Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/259 E. 2021/926 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/259 Esas
KARAR NO : 2021/926
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/04/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesi ile, Davacı müvekkilinin … Anonim Şirketi’nde %25 payı bulunduğunu, müvekkilinin azınlık pay sahibi konumunda olduğunu, 17/03/2021 tarihinde ertelen ve 19/04/2021 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına katılımının engellendiğini, müvekkilinin pay sahipliği haklarını kullanmasına izin verilmediğini, müvekkilinin 19/04/2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına covid-19 olması nedeniyle katılamadığını, bu nedenle toplantının 17/05/2021 tarihine ertelenmesi, eğer toplantı yapılacak ise müvekkilinin zoom tertibatı ile toplantıya katılmasının talep edildiğini, bu talebinin kabul edilmeyerek muhatabın kendisini vekil ile temsil edilebileceği, hastalığın buna engel olamayacağı, genel kurulun ilan edilen yer ve zamanda yapılacağının kendilerine bildirildiğini, müvekkilinin karantinada olması nedeniyle kendisini toplantıda temsil etmesi noterde vekaletname düzenlenme imkanının olmadığını, bu nedenle müvekkili tarafından TTK m. 426/1’e uygun yazılı olarak bir vekaletname hazırladığını, toplantı başkanı tarafından vekaletnamenin noter onaylı olmadığı gerekçesiyle müvekkilini temsilen toplantıya katılmasına izin verilmediğini, bu nedenle davalı şirketin 19/04/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların 6102 sayılı TTK’nun ilgili hükümlerine, Bakanlık Komiseri Yönetmeliğine ve … A.Ş’nin genel kurul iç yönergesine aykırı olması nedeniyle yoklukla malul ve batıl olduğu, iptali gerektiğini belirterek, davalı şirket genel kurulunda alınan kararların tamamının yoklukla malul olduğunun tespitine, bu talebin kabul görmemesi halinde alınan kararlarının tamamının batıl olduğunun tespitine, yoklukla malullük yada butlan taleplerinin kabul görmemesi halinde alınan kararların tamamının iptaline, 19/04/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan bütün kararların TTK m. 449 uyarınca yürütülmesinin geri bırakılmasına, yönetim ve temsil kayyımı atanmasına aksi halde denetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının, öncelikle şirketin muhtemel zararına karşılık teminat yatırması gerektiğini, davacının genel kurula katılmadığını, bu nedenle iptal davası açma hakkının bulunmadığını, genel kurul kararlarının yürütmesinin geri bırakılması yönündeki talebin haksız olduğunu, genel kurul toplantısının yokluğundan bahsedilemeyeceğini, davacının hem yönetim kurulu üyesi hem de yönetim kurulu başkanı sıfatının olduğunu, şirketin sevk ve idaresindeki sorumlu kişi olduğunu, şirket hakkında her türlü bilgisi bilmesi gereken kişi olduğunu, davacının bilgi alma hakkının engellenmediğini, özel denetçi taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, kar dağıtımının münhasıran genel kurulun takdirinde olduğunu, bu nedenle karın dağıtımına karar verecek mercinin tek bir ortak olmayıp ortakların çoğunluğu olması gerektiğini belirterek, her türlü talep, tazminat ve şikayet haklarının saklı kalması kaydıyla davanın reddine, davacının ihtiyati tedbir, kayyım, yokluk ve iptal taleplerinin reddi ile usuli şartlar sağlanmadığından usulden reddine, genel kurul kararlarının kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmaması sebebiyle davacının tüm haksız, mesnetsiz, hukuki ve yasal dayanaktan yoksun ve tamamen kötü niyete yönelik iddia ve taleplerinin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili duruşmada: “Dava dilekçemizi tekrar ederiz, yürütmenin geri bırakılması talebimiz vardır, ilk genel kurula ben katıldım ve noter tasdiksiz vekaletname ile katıldım, eksik olan delillerimizi sunmak için süre isteriz, müvekkilim yönetim kurulu üyesi olarak maaş alıyordu, yönetimden alındığı için artık alamamaktadır, ara karar uyarınca zoom tertibatına ilişkin talep belgesini sunduk. lk toplantıya katıldım ve vekaletname yönünden bir sorun yaşamadım. Müvekkilim genel kurula alınmaması M.K. 2 maddeye de aykırıdır. Davamızın kabulünü talep ederiz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili duruşmada: “Cevap dilekçemizi tekrar ederiz, yönetim kurulu üyelerine ödeme yapılmamaktadır, sadece şirkette yapılan hizmet nedeniyle ödemeler yapılmıştır, bu nedenle maaştan yoksunluk durumu söz konusu değildir, tedbir dolayısıyla teminat alınması talebimiz vardır, genel kurul yönetmeliğe uygun bir şekilde yapılmıştır. Davacı tarafın zoom tertibatı talebinde genel kurulu izlemek istediği ve vekilini genel kurul toplantısına katılacağını bildirdiği görülmektedir. Ancak imzası noter tarafından tasdik edilmemiş bir vekaletname ile genel kurula kabul edilmesi halinde TTK’nin 446 md. uyarınca iptal nedeni olacak, bu nedenle bir usulsüzlük yoktur. Davacı tarafın vekaletnamesi ne eski yönetmeliğe ne de yeni yönetmeliğine uygundur. Davacı tarafın dava açamayacağını değerlendirmekteyiz. Etki prensibi uyarınca da iptal edilmesi mümkün değildir. Davanın reddini talep ederiz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Taraflarca bildirilen tüm bilgi ve belgeler dosyamız arasına alınmış ve incelenmiştir.
Davacı tarafın, davalı şirkete Zoom tertibatı kurması talebini içeren talep maillerinin örnekleri dosyamız arasına sunulmuş, incelenmesinde toplantıdan önce bu talebin iletildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kurul kararının butlanı, bu talep kabul olmadığı takdirde kararların iptali istemine ilişkindir.
Davacının, davalı şirketin pay sahibi olduğu, davacının vekilinin ertelenen genel kurula noter tasdiksiz vekaletname ile kabul edildiği ve hazirun cetvelinin imzalandığı, daha sonra aynı nitelikte vekaletname ile davaya konu genel kurul toplantısına davacıya vekaletin katılmak üzere hazır bulunduğu ancak vekaletnamenin noter tasdikli olmadığı gerekçesiyle toplantıya alınmadığı, buna ilişkin de tutanak tutulduğu sabittir.
Davacı ve vekilinin, davaya konu toplantı tarihinde davalıdan, Zoom üzerinden katılım için talepte bulunduğu ancak bunun davalı tarafça yerine getirilmediği anlaşılmıştır.
Davacının, davaya konu toplantı tarihinde covid 19 salgını nedeniyle hasta ve izolasyonda olduğu, fiilen toplantıya katılmasının mümkün olmadığı ihtilaf konusu değildir.
Anonim Şirketlerin Genel kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik ve Anonim Şirketlerde Elektronik Ortamda Yapılacak Genel Kurullara İlişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca elektronik ortamda genel kurul yapılması da münkün iken, davalı tarafça bu yapılmamıştır.
Davacının, Zoom tertibatı talebinin yerine getirilmemesine ilişkin davalı tarafça haklı bir neden ortaya konulamamıştır.
Davalı şirket, az sayıda ortaklan oluşan bir şirket olup, davacı ve toplantıya katılmak isteyen vekilinin davalı şirket yönetim kurulunca bilinip tanındığı sabittir.
Davacının vekiline verdiği vekaletnamenin noter tarafından onanmış veya düzenlenmiş olmamasının yaptırımı genel kurula kabul edilmemek olarak yönetmelikte düzenlenmiş ise de, bu kuralın konuluş amacının; vekil olmayan kişilerin toplantıya katılmasını engellemek, sahteciliğin önüne geçmek ve gerçek pay sahibi olanların iradelerine uygun bir toplantı yapmak olduğu konusunda duraksama bulunmamaktadır. Nitekim, pay sahibinin vereceği vekaletnamenin noter tasdikli veya noter tarafından düzenlenmesi gerektiğine dair kanunda bir hüküm bulunmaması da bunun göstergesidir.
TTK’nın 425. ve 426. Maddelerinde; pay sahibinin, paylarından doğan haklarını kullanmak için, genel kurula kendisi katılabileceği gibi, pay sahibi olan veya olmayan bir kişiyi de temsilcisi olarak genel kurula yollayabileceği, senede bağlanmamış paylardan, nama yazılı pay senetlerinden ve ilmühaberlerden doğan pay sahipliği haklarının, pay defterinde kayıtlı bulunan pay sahibi veya pay sahibince, yazılı olarak yetkilendirilmiş kişi tarafından kullanılabileceği belirtilmiştir. Dolayısıyla bu konuda yazılı yetkilendirilmiş olma halini kanun yeterli kabul etmişken, buna aykırı olarak ve pay sahiplerinin yükünü ağırlaştıran yönetmelik hükmü gerekçe gösterilerek temsilcinin genel kurula alınmaması amaca ve hukuka aykırı olacaktır.
Yönetmelik hükmü, pay sahibi temsilcisi olduğunu ve onu temsilen genel kurula katılmak istediğini dile getiren kişinin tanınmaması ve yönetim kurulunca da tanınmaması halinde uygulama alanı bulabilecektir. Aksi halde, pay sahibine kanuna aykırı yükümlülük yüklenmiş ve kötü niyetli yönetim kurullarına fırsat tanınmış olacaktır.
Anonim Şirketlerin Genel kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’in 18/7. Maddesinde; “Halka açık olmayan şirketlerde gerek nama gerek hamiline yazılı pay senetleri sahiplerinin vekilleri vasıtasıyla toplantıda temsil edilebilmeleri için vekâletnamenin Ek-3’teki örneğe uygun olarak noter onaylı şekilde düzenlenmesi gerekir.” denilmekle bu noter onayı, genel kurulda temsil edilebilmek için değil vekalet ilişkisinin ıspatı açısından bir zorunluluk getirmektedir. Somut olayımızda davalı şirket yöneticilerinin tanıdığı ve ilk toplantıya kabul ettiği vekili, aynı nitelikte vekaletname olmasına rağmen davaya konu genel kurul toplantısına kabul etmemesi iyiniyet ile de bağdaşmamaktadır. Genel kurulun bu konudaki kararı ortak olan davacının genel kurula katılma ve oy hakkını kaldıran bir karar olması nedeniyle TTK’nın 447/1-a maddesi uyarınca batıl olup iptali gerekir.
Davacının, davalı şirkette %50 pay sahibi olduğu, genel kurula katılması halinde oy hakkını kullanacağı ve genel kuruldaki diğer pay sahiplerini etkileme hakkı ve imkanının da olacağı, bunların engellenmiş olmasının kabul edilemeyeceği, davacının pay sahibi olarak yapacağı etkinin nicelik olarak değil nitelik olarak alınan kararları değiştirme ihtimalinin olduğu, bu nedenle etki prensibinin niteliksel olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu haliyle diğer kararların da TTK’nın 445. Maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı ve 446/1-b maddesi uyarınca iptale tabi kabul edilmesi ve iptali gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalı şirketin 19/04/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 1 nolu kararın TTK’nin 447/1-a, ilk cümle uyarınca batıl olduğundan İPTALİNE, diğer kararların ise dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle TTK’nun 445 ve 446 maddeleri uyarınca İPTALİNE,
2-Davaya konu 19/04/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yürütmesinin DURDURULMASINA,
4-Yeterince harç alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5-Yargılama gideri 22,00 TL ile harç ödemesi 59,30 TL toplamı 81,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır