Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/372 E. 2023/133 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/372 Esas
KARAR NO :2023/133

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/06/2021
KARAR TARİHİ:28/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların Talepleri
Davacı vekili 25/06/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketler uhdesinde bulunan alacağının tahsili talebine yönelik İstanbul Arabuluculuk Merkezlerine başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirket tarafından 27/09/2016 tarihinde … plakalı, … marka C200 D-2016 model, sıfır km araç 117.520,00 TL bedelle davalılardan satın alındığını, aracın satın alındığına dair 27/09/2016 tarihli … seri sayılı fatura suretinin sunulduğunu, müvekkili şirketin kullanımında olan araçta; Motor arızası, Motor turbo arızası, Şebeke aküsünün bozulması, Egzos basınç sensöründe elektriksel arıza, EGR filtre süzgecinin bozulması, Park kilidi kondansatöründe elektriksel arıza,… ve DPF arızası olmak üzere arızalar meydana geldiğini, Aracın sıfır km olarak satın alınmış olması nedeniyle araçta sürekli meydana gelen arızaların kullanımdan kaynaklanmayan imalat, montaj ya da tasarım hatasından kaynaklanabilecek arızalar olduğunu, dolayısı ile gizli ayıp olarak kabul edilmesi gerektiğini, aracın motorunun değiştirilmesi ve onarımının ücretli bir şekilde yapılabileceği müvekkili şirkete iletilmiş ise de müvekkilinin aracın üretimden kaynaklanan arızaların masraflarını karşılayacak ne maddi gücü ne de sabrı kalmadığını, müvekkili aracın bakım/onarım/tamirat/otopark ücretinden kaynaklanan masrafları karşılayamadığından ve aracın gizli/üretimden kaynaklı ayıplı olması sebebiyle aracı kullanamadığını, 2021 Ocak ayında ise müvekkili şirket yetkilisi dava konusu araçla şehir dışına yolculuk yaparken araçtaki turbo ve motor arızası nedeniyle müvekkili yarı yolda bıraktığı için müvekkili otelde konaklamak zorunda kaldığını, yolculuğunu ise araç kiralamak sureti ile devam ettirdiğini, araç kiralama bedeli, çekici masrafı ve konaklama ücreti talep ettiğini, aracın birçok parçasının değiştirilmesi ve bu durumun süreklilik arz etmesi nedeniyle araç orijinal halini kaybettiğini, müvekkili araca duyduğu güvenin sarsılması nedeniyle araçtan beklediği yararı da göremediğini, aracın davalılar tarafından iade alınmasını istediğini belirterek dava konusu … plakalı, … marka , C200 D-2016 model aracın davalı şirketler tarafından iade alınarak ayıpsız misli ile değiştirilmesini, talep artırım dilekçesi ile artırmak ve eksik harcı ikmal etmek, fazlaya ilişkin dava/talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik; 117.520,00 TL’den aşağı olmamak kaydı ile aracın güncel satış bedelinin ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, eksik harcı ikmal etmek, fazlaya ilişkin dava/talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik; 20.000 TL Munzam zarar talebinin ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili … … A.Ş. Vekilinin 26/07/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirket olan … … A.Ş.’nin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu aracın ithalatçısı olan müvekkili şirket ile davacı şirket arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, bir an için müvekkili şirketin ithalatçı olarak “garanti veren” sıfatıyla sorumluluğuna gidilebileceği farz edilse bile, somut olay bakımından bu yolun da mümkün olmadığını, 2016 yılında satılan aracın garanti süresinin 2018 yılında dolduğunu, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını bununla birlikte huzurdaki dava konusu olayda müvekkili şirkete süresi içerisinde ayıp ihbarında da bulunulmadığını, dava konusu edilen hasarın münhasıran kullanıcı kaynaklı olduğunu, araçtaki arızanın imalattan değil, kullanıcı hatasından ileri geldiğini, davacının ayıpsız misliyle değiştirme talebinin hukuki ve maddi dayanaktan yoksun olduğunu, dava dilekçesinde, davacının munzam zarar talebinin neye ilişkin olduğu anlaşılamadığını, dava konusu bakımıdan munzam zararın talep edilemeyeceğini, davacı, satın aldığı aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesinin talep edildiğini ancak aracın ayıpsız mislinin bulunmaması halinde İİK’nın 24. maddesi gereğince işlem yapılacağından dava dilekçesinde değişimin mümkün olmaması halinde satış bedelinin iadesine ilişkin talebin dikkate alınır yanının bulunmadığını, dava konusu araçta ayıp olmadığını, yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkacağını, dava konusu aracın her türlü test ve incelemelerden sonra satışa sunulduğunu, dava konusu araçta meydana gelen arızanın üretimden kaynaklandığı düşünülse bile, aracın bedeline nispeten son derece küçük bir bedel karşılığında tamir edilebilen bu arızanın ayıp olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, bir malın ayıplı olarak kabul edilebilmesi için, maldaki eksiklik ya da özrün maldan yararlanmayı önemli ölçüde azaltacak ya da ortadan kaldıracak nitelikte olması gerektiğini belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Ticaret … A.Ş.’nin 29.07.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; hak dürüşücü süre yönünden itirazları olduğunu, araçta ayıp olduğu iddiasını kabul etmemekle birlikte, bir an için aracın satım anında ayıplı olduğu düşünülse bile bahsi geçen arıza için satıcı olan müvekkili şirkete ayıp ihbarında bulunulmadığını, davacı somut olayda TTK md. 23’e göre belirlenen ihbar süresi içerisinde taraflarına başvurmadığından davanın reddini, davacı tarafından varlığı iddia olunan ayıp kanun maddesi gereği açık ayıp olarak nitelendirildiğini, iddia edilen ayıp “turbo arızası” şeklinde olduğunu, bahsi geçen şikayet, aracın yaşı ve kilometresi gereği olağan olduğunu, müvekkili şirketin araçta var olduğu iddia edilen açık ayıptan sorumlu tutulabilmesi için, davacının var olduğunu iddia ettiği ayıbı satılanı teslim aldıktan sonra 2 gün içerisinde müvekkili şirkete bildirmesi gerektiğini, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava konusu araçta herhangi bir ayıp/üretim hatası bulunmadığını, aracın yaşı ve km’si , kullanım şekli göz önüne alındığında araçta ortaya çıkan dava konusu taleplerin kaynağı arızanın ayıp olarak nitelendirilebilmesine imkan olmadığını, satıcı olan müvekkili şirkete başvurulmadığını, söz konusu onarım talebi davanın ihbarı talep olunan … … Tic. Ve San. A.Ş.’ye iletildiğini, ayıp ihbarı süresi içerisinde yapılmadığını, davacının araç garanti süresi içerisinde kusursuz şekilde onarıldığını, garanti süresinin sona ermesinden 3 yıl sonra ortaya çıkan basit bir arıza dolayısıyla misli ile değişim veya sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebini haklı gösterecek bir hususun olmadığını, davacının munzam zarar talebinin kabulüne imkan olmamakla beraber davacı 20.000,00 TL ‘lik munzam zararını ispatlayamadığını, huzurdaki davada davacı yan, 20.000,00TL munzam zarar talebinde bulunduğunu, dava konusu araçta satış esnasında herhangi bir ayıp bulunmamakla beraber, müvekkili şirketin garanti süresinin bitiminden 3 yıl sonra ortaya çıkan arıza dolayısıyla davacının uğradığı zarardan sorumlu olmasına imkan olmadığını belirterek fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak üzere davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle usul yönünden reddini, hak düşürücü ayıp ihbar süresine riayet edilmediğinden ve yukarıda açıklanan nedenlerle esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava ayıplı olduğu iddia edilen malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bunun mümkün olmaması halinde aracın bedelinin ödenmesi talebini içeren terditli davadır. Uyuşmazlık davacı şirket tarafından satın alınan araçta meydana gelen arızaların üretimden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, aracın ayıplı olup olmadığı, araç ayıplı ise aracın misli ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı, davacının zararının bulunup bulunmadığı, zarar var ise bu zararın hesabı hususlarında toplanmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen makine mühendisi bilirkişi … ile … ve Nitelikli Hesap Uzmanı … hazırladığı 20.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu araçta mevcut haliyle gizli veya açık ayıp niteliğinde bir imalat hatasının
bulunmadığı, davacının bedel iadesi veya yenisiyle değiştirme koşullarının oluşmadığını, araçtaki eski arıza niteliğindeki motor arızasının garanti kapsamında ücretsiz onarım yoluyla giderildiğini, tamir süresinin de makul olduğunu, bu nedenle davacının bu arıza nedeniyle davalı şirketten zarar başlığı dâhil talep edebileceği bir maddi zararının Olmadığını, araçtaki egzoz sistemi arızalarının kullanıcı kaynaklı olduğunu bu nedenle davacı şirketin bu arızalar için de davalı şirketten talep edebileceğini, zarar başlığı dâhil bir maddi zararının olmadığını, satılanda ilk aşamada ortaya çıkan ayıbın davalı tarafından giderilmiş olduğunu, aynı ayıp nedeniyle davacının başkaca bir ayıba bağlı hak kullanmasının mümkün olmadığını, sonradan ortaya çıkan diğer arızaların hasarın geçişinden sonra ortaya çıkmış olduğunu, bu nedenle davacının zarar talep etmesinin de mümkün olmadığını mütalaa etmiştir.
İtirazlar üzerine bilirkişiler ek raporlarında özetle; dava konusu araçta mevcut haliyle gizli veya açık ayıp niteliğinde bir imalat hatasının bulunmadığını, davacının bedel iadesi veya misliyle değiştirme koşullarının oluşmadığını, araçtaki eski arıza niteliğindeki motor arızasının garanti kapsamında ücretsiz onarım yoluyla giderildiğini, tamir süresinin de makul olduğunu, bu nedenle davacının bu arıza nedeniyle davalı şirketten zarar başlığı dahil talep edebileceği bir maddi zararının olmadığını, araçtaki egzoz sistemi arızalarının kullanıcı kaynaklı olduğunu bu nedenle davacı şirketin bu arızalar için de davalı şirketten talep edebileceğini, zarar başlığı dahil bir maddi zararının olmadığını, teknik değerlendirme değişmediğinden kök raporda yapılan diğer değerlendirmelerin aynen geçerli olduğunu mütalaa etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın, davacı yanın davalı şirketlerden satın aldığı aracın üretimden kaynaklı olarak ayıplı olup olmadığı hususlarında toplanmakta ve davacı yan aracın ayıpsız mislini, bu olmadığı takdirde araç bedelinin ödenmesi talebi bulunmaktadır. Davalılar davanın reddini talep etmiş ayrıca davanın araç tamirini yapan teknik servis olan …’a ihbarını talep etmiş, ihbar talebi kabul edilerek …’ın davaya dahili sağlanmıştır.
Dosya alanında uzman bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarında; “….araçtaki eski arıza niteliğindeki motor arızasının garanti kapsamında ücretsiz onarım yoluyla giderildiğini, tamir süresinin de makul olduğunu, bu nedenle davacının bu arıza nedeniyle davalı şirketten zarar başlığı dahil talep edebileceği bir maddi zararının olmadığını, araçtaki egzoz sistemi arızalarının kullanıcı kaynaklı olduğunu bu nedenle davacı şirketin bu arızalar için de davalı şirketten talep edebileceğini, zarar başlığı dahil bir maddi zararının olmadığını,..” mütalaa etmiştir. Hazırlanan raporların yargı denetimine açık ve yerleşik içtihatlarla benimsenmiş bilimsel metodlara uygun olarak hazırlandığı değerlendirilerek hükme esas alınmasına karar verilmiş; davacının davalılardan satın aldığı araçta üretim kaynaklı bir arıza bulunmadığı, araçtaki motor arızasının tamirle onarıldığı, araçta mevcut motor arızası bulunmadığı, araçtaki egzos arızasının da kullanıcı kusurundan kaynaklandığı bu nedenle de ayıpsız misli ile değişim, iade ve tazminat koşullarının oluşmadığı hususlarında mahkememizde tam bir kanaat oluşmakla davacının terditli davasının tümden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurlmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Alınması gerekli 179,90 TL karar harcının davacının peşin alınan 2.348,50 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 2.168,6‬0 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 21.628,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken ve müteselsilen verilmesine,
6-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair; Gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır