Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/394 E. 2023/219 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/394 Esas
KARAR NO : 2023/219
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2021
KARAR TARİHİ : 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin çok sayıda gayrimenkule sahip ve maddi durumu oldukça iyi bir kişi olduğunu, davalılar tarafından müvekkilinin imzası taklit edilmek suretiyleveya yaşlılığından faydalanılarak bir şekilde imzası attırılarak müvekkili adına sahte olarak düzenlenen lehdarı … olan 15.01.2020 tanzim tarihli, 15.08.2020 vade tarihli, 440.000,00 USD meblağlı davaya konu bonoda, müvekkilinin keşideci olarak gösterildiğini, davalılardan … tarafından …. İcra Müdürlüğünün 2021/… E. Sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, müvekkilinin, gönderilen ödeme emri ile haberdar olduğunu, ödeme emrinin ekinde gönderilen takip dayanağı bono fotokopisinde yapılan ilk incelemede keşidecinin müvekkili olarak gösterildiği ve müvekkilinin imzasına benzer bir imzanın sahte olarak atıldığının görüldüğünü, medyaya yansıyanlardan bilindiği kadarıyla tanınmış kargo şirketlerinin kıyafet ve eşyalarını kullanarak kendilerine kargocu süsü verip vatandaşlara kargo teslim tutanağı yerine senet imzalatma olaylarının da meydana gelebildiğini, yine bu imzanın makine, araç ve alet kullanarak veya transfer yoluyla atılmış olabileceğinin söz konusu olduğunu, müvekkili aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün 2021/… E. sayılı icra takibine karşı …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… E. Sayılı dosyası ile imzaya ve borca itiraz edildiğini, bu davanın derdest olduğunu, ayrıca davalılar hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından ihbarda bulunulduğunu, 2021/… soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, davalılar … ile …’in aralarında 440.000,00 USD tutarında nasıl bir ticari ilişki olduğunu ispatlamak zorunda olduklarını, davalılar hakkında bir çok devam eden ve neticelenen dava olduğunu, takibin sadece müvekkiline yöneltildiğini, lehtar olan cirantaya takip yapılmadığını, dolandırıcılık ve sahteciliği meslek edindiği açıkça belli olan davalılar tarafından uygulanacak hacizler sebebiyle müvekkili nezdinde telafisi imkansız zararlar meydana geldiğinden icra takibinin teminatsız olarak durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini, lehtarı … olan, 15.01.2020 tanzim tarihli, 15.08.2020 vade tarihli ve 440.000,00 USD bir adet bonodan dolayı müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine, bononun iptaline, davalılar haksız ve kötü niyetli olduğundan müvekkili lehine % 20 tazminatın tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, Davacının alacaklı müvekkili ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını savunarak senetten dolayı bir borcu olmadığını dile getirdiğini, halbuki senetten dolayı ortaya çıkan borç ilişkisinin asıl ilişkiden mücerret olduğunu, asıl ilişkideki bağ ortadan kalksa bile kıymetli evraktan kaynaklanan borcun sona ermediğini, mücerret kıymetli evrakın doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız ve soyut olduğunu, senedin tanziminine sebep olan asıl borç ilişkisinin senetten anlaşılmasına imkan bulunmayan kıymetli evrak olduğunu, kıymetli evrakın bir defa doğduktan sonra doğumuna sebep olan ilişkideki bir aksaklık veya bozukluk dahi kıymetli evrakın geçerliliğine etki edemeyeceğini, herhangi bir ihtilaf halinde hamilin, davasını sadece bu kıymetli evraka dayandırabileceğini, temelde yatan asıl borç ilişkisinin varlığını ve mahiyetini ispat zorunda olmadığını, ancak davacının herhangi bir ispat aracı sunamadığını, imza hususunda dahi belirsiz ifadeler kullanmakla birlikte hangi yasal nedene dayanarak söylendiğini, müvekkilinin neredeyse tüm iş yaşantısını belgelendirmesinin zorunlu olduğunu söylediğini, hamilin kambiyo senedine dayanması halinde alacağın hukuki nedenini kanıtlamak zorunda olmaması, tam aksine borçlunun böyle bir alacağın var olmadığını kanıtlamak yükü altında bulunması, senedin asıl borçtan bağımsız olduğunu, bunun da senedin niteliği gereği olması gereken bir şey olduğunu, kaldı ki müvekkilinin ciranta sıfatına haiz olduğunu, hamil olduğu senedi tahsil etmek adına keşideciye başvurması kadar doğal bir şey olmadığını, davacı tarafın gerçekten yoksun davasına mesnetsiz ve soyut iddialar üreterek icra takibini uzatmak ve sürüncemede bırakmak maksadıyla kötü niyetli olarak işbu davayı açtığını, bono üzerindeki imzanın davacıya ait olduğundan davacının itirazlarının yerinde olmadığını, açılan davanın reddine, icranın durdurulması ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, davacının haksız ve kötü niyetli olduğundan müvekkili lehine borç miktarı üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet ve icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı süresinde bir cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sahte imza veya belge üretme sureti ile davacı adına düzenlendiği iddia edilen bono nedeni ile menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı, hem imza inkarında bulunmuş hem de senedin bedelsiz olduğunu, davalılara bir borcunun olmadığını, organize bir iş olduğunu iddia etmiştir.
Öncelikle imza incelemesine esas isticvap yapılıp, imza örnekleri toplanmış ve raporlar alınmıştır.
…. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/ … E. Sayılı dosyası örneği celbedilmiş, davacının imza inkarı üzerine yapılan yargılamada alınan raporda imzanın davacıya ait olmadığının tespiti ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği ve henüz istinafta olduğu anlaşılmıştır.
Taraf delillerinin toplanılmasına geçilmiş, tarafların UYAP sistemine kayıtlı dava dosyaları, tapu kayıtları ve adli sicil kayıtları UYAP sistemi üzerinden çıkartılarak dosyamıza kazandırılmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün 2021/… E. Sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/…, 2021/… ve 2017/… Soruşturma sayılı dosyaları UYAP sistemi üzerinden celp edilerek dosyamıza kazandırılmıştır.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesinden dava konusu imzanın ve davacının isim soyismin kendisinin eli ürünü olup olmadığı hakkında rapor düzenlenilmesi istenilmiş, 08.03.2022 tarihli raporda özetle; “…İnceleme konusu senette “…” isim yazısı ve bu isme atfen atılı imza ile …’un mukayese yazı ve imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu isim yazısı ve imzanın …’un eli ürünü olduğu, bilgisayar ve ekipmanı ile oluşturulmuş senette söz konusu yazı ve imza ile senetteki baskı izlerinin hangisinin altta hangisinin üstte olduğuna dair teknik bir bulgu saptanamadığı hususlarını bildirir kanaat raporudur…” görüşü bildirilmiştir
ATK raporuna itiraz üzerine bir grafoloji uzmanından rapor alınmıştır
Grafoloji alanında uzman bilirkişi 28.06.2022 tarihli raporunda özetle; “…Aynı belge üzerinde kesişme olan yazılar arasında alt-üst ilişkisi (hangisinin altta hangisinin üstte olduğu) tespit edilebilir olmakla birlikte, inceleme konusu senette mürekkepli kalemle
oluşturulan imza ve el yazıları ile diğer yazılar arasında bir kesişme olmaması nedeniyle bu hususta bir tespite gidilemeyeceği, inceleme konusu senette … … …’a atfen atılan imza ve “…” el
yazısı ile … … …’un karşılaştırma belgelerindeki imzaları ve el yazıları arasında tersim tarzı başta olmak üzere, yapıların oluşturulma şekli, başlangıç ve bitiriliş özellikleri, yapılar arası bağlantılar, doğrultu, ritm, işleklik gibi grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan uygunluk ve benzerlikler nedeni ile alacaklısı …, borçlusu … … … olan, 15.01.2020 düzenleme, 15.08.2020 tediye tarihli 440.000 USD bedelli senette … … …’a atfen atılan imza ve “…” el yazısısının …’un eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır…” görüşü bildirilmiştir.
… İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/… E. Sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ve mahkememiz tarafından alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğundan, Grafoloji alanında uzman akademisyen bilirkişi heyetinden alınan 10.01.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…inceleme konusu 15.03.2020 Tarihli, 15.01.2020 düzenleme tarihli, 440.000 (dört yüz kırk bin) USD tutarlı, alıcısı …, borçlusu … adına atfen imzalı senet aslı metninde yer alan borçlu isim yazısı ile …’un mukayese yazı örnekleri arasında harf ve rakamların yapılanma, istiflenme, eğim ve bağlantı gibi özellikler bakımından karakteristik benzerlikler gösterdiği; senedin borçlu imzası ile …’un imza örnekleri arasında bir kısmı Resim 2 ve Resim 3’te işaretlenerek gösterilen imza eğim ve ölçüsü, başlangıç ve bitiriliş özellikleri, harf, grama ve iç gövde büklümlerinin şekil ve biçimlendirilişi ile bağlantı ve orantıları, aralıklar, baskı ve işleklik gibi unsurlar bakımından önemli düzeyde benzerliklerin olması nedeniyle, inceleme konusu senet metninde yer alan “…” borçlu isim yazısı ve borçlu imzasının …’un eli ürünü olduğu kanaatine oy birliği ile varıldığı” bildirilmiştir.
Bu son rapor ile birlikte imzanın davacıya ait olduğu kabul edilmiş ve bu kez davacının bedelsizlik iddiası üzerine, davalı … hakkındaki çok sayıda, davalı … hakkında da bir kaç adet sahtecilik ve dolandırıcılık gibi suçlardan soruşturma ve dava olduğu görülmüş, tespit edilen dosyaların örnekleri getirtilip incelenmiştir.
Davalıların soruşturma aşamasındaki ifadeleri mahkememizce incelenmiş ayrıca senedi edinme şekline ilişkin isticvap yapılmıştır.
Davalı … isticvabında: “Ben Unkapanı’nda müzik işi ile uğraşan bir esnafım. Diğer davalı …’ı yaklaşık 10 yıldır tanırım. Ben kendisinden bir ev almak karşılığında elden para vermiştim. Yaklaşık 380.000,00 USD para verdim. Bana vereceği ev Sarıyer tarafında henüz arsa olan ama üzerine inşaat yapılıp teslim edilecek bir yer idi. Evi bana veremedi. Ben gidip arsaya ve eve bakmadım. Alacağımı da geri alamadığım için bana başka senetler getirdi. Onlar karşılıksız çıktı. Onları iade ettim, yerine yaklaşık 1.5 yıl önce davaya konu 440.000,00 USD bedeli olduğunu hatırladığım senedi aldım, avukatıma verdim ve işleme kondu. Ben diğer davalıya 380.000,00 USD’yi tek seferde değil parça parça verdim. O parayı 2017 yılında verdim. Aramızda yazılı sözleşme yapmıştık ancak kovid döneminde ve davaya konu senedinde tahsil kabiliyeti olması sebebiyle o belgeleri geri iade ettim. Ben davacıyı hayatımda ne gördüm ne de tanırım. Ben diğer davalının, senedi ne şekilde ve neye karşılık aldığını bilmiyorum. Diğer davalının eskiden ekonomik durumu çok iyiydi sonradan bozuldu” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … isticvabında: “Ben davacıyı tanımam, hiç görmedim. Uzun yıllardır inşaat işi ve esnaflık yaparım. … San. Tic. Ltd. Şti. isimli bir firmaya iş eldivenleri satmıştım. Öncesinde de ticaretimiz vardı. Bu şekilde bir diyaloğumuz oluştu. 10 milyon TL civarında bir alacağım oluştu. Bunun karşılığında bana çek senet verdiler. Çoğunu tahsil ettim ancak 4 milyonluk açık kaldı. Buna karşılık bana 2 tane 2’şer milyon TL’lik teminat senedi verdiler. Sonra bunu ödemediler. O dönemde …’in işleri bozuldu. Bütün bu görüşmelerimizde şirketin sahibi … isimli ancak soy ismini şimdi hatırlayamadığım kişi ile birlikte …vardı. Onlar ortak olduklarını söylüyorlardı. Sarıyer’de bir yer temin edeceklerini ve üzerine benim inşaat yapmamı önerdiler. Ben kabul ettim ancak onlar yeri temin etmedikleri için yazılı bir sözleşme yapılmadı. Daha sonra davaya konu olan 440.000,00 USD’lik senedi yine … ile … yetkilisi birlikte getirdiler, bana verdiler ve bendeki teminat senetlerini geri aldılar. Ben de bu senedi diğer davalıya olan borcum dolayısı ile verdim. Bahsettiğim … ile ilgili belgeleri ve senet fotokopilerini dosyaya sundum. Ben Sarıyer’de yapılacak inşaattan daireyi diğer davalıya vereceğim diye kendisinden 2017 yılından itibaren parça parça toplam 380.000,00 USD para almıştım. Daireyi teslim edemediğim için ona karşılık davaya konu senedi verdim. Aradaki farkı diğer davalı tahsil ettiğinde bana ödeyecekti. Çünkü benim borcum 380.000,00 USD idi, ona verdiğim senet 440.000,00 USD’lik bir senetti. Bu senedi getirdiklerinde … kendisinin bir akrabasından olan alacağına karşılık aldığını söyledi ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı …’ın kendisinin ve iddia ettiği … şirketinin ticaret sicil kaydı, vergi beyannameleri ile ticari kayıtları istenmiş, bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 19.02.2023 tarihli raporunda özetle; “..gelir idaresinden dava dosyasına paylaşılan davalı … tarafından
dava dışı “… San. Ve Tic. Ltd. Şti” ne BS formunda 4
adet belge ve 687.500,00 TL değerinde mal satışı beyanında bulunmuş olup, 30.12.2021
tarihinde davalı vekili tarafından sunulan belgelere göre Dava dışı “…
San. Ve Tic. Ltd. Şti” ne 10 adet belge karşılığı 1.586.425.00 TL
düzenlediğine dair belge paylaşmıştır. Kamu idaresine beyan edilen belge / tutar ile dava
dosyasına sunulan belge / tutar birbirini teyit etmediği, dava dışı “ … Tic. Ltd. Şti” ne ait BA formunda
davalı … tarafından düzenlenmiş her hangi bir belge ya da faturayı
Gelir İdaresine paylaşmadığı, mevcut belgeler ışığında “dava dışı … ile
davalı …” arasında gerçek bir ticari ilişkiden bahsedilemeyeceği,
bu dava özelinde lehdarı … olan “15.01.2020 tanzim tarihli, 15.08.2020
vade tarihli 440.000 Amerikan Doları meblağlı davaya konu bono” kapsamında
davacı …’un bu senedi düzenlemesini gerektirecek finansal ya
da ticari süreç ortaya koyabilecek her hangi bir belgenin dava dosyasında bulunmadığı, 2020 yılında … ile … şirketi arasında Gelir İdaresinden gelen
yazıya istinaden her iki firmanın da 2018 / Ekim ayı ve öncesinde ticareti bıraktığı
(Resen Terk) için vergi mükellefiyeti bulunmadığından 2017/ Kasım ayından sonra
Dava dışı “… San. Ve Tic. Ltd. Şti” ne fatura
düzenlenemeyeceğinden 2017 yılından kalan Alacak için Davalının 2020 yılını
beklemesi ve davaya konu edilen tutarda alacağı olmadığı, gelir idaresinde davalı … 2018 / Ekim ayında ticareti bıraktığı (resen terk)
için 2019 – 2020 – 2021 yıllarına ait kanuni defterlerinin olamayacağı, kanuni
defterlerini de kalemde inceleme esnasında Davalının getirmediği / sunmadığı da göz
edilerek “davaya konu senedin kayıtlarda bulunmayacağı” ve “cari hesaba da işlenmiş
olamayacağı…”
Görüşünü bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı davalı … vekilinin itiraz dilekçesi sunduğu görülmüş ve itiraz yersiz görülerek red edilmiştir.
Toplanan belgeler ve taraf beyanlarından, davacı ile davalılar arasında hiç bir ticari veya başka bir ilişki olmadığı, taraflar arasında bir borç alacak durumu olmadığı, tarafların birbirini tanımadığı, dolayısıyla davacının davalılara bir borcu olmadığı yönünde hiç bir duraksama bulunmamaktadır.
Davacı ile davalı … birbirini tanımadığı gibi, davalı … tarafından, … şirketi veya başka biriyle alacak verecek ilişkisinin de ıspatlanamadığı, bu konuda hiç bir belge sunulmadığı, davalı … ve … şirketlerini senedin tanzim tarihinden çok önce ticareti terk ettiği, tacir olmalarına rağmen para verilmesine ilişkin bir belge sunulmadığı, böyle bir borç alacak ilişkisi var ise de bundan davacının sorumlu tutulamayacağı, … veya … şirketinin senette lehtar veya ciranta da olmadığı, bu kişilerin de davacıdan alacaklı olduğuna dair bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında temel bir borç ilişkisi olmadığı gibi, davacıyı tanımadığını ve kendisiyle hiç bir işi olmadığını itiraf eden davalı …’ın senette hamil olarak kayıtlı olmasının da hukuken geçerli bir nedeni bulunmamaktadır. Davalı …’ın mahkememizdeki isticvap beyanı ile 05/08/2020 tarihinde emniyette verdiği ifadesinin de çelişkili olduğu, gerçek bir borç senedi bulunmadığı mahkememizce sabit görülmüş, bu nedenle davalı … yönünden bedelsizlik iddiası mahkememizce kabul edilmiş ve davacının davası haklı görülmüştür.
Her ne kadar dava konusu senet bir kambiyo senedi ise de, içerdiği miktarın yüksek olması, davalılar hakkında benzer suçlamalarla başka davalar bulunması, özellikle davalı … hakkında çok sayıda sahtecilik dosyası olması, davalıların geçmişten beri birbirini tanıması, aralarındaki daire alım satımı konusunda para verilmesine ilişkin hiç bir delil sunulmaması, taşınmaz bilgilerinin dahi verilememesi, sözleşme yapılmadan elden para verilmesinin ve miktar itibarıyla hayatın olağan akışına aykırı olması, senedin içerdiği miktarın tahsil sonrası bir kısmının davalı …’a iade edileceğinin davalılar arasında kararlaştırılmış olması birlikte değerlendirildiğinde, davalı …’nın senedi temlik amaçlı ciroyla değil, tahsil amaçlı aldığı, bile bile davacının zararına ve kötü niyetle hareket ettiği, TTK’nın 687/1. Maddesinde belirtilen bile bile borçlunun zararına hareket durumunun ortaya çıktığı, davalı …’nın icra takibini sadece davacıya karşı yöneltip ciranta olan davalı …’a yöneltmemesinin de kötü niyeti ortaya koyduğu ve dolayısıyla davacının defi hakkının davalı …’ya karşı da doğduğu kanaati hasıl olmuş ve dava her iki davalı yönünden de kabul edilmiştir.
Yukarıda anlatılan olaylar ve deliller manzumesinden, davacının yaşlılığından istifade edilerek borçlu olmadığı halde imzalatılan senedin hiç bir haklı neden yok iken davalı … lehtar gösterilerek diğer davalıya ciro edildiği ve sadece davacı aleyhinde icra takibine konu edildiği, davacının yaşlı ve malvarlığı itibarıyla ekonomik durumunun yerinde olduğu, davalıların kötü niyetle haksız bir şekilde senedi tahsil etmeye çalıştığı, davalıların birlikte davacı zararına hareket ettiği, aralarında böyle bir para alış verişi olmadığının beyanlardan sabit olduğu, bu nedenle davanın kabulüne, kötü niyetli davalıların takdiren %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının, KABULÜ ile; … İcra Müdürlüğü’ nün 2021/… esas sayılı dosyası ve bu dosyaya konu 15/01/2020 tanzim tarihli, 15/08/2020 vadeli, 440.000,00 USD bedelli, keşidecisi …, lehtarı, … olan senet nedeni ile davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, bononun davacı yönünden iptaline,
2-Yapılan takipte davalıların kötü niyetli olduğu kanaatine varıldığından, takdiren %20 üzerinden hesaplanan, 88.000,00 USD tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 255.479,40 TL harçtan peşin alınan 63.869,85 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 191.609,55 ₺’nin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yatırmış olduğu 63.869,85 TL peşin harç ile 59,30TL başvurma harcının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacının yapmış olduğu posta, bilirkişi ve müzekkere masrafı toplam 12.525,00 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 262.800,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır