Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/215 E. 2022/863 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/215 Esas
KARAR NO : 2022/863
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/04/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 04.10.2013 tarihinde … – … karayolu üzerinde yol yapım çalışmalarının yapıldığı sahada hafriyat dolu kamyonun trafiğe açık yolda seyir halinde bulunan araç sürücülerini ikaz etmekle görevli … …’a çarpması sonucunda yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, olayda yaralanan … …’ın … Hastanesine kaldırıldığını ancak hayatını kaybettiğini, meydana gelen kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … …’in kusurlu olduğunu, … …’ın, …’ın eşi olduğunu, müvekkilinin desteği konumunda bulunan müteveffanın hayatını kaybetmesi dolayısı ile müvekkilinin müteveffanın desteğinden bakiye ömür boyunca yoksun kaldığını, müteveffanın kaza tarihinde gelirinin asgari ücret olarak baz alınması gerektiğini, müvekkili için eşi … …’ın vefatı nedeniyle yoksun kaldığını, destekten yoksun kalma tazminatına karşılık gelmek üzere şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, yeni düzenlemeye göre zarar görenlerin doğrudan dava açma hakkının ortadan kaldırıldığını, dava öncesinde sigorta kuruluşuna başvuru zorunluluğu getirildiğini, davacılar tarafından dava öncesinde müvekkili şirkete başvuru yapılmadığını, yukarıda belirtilen açık kanun hükmüne istinaden dava şartı yokluğundan davanın reddini talep ettiklerini, dava konusu olayın karayolu ile bağlantısı olmayan bir yerde yol yapım çalışması yapılırken meydana gelmiş olduğunu, trafik kazası niteliği taşımadığından poliçe teminatı kapsamında olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davaya konu kazanın KTK madde 2 kapsamında karayolu sayılmayan bir yerde meydana geldiğini, bu durumun kanuna göre işletene düşen hukuki sorumluluğunun söz konusu olmadığı bir yerde gerçekleştiğini ortaya koyduğunu, yine aynı kanunda düzenlenen bu sorumluluğun temin edildiği sigortanın teminatının somut olayda geçerli olmayacağının ortada olduğunu, dosyada mübrez kusur oranlarını gösterdiği ileri sürülen raporların hiçbiri mahkememiz kararına dayanak teşkil edecek nitelikte olmadığını, en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için hem ATK … İhtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması zorunluluğunun arz ettiğini, ikame edilen başvuruda ispat külfetinin davacıda bulunduğunu, bu kapsamda müteveffanın davacılara destek olduğunun hususunun ispatlanmasının zaruri olduğunu, öncelikle zaman aşımı def’ilerini ve başvuru şartının tam gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddini, dava konusu kaza karayolu dışında meydana geldiğinden sigorta teminatı kapsamında olmadığından haksız davanın reddini, dava konusu kaza karayolu dışında meydana geldiğinden sigorta teminatı kapsamında olmadığından haksız davanın reddini, SGK tarafından müvekkili şirket aleyhine açılan … Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/… E. Ve 2020/… K.i sayılı davanın bekletici mesele yapılmasını, tazminat oranı ve miktarının tespiti için yukarıdaki hususlar tamamlandığından Hazine Müsteşarlığı Aktüerler Siciline kayıtlı aktüer bilirkişiden rapor alınarak gerçek zararın tespit ettirilmesini, SGK tarafından yapılmış ödemelerin tazminat hesaplamasında dikkate alınmasını, taraflarınca huzurda görülen davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından faiz, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin başvuran tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, desteğinin vefatı nedeni ile davalıdan destekten yoksul kalma tazminatı talep etmiştir.
Öncelikle davalı zamanaşımı definde bulunmuşsa da kaza nedeni ile ölüm olayının vuku bulduğu ve bu durumda ceza zamanaşımının olaya uygulanması gerektiği, ceza zamanaşımı süresinin de dava tarihi itibariyle dolmadığı nazara alınarak davalının zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Davalı, davadan önceye sigortaya başvuru dava şartının yerine getirilmediği ve davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini iddia etmişse de davacı, sigortaya başvuru dilekçesini ve bunun tebliğ mazbatasını dava dilekçesi ekinde sunduğundan davalının bu istemi de yerinde görülmemiştir.
Taraf delillerinin toplanılmasına geçilmiş, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde olay yeri inceleme raporu ve bir kısım soruşturma evrakı dosyaya sunulmuştur.
Davacının güncel nüfus kaydı UYAP sistemi üzerinden raporlanarak dosyamız arasına alınmıştır.
… CBS’ nin 2013/2261 Sor. Sayılı dosyasının bir sureti dosyamıza kazandırılmıştır.
… Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak 2018/… E. Sayılı dosyasının gerekçeli karar evrakı ve kesinleşme şerh örneği celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Hasar dosyası davalıdan celp edilmiştir.
… SGK’ya müzekkre yazılarak davacıya sürekli işgöremezlik geliri bağlanılıp bağlanılamadığı sorulmuş, 24.02.2022 tarihli cevabi yazısında …’a sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olduğu ve PSD değeri ile Tahkikat Raporu müzekkere ekinde gönderilmiştir.
Tarafların kusur oranının tespiti için dosya … ATK … İhtisas Dairesine gönderilmiş olup, 02.11.2021 tarihli ATK raporunda özetle; “…dava konusu olayın yol yapım çalışması yapılan mahalde, trafiğe kapalı kesimde, hafriyat dökümü yapılan alanda meydana geldiği, kazanın taraflarının ise yine burada burada görevli hafriyat kamyonu sürücüsü ile çalışma alanında görevli işaretçi olduğu görülmüş; mevcut dosya kapsamına göre dava konusu olayın iş kazası mahiyetinde bulunması ve iş kazasına ilişkin kusur değerlendirmesinin dairemiz görev alanı dışında kalması nedeniyle dosyanın işlem görmeksizin mahalline iadesine karar verilmiştir…” görüşü mütalaa olunmuştur.
Adli Tıp Kurumu tarafından rapor tanzim edilmemesi üzerine mahkememizce belirlenen bilirkişi heyetinden kusur yönünden yeniden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın halli bakımından dosya bilirkişi heyetine gönderilmiş olup, 12.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “… plakalı hafriyat kamyonu kullanan … …’i %50 oranında kusurlu olabileceğini, müteveffa … …’ın %50 oranında kusurlu olabileceği…” görüşü mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizin 13.06.2022 tarihli duruşmasının 1 numaralı bendi uyarınca aktüer bilirkişiden rapor tanzim edilmesine istenilmiş, dosya aktüer bilirkişiye tevdii edilmiş, 24.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…davacı eş …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 131.554,35 TL olduğu, davacının maddi zararının poliçe limiti içinde kaldığını, başvuru tarihine göre temerrüt tarihi 14.01.2020 olarak belirlendiğini, sigortalı aracın kullanım şeklinini ticari nitelikte olduğu..” görüşü mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Asgari ücrette meydana gelen değişiklik dikkate alınarak kök rapor hazırlayan aktüer bilirkişiden değişiklik dikkate alınarak ek rapor hazırlanılması istenilmiş, 10.11.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “…davacı eş … …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararın 162.457,93 TL olduğunu, davacının maddi zararının poliçe limiti içinde kaldığını, aşvuru tarihine göre temerrüt tarihi 14.01.2020 olarak belirlendiğini, sigortalı aracın kullanım şeklinini ticari nitelikte olduğu..” görüşü mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı tarafça bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Davacı vekili 01.12.2022 tarihli bedel arttırım dilekçesi uyarınca destekten yoksun kalma tazminatının 162.457,93 TL’ye yükseltilmiş ve eksik harcı ikmal etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 04.10.2013 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında davacının eşi … …’ ın vefat ettiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, öncelikle kazanın meydana geldiği yer itibari ile KTK kapsamında trafik kazası sayılıp sayılamayacağı, sayılması halinde bunun trafik iş kazası olup olmadığı ile mahkememizce yargılamaya devam edilip edilemeyeceği, bu kaza nedeni ile davacının destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, kazanıyorsa tarafların kusur durumuna göre tazminatın miktarı, davalının bu zarardan sorumlu olup olmadığı noktalarındadır.
Davalı her ne kadar kazanın kazanın KTK madde 2 kapsamında karayolu sayılmayan bir yerde meydana geldiğini, bu durumun kanuna göre işletene düşen hukuki sorumluluğunun söz konusu olmadığı savunmasında bulunmuştur.
“2918 sayılı KTK’nın 2.maddesinde bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş ise de, aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarında esasen karayolu tanımında girmediği halde, genel trafiğin kullanımına açık yerlerde “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Ayrıca, karayolunun asfalt, beton, taş veya toprak olma arasında da bir fark bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yasal düzenlemeler ve Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş uygulamaları da gözetildiğinde; KTK’nın uygulanması için bir kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmemektedir. Kazanın karayolu ile bağlantısı olan veya karayolu sayılan bir alanda meydana gelmiş olması da yeterlidir.”( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’ nin 30/05/2019 tarih 2017/2033 Esas, 2019/1072 Karar sayılı kararı)
Açıklananlar ışığında davalının kazanın karayolunda gerçekleşmediği ve kaza nedeni ile sorumlu olmadığı yolundaki beyanlarına değer atfedilmemiştir.
Bir diğer açıklanması gerekli husus kazanın trafik iş kazası olup olmadığı ile mahkememizin yargılamaya devam edip edemeyeceği hususlarıdır.
“Somut olayda; … 1 isimli baraj inşaatında başka bir işçinin kullandığı … plakalı araç ile araç içerisinde yolcu olarak bulunann … in şantiye içindeki nehre uçtukları, kazada davacıların miras bırakanın vefat ettiği, … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığı, davacıların davalı sigorta şirketine karşı dava açtıkları, davacıların miras bırakanı ile davalı sigorta şirketi arasında hizmet sözleşmesi bulunmadığı, gerek 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, gerek 5521 sayılı mülga İş Mahkemeleri Kanunu ve gerekse İş Kanunu’nun 1.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözüm yerinin İş Mahkemeleri değil genel mahkemeler olduğu, ilk derece mahkemesince karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekirken esas hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu tespit edilmiştir” gerekçesi ile; kararın kaldırılmasına karar verildiği…( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’ nin 2020/563 Esas, 2022/402 Karar sayılı kararı)
Buna göre somut olay incelendiğinde davacı, davasını sadece sigorta şirketine karşı açmış, müteveffanın çalıştığı şirkete husumet yöneltilmemiştir. Az yukarıda Bölge Adliye Mahkemesi kararında da açıklandığı üzere davacı ile davalı arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığı, davacı yahut davacının mirasbırakanının davalı ile arasında hizmet sözleşmesi bulunmadığı, uyuşmazlığın haksız eylemden, Karayolları Trafik Kanunu’ nden ve TTK düzenlenen sorumluluk sigortasından kaynaklanması nedeni ile olayın trafik iş kazası olması ve mahkememizin görevli olmadığı yönündeki davalı itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu kapsamda tazminat hesabından evvel tarafların kusur durumlarının tayini için bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, … ATK … İhtisas Dairesi’ nce olayın trafik iş kazası olması nedeni ile rapor tanzim edilmemişse de yukarıda açıklananlar muvacehesinde … Kürsüsünden teşekkül eden bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş ve 12.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda gerçekleşen kazada tarafların eşik kusurlu olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu mahkememizce de oluşa uygun kabul edilmiş ve denetlemeye elverişli bilirkişi raporu mahkememizce benimsenmiştir. … Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 2018/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararında sadece sanık … … yönünden değerlendirme yapıldığı, maktul ve kamyon sürücüsü … hakkında bir değerlendirmeye yer verilmediğinden mahkememiz dosyasında alınan rapor ceza yargılaması sırasında alınan rapora aykırı görülmemiştir.
Davalının kusur raporuna somut itiraz içermeyen sadece Karayolları Fen Heyeti’ nden yahut ATK Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu’ ndan alınmayan raporun hükme esas alınamayacağı yolundaki itirazlarına değer atfedilmemiştir.
Davacının, eşi olan … …’ ın ölümü dolayısıyla destekten yoksun kalma tazminatına hak kazandığı da sabittir.
Tazminat hesabı için dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş ve 10.11.2022 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Davalı her ne kadar hesaplama yönteminin hatalı olduğunu iddia etmişse de raporun yerleşik Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay İçtihatlarına uygun kriterler kullanılarak oluşturulmuş olması nedeni ile davalı itirazı dikkate alınmamıştır.
Kaza tarihinde davalı sigortanın sorumluluğu 250.000,00 TL ile sınırlıdır.
Açıklanan nedenlerle davacının sübuta eren davasının, dava ve bedel artırım dilekçesi doğrultusunda kabulüne, davadan önce davalı temerrüde düşürüldüğünden hesaplanan temerrüt tarihinden itibaren, zarara sebebiyet veren araç ticari olduğundan avans faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla belirlenen tutarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, dava ve bedel arttırım dilekçesi gibi kabulü ile, 162.457,93 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 14.01.2020 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte poliçe limiti olan 250.000,00 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 11.097,50 ₺ harçtan peşin alınan 613,84 ₺ harcın mahsubu ile bakiye kalan 10.483,66 ₺’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafın yatırmış olduğu 613,84 ₺ peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu harç, posta, bilirkişi ve müzekkere masrafı, hakem heyeti başvuru ücreti olmak üzere toplam 4.618,80 ₺’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Arabulucu ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 25.368,69 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.22/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır