Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/544 E. 2022/174 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/544 Esas
KARAR NO : 2022/174
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki sebebiyle faturalar kapsamında 40.967,68 TL alacağının bulunduğunu, alacağın sulh yolu ile tahsili için uğraşıldığını ancak davalı şirketin ödemediğini, davalıya icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından itiraz edildiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlamadığını, bu nedenlerle itirazın iptalini ve takibin devamına karar verilmesini, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketinin davaya konu borcunun müşterilerinden temin ettiği çek bono ve nakit ödemeler ile ödediğini, ancak yapılan ödemelerin müvekkilinin borcuna yansıtılmadığını, müvekkilinin davacı yana her hangi bir borcunun olmadığını, açılan davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu, alacağın likit olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının talep etmesinin haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, bu kapsamda müvekkili aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilemeyceğini, bu nedenlerle açılanan davanın reddini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkinin niteliği, davacının takip tarihi itibari ile muaccel ve talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı, alacak var ise miktarı, faiz, icra inkar tazminatı şartları ile icra takibine yapılan itirazın haksız olup olmadığı hususlarına dayanmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2021/ … Es sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, icra dosyası, BA BS Formları ve tarafların ticari defterlerinden oluşan davamız delilleri toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Bu kapsamda İlgili Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak tarafların karşılaştırmalı olarak BA-BS Formları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … hazırladığı 22/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı yanın ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğunu, davacı firmayı 49 adet faturayı yevmiye defterine işlemiş kdv beyannamelerinde satış matrahına dahil etiğini, bilança satış formları ile BS formunun yasal süresi içerisinde beyan ettiğinin tespit edildiğini, davalı yanın 2021 hesap dönemine ait bilanço alışlarını içeren BA formunun tetkikinde 37 belge karışılğı 31.481 TL alış beyan ettiğini, maslak vergi dairesi 13/10/2021 tarihli bildirme yazı örneğinin tetkikinden tespit edildiğini, davacı firmanın dava tarihi itibariyle davalı firmadan 40.967,68 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin 22021 hesap dönemi yasal defterlerini inceleye ibraz etmediğini, incelemenin tek taraflı yapıldığını, temerrüdün 29/06/2021 tarihi itibariyle başladığını, davacının temerrüt faizinin hesaplanması ile toplam 41.877,85 TL alacaklı olduğunu, ” mütalaa etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, taraflar arasındaki sözleşme, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 21/12/2021 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın davalıya tebliğine karar verilmiş ve davalıya ihtar duruşma tutanağının tebiği ile gerçekleştirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfında olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava konusu alacağın mali müşavirlik hizmet bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. Davacı ticari defterlerine göre davacı 40.967,68 TL alacaklı durumdadır. Ne var ki davalı tarafça ticari defterler sunulmadığı gibi bu borcun ödendiğine dair bir delil sunulmamıştır.
6102 sayılı kanunun 21. Maddesine göre Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Bilirkişi tarafından yapılan inceleme ile davacının davalıdan 40.967,68 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı taraf faturalara itiraz ettiğine ya da iptaline dair bir yazışma ya da belge sunulmadığından borcun bulunmadığına dair savunmaya da itibar edilmemiştir.
Davalı tarafça her ne kadar itiraz dilekçesinde eksik inceleme yapıldığı iddia edilmiş ise de davalı tarafça yapılan BA bildirimlerinden davalının ticari defterlerinde davacıdan alınan faturaların kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Her iki taraf BA BS formlarından dava konusu faturaların her iki tarafça da beyan edildiği anlaşılmaktadır. Vergi dairesine bildirim yapıldığından, hizmetin veya malın teslim edilmediğine dair ispat yükü davalı taraftadır. Zira davalı tarafça vergi dairesine ilgili bildirimimin yapılması davacı tarafça teslimin gerçekleştiğine dair karine teşkil eder. “…Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir. Dosyada mevcut SMM bilirkişi raporunda, salt davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup takip tarihi itibariyle davacının alacak iddiası yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353-1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir…” (İstanbul B A M’ nin 30.01.2020 tarih 2017/3832 E., 2020/227 sayılı kararı)
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklindedir. Yukarıda BA BS formlarına dair yapılan açıklamalar değerlendirildiğinde davalı taraf borcun sona erdiğini ispat yükü altındadır. Ne var ki davalı tarafça bu yönde bir ispat vesikası sunulmamıştır.
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, davalı tarafça ticari defterler wsunulmadığından davacının defterlerine ve vergi dairesi kayıtlarına itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile, davalının …. İcra müdürlüğünün 2021/… esas sayılı takip dosyasına yönelik iptaline, takibin devamına,
2-Davalının itirazında haksız ve alacağın likit olması nedeniyle bu bedel üzerinden takdiren %20 üzerinden hesaplanan 8.193,53 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gereken 2.798,50-TL harçtan peşin alınan 494,79-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.303,71-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 494,79-TL peşin harç, 750-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 54,00-TL olmak üzere toplam 1.338,09-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 6.125,71-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 08/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır