Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/535 E. 2022/712 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/535 Esas
KARAR NO:2022/712

DAVA:Genel Kurul Kararının İptali (Anonim Şirket Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ:21/09/2021
KARAR TARİHİ:26/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Anonim Şirket Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …nin 07/04/2021 tarihinde yapılan 2020 mali yılı Olağan Genel Kurulunda, azınlık pay sahipleri sıfatıyla müvekkillerinin vekillerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 420’nci maddesi uyarınca finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların görüşülmesinin ertelenmesi talebinde bulunması üzerine ertelendiğini, toplantının ertelenmesine itiraz edilen konuların açıklığa kavuşturulması amacıyla müvekkilleri vekillerince şirket yönetimine bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında … 6. Noterliğinin 08/06/2021 tarih ve … yevmiye no.lu ve ve … 7. Noterliğinin 18/05/2021 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnameleri ile 2017 mali yılı, 2018 mali yılı ve 2019 mali yılı otağan genel kurul toplantılarında ilgili dönemlerin finansallarına ilişkin soruların yöneltildiğini, sorularına yetersiz, sözde cevaplar verilerek bilgi alma haklarının engellendiğini belirterek, haklarının saklı kalması kaydıyla 21 Haziran 2021 genel kurul toplantısında alınan 3 no.lu kararın, 4 no.lu kararın …’ın ibra edilmemesine ilişkin kısmı hariç kalmak üzere diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine ilişkin kısmının, 5 no.lu kararın ve 6 no.lu kararın iptal edilmesine karar verilmesini, yapılacak inceleme sonucunda gerektirici sebeplerin varlığının anlaşılması halinde mahkemece re’sen ilgili genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun veya butlanının tespitine, anılan kararların TTK’nın 449 uncu ve HMK’nın 389 ve devamı maddeleri uyarınca yürütmelerinin geri bırakılmasını, TTK’nın 448 inci maddesi uyarınca davanın açıldığının TTSG ve şirketin internet sitesi ve tirajı yüksek günlük bir gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların Faaliyet Raporu’nun usulüne uygun hazırlanmadığını ve Yönetim Kurulu’nun faaliyetlerini kanunun aradığı şekilde yürütmediğini ileri sürdüklerini, dayanak göstermediklerini ne şekilde ihlal edildiğini veya Faaliyet Raporu’nun tanziminde usulüne aykırılığın bulunduğunu da somut bir biçimde ortaya koyamadıklarını, Genel kurulun iradesi ile ve hukuka uygun biçimde alınan bir karar aleyhine, salt soyut ve asılsız iddia ve ithamlarda bulunmak suretiyle iptal davası ikame etmenin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Müvekkili Şirketin 2020 mali yılına ilişkin olarak … ve Bağımsız Denetim A.S. tarafından düzenlenen “Tam Tasdik Raporu olduğunu, Müvekkil Şirketin Topluluk Şirketlerine Gerçekleştirmiş Olduğu Tüm Hizmet Satışları Hukuka uygun olduğunu, topluluk şirketlerine verilen danışmanlık hizmetleri şirketin kuruluşundan bugüne kadar aynı usulde sağlandığını, müvekkili şirketin ücretlendirme esasları davacılar ile birlikte kurulan ve yönetilen sistemin devamı olduğunu, davacıların yönetim kurulu üyeliği yaptığı dönemlerde olduğu gibi şirket yönetilmeye devam ettiğini, davacıların çoğunluk hissedarı olduğu şirketlerde müvekkil şirketten bu kapsamda hizmet aldığından bilgi edinme haklarının ihlal edildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, Müvekkili Şirketin de içinde bulunduğu şirketler grubu … Şirketler Topluluğu olarak adlandırıldığını, bu şirketler topluluğu içinde bulunan çok sayıda şirket aynı Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından yönetildiğini, bu nedenle yıllardır süregelen uygulama gereğince, … Aile fertlerinin paydaşı oldukları tüm şirketlerinde de faaliyet için TTK 395 ve 396 uyarınca karar alındığını, davacıların hissedar olarak çoğunlukta bulundukları şirketlerinde de aynı kararların benzer şekilde alındığını, müvekkili şirketin geciktirdiği veya imtina ettiği herhangi bir yükümlülüğü bulunduğunu ancak Davacıların gerek Kanun gerekse esas sözleşmede bulunmayan bir yükümlülüğün Mahkeme’ den karar altına alınmasını istediğini davanın açıldığının “tirajı yüksek günlük bir gazetede ilanı” talebinin yasal dayanağı bulunmayan bir talep olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketin genel kurul toplantı tutanakları, hazirun cetveli celbedilmiş, ticaret sicil kayıtları dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların sunduğu belgeler ve dosya kapsamına göre bilirkişi heyeti tarafından verilen kök ve ek rapora göre; “davalı şirketin 2019 ve 2020 hesap dönemlerine ait karşılaştırmalı finansal tablolarında yer alan bilgilerin, yasal defter kayıtları ve verilen beyannamelere uygunluğuna yönelik olarak yapılan incelemede mevzuata aykırı bir durum tespit edilmediği, iptali talep edilen davacının itiraz ve muhalefetine rağmen Genel Kurul tarafından oyçokluğu ile alınan gündemin 3. maddesi uyarınca 2020 yılına ait “bilanço ve kar/zarar hesaplarının onaylanması” kararının iptali koşulu oluşmadığı, gündemin 4 no’lu maddesinde ibrası reddedilen yönetim kurulu üyesi … hariç, diğer iki yönetim kurulu üyesi bakımından alınan ibra kararlarının TTK’nın md. 436/2’de yer alan oydan yoksunluk yasağına aykırılık nedeniyle iptal koşulunun gerçekleştiği, davalı şirket yönetim kurulunun üye seçimine ilişkin maddesi bakımından iptal şartlarının oluşmadığı, Yönetim Kurulu üyesi …’ın 395.ve 396. maddelerdeki yasağın kaldırılmasına ilişkin oylamada kendi yasağının kaldırılmasında oy kullanamayacağından kararın bu yönetim kurulu üyesi bakımından iptal edilebileceği, şirketin diğer YK üyeleri … Gayrimenkul ve … Enerjinin YK üyesi sıfatıyla rekabet ve işlem yasaklarının kaldırılmasında ise … … oy kullanabileceğinden anılan kararın bu iki YK üyesi bakımından iptal koşulu bulunmadığı, ” bildirilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında aynı davalının 2018 yılında yapılan genel kurul kararlarının bir kısmının iptaline ilişkin karar verildiği ancak henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın, genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulması talebine ilişkin mahkememizce yönetim kurulu üyesi beyanı alındıktan sonra, ibra kararı yönünden kısmen kabul, diğer kararlar yönünden talep red edilmiştir.
Tedbire itiraz üzerine mahkememizce itirazın reddine karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 21/06/2021 tarihli olağan Genel kurul toplantısının 3, 4(kısmen), 5 ve6 nolu kararlarının batıl olduğunun tespiti, batıl olduğu kabul edilmediği takdirde iptaline ve yürütmenin geri bırakılması istemine ilişkindir.
Dava edilen genel kurul kararlarının; 3 nolu bilanço ve kar zarar hesaplarının görüşülmesi, 4 nolu kararın … dışındaki yönetim kurulu üyelerinin ibrası, 5 nolu kararın yönetim kuruluna üye seçimi ve 6 nolu kararın TTK’nın 395 ve 395. Maddelere göre yönetim kurulu üyelerine izin verilmesine ilişkindir.
İncelenen dosya ve bilirkişi raporundan, şirketin finansal kayıtlarının şirketin mali yapısına uygun olduğu, iptalini gerektirir somut bir delil bulunmadığı, yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin kararın da yeterli çoğunlukla alındığı, dolayısıyla bu kararlar yönünden iptal koşulunun oluşmadığı anlaşılmış ve davanın bu kararlar yönünden reddine karar verilmiştir.
Davaya konu 4 nolu genel kurul kararında ise, davalı …’ın yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy kullandığı, oysa TTK’nın 436/2. Maddesinde; Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacağı açık olup, bu kararın iptali gerektiği anlaşılmıştır.
Yine TTK’nın 436/1. Maddesinin, “Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz” hükmü uyarınca bir yönetim kurulu üyesi kendisi nin şirketle ilgili bir işlemde oy kullanması yasaklanmıştır.
Somut olayda, davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olan …’ın kendisi ile ilgili 6 nolu genel kurul kararı alınmasında oy kullandığı ve bu oyun geçersiz olduğu, geçersiz kılınan bu oy çıkarıldığında olumlu oy çokluğunun sağlanmadığı anlaşıldığından, genel kurulun bu kararının kısmen iptaline karar verilmiştir.
Davaya konu genel kurul 6 nolu kararının alınmasında, yerleşik Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin içtihatları (örnek 2021/1569 E, 2022/3954 K sayılı 24/05/2022 tarihli içtihadı) ve Bölge Adliye Mahkemesi içtihatları uyarınca; bir yönetim kurulu üyesinin diğer bir yönetim kurulu üyesi için TTK’nın 395 ve 395. Maddelerine ilişkin karar alınmasında oy kullanmasının yasak olmadığı, sadece ibra kararının alınmasında birbiri için oy kullanmasının yasaklandığı anlaşılmış, 6 nolu gündem maddesinin diğer yönetim kurulu üyelerini izin verilmesine ilişkin kısmına yönelik iptal davasının reddine karar verilmiştir. Bu nedenlerle, oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile; davalı şirketin 21.06.2021 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan 3 ve 5 nolu gündem maddelerine ilişkin davanın tamamen reddine,
2-Davalı … aynı tarihli Genel Kurul Kararında alınan 4 nolu maddenin … dışındakilerinin ibrasına ilişkin kararın ve 6. maddede … yönünden alınan kararın iptaline, 6 nolu maddeye ilişkin diğer yönetim kurulu üyesi yönünden davanın reddine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin olarak alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile kalan bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara eşit oranda verilmesine,
5-Reddedilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 8.013,70TL yargılama giderinin yarısı olan 4.006,85 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, geri kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından sarfedilen toplam 297,00TL yargılama giderinin yarısı olan 148,5 TL’sinin davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine, geri kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/10/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır