Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/214 E. 2022/383 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/214 Esas
KARAR NO : 2022/383
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında 10.08.2015 tarihinde maaş ödeme sözleşmesi İmzalandığını, iş bu sözleşmelerin 13. Maddesinde; 4.720-TL’nin sözleşmenin imzasını takip eden ilk maaş ödenmesinden sonra düzenlenen fatura karşılığı ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğunu, sözleşmenin imzasını takip eden ilk maaş ödemesinin 07.09.2015 tarihinde gerçekleştirilmiş olduğunu, taraflarca imzalanan sözleşme uyarınca maaş ödemesinden sonra davacı şirket tarafından düzenlenen 08.09.2015 tarihli faturanın davalı bankaya teslim edilmiş olduğunu, davacının, davalı …A.Ş.’den 08.09.2015 tarihli … seri faturadan dolayı alacaklı olup; iş bu alacağın tahsili amacıyla taraflarınca … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı borçlunun iş bu takibe itiraz ettiğini, iş bu itirazı haksız ve kötü niyetli olduğunu, itirazın iptali için, davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, Taraflar arasında gönderilmiş mailde, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca belirlenen bedellere ilişkin faturanın nasıl düzenleneceğinin yer almakta olduğunu, davacı şirketin KDV dahil … için 5.664-TL’lik, … Kurye için 4.720-TL’lik, … Gümrük Müşavirliği için 13,216-TL’lik olmak üzere toplam 23.600-TL ‘lik alacağının olduğunu, davalı-… Şubesi çalışanlarından … tarafından davacı çalışanlarından … ‘a gönderilen 08.09.2015 tarihli mailde; “Faturalar tarafıma ulaştı” denilmiş olduğunu, Mail ile yapılan ihtarnamede ise; “Davacı şirketler tarafından sözleşmelerdebelirtilen şekilde hazırlanan faturaların tarafınıza iletildiği halde sözleşmesel edimlerinizin ifası amacıyla defaten yapılan sözlü uyarılara rağmen söz konusu fatura bedellerinin taraflara ödenmemiştir. ” denilmiş olduğunu, davacı şirket tarafından sözleşmede belirtilen şekilde hazırlanan fatura davalıya iletildiği ve davacı şirket tarafından tüm sözleşmesel edimler eksiksiz bir şekilde yerine getirildiği halde defaten yapılan uyarılara rağmen söz konusu fatura bedelinin davalı tarafından müvekkil şirkete ödenmemiş olduğunu, davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması sebebi ile iş bu alacağının tahsili istemiyle davacı şirket tarafından … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile, itirazıp iptalini, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının olduğunu iddia ettiği dava konusu hadiseye, sözleşmeye ilişkin talepleri zamanaşımına uğramış olup, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, dava dilekçesi incelendiğinde davalı yönünden davanın açık ve somut olmadığını, davalı hakkında, hangi vaka ve gerekçelerle dava açıldığı, davalıdan talebin ne olduğunu, somut bir şekilde ortaya konulmamış olduğunu, dava somutlaştırılmadığından ayrıntılı savunma yapılamamakta olduğunu, öncelikle bu usuli eksikliğin giderilmesi gerektiğinini, dava davalı yönünden somutlaştırıldıktan sonra davaya ilişkin savunma haklarını saklı tuttuklarını, davacı … Tic. Ltd. Şti. ile Davalı Banka arasında 10.08.2015 tarihinde “Maaş Ödeme Sözleşmesi” akdedilmiş, davacı tarafından huzurdaki davada davalı Banka’nın sözleşmeye aykırı davrandığını, fatura kesilmesine rağmen sözleşmede öngörülen bedelin tarafına ödenmediğinden bahisle takip başlatılmış, başlatılan takibe haksız olarak itiraz edildiği ve itirazın iptali talebi ile ikame ettirilmiş, huzurdaki davanın kabulü mümkün olamayıp reddedilmesi gerekmekte olduğunu, davalı Banka nezdinde akdedilen “Maaş Ödeme Sözleşmesi” şeklindeki sözleşmeler ile sözleşmenin diğer tarafı olan firmalara maaş bütçesi verilirken; bankacılık işlemleri ve yasal mevzuatı gereği ilgili firmalardan çalışan sayısı, aylık ödenecek maaş tutarı vb. Gibi hususlarda taahhüt alınmakta olduğunu, davalı Banka ile davacı firma ve davalı firmanın bildirmiş olduğu grup firmaları olan dava dışı … Ltd. Şti. ve dava dışı … Ltd. Şti. arasında 10/08/2015 tarihli “Maaş Ödeme Sözleşmesi” akdedilmiş olduğunu, davalı Banka ile davacı firma arasındaki işbu maaş ödemesi sözleşmesinin akdedilebilmesi için gerekli olan ve davacı firmaca bildirilmesi gereken taahhütler; ancak davacı firmanın bildirmiş olduğu grup firmaları olan dava dışı … Ltd. Şti. ve dava dışı … Ltd. Şti.’nin personel sayısı ile aylık ödenecek maaş tutarları birlikte değerlendirildiğinde mümkün olabileceğini, Davacı firma maaş ödeme sözleşmesinin akdedilebilmesi için gerekli olan söz konusu taahhütleri tek başına karşılayamamış, davalı Banka tarafından bu husus tespit edilmiş ve bu durumun davacı firmaya bildirilmiş olduğunu, davalı banka tarafından davacı firmaya yapılan bu bildirim ile söz konusu maaş ödeme sözleşmesinin davacı firma ve grup firmaları olan 2 adet firmaca toplamda üç firma için ortak olarak imzalanması ve faturanın bu şekilde gönderilmesinin talep edilmiş olduğunu, ancak davalı banka tarafından bildirilen konusu bu talebe karşı davacı firmaca olumlu bir geri dönüş yapılmamış ve kabul görülmemiş, bu nedenle de davalı Banka tarafından aradaki maaş ödeme sözleşmesi doğrultusunda davaya konu ödeme işlemlerinin durdurularak reddedilmiş olduğunu, davacı firma tarafından davaya konu “Maaş Ödeme Sözleşmesi” kapsamı içerisinde taahhüt verdiği personel sayısı, aylık ödenecek ücret tutarı ile sözleşmedeki diğer hükümleri gereği gibi yerine getirilmemiş, sözleşme metnindeki düzenlenen hükümleri gereği de davalı Banka’nın sözleşmedeki taahhüt ve hükümleri eksiksiz bir şekilde ifa etmeyen davacı firmaya karşı herhangi bir borcu bulunmamakta olduğu, bu nedenle de davalı banka’nın takip konusu bedeli ve faizlerini ödemesinin mümkün olmadığını, takibe dayanak faturanın, davalı bankaya tebliğ ve teslim edilmemiş olduğu, iş bu nedenle takibe konu faturanın davalı banka kayıtlarında da yer almadığını, bu nedenler davanın reddini ve %20 den az olmamak üzere tazimnata hükmedilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davalının davacıya takip tarihi itibariyle asıl alacak ve faiz yönünden borçlu olup olmadığı, itirazın haksız olup olmadığı, alacağın muaccel olup olmadığı, temerrüt oluşup oluşmadığı, icra inkar tazminatı veya kötüniyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, icra dosyası, davacı tarafın personel sayısını içeren dava kayıtları ve tarafların ticari defterlerinden oluşan deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … hazırladığı 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “taraflar arasında maaş ödeme sözleşmesi düzenlendiğini, davalı kurumda çalışan 12 kişiye ait maaş ödemelerinin davacı … aracılığı ile yapılması hususunda anlaşıldığını, bu sözleşmenin 13. Maddesi KDV dahil fatura bedelinin 4.720 TL olarak belirtildiğini, davacı yan tarafından keşide edilen 721869 seri numarlaı faturanın davalı banka tarafından 08/09/2015 tarihinde teslim alınmış olduğunu, dosyaya sunulan maillerden görüldüğünü, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davacının icra takip tarihinden itibaren davalı yandan takibi yapılan 08/09/2015 tarihli fatura tutarı olan 4.720 TL kadar alacaklı olduğunu, davalı bankanın ticari defterlerinde dava konusuu edilen faturanın kayıtlı olmadığını, davacınnı fatura alacağı için icra takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarının 74,49 TL olarak hesaplandığnıı, davcının işlemiş faiz dahil alacağının 4.794,49 TL olarak hesaplandığını, davacı yanın lehine karar alınması durumunda davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi itibariyle asıl alacağına takip talebinde belirtilmiş olduğu gibi yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faizi talep edebileceğini” mütalaa etmiştir.
İtirazlar doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş ve … bilirkişi marifetiyle hazırlanan 17/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ” kök rapordaki kanaatlerinde bir değişiklik olmadığını, taraflarca imzalanan maaş ödeme sözleşmesinin 13. Maddesine göre TBK nın 117/2 maddesi uyarınca davalının temerrüde düşmüş olduğu kabul edilmesi halinde maile göre08/09/2015 tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilerek işlemiş faiz tutarı davacının icra takibinde talep etmiş olduğu gibi 1.893,56 TL olarak hesaplandığını, işlemiş faiz dahil davacı alacağının 6.613,56 TL hesaplanmış olduğunu,” mütalaa etmiştir.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 06/07/2021 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı ve davalı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan tarafların 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfında olduğu, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava konusu alacağın fatura bedellerinden kaynaklandığı, davacı ticari defterlerinden davacı tarafın davalı taraftan 4.720,00 TL alacaklı olduğu görülmüştür. Davalı ticari defterlerinde ise anılan alacak kayıtlı değildir.
Taraflar arasındaki yazışmalara dikkat edildiğinde dava konusu faturanın 08/09/2015 tarihinde davalıya teslim edildiği görülmektedir. 6102 sayılı kanunun 21. Maddesine göre Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Davalı tarafça kendilerine tebliğ edilen ve mail yazışmalarından da alındığı teyit olunan faturaya ve fatura içeriğine karşı herhangi bir itiraz sunulmadığı gibi itiraz edildiğine dair mahkememize de bir belge sunulmamıştır.
Faturaya karşı alıcının sekiz günlük itiraz süresinin başlayabilmesi için, faturanın, satıcı tarafından alıcıya tebliğ edilmiş olması şarttır. Faturaya karşı yapılan itiraz, hem bir “ihbar” ve hem de faturanın düzenlenip muhataba gönderilmesi ile vücut bulan ve TTK’nın 23. maddesinde “bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır” şeklinde ifade edilen karineyi bertaraf (ıskat) anlamı taşıdığı için yazılı olması gerekir. YHGK 2019/(15)6-5 : 2022/90
Değinilmesi gereken son husus takip öncesi işletilen faize ilişkindir. Türk Ticaret Kanunu’nun 10. Maddesine göre “Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.” Her ne kadar dosyada belirli vadeye dair sözleşme var ise de bu sözleşmede ödeme planı yer almamaktadır. Davacı tarafça davalıya takip öncesi herhangi bir ihtarname çekilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda takip öncesi faiz istenemeyeceğinin kabulü gerekir. (Kesin vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden icra takibi yapılmış ise takip tarihinde temerrüt gerçekleşir. (11.12.1957 tarih 17/29 sayılı İçihadı Birleştirme Kararı) Temerrüde esas icra takibi de bulunmuyorsa dava tarihinde temerrüt gerçekleşir.)
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, sunulan yazışmalardan faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafça sekiz gün içerisinde faturaya herhangi bir itiraz sunulmadığı anlaşılmakla davacının defterlerine itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE; …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Es sayılı takibine vaki itirazın; 4.720,00 TL asıl alacak ve 74,49 TL işlemiş faiz yönünden İPTALİNE; takibin bu alacak yönünden kaldığı yerden DEVAMINA
2- Fazlaya ilişkin istem yönünden talebin REDDİNE,
3-İtiraz kısmen haksız ve alacak likit olduğundan kabul edilen alacağın %20 nispetinde hesaplanan 958,89 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 327,51-TL harçtan peşin alınan 79,88-TL harcın mahsubu ile bakiye 247,63-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 139,18 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 750,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 57,50-TL olmak üzere toplam 807,50-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 585,39 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.794,49-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 1.819,07-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kısmen kabul kısmen red oranına göre 956,93-TL’ nin davalıdan 363,06- TL nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
10-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair; malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 8.000,00 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır