Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/227 E. 2022/153 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/227 Esas
KARAR NO : 2022/153
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 12/04/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında … Hattı Hemzemin İstasyonları Kapasite artışı ve … Yapımı İşi konusunda 02/03/2020 tarihinde sözleşme imzalandığını, bu sözleşme sonrasında 17/03/2020 tarihinde yer teslimi yapılarak müvekkili tarafından işin yapımına başlandığını, ancak pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte ülkemizde de yayılması sonucunda yapım işinin bir nada geçici olarak davalı … Tic. A.Ş tarafından durulduğunu, 01/07/2020 tarihine kadar işe başlanmayacağının söylendiğini, müvekkili tarafından 01/07/2020 tarihinden sonra işe başlandığını, ancak bu işin devamının olanaksız hale geldiğini, defalarca işin bu şekilde devam etmeyeceğini söylemiş ve gereğinin yapılmasını talep etmişse de bu isteğe cevap verilmemesi üzerine fesih talebi başlığıyla 01/09/2020 tarihinden tekrardan dilekçe verilmiş ise de yine olumlu veya olumsuz yanıt alınamadığını, işin devam etmesinin müvekkilini telafisi güç zararlara yol açması kuvvetle muhtemel olduğunu ve 20/10/2020 tarihinde şirkete fesih ihtarnamesi çekildiğini, tek taraflı fesih iradelerini göstermeleri üzerine davalı şirketin de sözleşmeyi fesih ettiğini ancak sonrasında haksız ve hukuka aykırı bir şekilde ihalelerden yasaklama karar verildiğini ve 288.500,00 TL değerindeki teminat mektubunun nakde çevrildiğini, ayrıca müvekkilinin yapmış olduğu iş sonucunda hakkedişlerini de ödemediğini, pandeminin bir anda yaygınlaşması ve ilk zamanlarda insanlarda insanlarda bir panik havası olması sonucunda müvekkilinin işçilerinin işe gelmemeye başladığını ve birçok nitelikli işçinin istifa etmek zorunda kaldığını, işe devam edilememesinin en önemli nedenlerinden birinin de bu olduğunu, müvekkilinin 8 tane nitelikli işçinin istifa ettiğini, müvekkilinin yıllardır çalışanı olan bu işçilerin metro şantiyesi gibi çok kalabalık olan bu şantiyelerde çalışmak istemediğini ve sağlığından endişe ettiklerini, aynı zamanda dolar kurunun da sürekli arttığını ve bunun da müvekkilinin mal alımlarında ciddi bir şekilde zarara uğrayacak olmasına sebep olduğunu, müvekkilinin sözleşmeyi haklı olarak feshettikten sonra davalının yeni yaptığı ihale sonucundaki sözleşmenin de bilirkişi incelemesine tabi tutulmasını talep ettiklerini, zira müvekkilinin işin devamında zarar edip batma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, bu nedenle pandemiden önce aldığı bu işi bu fiyatlara yapmayacağını söylediğini ve sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, davalının bu işi müvekkilinden sonra başka firmaya taşere ettiğini ve çok büyük ihtimalle müvekkilinin yapacağı maliyetlerin üstünde bir fiyata ihale ettiğini, bu durumun daha iyi anlaşılması adına davalının müvekkilinden sonra yaptığı sözleşmenin incelenmesini ve aradaki farkın bilirkişiye hesaplattırılmasını, müvekkilinin sözleşmeyi haklı bir şekilde feshettiğinin açık olduğunu ve bu hususun tespiti ile nakde çevrilen teminat mektubu bedeli olan 288.500,00 TL’nin taraflara ödenmesini, fatura üzerinden yapılan 8.937,9 TL ceza kesintisinin taraflarına ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 24/05/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde yer alan hakkız ve mesnetsiz iddia ve beyanların taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını ve bu nedenle de davanın reddi gerektiğini, huzurdaki uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğunu, davacı tarafından yine aynı sözleşmeden kaynaklanan bir başka uyuşmazlık için … İdare Mahkemesinin 2021/… E. Sayılı dosyasına ikame edilmiş bir davanın da derderst olduğunu uyuşmazlık konusu sözleşmenin imza tarihinin Covud-19 virüsünün DSÖ’nün acil durum ilanından sonra imzalandığını ve dolayısı ile de öngörülemez nitelikte olmadığının açık olduğunu, hal böyleyken davacının söz konusu iddiasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu ve davanın reddi gerektiğini, davacının dolar kurunun artığını, ancak müvekkili şirket tarafından işin 90 günlük süre ile durdurulduğunu, süre zarfında maliyetlerin %40 oranında arttığı ve bu sebeple sözleşmenin feshedildiği iddia ettiğini, yargıtay 2006 tarihli bir kararında uygulanan kur politikalarının güvenilir olmadığını, ekonomik krizlerin belli bir süreç sonrasında görüldüğünü, ülkemizdeki istikrarsız ekonomik durumun sözleşmenin taraflarınca öngörülebilecek bir durum olduğu gerekçesiyle 2001 yıl ekonomik krizinde meydana gelen döviz kurundaki artışlara dayalı olarak davacının uyarlama talebinin yerinde olmadığına karar verildiğini, kaldı ki sözleşme konusu işin durdurulduğunu, 22/04/2020 tarihide USD kuru 6,97 iken, iş başı yapılması gereken 01/07/2020 tarihinde USD kuru 6,85’e indiğini, dolayısı ile kurda yükselmenin değil düşmenin söz konusu olduğunu, dava dilekçesinde ileri sürelen personellerin istifa etmesi, döviz kuru gibi gerekçelerin de sözleşmenin feshi için haklı sebep teşkil etmediğini, davacının Genelge hükümleri kapsamındaki talepleri 24/07/2020 tarihinde müvekkili şirkete iletildiğini, bu talebe ilişkin olarak 60 günlük yasal cevap verme süresinin henüz dolmadan sözleşmenin tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:
-Mali Müşavir … , Nitelikli Hesap Uzmanı Doç. Dr. … ve İnşaat Mühendisi … tarafından hazırlanan 25/11/2021 tarihli bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, sözleşmenin feshinden kaynaklı teminat bedelinin ve ceza kesinti bedelinin iadesine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı yanın Covid-19 pandemisi nedeniyle sözleşmeyi sonlandırmış olması nedeniyle teminatın nakde çevrilmiş olması ve sözleşme cezası uygulanmış olmasından kaynaklanmaktadır. Davacı yan sözleşmenin haklı nedenle sonlandırıldığını, bundan dolayı teminatın paraya çevrilmesinin ve sözleşme cezası uygulanmasının haksız olduğunu ileri sürmektedir. Davalı yan ise, feshin haksız olduğunu ve yapılan işlemlerin hukuken yerinde olduğunu savunmaktadır. Paraya çevrilen teminat mektubu ve uygulanan sözleşme cezasının miktarı bakımından taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Dosya içeriğinde yer alan … İdare Mahkemesi’nin 2021/… Esas ve 2021/… Karar sayılı ilamı incelendiğinde, taraflar arasındaki dava konusu sözleşmenin feshin haklı ya da haksız olduğu yönünde bir belirleme içermediği, davacının kamu ihalesinden yasaklanması işleminin iptaline ilişkin olduğu ve işlemi kuran idarenin yetkisiz olması nedeniyle işin esasını tartışmaksızın işlemin iptaline karar verdiği görülmektedir.
Cumhurbaşkanlığı 02/04/2020 tarih ve … sayılı 2020/5 genelgede: “…İdarelerce yapılan değerlendirme sonucunda, ortaya çıkan durumun yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması, yüklenicinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesine engel nitelikte olması ve yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemesi şartlarının birlikte gerçekleştiğinin tespit edilmesi üzerine süre uzatımı verilmesine veya sözleşmenin feshine karar verilebilecektir..” ibaresinden idarenin sözleşmenin feshine karar verebilmesi için üç koşulun arandığı, buna göre;
-ortaya çıkan durumun yükleniciden kaynaklanmaması,
-yüklenicinin yükümlülüklerini yerine getirmesine engel nitelikte olması,
-yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemesi koşullarının bir arada bulunması gerekmektedir. Bu koşullar birlikte gerçekleştiği takdirde idarenin süre uzatımına ya da sözleşmenin feshine karar vermesi konusunda takdir hakkı bulunmaktadır.
Somut olay incelendiğinde; pandeminin davacının kusuru olmadığı, yüklenicinin yükümlülüklerini yerine getirmeye engel olduğu, yüklenicinin bu engeli ortadan kaldıramayacağı açıktır. Bu durumda idarenin süre uzatımı ya da sözleşmeyi fesih konusunda takdir hakkı söz konusu olacaktır. Davacı, süre uzatımı istememiş, doğrudan sözleşmenin sonlandırılmasını talep ettiği görülmüştür. Davalının takdir hakkı bulunmaktadır. Süre uzatımının verilmesi durumunda davacının herhangi bir ceza ödemek zorunda kalmaksızın işi tamamlama imkanı olmasına rağmen, büyük projelerden kısmi iş alan yüklenicilerin proje bazında işçi istihdam ettikleri, pandeminin doğurduğu belirsizlik nedeniyle işe devamın yükleniciden beklenemeyeceği, aksi durumda projenin katlanılması yükleniciden beklenemeyecek ölçüde zararla tamamlanması söz konusu olacaktır. Bu durumda davalının her iki tarafın da çıkarlarına en uygun olabilecek sözleşmeyi sonlandırma seçeneğinin tercih edilmesi daha yerinde olacağı açıktır.
Mahkememizce resen görevlendirilen Mali Müşavir … , Nitelikli Hesap Uzmanı Doç. Dr. … ve İnşaat Mühendisi … tarafından hazırlanan 25/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda da özetle; “… … A.Ş’nin E-defter sistemine tabi olduğu ve 01.01.2020-31.12.2020 dönemlerine ilişkin olarak her ay yasal süresi içerisinde yasal defterlerin GİB’e gönderildiği dolayısıyla yasal defterlerin davacının lehine delil olarak kullanılabileceği, Davalı tarafa ait yasal defter incelemesinde; davacı tarafından kesildiği iddia edilen 2 nolu hakkediş raporu doğrultusunda fatura üzerinden yapılan 8.937,9 ₺ ceza kesintisinin ve nakde çevrilen teminat mektubu bedeli olan 288.500,00 ₺’nin yasal defter kayıtlarında olduğu,2020/5 sayılı Genelge kapsamında davacının sözleşmeyi feshinin haklı olarak değerlendirilmesi durumunda davacının 288.500,00 TL teminat mektubundan dolayı, 8.937,90 TL sözleşme cezasından dolayı alacaklı olacağı, ..” yönünde kanaat bildirilmiş, işbu bilirkişi raporu dosya içeriğine toplanan delillere uygun ve karar vermeye elverişli bulunduğundan, davacının feshinin haklı olduğu ve davacıya 288.500,00TL teminat mektubu bedeli ile 8.937,90TL sözleşme cezası tutarının iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile;
a) 288.500,00TL teminat mektubu bedelinin,
b) 8.937,90TL ceza kesintisi bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2- Alınması gereken 20.317,98TL harçtan peşin alınan 5.079,50TL harcın mahsubu ile bakiye 15.238,48TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 59,30TL başvuru harcı, 5.079,50TL peşin harç, 2.700,00TL bilirkişi ücreti, 427,50TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 8.266,30TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 29.270,65TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TL nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır