Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/200 E. 2022/121 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/200 Esas
KARAR NO : 2022/121
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/03/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesi ile, Davalı şirket … Sanayi Ve Ticaret
A.Ş.’de davacıların pay sahibi olduğunu, aile
şirketi olarak kurulmuş olup, hala faaliyet konusu kapsamında faaliyetlerini
devam ettirdiğini, dava dışı … …’nin Davalı Şirket’in sermayesini
31.12.2020 tarihinde gerçekleştirilen Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda 63.304.988TL’den yaklaşık olarak 3 kat arttırmak
suretiyle 180.000.000TL’sına artırılmasını sağlayarak davacı Serap Kalaylı’nın şirketteki payını %12.9 seviyesinden %10.5 seviyesine ve davacı … ’nın payını % 1.6 seviyesinden %1.3 seviyesine
düşürmeye çalıştığını, şirketin
pasiflerinin kasten ve sürekli artırılarak, müvekkillerinin haklarına halel getirmek
amacıyla düzenlendiği bariz olan ve bu haliyle gerçekleştirilen toplantının usule,
yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, şirketin tek hâkim hissedarı
ve tek başına Yönetim Kurulu Üyesi olan … …’nin tek başına verdiği kararlar ile
sürekli şirket üzerinden yatırım yapmaya devam etmekte olup, şirketin
güçlendirildiği izlenimi vermeye çalışmakta ama işin gerçek yüzünde ise şirketi
sürekli ve sistematik bir şekilde borçlandırarak pasifini arttırmak suretiyle, bu
tarz sermaye artırım işlemlerine zemin hazırlamak suretiyle, katılım gücü
olmayan azınlık hissedarların şirketteki pay oranlarını sistematik bir şekilde
azaltma ve günün sonunda şirketin tek sahibi ve hissedarı olma gayretinde
olduğu, yapılmak istenen sermaye artırımına gerek olmadığı gibi yapılmak istenen sermaye artırımının objektif iyi niyet kurallarına tamamen aykırı olduğunu, davalı şirket yönetim kurulu olan dava dışı … …’nin, davalı
Şirketi ve bağlı ortaklıklarını yeni yatırımlar ve borçlandırmalar yapmak suretiyle
sermayelerinin kaybına kasıtlı bir şekilde sebep olduğunu, TTK m. 445 hükmü ile
iptal sebepleri düzenlenmiş olup, ilgili maddede kanun veya esas sözleşme
hükümlerine ve özellikle dürüstlük kurallarına aykırı olan genel kurul kararları
aleyhine iptal davası açabildiğini, somut olayda, davalı
şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler olmasına
rağmen, Yönetim Kurulunun aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem
de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkarttırıp denetçi ile
paylaşmamış, denetçi den bu hususta önerilerini de içeren bir rapor alınmadığını, denetçi somut olayda adeta devre dışı bırakıldığını, TTK m. 378 uyarınca Erken
Teşhis Komitesi kurularak önerileri alınmadığını, davalı Şirket’in sermayesi ile
ilgili iyileştirme önerileri sunulmadığını, Şirket’in böyle bir dönemde
doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 37,5 Milyon TL yatırım yapmayarak tasarruf
edebileceğini, Şirket’in bağlı ortaklıklarından olan yaklaşık 115.000.000 TL
alacağını tahsil etmesi durumunda, nakdi sermaye artırımına gerek
kalmayacağını, davalı Şirket’in toplam değeri Yüz Milyonlarca Dolar eden
gayrimenkul ve menkullerinin bir kısmının satış suretiyle davalı Şirket’e nakit
girişi sağlanabileceğini, Şirket’in 2019 Mali Yılında kar etmesine,
hatta bu karın bir kısmı için dağıtım kararı alınmasına ve ayrıca özkaynak
hesaplarında 2018 Mali Yılına göre 2 kat artma suretiyle 55.753.238,61 TL’sına
ulaşılmasına rağmen, 11 ay gibi kısa bir sürede mevcut öz
kaynağının %90’ını gerekçesi bilinmeyen bir şekilde kaybettiğini, senelerdir davalı Şirketten neredeyse hiçbir kar payı almayan
davacıların nakdi sermaye artırımına katılacak maddi durumları olmadığından, yapılan sermaye
artırımı ile
pay oranlarının azaltılmış olduğu ve Toplantı Tutanağı’nda soru ve muhalefet şerhi olarak tutanağa derç edilen sair hususlar nazarı
dikkate alındığında, davalı şirket için sermaye artırımının somut olayda
gerekmediğini, gerekli olmamasına rağmen Davalı Şirket’in sermaye artırımın
tamamen kötü niyetli olarak ve davacıların paylarını azaltabilmek için yapılmış
olduğunu, dava konusu Davalı Şirket sermaye artırım kararının TTK m. 445
hükmü gereği dürüstlük kuralına aykırı olup, iptali gerektiğini,
açıklanan ve yargılama safahatı neticesinde de sabit olacak sebepler ile
tedbiren, davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 31.12.2020 tarihli
Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda alınan kararlardan Şirket sermayesinin
63.304.988,00TL’den 116.695.012,00TL artırılarak 180.000.000,00TL’ye
çıkartılmasına dair 2 numaralı kararının yürütülmesinin durdurulmasına, davalı
Şirket’in zarara uğratılmasının önlenmesi ve davacıların paylarının korunması ve
tasfiye işlemlerinin yürütülmesi amacıyla davalı Şirket yönetiminin atanacak
yönetim kayyımına devredilmesine, bu talebin kabul edilmemesi halinde devalı
Şirkete denetimi için kayyım atanmasına, nihayette, 2 numaralı gündem maddesinin müzakeresinin ve oy nisabının TTK
m. 421/2-a hükmüne, TTK m. 376/2 hükmüne aykırı olması
sebebiyle davalı Şirketin 31.12.2020 Tarihli Olağanüstü Genel Kurul
Toplantısı’nda alınan sermaye artırımına ilişkin 2 Numaralı Karar’ın
hükümsüzlüğünün tespitine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde TTK m. 447 uyarınca batıl olduğunun tespitine, bu talep te kabul edilmediği takdirde TTK m. 445 vd. maddeleri
uyarınca iptaline, ayrıca davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 31.12.2020 Tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda TTK’nın 376. Maddesi uyarınca bir karar tesis edilememesi nedeniyle, TTK’nın 376/2. maddesi gereği sona erdiğinin tespitine ve tasfiye işlemlerinin başlatılmasına, bu hususta davalı şirket’e tasfiye memuru atanmasına, yargılama gideri ile ücreti vekâletin davalı yan üzerinde
bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. vekâletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacıların TTK 376. ve diğer hükümlerine yönelik iddiaları gerçek dışı olup kabul edilemeyeceğini, davacıların huzurdaki davayı açmasının hakkın kötüye kullanılması
mahiyetinde olduğunu, davacıların sermaye artışına ilişkin iş ve işlemlerin
yürütülmesinin durdurulması, davalı şirkete kayyım tayin edilmesi taleplerinin,
davacıların sermaye artışı kararının hükümsüzlüğünün ve butlanının tespiti
talepleri ile genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesi taleplerinin, şirketin
TTK 376 kapsamında tasfiyesine karar verilmesi taleplerinin ve haksız ve
kötü niyetli olarak açıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca bildirilen tüm bilgi ve belgeler dosyamız arasına alınmış ve incelenmiştir.
Davacının tedbiren davaya konu sermaye artırım kararının icrasının durdurulmasına ilişkin talebi mahkememizce red edilmiş, istinaf üzerine … BAM … Hukuk Dairesinin 2021/… esas sayılı ilamı ile istinaf başvurusu red edilmiştir.
Taraflar arasında görülen … Asliye Ticaret Mahkemesinin payların düzeltilmesine ilişkin 2019/… Esas, Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı konulu … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… Esas, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… ve … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… Esas, özel denetçi tayinine ilişkin … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… Esas ve … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… Esas, 31/03/2020 tarihli genel kurul kararlarının iptaline ilişkin … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… 2020/… Esas ve 25/04/2019 tarihli genel kurul kararlarının iptaline ilişkin … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… esas, TTK’nın 531. Maddesine dayalı haklı nedenle şirketin feshi istemli … Asliye Ticaret Mahkemesinin2019/… esas sayılı dosya örnekleri dosyamız arasına alınmış ve incelenmiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan raporda; Demir Çelik sektörü ortalamaları ile
karşılaştırıldığında davalı şirketin finansal yapı oranlarının sektör ortalamalarının
oldukça altında olduğu, Örneğin Öz Kaynak/Toplam Aktif Oranı
şirketin aktiflerinin ne kadarlık kısmının Öz Kaynaklarla karşılanabildiğini gösterdiğini,
oran yükselmesinin firmanın finansal yapısının güçlendiğinin göstergesi olduğunu,
şirket için bu oran sırasıyla 2020 yılında sermaye artımı öncesi 0,058 yani yaklaşık
olarak %0,058’iken (bu durum Öz Kaynakların düştüğünü gösetir) söz konusu oran 2020
yılında yapılan sermaye artırımının olumlu etkisiyle 0,13’e yani %13’e yükseldiğini, ancak bu oran sektörde ortalama %28 olup ve davalı firma için söz konusu oranın
sektör ortalamasının oldukça altında kaldığını, tüm belgeler
üzerinden yapılan incelemede, 2019 ve 2020 yıllarındaki oranlar
incelendiğinde 2020 yılında şirketin finansal yapı oranlarında bir
bozulma olduğunu , 2020 yılında yapılan sermaye
artırımı sonrasında finansal yapı oranlarındaki iyileşme olduğunu, şirketin 31.12.2020 tarihi itibariyle borca batıklık
durumunda olduğu, sermaye artırım sonrasında borca batıklığın bittiğini, TTK.m.421’de belirlenen toplantı ve karar nisabına uyulduğu,
sermaye artırımına ilişkin yasal mevzuata uyulduğunu, herhangi bir
usulsüzlüğe rastlanmadığı, yapılan sermaye artırımının gerekliliğinden
bahisle ana sözleşmeye aykırı bir yön bulunmadığı görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce değerlendirme yapılabileceğinden ve ek veya yeni bir rapor alınmanın davaya bir yenilik katmayacağı anlaşıldığından, bilirkişi raporuna yönelik itirazlar ve yeni bir rapor alınması talebi red edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı … San. Ve Tic. A.Ş’nin 31/12/2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2 nolu sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararın iptaline, yönetim veya denetim kayyımı tayinine, TTK’nın 376/2. Maddesi uyarınca sermayesinin üçte ikisi borçlar nedeniyle karşılıksız kaldığından şirketin sona erdiğinin tespitine ilişkindir.
Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten kişilerin, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabileceği TTK’nın 445 ve 446. Maddelerinde düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre davacıların usul işlemini tamamladığı ve dava açma hakkı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporundan, şirketin borca batık olup sermayesinin üçte ikisinin bilanço zararı nedeniyle karşılıksız kaldığı, bunun üzerine davaya konu sermaye artırım kararının olağanüstü genel kurul ile alındığı anlaşılmıştır.
Şirketin öz kaynaklarının azalması halinde sermaye artırımı yapılması veya kalan sermaye ile yetinme kararı verme yetkisi anonim şirketin genel kurulundadır.
TTK’nın 418. Maddesine göre; Genel kurullar, bu Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz. Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verilir.
Aynı yasanın 421/2-a maddesinde, bilanço zararlarının kapatılması için yükümlülük ve ikincil yükümlülük koyan kararların oy birliğiyle alınacağı, ilk toplantıda bu nisap sağlanamadığı takdirde ikinci toplantıda da aynı nisap aranacağı belirtilmiştir.
Sermayenin kaybı, borca batık olma durumu ana başlıklı TTK’nın 376. Maddesine göre, son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar. Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.
Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartıp, bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirmeli ve şirketin iflasını istemelidir.
Somut olayımızda da, şirketin borca batık olduğu ve TTK’nın 376/2. Maddesindeki şartın gerçekleştiği sabittir.
Davalı şirket yönetim kurulunun 376. Maddeye göre işlem yapıp genel kurulda oy birliğiyle karar alınması gereken bilanço açığını kapatma işlemini, daha az oy nisabıyla karar alınması mümkün olan sermaye artışı yoluna gitmesi dürüstlük kuralına aykırıdır.
Bilirkişi raporunda belirtildiği gibi, sektör ortalamasının çok altında karlılık ve özkaynak oranına sahip olan davalının, oy birliğiyle yükümlülük getiren bir genel kurul kararı alması gerekirken, yönetimde olan çoğunluğun azlığa tahakkümü olacak şekilde sermaye artışına gitmesi ve böylece bedelli sermaye artışında rüçhan hakkını kullanamayacak davacıların pay oranlarının iyice düşürülmesi kabul edilebilir bir durum değildir.
Yine TTK’nın 447/1-c maddesinde belirtildiği gibi, anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararları batıldır. Somut olayda bu hükme aykırı karar alınmış olduğu da görülmektedir.
Davalı, hem TTK’nın 376/2. Maddesindeki kanuni zorunluluğa uymadığından hem de alınan sermaye artırımı kararı dürüstlük kuralına aykırı olduğundan, kararın iptali gerekmekte olup, mahkememizce davanın bu kısım yönünden kabulüne karar karar verilmiştir.
Fesih talebi yönünden yapılan incelemeye gelince; bilindiği gibi TTK’nın 376/2. Maddesi gereği, son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.
Davacı taraf, hem şirketin alınan genel kurul kararının iptalini hem de 376/2. Madde gereği şirketin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti ile tasfiye memuru atanmasını talep etmiştir. Bu talep yönünden karar verilebilmesi için, öncelikle TTK’nın 376/2. Maddesine göre yönetim kurulunun genel kurulu bu madde kapsamında toplantıya çağırması ve bu konunun görüşülmesi gerekmektedir. Genel kurul bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar vermeden şirketin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine ve tasfiyesine karar vermek usule aykırı olacaktır. Bu nedenle davacının bu talebi usulen kabul edilmemiştir. Ancak kısa karar açıklanırken mahkememizce bu talep konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması eksik olmuş ise de, bu eksiklik HMK’nın 305/A. maddesi uyarınca hükmün tamamlanması ile giderilebilir. Ne var ki, hükmün tamamlanabilmesi için HMK’nın 305/A ve 306. Maddelere göre işlem yapılması ve taraflardan birinin talepte bulunması sonrası ek karar verilmesini gerektirmektedir. Taraflar henüz bu konuda bir talepte bulunmamıştır. Bu nedenle mahkememizce bu eksiklik kendiliğinden giderilememiştir.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalı … San. Ve Tic. A.Ş’nin 31/12/2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2 nolu sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararın iptaline,
2-Yeterince harç alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama gideri 4.728,00 TL ile harç ödemesi 357,00 TL toplamı 1.085,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/02/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır