Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/253 E. 2022/476 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/253 Esas
KARAR NO : 2022/476
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 26/04/2021 tarihli dilekçesi ile, …. İcra Müdürlüğü 2021/… numaralı dosya ile ödeme emri gönderildiği, 16.03.2021 tarihinde davalı yanın bu ödeme emrine itirazda bulunduğunu, müvekkilinin davalı tarafa taşınması için iki ayrı faturada düzenlenen 1.531,25 USD değerindeki malları teslim ettiği, ancak davalının bu ürünleri alıcıya teslim etmediği, kaybettiği, bu sebeple uğradığı zararın fatura bedeli kadar olduğu ve karşılanması gerektiğini, 2021/… Numaralı arabulucuk numarası ile 16.02.2021 tarihinde toplantıda anlaşma sağlanamadığı, bu sebeple icra takibinin başlatıldığını, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali istemi sebebiyle icranın devamı ve takip alacağı miktarından %20 aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, tüm yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 21/06/2021 tarihli cevap dilekçesi ile, davacı ile yapılan kargo sözleşmesinin gereklerine uygun olarak hareket edildiği ve yükümlülükleri eksiksiz yerine getirildiğini, sorumluluk kabul anlamına gelmemek koşulu ile TTK md.886 uyarınca tam tazminata hükmedilebilmesi için ağır kusurun ispatlanması gerektiğini, dava konusu taşımada ilgili kargoların alıcısına teslim edildiği, kast veya pervasız bir davranışın mevcut tabloda söz konusu olmadığını, TTK md.882 uyarınca bir zarar varsa dahi taşıyıcı olan müvekkillerinin sınırlı sorumluluk hakkının söz konusu olduğu, bu uygulamanın temel amacının taşıma işinin hacmi nedeniyle taşıyıcının tazmin edeceği her kargoda mahvına neden olabilecek tazminatlar ödemesi riskine karşı taşıyanın sektörde tutunmasına yardımcı olmak olduğu, davacının taleplerinin TTK Md.882 kapsamına aykırı olduğunu, haksız başlatılan icra takibi nedeniyle %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddi ile tüm yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas dosyasına davalı yanca yapılan itirazın İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi isteminine ilişkindir.
….İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas dosyası aslı celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … Limited Şirketi tarafından, borçlu … Anonim Şirketi aleyhine 1.531,25-TL asıl alacak, üzerinden bu alacağa takip tarihinden itibaren yıllık mevduat faizi ( USD) işletmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlunun borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delillerinin toplanmasına geçilmiş; taraflarca uyuşmazlığa konu taşıma sözleşmesi ve ekleri dosyaya sunulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın halli bakımından dosya Taşıma ve Lojistik Uzmanı, Lojistik ve Taşıma Hukuku Uzmanı ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı bilirkişilerden oluşan heyete tevdii edilmiş olup, bilirkişi heyeti 12/11.2021 tarihli raporunda özetle; “…Davacı ile davalı arasında uluslararası havayolu ile eşya/kargo taşımasına dayanan bir taşıma sözleşmesi kurulduğu, satış faturalarındaki kap ve göndereni(satıcı)-alıcı bilgileri ile taşıma sözleşmesini işaret eden AWB’ler üzerindeki gönderen-alıcı-yük detayları ile uyum gösterdiği, AWB’lerin Türkiye-ABD arasındaki iki farklı yüke dair taşıma sürecini işaret ettiği, dolayısıyla taşıma sürecinin Montrcal Konvansiyonu (MK) Hükümlerine – göre değerlendirilmesi gerektiği, AWB’lerin MK Md.4/1 uyarınca Inter (by …) tarafından düzenlendiği, bu doğrultuda MK Md.l1/I uyarınca davalı yanın gönderileri sorunsuz teslim aldığının anlaşıldığı, davalı taşıyıcının MK Md.22/5 ve Md.22/3 içerikleri uyarınca eşya/kargo taşımalarında sınırlı sorumluluk hakkının kaybi. yönünde bir tanımlama yapılmadığı, dolayısıyla konvansiyonda eşya taşımacılığı açısından ağır kusur durumunun sorumluluk farklılaşması bakımından karşılığının olmadığı, bu doğrultuda MK Md.22/3 uyarınca sınırlı sorumluluk hakkının mevcut olduğu, ancak dosya içeriğinde gönderilerin ağırlıklarına ilişkin bilgi tespit edilemediğinden sınırlı sorumluluk üst limitinin hesaplanamadığı, taraflar arasındaki sözleşme içeriğinde Md.9’da ifade edilen TTK atfının mevcut durumda uygulama alanı bulamayacağı, AWB’ler üzerinde ürün fatura bedellerinin yazdığı kısımların Gümrük Beyanı için belirtilen değerler olduğu, taşıyıcıya deklere edilen ürün değeri olarak ele alınamayacağı…” Şeklinde görüş bildirmiştir.
Bilirkişi raporunda istenen gönderilerin ağırılığına ilişkin kayıtlar davalı şirketten istenerek dosyamız arasına alınmıştır.
Taraf itirazları ve dosyaya sunulan kayıtlar dikkate alınarak kök rapor hazırlayan bilirkişi heyetine tevdii edilerek ek rapor hazırlanması istenilmiş olup, bilirkişi heyeti 24.05.2022 tarihli ek raporunda özetle; ” Kök rapor sonrasında taraflarca sunulan itirazların tek tek irdelendiği, Sayın mahkemenin Ek Rapor için görevlendirme kararında belirttiği eksik ağırlık bilgilerinin dosyaya sunulması sonrasında sınırlı sorumluluk üst limiti hesabı ve tazmin edilecek tutar değerlendirilmesinin rapor içerisinde yapıldığı şeklinde, davacının talep ettiği zararın yapılan hesaplama gereği davalının sorumluluğuna dair üst limitin altında kaldığı, davalının 1.531,25 USD den sorumluğu…” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı bilirkişi raporuna; kendisine kusur izafe edilemeyeceğini, TTK 886. Maddesi uyarınca kast veya pervasızca davranış halinde tazminattan sorumlu tutulabileceği, bunun koşulunun oluşmadığı, aksi halde dahi sınırlı olarak sorumlu olacağı nedenleri ile bilirkişi raporuna itiraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında kargo taşıma sözleşmesi akdedildiği ve davacıya ait gönderinin davalıya teslim edildikten sonra kaybolduğu noktalarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının gönderisinin davalı uhdesinde iken kaybolmasında davalının sorumlu olup olmadığı ile var ise bunun miktarının tespiti ve davacı yanca bunun tahsili için başlatılan takibe davalı yanca yapılan itirazın haklı olup olmadığı hususlarındadır. Bunun tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Kök bilirkişi raporunda taşımanın havayolu taşıması şeklinde olması nedeni ile Türkiye’ nin de taraf olduğu Varşova Konvansiyonu’ nu geliştiren Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği, konvansiyonun 8. Maddesi uyarınca davalının teslim aldığı sabit olan yükü alıcısına teslim etmediği, davalının bunu iddia etse de teslime ilişkin imzalı, onaylı bir belge sunamadığı, dolayısıyla yükün kayıp olduğunun ve doğan zarardan davalının sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, davalının ileri sürdüğü ağır kusur veya pervasızca davranış iddiasının konvansiyonda sorumluluk farklılaşması anlamında karşılık bulmadığı, gönderilerin ağırlığına ilişkin belge bulunmadığından sorumluluğun hesaplanamadığı raporlanmış, bunun üzerine alınan ek raporda da davalının sorumluluğu 7.993,66 USD olarak belirlenmiştir.
Alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun, hüküm kurmaya ve yasa yolu denetimine elverişli olduğu, gerçekten de davalının kaybolan yük nedeni ile sorumluluğunun esas olduğu, özellikle davalının sorumluluk için kast veya pervasızca davranış bulunması gerektiği yolundaki iddiasının ayrıntılı olarak irdelendiği anlaşılmakla bilirkişi raporu mahkememizce de benimsenmiş, bilirkişi raporu doğrultusunda talep ile bağlı kalınarak davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
Davacının takip öncesi faiz talebi bulunmadığı, icra takibinde alacağın yabancı para üzerinden talep edilmesi karşısında istenen faiz oranın da buna uygun olduğu görülmüştür. Buna karşın alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı ile davacının kötü niyeti sabit olmadığından davalının da kötü niyet tazminatı talebinin ayrı ayrı reddine karar vermek ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmekgerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; davalının … İcra Müd. 2021/… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin takip tarihindeki şartlar ile aynen devamına,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin Reddine,
3-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin Reddine,
4-Alınması gerekli 796,90 TL harçtan peşin alınan 140,90-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 656,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yatırmış olduğu 140.90-TL TL peşin harç ile 59,30 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacının yapmış olduğu posta, bilirkişi ve müzekkere masrafı toplam 3.097,50 TL”nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Arabulucu ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalı taraftan alınarak Hazineye irat kaydına,
9-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.23/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır