Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/602 E. 2022/665 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/602 Esas
KARAR NO : 2022/665

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 19/10/2021
KARAR TARİHİ : 12/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı nezdindeki hissesini muris babası …’hin ölümü üzerine alınan veraset ilamı gereğince kazandığını, müvekkilinin davalı şirketteki hisse oranının %7,13 hisse adedinin ise 1.105.562,10 sermaye tutarının ise 1.105.652,10 TL olduğunu, 15.09.2021 tarihinde davalı şirketin 2020 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı yapıldığını, işbu Olağan Genel Kurul toplantısına vekaleten katılarak genel kurulda alınan kararlara karşı muhalefet şerhi koyduğunu ve olumsuz oy kullandığını, dava konusu olağan Genel Kurul Kararları, kanuna, şirket esas sözleşmesi ve yönetmeliğin emredici hükümlerine ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, genel kurul toplantı gündeminin 3. Maddesinde yer alan ve oylamaya sunulan konunun Şirket Yönetim Kurulu Faaliyet raporunun oylanmasına ilişkin olduğunu, işbu oylamada olumsuz oy kullanıldığını ve karara muhalefet edildiğini, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, şirketin o yıla ait faaliyetlerinin akışı ile her yönüyle finansal durumunu, dürüst bir şekilde yansıtması gerektiğini, ayrıca şirketin gelişmesine ve karşılaşması muhtemel risklere de açıkça işaret edilmesini ve bu konulara ilişkin yönetim kurulunun değerlendirmelerinin de raporda yer alması gerektiğini, şirkette meydana gelen ve özel önem taşıyan olaylardan birinin de yönetim kurulu üyesi ortaklarının ve şirketin taraf olduğu 02.12.2019 tarihli Pay ve Taşınmaz Devirlerine ilişkin Çerçeve Sözleşmesi olduğunu, bu konuda şirket pay sahiplerine hiçbir bilgi verilmediğini, şirket yönetim kurulu üyelerinin kendi aralarında işbu sözleşmeyi imzaladığını ve şirket içinde önemli bir pay devri gerçekleştirdiklerini, genel kurul toplantı gündeminin 4. Maddesinde yer alan ve oylamaya sunulan konunun, şirket bilanço ve gelir tablolarının oylanması olduğunu, bu oylamada da olumsuz oy kullanıldığını ve karara muhalefet edildiğini, şirketin sahip olduğu iştirak hisselerinin 2018 yılına uzun yıllar boyunca 7.697.728,23 TL düzeyinde sabit kalmışken, 2019 yılında 117.085.569,90 TL gibi oldukça yüksek bir miktara ulaştığını, iştirak hisselerinde görülen bu anormal artışın sebebinin şirketin nakit mevcudunun eritilmesi olduğunu, değerli gayrimenkullerin elden çıkarılması ve önemli miktarda borç altına girmesi pahasına yapılmış olan dava dışı Haremten A.Ş hisselerinin yönetim kurulunca belirlenen yüksek bedeller üzerinden satın alınması işlemi olduğunu, ekonomik açıdan hiçbir getirisi olmayan bu satın alma işlemi neticesinde uzun yıllar boyunca şirket aktifinde bulunan dava dışı … A.Ş hisseleri de …’ye devredildiğini, ticari işlemlerde mali açıdan yönetimin performansını ölçmede esas alınan temel kriterin “faaliyet karı” olduğunu, şirketin 2020 yılı gelir tablosunda 5.067.970,03 TL faaliyet karı gösterildiğini, oysa ki şirket açısında faaliyet karı söz konusu olmadığını, ciddi miktarda faaliyet zararının bulunduğunun açık olduğunu, zira 7.342.877,20 TL genel yönetim gideri beyan eden şirketin esas faaliyet gelirleri 4.126.987,38 TL kira ve 28.211,88 TL tarımsal ürün satışı olmak üzere toplam 4.155.199,26 TL’den ibaret olduğunu, kira gelirlerinin bir kısmını iştiraklere düzenlenen kira faturalarından kaynaklanmış olduğunu, tamamının tahsil edilebilmesinin söz konusu olmadığından nakit girdiği oluşturmayan bu gelirler nedeniyle gereksiz KDV ve kurumlar vergisi yüklerinin de doğduğunu, geçmiş yıllarda bankalarda yüksek miktarlarda döviz mevduatı bulunduran şirketin 2020 yılı itibariyle hiç döviz varlığı kalmamış olduğundan kambiyo gelirlerinin de artık söz konusu olmadığını, hukuki dayanaktan yoksun ve ekonomik açıdan hiçbir rasyonel gerekçesi olmayan yüksek miktardaki ödemelerin kurumsal vergisi matrahını aşındırmak suretiyle yüksek miktarda cezalı tarhiyat riski taşıdığının ortada olduğunu, bilanço ve finansal tablolar incelendiğinde maddi duran varlıklar kısmı için arazi kiracılarına yıl içinde borçlandırıcı kayıt yapılmadığını, arazi kiracılarının hesaplarının doğru takip edilmediğinin kanısı oluştuğunu, bu araziler ile ilgili güncel ekspertiz raporu bulunmadığından arazi bedellerinin kayıtlı değerlerinin çok üzerinde olduğunu ortada bir durum olduğunu, genel kurul toplantı gündeminin 5. Maddesinde yer alan ve oylamaya sunulan konunun, şirket yönetim kurulu üyelerinin ibrası ve oylanması olduğunu, bu oylamada olumsuz oy kullanıldığını ve karara muhalefet edildi genel kurul toplantı gündeminin 7. Maddesinde yer alan ve oylamaya sunulan konunun, şirket yönetim kurulu üyelerine T.T.K’nun 395 ve 396 maddeleri uyarınca yetki verilmesinin oylandığını, bu oyalamada olumsuz oy kullanıldığını ve karara muhalefet edildiğini, şirketin 2018 yılı sonu itibariyle 28.686.621,50 TL olan nakit mevcudu 2020 yılı sonu itibariyle %90 oranında azalarak 3.189.041,44 TL’ye düştüğünü, arz ve izah olunan nedenlerle ve Genel Kurulda alınan kararların kanuna, şirket esas sözleşmesine, yönetmeliğin emredici hükümlerine ve afaki iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olması nedeniyle, 15.09.2021 tarihli 2020 yılı Olağan Genel Kurul kararlarına karşı muhalefet şerhi konulduğunu ve olumsuz oy kullanılmış olmakla; davalı şirketin 15.09.2021 tarihli 2020 yılı Olağan Genel Kurulda alınan 3., 4., 5., ve 6. Maddelerde alınan kararların iptalini talep ettiğini, TTK 445 ve 446 ve devam eden maddelerine dayanarak davalarının kabulüne karar verilmesini, davalı şirketin dava konusu 2020 yılı Olağan Genel Kurul’da imza yetkilisi yönetim kurulu üyesi …, çoğunluk pay sahibi olarak muhalefet şerhlerine rağmen yönetim kuruluna seçildiğini, şirket malvarlığını ve müvekkili ile diğer azınlık pay sahiplerini zarara uğratıcı şilemlere devam edileceğini, işbu dilekçede anlatılan ve açıklanan gerekçelerle açık olduğundan, şirkete tedbiren TMK ve TTK hükümleri gereği yönetim kayyumu atanmasına karar verilmesini ve şirkete kayyum atanmasını talep ettiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iptali istenen genel kurula katıldığını ve eleştiri düzeyinde kalan beyanlarda bulunduğunu, görüşmelerde aksi görüşler bildirdiğini ancak kararlara muhalif olmadığını, yapılan görüşme sırasında alınacak karar esas olması muhtemel bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi, alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımayacağını, muhalefetin görüşülen öneriye değil alınan karara yapılması gerektiğini, bu nedenle TTK gereğince öngörülen dava şartı gerçekleşmediğini, davacının dava dilekçesinde genel kurul toplantı gündeminin 3. Maddesinde yer alan ve oylamaya sunulan yönetim kurulu faaliyet raporunun kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle işbu genel kurul kararının iptalini talep ettiğini, ancak davacının bu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davalı şirketin hesaplarının yeminli mali müşavir tarafından denetlendiğini bu bağlamda faaliyet raporu da yasanın aradığı bütün unsurları içerdiğini, kaldı ki davalı şirketin çok aktif bir ticari faaliyet olmadığını daha ziyade arsa yatırımları olan bir şirket olduğunu, zaman zaman işbu arsaların ve tüm şirketin devri gündeme geldiğini, davacı tarafın da bütün bu hususlarda bilgi sahibi olduğunu, hattabizzat davacı tarafça ekte sunulan değerleme raporları alındığını, sırf bu husus dahi davacının şirketin ticari faaliyetlerinden haberdar edildiğini açıkça ortaya koyduğunu, bilindiği üzere TK .553 uyarınca anonim ortaklık yönetim kurulu üyeleri, kanun ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde şirkete verdikleri zararı tazminle yükümlü tutulduklarını, yönetim kurulu üyeleri aleyhine kimlerin sorumluluk davası yöneltebileceğine yer veren TK m 555’te davayı herhangi bir pay sahibinin de açabileceğinin düzenlendiği, davacının şirketin ve dolaylı olarak kendisinin gerçekten bir zarara uğradığı iddiasında ise bu zararı gidermek için genel kurul kararının iptali talebinde bulunmasına ihtiyaç olmadığını, bilindiği üzere TK m. 492 vd.nda yer alan istisnai “bağlam” hükümlerine yönelik özel düzenleme bir yana bir anonim ortaklık payının devri, ister pay senedinde bağlanmış olsun, ister olmasın devredenle devralan arasında yapılacak bir devir sözleşmesi uyarınca gerçekleştiğini, davacı tarafın faaliyet raporuna ilişkin olarak ileri sürdükleri ve faaliyet raporunun gerekli detayları içermediğine yönelik itirazlarının da hiçbir değer olmadığını, faaliyet raporunun TTK aradığı unsurları içerdiğini, davacı tarafın iddialarını hiçbir imza yetkisi olmayan bir rapora dayandırmakta olduğunu bu konudaki cezai şikayet haklarının da saklı olduğunu, davacının dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hususların yönetim kurulu üyelerinin 2020 yılı için ibra edilmeleri ve …’nin 3 yıl süre ile tek başına yönetim kurulu üyesi seçilmesine engel bir durum teşkil etmediğini, bir anonim şirkete kayyım tayininin şirketin tüm faaliyetini etkileyen son derece önemli ve ciddi bir işlem olduğunu, dolayısıyla böyle bir talebin de gerçek, somut, ciddi vakıalara ve hukuki dayanaklara istinat etmesi gerektiğini, davacının dosyaya sunmuş olduğu özel amaçlı inceleme raporunun gerçeklikten uzak ve delil niteliği taşımayan bir rapor olduğunu, öncelikle ülkemizin mali sistemi içerisinde unvan olarak mali, Müşavir diye bir unvan bulunmadığını, sistem içerisindeki unvanlar yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir olarak kullanıldığını, bu nedenle raporu hazırlayan kişinin yetkinliğine açıkça itiraz ettiklerini, mali hususlardaki inceleme ve bilirkişi raporlarının rakamsal tespitlere dayalı olmak zorunda olduğunu, bilirkişi sıfatına sahip olan bir kişinin en başta tarafsız olması gerektiğini, tarafları yönlendirmemesi gerektiğini, ancak mali müşavir …’ın bu görevi etiğine aykırı davranarak raporda kimi zaman davacı yerine kendini koyarak beyanlarda bulunduğunu, kimi zaman da davacıları ne gibi yollara başvurması gerektiği ile ilgili yönlendirdiğini, ancak asıl görevi olan incelemeyi yapmadan elindeki eksik belgelerle söz konusu raporu tanzim ettiğini, 15.09.2021 Olağan Genel Kurul toplantısında alınan kararların TTK ve ana sözleşmeye uygun kararlar olduğunu, dava konusu edilen Olağan Genel Kurul toplantısında üç yıllığına yönetim kurulu üyesi seçilen …’nin seçilmiş olması da yine kanuna ana sözleşmeye ve şirketin ortaklık yapısına uygun olduğunu, davacının afaki beyanları ile şirketin mal varlığı üzerinde hukuka aykırı işlem yapabileceği iddiasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, …’nin çok uzun yıllardır müvekkili şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, bugüne kadar şirkete zarar verecek hiçbir eylem içerisinde olmadığını, davacının yönetim kayyımı atanması talebinin reddini, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen … 4. Asliye Ticaret mahkemesinin …Esas dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Birleşen Davacı vekili verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketin hissedarı olduğunu, müvekkilinin babasının vefatından sonra yasal miras payı oranında şirket hissedarı olduğunu, şirketin o dönem yönetim kurulu başkanının …, …’nin ise yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğunu, yönetim kurulunun 02/12/2019 tarihinde pay ve taşınmaz devirlerine ilişkin çerçeve sözleşmesi başlıklı bir sözleşme yaptıklarını bu sözleşme ile devir ve temlikler gerçekleştirdiklerini, gerçekleştirilen devir ve temliklere 2019 tarihli olağanüstü kurulda itiraz edildiğini, bu genel kurul kararlarının iptali hususunda açılan davaların halen derdest olduğunu, yapılan bu eylemlerin şirkete zarara soktuğunu, şirketin kötü yönetildiğini, ve sistematik olarak zarara sokulduğunu, azınlık haklarının yok sayılarak yapılan işlemlerde hissedarların malvarlığı kaybına uğradıklarını, davalı şirketin 15/09/2021 tarihinde yapılan 2020 yılına ait olağan genel kurulununda alınan kararlarında şirketin zarara uğratıldığını, kendi menfaatleri uyarınca işlemlerin yapıldığını ve pay sahiplerinin haklarının korunmadığını beyan ederek 15/09/2021 tarihinde yapılan 2020 yılına ait olağan genel kurulunun 3, 4, 5 ve 6 nolu gündem maddelerinin iptaline karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce, davacıların tedbir talepleri, davaya konu yürütmenin durdurulması için yeterli veri ve ciddi zarar tehlikesi görülmediğinden red edilmiştir.
Davalı şirketin genel kurul toplantı tutanakları, hazirun cetveli celbedilmiş, ticaret sicil kayıtları dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyamız bilirkişi heyetine verilmiş, sunulan raporda özetle, “genel kurul toplantısında alınan kararların, 3 numaralı gündem maddesinde yer alan faaliyet raporuna ilişkin karar faaliyet raporu yönetmelikte aranan koşulları taşımadığı için iptal koşunun gerçekleştiğini, 4 numaralı bilançonun görüşülüp karara bağlanması bakımından bilanço gerçeği yansıtmadığından iptal koşulunun gerçekleştiğini, 5 ve 6 numaralı gündem maddeleri bakımından iptal koşullarının oluşmadığı, 6 nolu madde de yönetim kurulu üyesinin kullandığı oy usulsüz ise de, nisabı etkilemediğinden sonuca etki etmediği” mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişi raporuna yönelik itirazlar, davanın konusu ve rapor içeriği itibarıyla yerinde görülmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen davalar, davalı şirketin 15/09/2021 tarihinde yapılan 2020 yılına ilişkin olağan mali genel kurul toplantısının 3, 4, 5 ve 6 nolu gündem maddelerinin iptaline ilişkindir.
Alınan bilirkişi raporu ve dosyadaki kayıtlardan şirketin hissedarlık durumu aşağıdaki gibi olduğu anlaşılmıştır:
Hissedar Adı Soyadı Pay Adedi Sermaye Tutarı % Oranı
… 10.340.290,20 10.340.290,20 66,71
Klara Gudrun Mermerci 1.842.753,50 1.842.753,50 11,89
… 1.105.652,10 1.105.652,10 7,13
Deniz Ata Mermerci 1.105.652,10 1.105.652,10 713
Petek Feride Balkız 1.105.652,10 1.105.652,10 7,13
Toplam : 15.500.000,00 15.500.000,00 100,00
Davacıların azınlık pay sahibi olduğu ve davaya konu kararlara açıkça muhalefet ettiği, süresinde davanın açıldığı, davacıların dava hakkı olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu gündem maddeleri ve genel kurul kararları incelendiğinde, asıl davaya konu Mermeriş şirketinin 3-faaliyet raporunun oylanması, 4- bilanço ve gelir tablosunun oylanması, 5-yönetim kurulunun ibrası, 6- TTK’nın 395 ve 396. Maddeleri uyarınca yönetim kuruluna izin verilmesi olduğu görülmüştür.
Şirket faaliyet raporu ve mali tablolarının gerçeğe ve dürüst resim ilkesine uygun olması, şirket ve ortakların haklarını zedeleyecek iş ve işlemlerin açıklanması, önemli malvarlığı devirlerinin, pay ve paydaş değişikliklerinin gösterilmesi zorunludur. Azınlık pay sahiplerinin çoğunluğa karşı korunması hukukun gereklerindendir.
Bilirkişi tarafından; şirketin gerçek durumunun finansal tablolara yansıtılmadığı, faaliyet raporunda bulunması gerekli zorunlu hususların gösterilmediği, bu nedenle bunların görüşülmesine ilişkin genel kurul kararının iptali şartlarının oluştuğu bildirilmiş olup, rapor içeriği ve gerekçesi yeterli görülmüş ve hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi tarafından ibraya ilişkin kararın usulüne uygun alındığı belirtilmiş ise de, geçerli bir ibradan bahsedilebilmesi için, finansal raporların kanunen taşıması gereken zorunlu unsurları taşıması gerektiği gibi bunların şirketin gerçek durumuna da uygun olması gerekir. Şirket ortaklarının pay sahipliğinden kaynaklı haklarını kullanabilmeleri için açıklayıcı bilgiyle bilgilendirilmesi gerekir. Bu bilgi kaynağı ise finansal tablolar ve faaliyet raporudur. Davalı taraf gerçeğe uygun olmayan kayıtlar sunarak ibra kararı alınmasını sağlamış ise de, bu kararın dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptali gerektiği anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle, davaya konu 3, 4 ve 5 nolu kararların iptaline karar verilmiştir.
Davaya konu 6 nolu gündem maddesi ise, mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporu ve yeterli çoğunlukla alınmış olması nazara alındığında, iptalini gerektirir bir durum olmadığı, özellikle grup şirketlerinde birden fazla şirkette görev alan yönetim kurulu üyelerinin TTK’nın 395 ve 396. Maddelerine göre yeterli çoğunlukla seçilmesi sonrası yetki verilmesinin gerekli olduğu anlaşılmış ve bu madde yönünden dava red edilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Asıl ve Birleşen Davacının davasının kısmen kabulü ile, davalı …’ nin 15/09/2021 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının 3, 4 ve 5 nolu kararlarının iptaline, 6 nolu karar yönünden davaların reddine,
2-Asıl ve birleşen davada harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3- Asıl ve birleşen davacının ayrı ayrı yatırdığı peşin harç toplamı 237,20TL harçların davalıdan alınarak davacı ve birleşen davacıya eşit oranda verilmesine,
4-Asıl ve birleşen davada davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince ayrı ayrı 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı ve birleşen davacı tarafa verilmesine,
5-Asıl ve birleşen davada davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince ayrı ayrı 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı ve birleşen davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Yargılama gideri olarak asıl davada davacının harcadığı 3.176,00 TL ve birleşen davada davacının harcadığı 3.037,60TL toplamı 6.213,60 TL’nin, kararın niteliği ve haklılık durumuna göre takdiren dörtte üçü olan 4.660,2‬0 TL’nin davalıdan alınarak davacı ve birleşen davacıya verilmesine, kalan bakiyenin davacıların kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Dosyada artan avansının, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/10/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır