Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/413 E. 2021/769 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/413 Esas
KARAR NO : 2021/769
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf ile yapılan satım sözleşmesi gereği yapılan hizmetin tamamlanması ile birlikte ödemekle yükümlü olduğu 160.484,00 TL’yi ödemesi için 24/08/2020 tarihinde …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle ihtar çekildiğini, ödemenin yapılmaması nedeniyle taraflar arasında ticari ilişki gereği arabuluculuğa başvurma zorunluluğu gereği arabulucu görüşmesinin anlaşamama tutanağı ile sonlandırıldığını, müvekkili davacı şirket ile davalı … arasında 13/04/2020 tarihli satım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin ekinde yer alan malzemelerin eksiksiz ve ayıpsız bir şekilde davalının yapılmasını talep ettiği … Lisesinde yapıldığını, davacının sabit olan alacağının alamamak durumuyla karşı karşıya kalan davacı müvekkilinin alacağının güvence altına alınabilmesi ve mağdur duruma düşmesinin önlenebilmesi için davalıya ait kayıtlı taşınmaz, taşınır ile iş yerinde bulunan menkul mallar üzerinde ihtiyati tedbir konulmasını, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; ihtiyati tedbir taleplerinin teminatsız olarak kabulünü, davanın kabulünü, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu 160.484,00 TL alacaklarının 30/06/2020 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faiz ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili Mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, sözleşmede davacı şirketin satıcı müvekkilinin alıcı olarak anılacaklarının belirtildiğini, davacı tarafından teslim edilen ve yapılması gereken imalatlarda bir çok eksik hatalı ve teslimi gerekli bir kısım ürünlerin de hiç teslim edilmediğinin görülmesi üzerine davacıya karşı yapılan bir çok şifahi başvurularında akim kalması karşısında sözleşmenin 6.2-2 maddesine dayanarak fesih etme imkanları var iken açılacak okulun eğitim süresinin yakın tarihte başlaması dikkate alınarak ve iyi niyetli olarak davacı yana sözleşmede tebligat adresi olarak belirtilen adrese … Noterliği’nin 21/07/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin tebliğ edildiğini, KDV taleplerinin yasal olmadığını ve sözleşmeye aykırı olduğunu, taraflar arasında bir sözleşme mevcut olduğunu ve sözleşme gereğince her iki tarafa da yükümlülükler yüklediğini, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; davanın reddini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşme uyarınca davacı yanca yapıldığı iddia edilen işin bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememiz 14.01.2021 tarih, 2020/… Esas – 2021/… karar no.lu kararı ile, dava şartı noksanlığı bulunduğundan mahkememizin yetkisizliğine, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddine, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 10.06.2021 tarih, 2021/… Esas – … Karar sayılı ilamıyla mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, dosya mahkememiz yeni esas numarasına kaydedilmiştir.
Anılan … Bölge Adliye Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Kararında taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için kamu tüzel kişileri yahut tacirler arasında yapılması gerektiği, dosyada yapılan incelemede davalının tacir olup olmadığının anlaşılamadığı belirtilmiştir.
Bozma ilamı uyarınca davalının tacir olup olmadığına ilişkin belirlemenin yapılabilmesi için ilgili kurumlara müzekkere yazılmış, … ‘ nın 19/08/2021 tarihli müzekkere cevabı uyarınca davalının esnaf kaydı bulunduğu ve kaydın ekti sunulduğu bildirilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün 28/07/2021 tarihli yanıtında ise davalının 31.12.2010 tarihinde ticareti terk ettiği ve defter tutma yükümlüğü bulunmadığı belirtilmiştir.
… ‘ nın 28/07/2021 tarihli yazısı ile de davalının ticaret odası kaybı bulunmadığı anlaşılmıştır.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
Somut olayın incelenmesinden, taraflar arasındaki ihtilafın 13/04/2020 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı sabittir. Yukarıda yer verilen müzekkere cevaplarından da anlaşılacağı üzere davalı tacir değildir. Taraflar arasındaki dava TTK da düzenlenen mutlak ticari dava olmadığı gibi her iki tarafın tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanan nispi ticari dava da değildir.
Davacı kendisinin tacir olduğunu ve kendisi için ticari olan işin davalı için de ticari olduğunu ve bu nedenle Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin görevli olduğunu iddia etmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede altı bent halinde sayılan davalar, ticari dava sayılır. Taraflardan biri, tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. 6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen incelenir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kapora bedelinin iadesi talebine ilişkindir. Bu nedenle dava mutlak ticari dava niteliği taşımamaktadır. Davacı şirket tacir olmakla beraber, davalının tacir sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle, davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili nispi ticari dava olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.Somut davada ticari dava tanımına uygun, davalının da tacir olduğu iddia ve ispat edilmediğinden, davada her iki tarafın tacir olması ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olması koşulu oluşmamıştır. O halde; mahkemenin göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden red kararı ile, görevli Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği görevsizlik kararı usule ve hukuka uygundur.
Davalı her ne kadar cevap süresi içinde mahkeme yetkisine itiraz edip, genel yetkili yer olarak kendi ikametgah mahkemesi yetkisinden bahisle Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu ileri sümüşse de, dava şartı olan görev ile yetki itirazı birleştiğinde, öncelikli olan görev konusudur. Görevli mahkeme yetki itirazı hakkında inceleme yapıp bir karar verecektir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi’ nin 16/10/2018 tarih, 2018-2285 E., 2018/1347 K. Sayılı Kararı.)
Buna göre mahkememiz uyuşmazlık konusuna bakmakta görevli olmayıp görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Açıklanan nedenlerle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZ olması nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içinde talepte bulunulması halinde dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde dosya üzerinden açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin esas mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır