Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/206 E. 2021/936 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/206 Esas
KARAR NO : 2021/936
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafın matbaacılık işi yaptığını, davalı tarafın çeşitli malların yapılmasını talep ettiği, malların davalıya teslim edildiğini, 31.12.2020 tarihli mutabakat yapılmasına rağmen, borcun ödenmediğini, Bunun üzerine …. İcra Müdürlüğü 2021/… esas sayılı dosya ile takibe geçtiklerini, davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu beyan etmiştir. Davacı şirket, yukarıda açıklanan nedenlerle, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; alacaklı tarafın talep edilen borç miktarı müvekkilinin kayıtları ile bağdaşmadığını, söz konusu borcun mevcut olmadığını, davacının faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin hiç bir yasal dayanağının bulunmadığını bu nedenlerle davanın reddini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki ve sözleşme kapsamında davacının takip tarihi itibariyle alacağının bulunup bulunmadığı, tarafların temerrüde düşüp düşmediği, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Es sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair kısmi itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, icra dosyası, vergi kayıtları ve tarafların ticari defterlerinden oluşan davamız delilleri toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … hazırladığı 11.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı tarafın 2020 yılına ait ticari defterler ve kayıtlarının sahibi lehine delil niteliğinin bulunup bulunmadığının mahkemenin takdirinde olduğunu, 2019-2021 yılına ait ticari defterler ve kayıtlarının sahibi lehine delil niteliği bulunduğunu, davalı tarafın defterlerini sunmadığını, Davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği ve takibe konu ettiği cari hesap ekstresine ait 2019 yılında 3 adet KDV dâhil 4.371,90 TL tutarlı İRSALİYELİ FATURA olduğunu, İş bu faturaların davacı tarafın yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiğini, davalı tarafın yasal defterlerine işlenip işlenmediğinin tespit edilemediğini, Davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği ve takibe konu ettiği cari hesap ekstresine ait 2020 yılında 15 adet KDV dâhil 17.393,20 TL tutarlı İRSALİYELİ FATURA veya FATURA olduğu, İş bu faturaların davacı tarafın yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiğini, davalı tarafın yasal defterlerine işlenip işlenmediğinin tespit edilemediğini, Faturalara davalı tarafa itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında herhangi bir ihtarname, evrak yada belgeye rastlanılmadığını, 2019 yılı; Davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 27.11.2019 tarihli 3.280,40 TL (B) tutarlı kayıt işlemi ile başladığını, 19.12.2019-31.12.2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 4.371,90-TL alacaklı olduğu, 2020 yılı; 01.01.2020 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 4.371,90 TL alacaklı olduğunu, 22.12.2020-31.12.2020 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 19.765,10 TL alacaklı olduğunu, 2021 yılı; 01.01.2021 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 19.765,10 TL alacaklı olduğunu, davalı tarafın inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin olmadığını, dosya muhteviyatına ticari defter ve kayıtlarını sunmadığını, dosya muhteviyatına sunulan davacı tarafından düzenlenen 31.12.2020 tarihli mutabakat yazısında, davacı tarafın 31.12.2020 tarihi itibariyle 19.765,10 TL alacaklı
olduğunu beyan ettiği ve kaşesi ile yazıyı imzaladığı, iş bu mutabakat yazısında davalı tarafa ait kaşenin bulunduğu ve imzalandığını, davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 19.765,10 TL alacağını talep edebileceğini, takip tarihinden itibaren 19.765,10 TL alacağına yıllık yasal faizi talep edebileceğini,” mütalaa etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, taraflar arasındaki sözleşme, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 13/07/2021 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının davalıya ihtarına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini sunmadığı, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava konusu alacağın fatura bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. 6102 sayılı kanunun 21. maddesinde “1) Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Davacı tarafça tanzim edilen faturalar davalıya tebliğ edilmiş davalı taraf ise herhangi bir itiraz ileri sürmemiştir. Hal böyle iken davalı tarafın cari hesap dolayısıyla davacıya 19.765,10 TL borcu olduğu, öte yandan davalının 31.12.2020 tarihli mutabakat yazısında, davacı tarafın 31.12.2020 tarihi itibariyle 19.765,10 TL alacaklı olduğunu beyan ettiği ve kaşesi ile yazıyı imzaladığı anlaşılmaktadır. Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmadığından davacının defterlerine ve davalı tarafça inkar edilmeyen mutabakat formuna itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜNE, … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Es sayılı takibine vaki itirazın İPTALİNE; takibin kaldığı yerden DEVAMINA
2-İtiraz haksız ve alacak likit olduğundan kabul edilen alacağın %20 nispetinde hesaplanan 3.953,02 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 1.350,15-TL harçtan peşin alınan 238,71-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.111,44-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 238,71-TL peşin harç, 750-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 55,00-TL olmak üzere toplam 1.103,01-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 14/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır