Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/454 Esas
KARAR NO : 2023/717
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/08/2021
KARAR TARİHİ : 31/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili’nin dava dilekçesini özetle;…Kargo…ve…A.Ş. arasında Acentelik Sözleşmesi yapıldığı, daha sonra söz konusu sözleşmenin sona erdiği, davalı ile müvekkili arasındaki sözleşme sona erdiğinde devir işlemlerinin gerçekleştiği ve ilgili işyerinde yapılan kasa nakit, süspan ve diğer denetimlerinde davalı acentenin müvekkili şirket hesabına aktarması gereken bedellerde açık olduğunun tespit edildiği, müşterilerin ödemelerini yaptıklarını beyan ettikleri, müşteriler tarafından tahsil edilmiş olmasına rağmen tahsil kaydı düşülmemiş faturalar ve sorunlu durumdaki üye müşteri faturalar incelendiğinde 182.329,50 TL tutarında müvekkili şirkete Müvekkili şirkete aktarılması gerekip aktarılmayan açık olduğunun görüldüğü, ilgili tutarın müvekkili şirketin hesaplarına gönderilmesi gerekirken davalının zimmet ve sorumluluğunda tutulduğunun tespit edildiği, aktarılması gereken bedellerden toplam 182.329,50 TL açık olduğunun ortaya çıktığı ve bu tespitlerin tutanak altına alındığını, müvekkili şirketin bahse konu alacağın tahsili amacıyla davalı taraf ile defalarca iletişime geçmiş olsa da bu borcu ödemekten kaçındığı, bunun üzerine müvekkilince İstanbul … İcra Müdürlüğü …E. Sayılı Numaralı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından bu takibe kötü niyetli olarak itiraz edilmesi neticesinde takibin durdurulduğu belirtilerek, davanın kabulü ile borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü… E. Sayılı takibine yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına, kötü niyetli olarak takibe itiraz eden borçlu hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; talep edilen miktarın, müşteriler tarafından tahsil edilmiş olmasına rağmen, tahsil kaydı düşülmemiş faturalara dayanmakla, dava dilekçesinde bu faturaların hangi faturalar olduğu hiçbir şekilde açıklanmadığı, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi gereği, davalı acentenin hak edişlerinden yapılmış bulunan bir çok haksız kesinti mevcut olduğu, acentelik sözleşmesinin sona ermesini takiben, müvekkilin vergi kaydını kapatmış olduğundan, davacı… A.Ş. tarafından düzenlenen 20.10.2020 tarihli gider pusulasında, davalı acentenin komisyon alacaklarından bir kısmını oluşturan, 77.806,33TL’nın müvekkilin alacak hanesine kaydı gerekirken, bu kaydın yapılmadığı, davacı defterlerinin incelenmesi neticesinde dahi ortaya çıkacağı, davalı müvekkilin, davacı tarafa, işbu davada talep edilen miktarda herhangi bir borcu bulunmadığı, davanın usulden ve esastan reddi gerektiği, davacı tarafça işbu davada ileri sürülen iddiaların öncelikle açıklanması ve ayrıca da ispat edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli olan davacının, %20’den az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacı şirket ile davalı arasında acentelik sözleşmesi dolayısıyla davalının davacıya takip tarihi itibariyle borçlu olup olmadığı, alacağın muaccel hale gelip gelmediği, temerrüt oluşup oluşmadığı, faiz borcu bulunup bulunmadığı, itirazın haksız olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişinin hazırladığı kök ve ek raporunda özetle; “…Davacı … Kargo …ve …A.Ş.’nin davalı …’tan 31.12.2020 tarihi itibaryle 231.854,50 TL. cari hesap alacağı olduğu, takip konusu alacağın 182.329,50 TL. olduğu, ancak davalı imzası bulunmadığı nedeniyle kayıt görmemiş davalı lehine düzenlenmiş gider pusulası 77.806,33 TL net tutarının, 182.329,50 TL. takip tutarından mahsup edilerek davacı alacağının 104.523,17 TL olması gerekeceği, davacı …Kargo A.Ş.’nin incelenen yasal ticari defterlerinde kayıt görmemiş (davalının imza eksiği nedeniyle açıklanmış) gider pusulasındaki davalı lehine 77.806,33 TL tutarın takipteki 182.329,50 TL. tutardan mahsup edilmesi halinde, davacı alacağının 104.523,17 TL olması gerekeceği, taraflar tacir olduklarından 3095/2 sayılı yasa gereği 27.01.2021 takip tarihinden itibaren başlamak üzere %16,75 ve değişen oranlarda avans faizinin uygulanmasının gerekeceği, işlamiş faiz hesaplanmasının gerekmeyeceği… ” mütalaa edilmiştir.
İtiraz nedeniyle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarında özetle; “… Davacı yan tarafından konu ile ilgili görüşme talebine olumlu dönüş yapılmadığından borç dekontlarına konu belgeler üzerinde inceleme yapılamamış olup davacının takiple bağlılık ilkesi gereği 182.329,50 TL alacak talebi görünse de alacağa dayanak teşkil eden fatura, makbuz vb. belgeler sunulmamış olduğundan davacının alacağının ispata muhtaç olduğu, davacı …Kargo …ve …Taşımacılık A.Ş.’nin davalı adına düzenlediği, … KARGO antetli 20/10/2020 tarihli… seri sıra nolu 97.257,91 TL. Brüt,77.806,33 TL. net acente komisyon bedeli açıklamalı gider pusulasının, davacı ticari defterlerinde kayıt görmemiş olduğu tespit edilmiş olup, Davacının davalı lehine düzenlediği gider pusulasının ticari defterlerinde kayıt görmemiş olmasının nedenini, davalı tarafından; Gider pusulası üzerinde davalının imzasının olmadığı, bu nedenle kayıtlara alınmadığı şeklinde açıklandığının tespit edildiği, davalı yan tarafından sunulan gider pusulası üzerinde ise iptal yazısının bulunmadığı, dosya münderecatında bulunan her iki Gider Pusulası görüntüsünde de davalı yanın imzasının bulunmadığı görülmüştür. VUK” nun 213 sayılı kanunun Madde 235 – Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden satın aldıkları malların bedelini ödedikleri sırada iki nüsha makbuz tanzim etmeye ve bunlardan birini imzalıyarak satıcı çiftçiye vermeye ve diğerini ona imzalatarak almaya mecburdurlar. Mal tüccar veya çiftçi adına bir adamı veya mutavassıt tarafından alındığı takdirde makbuz bunlar tarafından tanzim ve imza olunur. Hükmü gereği Gider Pusulasının taraflar tarafından imza edilmesi gerektiğinden takdirin mahkemenize ait olduğu, mahkemenin kararı gider pusulasının kabulü yönünde olması halinde davalının 77.806,33 TL Komisyon Bedeli alacağının davacı alacağından mahsup edilebileceği… Mütalaa edilmiştir.
Davacı yan, taraflar arasında akdolunan acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra davacının davalı yanın müşterilerden tahsil ettiği bir kısım bedelleri kendilerine aktarmadığını beyanla başlattığı icra takibine davalı borçlu yanca yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı yan davanın reddini savunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki acentelik ilişkisinin sona erdiği anlaşılmış, davacının ticari defterlerinde davalı yandan alacaklı göründüğü ancak bu kayıtların dayanak belgelerinin bulunmadığı, hakediş bedellerinin indirimine sebep olan güveni suistimal olayının ispatlanamadığı, gider pusulalarında davalının imzasının bulunmadığı anlaşılmakla davacı yanın alacağının varlığını ispat edemediği, itirazın iptali davasında ispat yükünün alacağın bulunduğunu iddia eden davacıda olduğu anacak alacağın davacı yanca ispat olunamadığı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davalı aynın kötü niyet tazminat talepleri bakımından ise, alacağın bulunmadığının tespitinin kötü niyet tazminatı için yeterli olmayacağı, davalının davacı yanın takibe geçmekte kötü niyetli olduğunu ispatlaması gerektiği değerlendirilerek talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 269,85TL karar harcının davacının peşin yatırdığı 2.202,09TL harçtan mahsubu ile kalan 1.933,24 TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 29.172,72 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.31/10/2023
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır