Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/572 E. 2022/185 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/572 Esas
KARAR NO : 2022/185
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların Talepleri
Davacı vekili 06/10/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin … nun işletme hakkı sahibi, davalının işletme hakkı müvekkili şirkette bulunan otoyollarını kullanmış olan şirket olduğunu, davalının birçok kez geçiş ücreti ödemeksizin müvekkili şirketin işletmesinde olan otoyollardan ihlâlli geçiş yaptığını, bedeli ödenmeden yapılan geçiş ücretlerinin 15 günlük sürede ödenmediği için davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça borca, faize, faiz oranına, cezaya ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, ve takibin durdurulduğunu belirterek davalının haksız ve hukukî dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamını, davalının itirazının kötü niyetli olması ve alacağın likit olması sebebiyle borçlu aleyhine asgari %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 05/11/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirkete ait … ve … plakalı araçlarda bulunan …/… etiketlerinin banka hesaplarıyla entegre edilmiş olduğunu, bakiyenin yetersiz olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının iddia ettiği ihlalli geçişlerin müvekkili şirkete ait araçlar tarafından yapıldığının kesin olmadığını, kimi zaman kamera sistemi plaka yahut …/… etiketini okumamakta ya da yanlış okumakta olduğunu, listedeki geçişlerin yetersiz bakiyeyle yapıldığı düşünülse dahi davalı tarafa 15 gün içinde ödemenin yapılmaması hâlinde 4 katı ceza uygulanacağı ve bakiyenin tahsil edilemediğinin bildirilmediğini, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava itirazın iptali davasıdır. Dava ve cevap dilekçeleri birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı tarafından işletilen otoyolun davalının maliki olduğu araçlarla usulsüz kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise kullanım bedellerinin ödenip ödenmediği, icra takibine yapılan itirazın haksız olup olmadığı, icra inkar ve kötüniyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, taraflar arasındaki hesap özetleri ve icra dosyasından oluşan deliller toplanıp sonuca gidilmiştir.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 30. maddesinde geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali hali düzenmiş, 1. fıkrasında “Genel Müdürlük işletimindeki otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen araç sahiplerine Genel Müdürlük tarafından, geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücretinin on katı tutarında idarî para cezası verilir.” (25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 18. maddesi ile “on” ibaresi “dört” şeklinde değiştirilmiştir.)
3. fıkrasında “Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen idari para cezaları ile geçiş ücretleri ve ikinci fıkrasında yer alan idari para cezaları tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu sürede ödenmeyen geçiş ücretleri ve idarî para cezaları 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ilgili vergi dairesi tarafından takip ve tahsil edilir. Vergi daireleri tarafından tahsil edilen geçiş ücretleri, tahsilatın yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar Genel Müdürlük hesaplarına aktarılır.”,
5. fıkrasında “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. Ücretin on katı fazlası olarak tahsil edilen ceza tutarının yüzde altmışı, tahsilini izleyen ayın yedinci günü mesai bitimine kadar, işletici şirket tarafından Hazine payı olarak, yıllık kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine şekli ve içeriği Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirimle ödenir. İşletici şirket tarafından Hazine payının eksik bildirilmesi veya hiç bildirilmemesi ya da bildirildiği halde süresinde ödenmemesi halinde, Hazine payının ödenmesi gerektiği tarih ile tahsil edildiği tarih arasında geçen süreye 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre uygulanacak gecikme zammı ile birlikte ilgili vergi dairesince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir.” (25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 18. maddesi ile “on” ibaresi “dört” şeklinde değiştirilmiş, ikinci ve üçüncü cümleler yürürlükten kaldırılmıştır.)
6. fıkrasında “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından ücretsiz geçiş yapan araçlar, işletici şirket tarafından bu maddenin yedinci fıkrasında öngörülen sürenin bitimini takip eden ilk iş gününde en yakın trafik kuruluşuna bildirilir.”
7. fıkrasında “Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.”
25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 18. maddesi ile 25/06/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesine eklenen 9. fıkrada “Bu maddenin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, yedinci ve sekizinci fıkraları Bakanlık tarafından işletilen otoyolları ve erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için; beşinci, altıncı ve yedinci fıkraları ise Bakanlık tarafından 3996 sayılı Kanun ve diğer ilgili kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için de uygulanır.
25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 19. maddesi ile 25/06/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesine eklenen Geçici 3. maddesinde “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30 uncu maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Uyuşmazlığın anlaşılabilmesi taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin iyice anlaşılmasına bağlıdır. Davacının, davasını dayandırdığı hukuki ilişkinin niteliğinin, borcun doğum sebebinin ortaya konulması önem arz etmektedir. Davacı taraf ödeme yapılmaksızın kendilerince işletilen otoyolun kullanıldığını belirtmektedir. Borcun kaynağı davalı tarafın ücretini ödemeyerek otoyolu kullanması ise borcun sözleşmeye aykırılıktan mı haksız fiilden mi kaynaklandığının tespiti gerekir. Her ne kadar borcun haksız fiilden kaynaklandığı görüntüsü oluşmakta ise de taraflar arasında bir hizmet sözleşmesinin bulunduğu, davacı tarafın otoyol hizmeti vermeyi taahhüt ettiği, davalı tarafın ise ücret ödemeyi üstlendiği anlaşılmaktadır. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi de “Davacı tarafın işlettiği otoyolun geçiş bedeli karşılığında kullanılması hususunda, taraflar arasında, hizmet sözleşmesi bulunmaktadır.” demektedir.
Bu noktada diğer bölge adliye mahkemelerince verilen çeşitli kararlara değinmek gerekmektedir. ( Kararlara Antalya Bölge Adliye Mahkemesi Dosya No: 2021/1863 Karar No: 2021/1436 sayılı kararından ulaşılmıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi; davalının tacir olması durumunda uyuşmazlığı tacirler arası sözleşme ve hizmet alım sözleşmesi kapmasında değerlendirdiği, davalının tüketici olması durumunda ise uyuşmazlığı tüketici sözleşmesi kapsamında değerlendirdiği görülmektedir (örnek olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 2020/293 esas-2021/667 karar, 2020/332 esas, 2021/580 karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2018/1308 esas-2021/505 karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 2021/1165 esas-2021/1138 karar, 2020/2023 esas- 2020/1368 karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 2020/1933 esas-2020/1438 karar sayılı dosyaları).
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi; davalının tacir olması durumunda uyuşmazlığı tacirler arası sözleşme ve hizmet alım sözleşmesi kapmasında değerlendirdiği görülmektedir (örnek olarak Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2019/142 esas-2020/1511 karar, 2018/2292 esas, 2021/466 karar, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2018/1782 esas-2018/1662 karar sayılı dosyaları).
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ise ticaret mahkemeleri tarafından verilen kararlar için uyuşmazlığın özel yasadan kaynaklandığı değerlendirdiğini (örnek Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 2021/1055 esas-2021/1088 karar, 2021/1034 esas-2021/1045 karar), tüketici mahkemeleri tarafından verilen kararlar için uyuşmazlığın tüketici yasasından kaynaklandığını değerlendirdiği (örnek Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2019/1439 esas-2021/1151 karar, 2021/1177 esas-2019/927 karar) görülmüştür.
Bu değerlendirmeler yapıldıktan sonra itirazın iptali dava türü ve ispat yüküne de değinmek gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklindedir. Her somut olaydaki maddi vakıaya göre lehine hak çıkaran taraf ve ispat yükü şekilleneceğinden, maddî hukuk kuralına ilişkin bu vakıaların doğru ve net bir şekilde belirlenerek ortaya konulması gerekmektedir. Maddede aksine düzenleme olmadıkça ibaresi eklendiğinden, kanunda ispat yükü ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verildiğinde, ispat yükü genel kurala göre değil de kanunda belirtilen özel düzenlemeye göre belirlenecektir.
Tüm bu açıklamalar ışığın somut olaya yeniden bakıldığında taraflar arasında ticari nitelikli hizmet sözleşmesi bulunduğuna dair herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı taraf sözleşme kapsamında üstlendiği otoyol hizmeti sunma yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Dosyaya sunulan kayıtlardan davalı tarafın araçlarının geçiş yaptığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki davalı taraf itiraz dilekçesinde geçiş yapmadığını iddia etmemektedir. Bu noktada ispat yükünün davalıya geçtiğinin kabul edilmesi gerekir. Davalı tarafın hizmet aldığı açık olup davalı hizmet bedelini ödediğini ispatla mükelleftir. Ancak davalı tarafça mahkememize ya da icra dosyasına herhangi bir ödeme belgesi sunulmadığı gibi, … hesaplarından veya banka hesaplarından ödeme yapıldığı da iddia edilmemektedir. … BAM … HD.sinin 2018/… Es sayılı dosyasında “Davalı, geçiş ücretini ödediğini iddia etmemektedir. Sadece … veya … kartlarının banka hesabında yeterli bakiye olduğunu iddia etmektedir. Ancak bu hesaplardan para çekildiği de iddia edilmemektedir. … ve … kartlarından para çekilmemesi halinde davalı geçiş ücretini ödemek zorundadır. Geçiş esnasında ödeme olmadığında veya … veya … sisteminden provizyon alınamadığı takdirde gişe çıkışlarındaki bariyerler açılmadığından, davalı ücret ödemeden geçiş yaptığını bilmektedir.” denilmekle bu husus ifade edilmektedir. Davalı taraf araçlarında … bulunduğunu ve mükerrer ödeme yapılmış olabileceğini iddia etmiş ise de mahkememizce … için davalıya kesin süre verilmesine rağmen davalı taraf varlığını iddia ettiği … lere dair herhangi bir belge de sunmamıştır.
Davacının ispat yükünü ifa ettiği, davalının ise ödeme yaptığını ispat edemediği, davalı tarafça sunulan belgelerden ödeme yapıldığının anlaşılamadığı, kaldı ki davalının ödeme yapıldığına dair bir iddiasının olmadığı görülmekle davanın kabulüne dair kanaat oluşmuştur.
HÜKÜM
1-Davacının davasının KABULÜ ile, davalının … İcra müdürlüğünün 2020/… esas sayılı takip dosyasına yönelik iptaline, takibin devamına,
2-Davalının itirazında haksız ve alacağın likit olması nedeniyle bu bedel üzerinden takdiren %20 üzerinden hesaplanan 50,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gereken 17,28-TL harçtan peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 42,02-TL harcın davalıdan alınarak davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 59,30-TL peşin harç, tebligat ve posta masrafından oluşan 35,50-TL olmak üzere toplam 154,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 253,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair; malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanunun 41. Maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 8.000,00-TL’ lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır