle davalının bu istemi mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Tüm bunlara göre dosya kapsamındaki bilirkişi raporlarının hilafına davacının maddi tazminat davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı aynı zamanda manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Ne var ki dava konusu uyuşmazlıkta manevi tazminatın koşulları bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi benzer mahiyetteki uyuşmazlıkta 10/01/2018 tarih 2016/12805 Esas, 2018/178 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi tarafından manevi tazminat isteminin reddine ilişkin verilen kararı bu yönden temyiz nedenlerini reddederek maddi tazminat yönünden düzelterek onamıştır.
Davacı, davadan önce davalıyı temerrüde düşürmüş olup ihtarnamede verilen 7 günlük sürenin sonuna tekabül eden 04.12.2020 tarihi temerrüt tarihi olarak belirlenmiştir.
Davacı yaptığı ihtarname masrafına ilişkin makbuzu dosyaya ibraz ettiğinden ihtar masrafı yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca yargılama giderleri arasına alınmıştır.
Sonuç olarak davacının maddi tazminat davasının kabulüne; koşulları oluşmayan manevi tazminatın ise reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının maddi zarar yönünden kabulü ile; 25.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 04.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine,
3-Davacının ihtar masrafı talebinin yargılama giderleri arasında değerlendirilmesine,
4-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.707,75-TL harçtan peşin alınan 461,10-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.246,65-TL harcın davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
5-Peşin alınan 461,10-TL ile 59,30-TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, ihtarname masrafı, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 3.972,30-TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 3.678,05-TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00TL’nın davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 97,77-TL’sinin davacıdan; 1.222,22-TL’sinin ise davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
8-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddedilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. Maddesine göre hesap ve takdir edilen 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Dosyada artan gider avansının talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.
06/04/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır