Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/524 E. 2023/127 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/524 Esas
KARAR NO : 2023/127

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2021
KARAR TARİHİ : 21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 16/09/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket … A.Ş. sinai haklar alanında 1995 yılından beri ülkemizde sektör lideri konumunda olan, dünyada özellikle uluslararası marka tescilinde en çok tercih edilen ilk on firma arasına girmiş, uluslararası arenada da başarısını kanıtlamış tek Türk vekillik firmasıdır. Müvekkil şirket bugüne kadar ulusal ve uluslararası alanda 250.000’den fazla marka, 45.000’inin üzerinde patent/faydalı model ve 320.000’e yakın tasarım konusunda müvekkillerine danışmanlık ve vekillik yaptığını, Keza bununla bağlantılı olarak … teşvik sistemine dair başvuru-takip-sonuçlandırma faaliyetleri de yürütmekte olduğunu, Davalı borçlu şirket ile ekli “Yurtdışı Pazar Destek Programı-Sözleşme No: …” başlıklı sözleşme akdedildiğini, bu kapsamda ekli “Proje Bilgi Dokümanı” ve “Yurtdışı Pazar Destek Programı Proje Başvuru Formu” hazırlanmış, …’e teslim edilmiş, sonrasında takip edilmiş, gerekli diğer tüm işlemler yapılmış ve nitekim ekli belgeden görüleceği üzere projeye kabul alındığını, Hal böyle iken, müvekkil sözleşmeden doğan edimini vaktinde, gereğince ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, Sözleşme ve işleme istinaden müvekkil şirket tarafından ekli 2/11/2020 tarihli, … no.lu, 8.260,00 TL bedelli E-Fatura düzenlenmiş, davalıya gönderilmiş, işbu fatura davalının müvekkil nezdindeki ekli cari hesabına kaydedildiğini, müvekkilin ticari defterlerine de işlendiğini, Davalı, yukarıda belirttiğimiz 2/11/2020 tarihli faturadan yaklaşık 6 ay sonra “hizmet akdi gerçekleşmediğinden dolayı” gibi gerçek dışı ve kötü niyetli bir bahaneyle tamamen haksız ve yersiz şekilde ekli 27/4/2021 tarihli iade faturasını düzenlemiş, bunun üzerine kendisine ekli 5/5/2021 tarihli “ihtarname” gönderilmiş, işbu ihtarnamede iade faturasını kesin şekilde reddettiğimiz ve fatura borcunun 3 gün içinde ödenmesi gerektiği bildirilmiş, ihtar davalıya 6/5/2021 tarihinde tebliğ edilmiş ancak ödeme olmadığını, Bunun üzerine davalı hakkında … 18. İcra Md. … E. sayılı icra takibi başlatılmış ancak davalı işbu takibe yetki ve borç yönünden haksız ve mesnetsiz şekilde itiraz ederek durmasına neden olduğunu, Öncelikle “Yurtdışı Pazar Destek Programı-Sözleşme No: …” isimli sözleşmenin “VII. Uyuşmazlık” maddesi yetki anlaşmasını havidir. Taraflar tacirdir. HMK md.17 kapsamında kesin yetki kuralı vardır. Buna göre yetkili merciler İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemeleri olup davalının yetki itirazı geçersiz olduğunu, Davalının itirazı yalnızca alacağın tahsilini geciktirme amaçlı olup kötüniyetli olduğunu, . Nitekim dilekçemiz ekindeki ve … nezdindeki belge ve kayıtlar incelendiğinde, davacı müvekkilin sözleşmeden kaynaklanan edimini tam ve gereğince yerine getirmiş olduğu ancak buna karşın davalının borcunu ödemeyerek edimini ifadan kaçındığı açıkça görüldüğünü, dava konusu uyuşmazlığın ticari olması nedeniyle zorunlu arabuluculuk yoluna gidilmiş ancak işbu arabuluculuk süreci de davalının kötü niyetli uzlaşmaz tutumundan dolayı anlaşmazlıkla sonuçlandığını, davasının kabulü ile davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline ve … 18. icra müdürlüğü … e. sayılı takibin devamına, kötü niyeti sabit olan davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkumiyetine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 07/10/2021 tarihli cevap dilekçesini özetle: Davacı ile müvekkil şirket dava dışı üçüncü firma olan …Kollektif Şti. aracılığıyla Yurt Dışı Pazar Destek programı hakkında anlaşma sağlandığını, Yapılan anlaşma sonucunda davacı tarafından proje hazırlanmış ve …’e teslim edildiğini, Ancak davacı yan tarafından hazırlanan proje … tarafından onaylanmadığını, Projenin onaylanmaması üzerine dava dışı aracı firma projeyi yeniden revize etmiş ve proje revize edildikten sonra … tarafından kabul alındığını, Davacı taraf her ne kadar başvurunun kabul aldığını beyan etmiş ve buna ilişkin belge de ibraz edilmişse de proje davacının ibraz ettiği haliyle değil aracı firma olan … Şti.’nin projeyi revize ederek tekrar …’e ibraz etmesi ile kabul alındığını, Davacı yan müvekkil şirkete kendisini, dava dilekçesinde şirketi ilgili açıklama kısmında beyan ettiği üzere uluslararası arenada başarısını kanıtlamış tek Türk vekillik firması olarak tanıtmış ve bu beyanıyla müvekkil davacı ile sözleşme imzalandığını, Davacını kendisinden bu denli övgü ile bahsetmiş olduğundan projenin kabul alacağı hususunda müvekkilde haklı beklenti oluştuğunu, Ancak davacı şirket tarafından hazırlanan proje …’ten onay almamış başka firma tarafından yeniden revize edildikten sonra onay alabilmiştir. Dolayısıyla davacı yanın edimini eksiksiz ifa ettiğine ilişkin beyanlarının tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, Dava dışı aracı firma olan …Şti. projeyi revize ettikten sonra müvekkile mail atarak faturayı kendi şirketleri üzerinden keseceğini beyan etmiş davacı firmaya ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığını, Akabinde davacı yan tarafından fatura kesildiğini, Ancak davacı tarafından üzerine düşen yükümlülük gereği gibi ifa edilemediğinden tarafımızca iade fatura kesildiğini, Davacı şirketin …’e başvuru ve sonraki süreçte kabul alacağına ilişkin kendinden emin tavrı sonucu müvekkil davacı şirket ile sözleşme imzalamış ve haklı beklenti içerisine girdiğini, Ancak davacı taraf üzerine düşen yükümlülüğünü gereği gibi ifa edemediğinden proje başlangıçta ret aldığını, İşbu sebeple üzerine düşen yükümlülüğü gereği ifa etmeyen davacıya tarafımızca ödenmesi gereken herhangi bir bedel bulunmadığı gibi revize edilmiş hali ile kabul alan projeyi kendileri tarafından hazırlanmış proje kabul almış şekilde ifade etmeleri de açıkça kötü niyetli olduklarının göstergesi olduğundan huzurdaki davanın reddi gerektiğini, Müvekkil şirketin davacıya ödemesi gereken borç olmamasına rağmen müvekkil aleyhine icra takibine geçerek kötü niyet iradesini ortaya koymuş olduğundan asıl alacağında %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:
– Mali Müşavir … ve Marka ve Patent Vekili …. bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 14/04/2022 tarihli bilirkişi raporu.
-… 18.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının UYAP çıktısı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacı şirket ile davalı arasında akdedilen sözleşme kapsamında davalının edimlerini ifa edip etmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, davacının ayıplı ifada bulunup bulunmadığı, ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, tarafların temerrüde düşüp düşmediği, icra takibine yapılan itirazların haklı olup olmadığı, icra inkar ve kötüniyet tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığını hususlarına ilişkindir.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyasının UYAP çıktısı mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … 18. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, icra dosyası ve dosya kapsamındaki tüm deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen Mali Müşavir bilirkişi … ve Marka ve Patent Vekili … “tüm dosya kapsamı ve mevcut deliler değerlendirilerek, taraflar arasında akdolunan “Yurtdışı Pazar Destek Programı -Sözleşme no:… Başlıklı Sözleşmenin ” Tarafların Hak Ve Yükümlülükleri başkılı 3. Maddesi çerçevesinde davacının …’e yapılan başvuru sonucu taahhüt etmediğini, keza vekalet sözleşmelerinde vekilin bir işin idaresi ya da bir hizmetin ifasını, sonucun elde edilememesi rizikosu kendisine ait olmamak üzere yükümlendiğini, dolayısıyla da vekalet sözleşmelerinde edim sonucunun taahhüt edilemediği, başvuru ve sonuç belgelerinden yapılan incelemeye göre …’e yapılan başvurunun davacı şirketin desteği ile gerçekleştirilmiş olduğunu, kabul belgesinde herhangi bir firma adının belirtilmemiş olduğu, bu halde davacının yükümlendiği edimin ifa edilmiş olduğunun anlaşıldığını, dosya kapsamında ayıplı ifanın varlığına dair başkaca bir delil de olmadığı için ayıplı ifanın bulunmadığı kanaatine varıldığını, davalının 27/04/2021 tarihli iade faturası üzerine, davacının 3 gün içerisinde sözleşmeden kaynaklanan alacağının ifasını talep ettiği ihtarnamenin 06/05/2021 tarihinde davalı tarafa tebliğ edilmiş olduğu 3 günlük sürenin son günün 09/05/2021 olduğunu, alacağın ödendiğine dair dosyada bir delil bulunmadığından davalının temerrüde düşmüş olduğunu, davalının üzerine düşen edim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu sebeple de davacının alacağının mevcut olduğunu, davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 6.820,40 TL alacağı olduğu yönünde ” mütala etmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen Mali Müşavir bilirkişi …ve Marka ve Patent Vekili … bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 01/11/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ” dosyaya sunulan tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek, davacı davalıya 590,00 TL +8.260,00 TL olmak üzere toplamda 8.850,00 TL tutarında fatura tanzim ettiğini, bu fatura karşılığından davalıdan 2.029,60 TL tahsil ettiğini bu duruda davacının davalıdan alacağının 6.820,40TL hesaplanmaktadır, her ne kadar ki davacı itirazın alacağın davalı … Tic. A.Ş.’den olduğunu ifade etmiş ise de, davalının 24/08/2020 tarihinden türü değişmiştir, ancak tüzel kişiliği aynen devam ettiğini, bu durum davacının alacak durumunu değiştirmemektedir, tüm dosya kapsamı ve mevcut deliller değerlendirildiğinde kök rapordaki görüşlerinin aynen devam ettiği yönünde .” görüş ve kanaat etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında “Yurtdışı Pazar Destek Programı-Sözleşme No: …” başlıklı sözleşmenin akdedildiği, uyuşmazlığın bu sözleşme çerçevesinde davacı yanın kestiği faturalar sebebiyle davalıdan alacaklı bulunup bulunmadığı olduğu tespit edildi. Tarafların ticari defterleri üzerinde alanında uzman bilirkişiler tarafından inceleme yaptırıldı ve bilirkişi heyetinin hazırladığı raporun yargısal denetime açık, yerleşik yargı içtihatları ile benimsenmiş bilimsel metodlara uygun olduğu değerlendirilerek hükme esas alınmasına karar verildi. Taraflar arasında akdolunan Yurtdışı Pazar Destek Programı -Sözleşme no: …Başlıklı Sözleşmenin ” Tarafların Hak Ve Yükümlülükleri başkılı 3. Maddesi çerçevesinde davacının …’e yapılan başvuru sonucu taahhüt etmediği anlaşılmakla vekalet sözleşmelerinde vekilin bir işin idaresi ya da bir hizmetin ifasını üstendiği, sonucun elde edilememesi rizikosunun ise vekil edene ait olduğu, vekalet sözleşmelerinde edim sonucunun taahhüt edilemediği gözetilerek dava konusu sözleşmeye ilişkin başvuru ve sonuç belgelerinde yapılan inceleme neticesinde …’e yapılan başvurunun davacı şirketin desteği ile gerçekleştirilmiş olduğunu, kabul belgesinde herhangi bir firma adının belirtilmemiş olduğu, bu halde davacının yükümlendiği edimin ifa edilmiş olduğu hususunda mahkememizde tam bir vicdani kanaat oluşmuştur. Tarafların ticari defterleri incelendiğinde, davacının davalıya 590,00 TL +8.260,00 TL olmak üzere toplamda 8.850,00 TL tutarında fatura tanzim ettiğini, bu fatura karşılığından davalıdan 2.029,60 TL tahsil ettiği anlaşılmakla bakiye alacak tutarının 6.820,40TL olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı başka faturalar da tanzim ettiğini beyan etmiş ise de ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan ayrıntılı inceleme neticesinde yalnızca 8.850,00 TL tutarında faturalara ilişkin kayıt bulunduğu anlaşılmış, davacının davalıdan 6.820,40TL alacaklı bulunduğu değerlendirilerek … 18.İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında yürütülmekte olan takibe yönelik itirazların 6.820,40 TL asıl alacak bakımından İPTALİ ile, takibin 6.820,40 TL asıl alacak bakımından DEVAMINA, fazla ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; davacı yanın icra inkar tazminatı talepleri yönünden yapılan yargılamada ise; takip konusu alacak miktarının likit olmadığı, belirlenmesi için yargılama yapılmasının gerektiği değerlendirilerek icra inkar tazminatı talep koşulları gerçekleşmediğinden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜ İLE; …. 18.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yürütülmekte olan takibe yönelik itirazların 6.820,40 TL asıl alacak bakımından İPTALİ ile, takibin 6.820,40 TL asıl alacak bakımından DEVAMINA, fazla ilişkin talebin reddine,
2-)Davacı yanın icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-)Alınması gereken 465,90TL harçtan peşin alınan 99,77TL harcın mahsubu ile bakiye 366,13TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 2.000,00TL bilirkişi ücreti, 99,77TL peşin harç, 59,30TL başvurma harcı, 48,10TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.207,17TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 1.831,95TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TL nin kabul red oranına göre 224,40 TL’sinin davacıdan, 1.085,60TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-)Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 6.820,40TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 1.439,60TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK.nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı HMK 341 maddesi uyarınca miktar itibrariyle KESİN olmak üzere karar verildi.verilen karar usulen okundu anlatıldı. 21/02/2023

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır