Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/596 E. 2022/792 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/596 Esas
KARAR NO :2022/792

DAVA:Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/10/2021
KARAR TARİHİ:23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin oğlu …’ın 01.12.2017 tarihinde … Ltd. Şti. isimli bir şirket kurduğunu, şirketin kurulma aşamasındayken kurulacak şirket üzerinden davalı … A.Ş. ile … bölgesi distribütörlüğünü almak için görüşmeye gittiğini, davalı şirket yetkilisinin görüşme sırasında; önceki distribütör olan … San. Tic. Ltd. Şti.’nin kendilerine yüklü miktarda borcu bulunduğunu, bu şirketin ekonomik durumunun iyi olmadığını şirket tarafından verilmiş olan çek ve senetlerin karşılıksız çıkmasından korktuklarını beyan ettiğini, bu nedenle davalı şirket yetkilisinin, distribütörlüğünün müvekkilinin oğluna ait kurulacak … Ltd.Şti.’ye verilmesi için, önceki distribütörün borçlarına kefil olunmasını şart koştuğunu, ancak müvekkilinin oğluna ait şirketin kurulma aşamasında olduğundan, söz konusu kefaletin müvekkili ve müvekkiline ait şirket tarafından verilmesinin talep edildiğini, müvekkilinin de söz konusu çeklere ilişkin listeyi incelediğinde, bir çok evrağın müşteri çeki olduğunu gördüğünü, davalı şirket yetkilisinin de zaten toplam 1.305.000,00TL’lik alacağın büyük kısmının müşteri çeki olması nedeniyle ödenebileceğini, ödenmemesi halinde icra yoluyla tahsil edilebileceğini, tahsil edilememesi halinde ödeme yapmak durumunda kalacaklarını, bunun üzerine müvekkili … ve müvekkilinin yetkilisi olduğu … Ltd.Şti. ile davalı şirket arasında “PROTOKOL” başlıklı kefalet sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşmenin teminatı olarak davalı şirkete 3 adet senet verildiğini, sözleşmede bahsi geçen çeklerin ödenip ödenmediği, ödendi ise ne kadarın ödendiği gibi hususlarda müvekkiline bilgi vermekten imtina ettiklerini, bu nedenle müvekkilinin, asıl borçlular tarafından ödenip ödenmediğini bilemediği çeklere ilişkin olarak protokolün teminatı olarak verdiği 435.000,00-TL tutarlı ilk senedin ödemesini yapmak durumunda kaldığını, yine protokolün teminatı olarak davalı şirkete verilmiş olan 24.12.2021 (değiştirilmeden önce 24.12.2019) vadeli 435.000,00-TL bedelli ve 24.12.2022 ( değiştirilmeden önce 24.12.2020) vadeli 435.000,00-TL bedelli, 2 adet senet daha bulunduğunu, belirtilen nedenlerle, asıl borçluları tarafından ödenip ödenmediği dahi belirli olmayan çeklere ilişkin müvekkilinin ödeme yapmak istemediğini, yine müvekkiline ödediği tutar ile ilgili yaklaşık 3 yıl geçmesine rağmen rücu imkanı tanınmadığını, sözleşmenin kefalet sözleşmesi olduğunu, sözleşme içerisinde birçok kez geçen ibarelerden açıkça anlaşıldığını, söz konusu “protokol” başlıklı kefalet sözleşmesi incelendiğinde ise, TBK” da belirtilen geçerlilik şartlarını taşımadığının açıkça görüldüğünü, şekil şartlarının noksanlığının kamu düzeninden olduğundan sözleşmenin geçersizliğinin tespit edilerek, sözleşmenin ve sözleşmeye dayalı senetlerin iptaline karar verilmesini ve müvekkilinin sözleşme ve senetlerden kaynaklı bir borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiklerini, sözleşmenin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde dahi müvekkilinin borçlu kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin gerek ödeme yaptığı sırada, gerekse ödeme sonrasında davalı şirket yetkilileri ile her görüşmesinde; sürekli olarak sözleşmeye konu çeklerin tahsil edilip edilmediğini, edildi ise bakiye borcun ne kadar olduğunu, icra dosya numaralarını vb. bilgileri sorduğunu, ancak davalı şirket yetkililerinin cevap vermekten sürekli olarak kaçındığını, davalı şirketin asıl borçlulara karşı icra takibi yapıp yapmadığının dahi taraflarınca bilinmediğini, davalı şirketin kefalet sözleşmesinde belirtilen çekleri, ödeme nazarında müvekkiline teslim etmek veya bu çekler icraya konulmuş ise, icra dosyalarındaki alacağı müvekkiline temlik etmek zorunda olduğunu, yasadan anlaşılacağı üzere, rücu imkanının tanınmasının ediminin alacaklıya yüklendiğini, davalı şirketin bu edimleri yerine getirmediğini, bu hususun en son taraflarınca arabuluculuk sürecinde gündeme getirildiğini, ancak arabuluculuk görüşmeleri sırasında da davalı şirketin müvekkiline rücu imkanı tanımaktan imtina ettiğini ve bu hususta anlaşmaya yanaşmadığını, belirtilen nedenlerle müvekkillerinin ödemiş olduğu 435.000,00-TL” nin ödeme tarihi olan 10.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, söz konusu senetlerin kefalet sözleşmesinin teminatı niteliğinde olup, kayıtsız şartsız borç ikrarı niteliği taşımadığını, zira sözleşmenin 2. maddesinde de kefalet sözleşmesine konu çeklerin tahsilata dönüşmemesi durumunda, borcun kefillerden tahsili yoluna gidileceğinin açıkça belirtildiğini, müvekkilince davalıya geçersiz kefalet sözleşmesi gereğince verilen ve işbu dava ile iptali istenen; 24.12.2021 (değiştirilmeden önce 24.12.2019) vadeli, alacaklısı … Endüstriyel Komp. Mak. San. Tic.A.Ş., borçluları … ve … Mim.Tic. Ltd. Şti. olan, 435.000,00-TL bedelli, 24.12.2022 (değiştirilmeden önce 24.12.2020) vadeli alacaklısı … … Endüstriyel Komp. Mak. San. Tic.A.Ş., borçluları … ve … Mim.Tic. Ltd. Şti. Olan, 435.000,00-TL bedelli bonolara dayalı olarak, alacaklı görünen davalı tarafından yapılacak takiplerin, ihtiyati tedbir yoluyla öncelikle, teminatsız olarak (mahkeme aksi kanaatte ise 9615 teminat karşılığında) durdurulmasına karar verilmesini, 20.11.2017 tarihli “protokol” başlıklı kefalet sözleşmesinin geçersizliği veya müvekkilinin borçtan kurtulduğunun tespiti suretiyle müvekkilinin söz konusu protokol nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, bu sözleşmenin teminatı olarak verilmiş olan 24.12.2021 (değiştirilmeden önce 24.12.2019) vadeli, alacaklısı … Endüstriyel Komp. Mak. San. Tic.A.Ş., borçluları … ve … Mim.Tic. Ltd. Şti. olan, 435.000,00- TL bedelli, 24.12.2022 (değiştirilmeden önce 24.12.2020) vadeli alacaklısı … … Endüstriyel Komp. Mak. San. Tic.A.Ş., borçluları … ve … Mim.Tic. Ltd. Şti. olan, 435.000,00-TL bedelli bonoların müvekkilinin borçlu olmaması nedeniyle iptaline, davalıya sözleşme kapsamında verilmiş olan 24.12.2018 vadeli, 435.000,00-TL bedelli bono nedeniyle yapılan 435.000,00-TL” lik ödemenin sözleşmenin geçersizliği veya TBK m.592 uyarınca10.01.2019 ödeme tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Distribütörlük sözleşmesi sırasında dava dışı …Makine San. ve Tic.Ltd. Şti. ile sözleşme’de belirtilen koşullarda işlerini yürüttüğünü ve bu şirketin sözleşme uyarınca performans koşullarını sağlayamaması sebebiyle işbu sözleşme ilişkisini sona erdirmek istediğini, bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı …Makine San. ve Tic, Ltd.Şti.’ye taahhüt edilen ancak müvekkili şirket tarafından sağlanamayan hiçbir koşulun söz konusu olmayıp dava dilekçesi ile aksine iletilmiş olunan iddialarının taraflarınca hiçbir şekilde kabul edilmediğini, davacılar ile müvekkili şirket arasında mevcut bir ticari ilişki çerçevesinde ilgili protokolün imzalanmış olup ilgili senetlerin davacı yanın iddiasının aksine hiçbir teminat ifadesine yer verilmeden müvekkili şirkete teslim edildiğini, her ne kadar ilgili sözleşmesinin kefalet sözleşmesi olduğu ifade edilse de, mahkeme tarafından gerekli incelemeler yapıldığında söz konusu protokol’ün bir garanti sözleşmesi niteliğinde olduğunun görüleceğini, protokol içeriği incelendiğinde, rizikoya konu borcun temelde davacı yanın bir yakınlığı olmayan bir firma borcuna istinaden yapılmış olduğu ve bu kapsamda teminatın yakınlık ve iyiniyet çerçevesinde verilmediğinin görülebileceğini, ilgili protokol” ün garanti sözleşmesi olarak kabul edilmesi bakımından bir diğer unsurun ise davacıların işbu protokol ile tüm defi haklarından vazgeçmiş olması olduğunu, söz konusu senetlerin, işbu protokol nezdinde verilmiş olduğunun kabul edilmesini ve geçerli olarak kurulmuş olan garanti sözleşmesi uyarınca ilgili senetlerin rizikonun gerçekleşmiş olması halinde müvekkili şirket” e ödenmesi gerektiğini, bu kapsamda davacılar tarafından 2018 yılında ilk ödemenin yapıldığını, davacı yan tarafından her ne kadar ilgili çeklere dair kendilerine bir bilgi verilmediğini, bu kapsamda talepleri olmasına karşın talebin giderilmediğini iddia edilse de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, davacı yanın bu hususa dair ifadelerinin iddiadan öteye geçemediğini, ispatlanamadığını, imzalanan protokolün kefalet sözleşmesi olduğu ve geçersiz olduğunun ihtimalinde dahi, basiretli bir tacir olan davacıların imzaladıkları belgenin içeriğini bildiğini ve buradaki borcu taahhüt etmeyi kabul ettiğinin izahtan vareste olup hem ilk bonoya yapılan ödeme ile hem de 3 yıldır süregelen ilişkilerinin bunu açıkça gösterdiğinin tespit edilebileceğini, müvekkili şirketin, davacı yan ile olan ticari ilişkisine ve ilgili senetlerdeki vadelere güvenerek planlamalar yapmış olup işbu ödemelerin alınamaması halinde senetlerde belirtilen 870.000,00-TL den çok daha fazla miktarda zarara uğrayacağını, taraflar arasında imzalanan protokol’ ün garanti sözleşmesi niteliğinde olduğunun değerlendirildiğinde davacı yana herhangi bir rücu hakkı tanımayacağının açık olup bu kapsamda ödenen tutarın iadesi şeklinde talebin de reddine karar verilmesi gerekeceğini belirterek cevap dilekçelerinin kabulünü ile davacı yanın haksız davasının ve taleplerinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacıları vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; iptali istenen sözleşmenin kefalet sözleşmesi olduğunun açık olup özleşme içerisinde açıkça belirtildiğini, sözleşmenin maddesinde; “… aşağıdaki detayları yazılı çeklere en altta bilgileri yazılı kişi ve firmalar kefil olmayı şartsız koşulsuz itiraz hakları olmadan kabul etmektedirler” denildiğini, yine sözleşmenin her maddesinde müvekkillerinden “kefiller” olarak bahsediliğini, imzaladıkları bölümlerde “kefil 1” ve “kefil 2” ibareleri kullanıldığını, belirttikleri üzere söz konusu çeklerin tahsil edilip edilmediğinin de taraflarına bildirilmediğini, halen, cevap dilekçesinde dahi söz konusu çeklerin akıbetine ilişkin ada bulunulmadığını, yasa maddesinde açıkça, rücu imkanının sağlanmasına yönelik yükümlülüğün alacaklıya verilmiş olup, burada ispat yükünün alacaklı davalıya ait olduğunu, ispat yükünün taraflarında olduğu düşünüldüğünde de bu kez davalının rücu hakkını sağlamaya yanaşmadığının arabuluculuk tutanağı ile sabit olduğunu, açıklanan nedenlerle; 20.11.2017 tarihli “protokol” başlıklı kefalet sözleşmesinin geçersizliğinin veya müvekkilinin borçtan kurtulduğunun tespiti suretiyle müvekkilinin söz konusu protokol nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, bu sözleşmenin teminatı olarak verilmiş olan 24.11.2021 (değiştirilmeden önce 24.12.2019) vadeli, alacaklısı … Endüstriyel Komp. Mak. San.Tic.A.Ş., borçluları … ve … Mim.Tic.Ltd.Şti. olan, 435.000,00-TL bedelli, 24.12.2022 (değiştirilmeden önce 24.12.2020) vadeli alacaklısı … Endüstriyel Komp. Mak. San.Tic.A.Ş., borçluları … ve … Mim.Tic.Ltd.Şti. olan, 435.000,00-TL bedelli bonoların müvekkilinin borçlu olmaması nedeniyle iptaline, davalı yana, sözleşme kapsamında verilmiş olan 24.12.2018 vadeli 435.000,00-TL bedelli bono nedeniyle yapılan 435.000,00-TL’ lik ödemenin sözleşmenin geçersizliği veya TBK m.592 uyarınca (rücu imkanı tanınmadığı için) 10.01.2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; Cevap dilekçelerinde de belirtmiş oldukları üzere; İmzalanan protokolün taraflar arasında mevcut ticari ilişkiye istinaden imzalanmış olup müvekkili şirkete verilen senetlerin hiçbir teminat ifadesi yer almadan teslim edildiğini, imzalanan protokol ise içerisinden kefalet ifadelerine yer verilmiş olmasına karşın garanti sözleşmesi niteliğinde olduğunu, dosya kapsamında sunulan protokol incelendiğinde mahkeme tarafından da görülebileceği üzere taraflar arasında bir garanti verme saiki olduğunu, davacıların bu kapsamda asli bir borç altına girmiş olduklarının izahtan vareste olduğunu, davacılar tarafından her ne kadar cevaba cevap dilekçelerinde de ilgili çeklere dair kendilerine bir bilgi verilmediğini, bu kapsamda talepleri olmasına karşın bu talebin giderilmediği iddia edilse de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, bu taleplerini de herhangi bir delilde dosyaya sunulmuş olmadığını, taraflar arasında imzalanan protokol” ün garanti sözleşmesi niteliğinde olduğu değerlendirildiğinde davacı yana herhangi bir rücu hakkı tanmayacağının açık olup bu kapsamda ödenen tutarın iadesi şeklinde talebin de reddine karar verilmesi gerekeceğini, ikinci cevap dilekçelerinin dosyaya kabulü ile davacı yanın haksız davasının ve taleplerinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen tedbir kararının davacı tarafça teminat yatırılmaması nedeniyle infaz edilmediği, daha sonra tekrar talep edildiği ve mahkememizce kabul edildiği, davacının teminatı yatırarak tedbiri infaz ettirdiği, istinaf talebinin red edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların sunduğu belgeler ve dosyamız bilirkişiye verilerek rapor alınmıştır
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, protokol ve kefaletten kaynaklı senetlerle ilgili menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi raporunda özetle; uyuşmazlık konusu protokolde geçen çeklerden, 12 adet çekin karşılıksız olduğunu, iki adet çekin imza uyuşmazlığı sebebiyle ödemesinin yapılmadığını, çeklerden karşılıksız çıkan 11 adet çekin toplam 15.700 TL tutarında yasal bedellerinin tahsil edildiğini, çeklerin … Kompresör Teknik Makine Hidrolik Pnömatik (…)’nin borcuna işlenerek 25.04.2018 tarihinde iade kaydı oluşturulduğunu, ilgili çeklerin iadesine ilişkin giriş/çıkış bordroları veya herhangi bir belgeye rastlanmadığını, davacılar tarafından 24.12.2018 tarihli, 435.000,00-TL bedelli, 24.12.2021 (değiştirilmeden önce 24.12.2019) vadeli, 435.000,00-TL bedelli ve 24.12.2022 ( değiştirilmeden önce 24,12.2020) vadeli 435.000,00-TL bedelli senetlerin davalı ticari defter kayıtlarında bulunduğunu, ilgili senetlerden 24.12.2018 tarihli senedin 10.01.2019 tarihinde ödemesinin yapıldığını, diğer senetlerin ise 30.06.2022 tarihli mizanda 121.01. Portföydeki Senetler hesabında izlendiğini ve hesap bakiyesinin 870.000 TL olduğunu mütala etmiştir.
Taraflarca sunulan protokolün incelenmesinde, önceki distribütör ile davalı arasındaki ilişki kapsamında kalan borçların ödenmesi konusunda davacıyla davalı arasında bir protokol düzenlendiği ve ayrıca davacının davalıya üç adet ve her biri 435.000,00TL bedelli bono düzenleyerek verdiği, protokolün içeriğinin kefaletten ziyade garanti sözleşmesi şeklinde düzenlendiği, önceki borçlunun davalıya verdiği çek ve senetlerin tahsil edilmeme riskinin davacılarca üstlenildiği, bunun ayrı bir sözleşme olduğu ve kefalet sözleşmesi olarak değerlendirilemeyeceği, şeklen geçersiz bir kefalet senedine benzediği ancak iki tarafın iradelerinin tam bir garantörlük sözleşmesine yönelik olduğu, içeriğinde kefil/kefalet ibarelerinin geçmesinin tek başına protokolü kefalet sözleşmesi yapmayacağı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme TBK kapsamında kefalet sözleşmesi olarak değerlendirilse bile, şeklen geçersiz olan bu kefalet sözleşmesi dışında davacıların ayrıca üç adet bono düzenleyip verdiği, senetlerde teminat olduğuna dair bir kayıt da bulunmadığı, protokolde senetlerden bahsedilmesinin tek başına senetleri teminat senedi kılmayacağı değerlendirilmiştir.
Taraflar arasındaki PROTOKOL başlıklı belgede aynen aşağıdaki hususlar belirtilmiştir.
“1- … KOMPRESÖR TEKNİK MAKİNA HİDROLİK PNÖMATİK’in … ENDÜSRİYEL KOMPRESÖR ve MAK. SAN. TİC. A.Ş.’ye (bundan sonra … olarak anılacaktır) cirolayarak vermiş olduğu aşağıdaki detayları yazılı çeklere en altta bilgileri yazılı kişi ve firmalar kefil olmayı şartsız koşulsuz itiraz hakları olmadan kabul etmektedirler.
¸
2- Yukarıda detayları verilmiş çeklerin tahsilata dönüşmemesi durumunda kefil kişi ve firmalar, sözkonusu çeklerin toplamı olan 1.305.000 TL (Bir milyon Üçyüzbeş Bin Türk Lirası) tutarı, kendi borçları olarak şartsız koşulsuz kabul ettiklerini ve kefillik doğrultusunda …’a vermiş oldukları aşağıdaki aşağıdaki senetlerin tahsiline gidilmesini şartsız koşulsuz kabul edip taahhüt etmektedirler.
a) 20/11/2017 keşide tarihli, 24.12.2018 vade tarihli, 435.000 TL (Dörtyüzotuzbeş Bin Türk Lirası) bedelli emre muharrer senedi
b) 20/11/2017 keşide tarihli, 24.12.2019 vade tarihli, 435.000 TL (Dörtyüzotuzbeş Bin Türk Lirası) bedelli emre muharrer senedi
c) 20/112017 keşide tarihli, 24.12.2020 vade tarihli, 435.000 TL (Dörtyüzotuzbeş Bin Türk Lirası) bedelli emre muharrer senedi
3- Kefiller, yukarıda anılan senetlerden herhangi birini ödememesi halinde sıralı diğer senetler muaccel hale gelmiş sayılacaktır. …”ın; iş bu senetler ile ilgili, keşideci ve kefillere karşı tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yasal takibe geçeceğini kabul etmektedir.
4 -Kefiller iş bu protokol kapsamında ödemeyi taahhüt ettiği tutarlara ilişkin herhangi bir sebeple Menfi tespit, istirdat ya da iade talebinde bulunma hakkından peşinen feragat etmektedir.
5- İş bu protokol, 20/11/2017 tarihinde taraflar tarafından okunarak, kabul beyan ve taahhüt edilerek 2 nüsha olarak imzalanmıştır. İhtilaf halinde İstanbul (Çağlayan) Adliyeleri yetkilidir.”
Protokol başlıklı belgenin içeriği, ayrıca bono verilmesi, bilirkişi raporu uyarınca dava dışı kişinin verdiği müşteri çeklerinin tahsil edilememesi nedeniyle davacıların temerrüde düşmesi birlikte nazara alındığında, bağımsız bir borç üstlenme olduğu, davacının davalıya borçlu olduğu, tahsil edilen ve ve edilmemiş senetlerle ilgili davacının borçlu olmadığının tespiti ve istirdat talebinin yersiz olduğu, bu nedenle davanın reddine, tedbir nedeniyle davalı alacaklı 870.000,00TL’lik alacağına geç kavuştuğundan İİK’nın 72/4. Maddesi uyarınca davacıların tazminata mahkum edilmelerine karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Davacının sübuta ermeyen davasının reddine,
2-Tedbir nedeni ile alacağın tahsili geciktiğinden İİK’nın 72/4. maddesi uyarınca %20 üzerinden hesaplanan 174.000,00 TL tazminatın davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
3-Alınması gereken red harcı 80,70TL olup, peşin alınan 22.286,14TL harçtan mahsubu ile artan 22.205,44‬‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 152.400,00TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
4-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00 TL’nın davacılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davalının yaptığı 145,00TL yargılama giderinin davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Yatırılan teminatın HMK 392/2 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde tazminat davası açılmaması ve talep halinde davacıya iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/11/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır