Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/456 E. 2022/810 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/456 Esas
KARAR NO : 2022/810
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacıların murisi olan … plakalı aracın maliki … … 11/05/2021 tarihinde yarılanmalı maddi hasarlı trafik kazası geçirdiğini ve 24/05/2021 tarihinde de vefat ettiğini, işbu kaza nedeniyle araçta oluşan maddi hasarın ödenmesi amacıyla davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından atanan sigorta eksperi tarafından yapılan hasar tespitinde aracın toplam hasar bedeli 430.213,05TL olarak tespit ettiğini, aracın kaza tarihindeki kasko değeri ise 254.724,00 TL olduğunu, hasar bedelinin ödenmesi amacıyla sigorta şirketine yapılan başvuru sonrası şirketince sürücünün alkollü olduğu gerekçe gösterilerek başvurularının rededildiğini, araç hasar bedelinin ödenmesi amacıyla arabulucuya başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek, … plaka sayılı araç hasar bedelinin kasko sigorta poliçesi teminat limitleri dahilinde bilirkişi incelemesinin yapılmasını ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra tespit edilecek bedeli yükseltmek üzere fazlaya dair talep ve dava hakları saklı tutmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL belirsiz alacağın kaza tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesini özetle; Müvekkili Şirket nezdinde kasko sigortalı araç sürücüsünün işbu kazanın meydana geldiği sırada alkollü olduğu tespit edildiği, dava konusu kazaya ilişkin olarak müvekkili olan şirketin sorumluluğunun olup olmadığını, araçta meydana gleen hasar durumunu, aracın pert sayılıp sayılamayacağını, tazminat ödemesinin hangi şekilde yapılması gerektiğini, aracın rayiç değerini, sovtaj bedeli gibi hususların kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları ile Müvekkili olan şirket nezdinde tanzim edilen poliçe uyarınca uzman sigorta eksperi tarafından belirlenmesi gerektiğini, ayrıca davacı tarafından hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile Müvekkili olan şirket aleyhine tazminata hükmedilecek olması halinde işbu tazminat tutaranını avans faizi ile birlikte tahsilini talep ettiğini, müvekkili olan şirket nezdinde tanzim olunan Kasko sigorta Poliçesi’nde açık bir şekilde davacıya ait aracın kullanım türünün hususi olduğunu belirterek; müvekkili şirket aleyhine ikame edilen haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili olan şirket aleyhine hüküm kurulması halinde dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulmasını, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:
-07/07/2021 başvuru tarihli arabuluculuk tutanağı
-Nöroloji Uzmanı …, Prof. Dr. Makina Mühendisi … ve Doç. Dr. Makina Mühendisi … bilirkişi heyeti tarafından hazırladığı 07/03/2022 tarihli bilirkişi heyet kök raporu ile 11/06/2022 tarihli bilirkişi heyet’in ek raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava tazminat davasıdır. Uyuşmazlık davacıların murisinin maliki olduğu aracın karıştığı trafik kazası neticesinde uğradığı hasara dayalı maddi zararın miktarına, kazanın munhasıran alkol sebebiyle meydana gelip gelmediğine, oluşan zarardan sigorta şirketinin sorumluluğuna, zararın hesabına ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, davalı sigorta nezdinde tutulan hasar dosyası, davacı tarafça yaptırılan ekspertiz kayıtları, poliçe, servis kayıtlarından oluşan deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir
Mahkememizce resen görevlendirilen Nöroloji Uzmanı …, Prof. Dr. Makina Mühendisi … ve Doç. Dr. Makina Mühendisi … bilirkişi heyeti tarafından hazırladığı 07/03/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; ” davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak, … plakalı 2017 model … marka ve tip araçtaki hasar toplamı 430.213,05TL olduğunu, … plakalı 2017 model … marka ve tip aracın olay tarihindeki payasa rayç değeri ortalama 250.000,00 TL civarında olduğunu, … plakalı 2017 model … marka ve tip aracın hasarı rayiç değerinin üzerinde olduğunu ve norimi ekonomik olmayacağından aracın pert total kabul edilmesi gerektiğini, … plakalı 2017 model … marka ve tip aracın hasarlı haldeki (sovtaj) değerinin 40.000,00 TL civarında olacağı kanaatine varıldığını, kaza esnasında salınan hormonların o esnada yaşanan psikolojik travma nedeniyle salınan biokimyasal süreçlerin adrenalin vab salgılanan maddelerin kandaki alkol düzeyine etkisi bilimsel ve nörolojik açıdan olmadığını,11/05/2021 tarihinde saat 06:45’te meydana gelen kazadan 1 saat sora … Hastanesinde saat 07:36’da alınan numunede sürücü … … Laboratuvarda yapılan ölçümde 18mg/dl etonol=0.18 promil alkollu bulunduğunu, buna göre de kaza anında 0.18+0.13=yaklaşık 0.30 civarı promil alkollü olduğunu, ticari araçlarda yasal sınır 0.20 promil alkoldur, bu kazada sürücü yasal sınırın biraz üstünde 0.30 promil alkollü olduğunu, ve alkolün kazaya etkisinin olduğunu, nörolojik açıdan mütalaa sonucu kazanın oluşumunda alkolün etkili olduğunu, fakat kazanın salt (münhasıran) alkol etkisiyle meydana geldiği de söylenemez.” şeklinde sonuç ve kanaatine varılmıştır. “
Dava, kasko sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin, “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, “alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır.
Ayrıca, Motorlu Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5.5. maddesinde; Taşıtın, uyuşturucu maddeler veya Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların sigorta teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.
Bununla birlikte, Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5.5. maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine, aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, dosya kapsamı bir arada incelendiğinde; davacıların murisinin … plaka sayılı aracın maliki olduğu, aracın ticari araç olduğu, davalı sigorta şirketinin ilgili aracın Kasko sigortası olduğu, araç malikinin aracın karıştığı tek taraflı kazada vefat ettiği, malikin mirasçıları olan davacıların davalı sigorta şirketinden araç pert total bedelini talep ettikleri görülmekle; mahkememizin yetkili ve görevli olduğu anlaşılmış, davanın esası bakımından incelemeye geçilmiştir.
Dosya kapsamında alanında uzman bilirkişilerden alınan raporlar ile; davacıların murisinin vefat ettiği kazanın sırf alkol sebebiyle meydana gelmediği, kaza anında 0.18+0.13=yaklaşık 0.30 civarı promil alkollü olduğunu, ticari araçlarda yasal sınır 0.20 promil alkoldur, bu kazada sürücü yasal sınırın biraz üstünde 0.30 promil alkollü olduğunu, ve alkolün kazaya etkisinin olduğunu, nörolojik açıdan mütalaa sonucu kazanın oluşumunda alkolün etkili olduğunu, fakat kazanın salt (münhasıran) alkol etkisiyle meydana geldiği de söylenemez olduğunu mütalaa ettiği, bilirkişinin tespitlerinin somut olay ile uyumlu olduğu ve bilimsel değerlendirmeler içeriği, raporun yargısal denetime açık olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmasına karar verilmiş, kasko sigortacısı olan davalı şirketin kaza sebebiyle sorumluluğunun devam ettiği kanaat edilmiştir. … plaka sayılı aracın onarım bedelinin 430.213,05 TL olduğu, araç rayicinin de 250.000,00 TL olduğunun tespit edildiği, raporun yerleşik içtihatlarla benimsenmiş bilimsel metodlara uygun şekilde ve yargısal denetime açıkolduğu anlaşılmakla hükme esas alınmasına karar verilmiş; onarımın açık bir şekilde ekonomik olmadığı anlaşıldığından aracın pert olduğu anlaşılmakla; davacıların araç hurda bedelinin de kendilerine ödenmesin talep ettikleri görülmekle; davacı yanın davasını ispat ettiği hususunda mahkememizde oluşan kanaat neticesinde araç hurdasının davalı sigorta şirketine teslimi mukabilinde 250.000,00 TL tazminatın dava tarihli olan 12/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta limitleri dahilinde davalından alınarak davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; araç hurdasının davalı sigorta şirketine teslimi mukabilinde 250.000,00 TL tazminatın dava tarihli olan 12/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta limitleri dahilinde davalından alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 17.077,50TL harçtan peşin alınan 59,30 TL ile 4.252,30 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 4.311,60TL harcın mahsubu ile bakiye 12.765,90TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 59,30TL başvuru harcı, 59,30TL peşin harç, 4.252,30 TL tamamlama harcı, 2.400,00TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 132,80TL olmak üzere toplam 6.903,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 38.000,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır