Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/197 E. 2022/406 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/197 Esas
KARAR NO : 2022/406
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ : 27/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 29/03/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; 22/02/2019 tarihinde … plakalı aracın sürücüsü, müvekkilinin aracına çarparak müvekkil aracında hasar meydana geldiğini, bu meydana gelen hasarlı trafik kazasında … plakalı aracın sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, söz konusu alacağa ilişkin olarak arabulucuya başvuruda bulunduğunu ve yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamadığını belirterek söz konusu kaza nedeniyle müvekkilinin … plakalı aracında meydana gelen iş durması- kazanç kaybı bedelinin tespiti ile fazlaya ilişkin talep ve alacaklarının saklı kalmak kaydıyla, şimdilik belirsiz alacak olarak açtıkları 100,00 TL iş durması-kazanç kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini, tüm yargılama giderlerini ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 28/04/2021 tarihli cevap dilekçesini özetle; 22/02/2019 tarihinde davacı ile müvekkilinin araçlarının karıştığı maddi hasarlı trafik kazasına istinaden her ne kadar sigorta bilgi ve gözetim merkezinden alınan tramer kaydına göre müvekkilinin %100 kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, işbu kusur oranın taraflarına kabulünün mümkün olmadığını, zira kazanın kaza tespit tutanağındaki çizimdeki gibi olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve bu nedenle kaza ile kaza tespit tutanağındaki çizim uyumlu olmayıp kusur durumunun ortaya konması amacıyla dosyanın kusur bilirkişisine tevdi edilmesinin gerektiğini, 14/03/2019 tarihli kasko ekspertiz raporu ile araçta kaza sonrasında meydana gelen hasar bedeli 2.718,58 TL olarak tespit edildiği ve aracın İMMS sigortası HDI sigorta A.Ş. Tarafından bu bedel müvekkile ödendiğini, davacının işbu davayı ikame ederek fahiş talepler ile sebepsiz zenginleşmeye çalıştığını belirterek mezkur davada ihtiyati tedbir şartları oluşmadığından davacının talep ettiği ihtiyati tedbir talebinin reddini, davacı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak ikame edilen davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi yönünde talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekilinin 04/06/2021 cevaba cevap dilekçesini özetle: Davalı taraf cevap dilekçesinde işbu dosya ile talep edilen kazanç kaybına ilişkin zararımızın hesaplanması ve kusur oranlarının tespiti için dosyanın bilirkişiye tevdiini talep ettiğini, Davacı tarafta Yargıtayın yerleşik içtihatları göz önüne alınarak kazanç kaybı hesaplaması yapılmasını, aracın kaza tarihindeki emsal günlük kira bedellerinin araştırılmasını, aracın yaşanan kaza nedeni ile serviste yatma süresinin tayin edilmesini ve kusur oranının neticelendirilmesi ile kaza tarihindeki günlük kira bedeli üzerinden müvekkil şirket bünyesinde meydana gelen kazanç kaybının hesaplamasını talep ettiklerini, İşbu yapılacak hesaplamada celbi talep edilmiş olan hasar dosyası ile müvekkile ait aracın ne kadar onarımda kaldığı ispatlanacak olup, dosya bilirkişiye gönderildiğinde aracın kazanç kaybının tespiti bilirkişi tarafından rahatlıkla yapılabileceğini, Davalı taraf aynı zamanda araçta meydana gelen maddi hasar bedelinin 2.718,58 TL olmasından bahisle kazanç kaybı zararımızın da cüzi bir miktar olacağını iddia ettiğini, Davalı yanın bu itirazlarının tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, Davalı taraf işbu davayı haksız ve kötü niyetli olarak ikame etmiş olduğumuzu, hukuki dayanaktan yoksun iddialarımızın varlığından bahsetmişse de bunlar mesnetsiz iddialar olduğunu, Davalı yan araçta meydana gelen maddi hasarın giderilmesi nedeni ile işbu dava konusu olan kazanç kaybı talebimizin kabulü halinde sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olacağını iddia ettiğini, Ancak yukarıda da izah edilmeye çalışıldığı üzere değer kaybı ile kazanç kaybı birbirlerinden farklı alacak kalemler olduğunu, dosyanın konusu, yani kazanç kaybı alacağı, kazaya karışan aracın ticari nitelikte gelir getiren bir araç olması ve bu aracın davalı sürücünün kusuru nedeniyle zarar görmesi neticesinde onarım için serviste kalması nedeniyle kullanılamamış ve kiraya verilememiş olmasından ötürü uğradıkları zararlar olduğunu, Davalı yanın kendi kusuru ile sebebiyet verdiği kazadan kaynaklanan kazanç kaybı zararını ödemek istememesinden kaynaklanan bu iddialar gerekçesiz ve ne yazık ki kötü niyetli iddialardır. Yine davalı yanın kiralama bedeline , onarım süresine ilişkin bilgi ve belge sunmadığımıza ilişkin iddialarının reddi gerekmekte olduğunu Bu nedenlerle, davalının bu yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiğini, Davalıların faize ve faiz başlangıç tarihi olarak kaza tarihinin esas alınmaması gerektiğine dair olan iddiası ise hem hukuka aykırı hem de haksızdır. İşbu dava konusu haksız fiilden kaynaklanan kazanç kaybı zararının tazminine ilişkin olduğunu belirterek Davalı yan, dava dilekçemizde davalıların mal varlığı sorgulanarak, tespit olunan mal varlıklarına ihtiyati tedbir konulması talebimizin reddine karar verilmesini talep etmişse de bu taleplerin reddi gerekmektedir. Davalı yanın %100 kusuru ile meydana gelen kaza nedeniyle davacı müvekkil iş durması – kazanç kaybına uğradığını, 6100 Sayılı HMK 389. Madde kapsamında meydana gelecek herhangi bir değişim nedeniyle davacı müvekkilimin uğradığı zararın tazmini daha da zorlaşacağından hatta imkansız hale geleceğinden bahisle davalıların mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulması talebimizin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, Davalının cevap dilekçelerinde yer alan usule, esasa, kusura ve sair hususlara dair itirazlarının tamamının reddini, davalarının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:
-Bilirkişi Makine Mühendisi MEHMET KOÇ tarafından hazırlanan 04/10/2021 tarihli bilirkişi kök raporu ile 30/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporu.
-İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 07/01/2022 tarihli kusur raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, tazminat davasıdır, uyuşmazlık davacının maliki olduğu aracın karıştığı trafik kazası neticesinde uğradığı kazanç kaybı talebine ilişkindir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davalarında, davalı işleten ile davalı sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, davalı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalı işleten ve sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Mahkememizce … Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’nin 07/01/2022 tarihli raporu incelendiğinde; “…Sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile olay mahallinde aynı yönde önündeki aracın geri manevra ile geri geri gelmesi ile çarpıştıkları olayda atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır. Sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile olay mahalli sokak üzerinde geri manevrasına başlamadan evvel gerekli çevresel kontrolleri yapması gerekirken bu hususa yeteri kadar riayet etmediği, kontrolsüzce geri manevrasını sürdürdüğünde ise gerisinden gelen sürücü … idaresindeki otomobil ile çarpıştığı anlaşılmakla; kazanın oluşumunda kusurludur. Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; Sürücü …’ in kusursuz olduğu, Sürücü …’ nun % 100 ( yüzde yüz ) oranında kusurlu olduğu..” anlaşılmaktadır.
Mahkememizce resen görevlendirilen Makina Mühendisi bilirkişisi … tarafından hazırlanan 30/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;”…Dosyada kapsamından, … plakalı aracın sürücüsü davalı …’nun kontrolsüz ve denetimsiz şekilde, tek yönlü yolda geri geri gitmesi, manevra yaparak ters yönde gitmesi sonucu … plakalı araca çarpması, kazaya sebebiyet vermesi, trafik nizam ve kurallarına aykırı hareketi sebebiyle 2918 sayılı KTK. 67. ve yönetmenliğin 150. maddelerinin ilgili hükümlerine gereği asli %100 (yüzde yüz) kusurlu olduğu, dosya kapsamında … plakalı aracın kaza sonucu kaza tarihi itibariyle ikame araç bedeli KDV dahil (200*3=600) 600,00TL. Olduğu…” yönünde kanaat bildirilmiş, işbu bilirkişi raporu dosya içeriğine toplanan delillere uygun ve karar vermeye elverişli bulunduğundan mahkememizce verilen kararda dikkate alınmış ve davalıların müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜ ile; 600,00TL kazanç kaybı bedelinin olay tarihi 22/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-)Alınması gereken 80,70TL harçtan, peşin alınan 59,30TL ile 9,00TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 68,30TL harcın mahsubu ile bakiye 12,40TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
3-)Davacı tarafça yapılan 59,30TL başvuru harcı, 59,30TL peşin harç, 9,00TL tamamlama harcı, 700,00TL ATK’ya ödenen fatura bedeli, 1.000,00TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 184,00TL olmak üzere toplam 2.011,06TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 600,00TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-)Arabuluculuk ücreti olan 1.360,00TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
6-)Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır