Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/194 E. 2022/683 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/194 Esas
KARAR NO : 2022/683 Karar
DAVA : Banka Kredisinden Kaynaklanan (İtirazın İptali),
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ : 19/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 18/04/2014 tarihinde 5.000.000TL, 18/07/2014 tarihinde 15.000.000,00TL limit arttırım sözleşmesi), 15/04/2016 tarihinde 30.000.000,00TL miktarlı genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalı ile davacı arasında her ne kadar genel kredi sözleşmesi akdedilmiş ise de, davalı banka tarafından davacı lehine kullandırılan kredi miktarı toplamının 15.000.000TL olduğunu, bunun dışındaki rakamların banka tarafından davacı aleyhinde işletilen faiz veya mahrum kalınan kar adı altında yüklenen rakamlar olduğunu, davacılar tarafından herhangi bir talep olmamasına rağmen kullanılan kredi riskinin arttığını, bu nedenle daha fazla gayrimenkul teminatı gösterilmesi gerektiği, aksi halde tüm borçların muaccel hale getirilip tahsil edileceği baskı ve üstü kapalı tehdidi ile davalı banka tarafından hileli olarak davacının kredi sözleşmelerinin kademeli olarak yükseltildiğini ve davalı banka tarafından davacıya kullandırılan kredi karşılığında davacının elinde bulunan ve değeri kredi tutarının 3 katına eş değer olan onlarca gayrimenkuller üzerinde banka tarafından ipotek tesis edildiğini, davalı banka şube müdürünün talebi üzerine yapılan toplantıya katılan davacının mevcut TL genel kredi sözleşmelerinin USD’ye çevrilmesi gerektiğini, bu durumun daha avantajlı olacağını, bankaya daha az faiz ödeyeceğini, döviz cinsinden faizin daha düşük olduğunu söyleyerek davacıyı ikna edip yanılttığını, hataya düşürüp aldattığını, davacının TL cinsinden kullandığı 15 Milyon TL genel kredi sözleşmesinin 10-12 Milyon TL arasında olan kısmını dolar kredisine dönüştürüp davacıya imzalatıldığını, sözleşme örneğinin genel merkezden onay gelince taraflarına verileceğinin söylenerek davacıya USD’ye dönüştürülmüş sözleşme örneğinin verilmediğini, böylece TL cinsinden genel kredi sözleşmesinin cüzi bir kısmının TL’de tutulup önemli bir kısmının döviz kredisi sözleşmesine çevrilerek hem davacıların dolandırıldığını, hem de Bankacılık Yasasına aykırı işlem yapıldığını, 2020 yılının Mart ayından itibaren tüm dünyadaki pandemi sürecinde davacının yaşanan döviz akışı kısıtlamaları nedeniyle işlerinin durma noktasına geldiğini, davalı bankanın birkaç taksidin gecikmesini fırsat bilerek şirkete hesap kat ihtarı göndererek borcun tamamının kapatılmasının talep edildiğini, gönderilen ihtara cevabi ihtarname ile itirazda bulunulduğunu ve hileli bir şekilde TL’den dövize çevrilen kredinin yeniden TLye uyarlanmasının talep edildiğini, davalı banka ile yapılan döviz cinsinden kredi sözleşmesinde hile ve aldatma olması nedeni ile öncelikle sözleşmenin feshi gerektiğini beyanla, davacı ile davalı arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinin hile ve aldatma yöntemi kullanılarak yasalara aykırı şekilde döviz cinsinden genel kredi sözleşmesine çevrilmesi nedeni ile sözleşmenin öncelikle iptaline, bu mümkün olmadığı takdirde TL cinsinden olan kredi sözleşmesinin döviz cinsinden kredi sözleşmesine dönüştürüldüğü tarih esas alınarak yeniden TL cinsinden GK sözleşmesi olarak uyarlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … Dış Tic.Ltd.Şti. ile davacı banka arasında 18.04.2014 tarihinde 5.000.000TL, 18.07.2014 tarihinde 15.000.000TL, (limit artırım sözleşmesi), 15.04.2016 tarihinde 30.000.000TL, miktarlı GKS, sözleşmesi akdedildiğini, davacının dosyaya ibraz etmiş olduğu GKS’ler gereğince 50.000.000TL alacaklı olması gerekirken davacı alacaklı İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas Sayılı dosyası üzerinden davalı müvekkilleri hakkında 45.000.000TL üzerinden icra takibi başlattığını, bu durumun rakamlar arasındaki çelişkiyi açıkça ortaya koyduğunu, müvekkilleri ile davacı arasında her ne kadar dava dilekçesinde dile getirilen Genel Kredi Sözleşmeleri akdedilmiş ise de davacı banka tarafından davalı müvekkili lehine fiilen kullandırılan kredi miktarı 15.000.000TL olduğunu, bunun dışındaki rakamların banka tarafından müvekkili aleyhinde işletilen faiz veya mahrum kalınan kar adı altında yüklenen rakamlar olduğunu, bu nedenle İstanbul 6. İcra Dairesinin 2020/… Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinde asıl borç 15.000.000TL olmasına rağmen neye göre belirlendiği belli olmayan 45.000.000TL üzerinden başlatılan icra takibinde 33.884.691.25TL, dışındaki alacağa haklı olarak itiraz edildiğini, davacı tarafından bilinçli olarak müvekkilin kredi sözleşmeleri kademeli olarak yükseltildiğini, davacı banka tarafından müvekkiline fiilen kullandırılan 15.000.000TL kredi karşılığında müvekkilinin elinde bulunan ve değeri kredi tutarının 3 katına eş değer olan gayrimenkuller üzerinde banka tarafından ipotek tesis edildiğini, müvekkilleri ile davacı banka arasında akdedilen GKS’leri TL, olmasına rağmen her nasılsa müvekkilinin bu konuda talep ve iradesi olmamasına rağmen kandırılıp, iradesi sakatlanmak ve esaslı hataya düşürülmek sureti ile GKS, USD’ ye çevrildiğini, 2020 yılının Mart ayından beri tüm dünya ile birlikte ülkemizde pandemi sürecine girdiğni ve hükümet tarafından hastalığın önlenmesi adına ticari hayata bir takım kısıtlamalar getirildiğini, durumu fırsata çevirmek isteyen davacı banka, bir kaç taksidin gecikmesini fırsat bilerek müvekkiline hesap kat ihtarı gönderdiğini, 24 saat içerisinde kredi borcunun tamamının kapatılmasını talep ettiğini, davacı banka tarafından gönderilen hesap kat ihtarına karşı süresi içerisinde … Noterliğinin 16 Temmuz 2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itirazda bulunulduğunu, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı alacaklı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl borçlu davalı şirket hakkında … Asliye Hukuk Mahkemesinde 2021/… konkordato ilan edildiği, BAM tarafından kararın kaldırıldığı ve 2022/5 Esasında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu alacaklar hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… D. İş dosyasında ihtiyati haciz kararı verildiği anlaşılmıştır.
Davayı konu icra takibinin; 45.000.000,00TL asıl alacağın yıllık %26,56 oranında faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiği, davalıların yetki ve esastan itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 37.12. Maddesindeki yetki şartı nedeniyle davalıların yetki itirazı mahkememizce red edilmiştir.
Davalıların kısmi itirazda bulunarak 33.884.691,25 TL’yi kabul ettiği, kısmi ödeme savunmasında bulunduğu, itiraz edilen 11.115.308,75 TL üzerinden işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalıların … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/… Esas dosyasında uyarlama davası açtığı anlaşılmış, bekletici mesele yapılması talebi mahkememizce, sonuca etkili olmadığından red edilmiştir.
Mahkememizce alınan ilk bilirkişi raporunda; “Nihai takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere yukarıda arz edilen inceleme ve tespitler neticesinde; 1-)Davacı Banka’nın T.C. … İcra Mü 2020/… Esas sayılı dosyası kapsamında davalı asıl borçlu … Ltd. Şti. lehine kullandırılan ve tahsil edilmeyen ticari kredi hesaplarından doğan 10.11.2020 takip tarihi itibariyle toplam 45.000.000,00-TL tutarında alacağı olduğu, davalı borçlular tarafından icra takibinde 33.884.691,25-TL dışında kalan borcun tamamına, faiz ve ferilerine itiraz edildiği, bu bağlamda itiraza konu olan 11.115.308,75-TL’lik kısım yönüyle ve bu miktar üzerinden davalıların borca ve eklentilerine itirazının iptaline karar verilebileceği, 2-)10.11.2020 takip tarihinden itibaren ticari kredi hesaplarından doğan asıl alacak 45.000.000,00-TL’ye taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmeleri tahtında serbestçe belirlendiği şekilde yıllık %26,56 oranında gecikme tazminatı/gecikme kar payı işletilebileceği,” bildirilmiştir.
İtiraz üzerine yeni bir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi ek raporunda; “Davacı …Ş. nin davalı kredi müşterisi … Tic. Ltd. Şti. firmasına kullandırılan kredilerden dolayı alacaklı olduğu, firma ile düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesinde kefil sıfatı ile diğer davalı imzasının alınmış olduğu, Rapor içerisinde detaylı açıklamaları yapıldığı ve İlgili yasa hükümleri çerçevesinde, 10.11.2020 takip tarihi itibarıyla Asıl Alacak : 3.825.686,46TL + 41.194.234,40.-TL =45.019.920,86TL Faiz Toplamı: 408.406,19TL +1.866.882,01TL = 2.275.288,20TL olmak üzere Nakit krediden kaynaklanan alacak miktarı toplam 47.295.209,06TL, Gayri nakdi Krediden Kaynaklanan Alacak Miktarı 924.000,00TL olduğu, 05.02.2021 Geçici Mü arihi itibariyla Asıl Alacak 47.295.209,06TL, Faiz Toplamı 3.000.828,46TL, Nakit krediden kaynaklanan alacak miktarı toplam: 50.296.037,52TL , Gayrinakdi Krediden Kaynaklanan Alacak Miktarı : 924.000,00TL olarak tespit edildiği, Davacı bankanın, sözleşme hükümlerine göre, Kredi kullanan asıl borçlu … Tic. Ltd. Şti. yönünden depo talebinde bulunabileceği, Kefil … yönünden, davacı bankaya karşı davalı şirket ile birlikte takip ve dava konusu borçların ödenmesinden, kendi temerrüt tarihinde kefalet limiti dahilinde sorumlu olacağı, takipte talep edilen toplam alacağın, kefalet limitini aşmadığı, Sözleşmede depo talep edilmesi ile ilgili açık bir hüküm olmaması nedeni ile G.Nakdi krediler için depo talebinde bulunamayacağı, takipte talep edilen toplam alacağın, 45.000.000.-TL olduğu, kefalet limitini aşmadığı, Davacı bankanın davalı borçludan talep edebileceği toplam alacak miktarı; Talebe bağlılık ilkesi gereği 45.000.000,00TL olarak tespit edildiği, Davacı alacaklının asıl alacağa icra tarihinden tahsil tarihine kadar, %26,56 ile temerrüt faizi talep edilebileceği,” bildirilmiştir.
İtiraz üzerine bilirkişiden alınan ek raporda; “Kök Rapora ilaveten yapılan ek inceleme, tespit ve hesaplama neticesinde; Taraflar arasında 05.06.2014 tarihinde başlayan sürekli iş ve kredi İlişkisi kapsamında özellikle 07.07.2020 hesap kat tarihine kadar geçen zaman sürecinde davacı Banka nezdinde yer alan cari hesap ve kredi hesaplarına bağlı olarak davalı asıl borçlu şirket lehine gerçekleşmiş tüm bankacılık muamelelerinin Bankacılık mevzuatı ve teamülleri çerçevesinde usulüne uygun olarak yapılmış olduğu, muhasebeleştirildiği, kayıt edildiği, raporlandığı ve belgelerin saklandığı, Davalı asıl borçlu şirket lehine kullandırılan/yapılandırılan tüm İşletme Kredilerinin taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmeleri tahtında davalı asıl borçlu şirketin kaşe ve yetkili imzasına havi Kredi Kullandırım/Talep/Transfer Formu, Kredi Geri Ödeme Planları vb. belgelere dayanılarak yapılmış olduğu, Davalı asıl borçlu şirketin kaşe ve yetkili imzasına havi Kredi Geri Ödeme Planları, yapılan taksit ödemeleri, tasfiyeye konu kalan kredi borç miktarı, yapılandılan kredi borç Miktarı karşılığı kullandırılan kredi miktarı, davacı Banka tarafından 07.07.2020 hesap kat tarihi itbariyle ödenmesi talep edilen kredi borç miktarı, cari ve kredi hesap bakiyeleri arasında herhangi bir mutabakatsızlık olmadığı, bu bağlamda davacı Banka tarafından hatalı ve fazla bir miktarda tahsili talep edilen bir bedelin bulunmadığı, Banka Kredi Sözleşmeleri Bankalar tarafından matbu ve standart şekilde hazırlanıyor ve bu sürece kredi kullanan gerçek veya tüzel kişilerin herhangi bir katkısı olmuyor ise de, kullanılan kredinin türü, tahsis edilen limit dahilinde miktarı, kredi döviz cinsi, teminat ve risk durumuna göre krediye uygulanacak faiz/kar payı oranının, komisyon vb. Özelliklerin belirlenmesi hususları, krediyi kullanan kişilerin Kredi Sözleşmelerinde doğrudan müdahil olduğu konular içinde bulunduğu, davalı asıl borçlu şirketin kaşe ve yetkili imzasına havi kullandırılan / yapılandırılan İşletme Kredilerine ait Kredi Kullandırım/Talep/Transfer Formu, Kredi Geri Ödeme Planları vb. belgeler göz önünde bulundurulduğunda, uyuşmazlığa ve itiraza konu olan USD/TRY döviz cinsi üzerinden kullandırılmış/yapılandırılmış İşletme Kredilerinin özelliklerinin davalı asıl borçlu şirketin bilgisi dahilinde bulunduğu ve tarafların birbirine uygun irade beyanının tam olarak oluştuğundan söz edilebileceği, davacı Banka’nın T.C. … .lcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası kapsamında davalı asıl borçlu … Tic. Ltd. Şti lehine kullandırılan ve tahsil edilmeyen ticari kredi hesaplarından doğan 10.11.2020 takip tarihi itibariyle toplam 45.000.000,00-TL tutarında alacağı olduğu, davalı borçlular tarafından icra takibinde 33.884.691,25TL dışında kalan borcun tamamına, faiz ve ferilerine itiraz edildiği, bu bağlamda itiraza konu olan 11.115.308,75-TL’lik kısım yönüyle ve bu miktar üzerinden davalıların borca ve eklentilerine itirazının iptaline karar verilebileceği, 10.11.2020 takip tarihinden itibaren ticari kredi hesaplarından doğan asıl alacak 45.000.000,00-TL’ye taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmeleri tahtında serbestçe belirlendiği şekilde yıllık %26,56 oranında gecikme tazminatı/gecikme kar payı işletilebileceği,” bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan tapu kayıtlarından, davalı asıl borçlu şirket için verilmiş toplam 46.250.000,00TL ipotek olduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/… Esas dosyası sayılı dosyası dosyamız ile birleştirilmiştir,
Birleşen davada davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında 18/04/2014 tarihinde 5.000.000TL, 18/07/2014 tarihinde 15.000.000,00TL limit arttırım sözleşmesi), 15/04/2016 tarihinde 30.000.000,00TL miktarlı genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalı ile davacı arasında her ne kadar genel kredi sözleşmesi akdedilmiş ise de, davalı banka tarafından davacı lehine kullandırılan kredi miktarı toplamının 15.000.000TL olduğunu, bunun dışındaki rakamların banka tarafından davacı aleyhinde işletilen faiz veya mahrum kalınan kar adı altında yüklenen rakamlar olduğunu, davacılar tarafından herhangi bir talep olmamasına rağmen kullanılan kredi riskinin arttığını, bu nedenle daha fazla gayrimenkul teminatı gösterilmesi gerektiği, aksi halde tüm borçların muaccel hale getirilip tahsil edileceği baskı ve üstü kapalı tehdidi ile davalı banka tarafından hileli olarak davacının kredi sözleşmelerinin kademeli olarak yükseltildiğini ve davalı banka tarafından davacıya kullandırılan kredi karşılığında davacının elinde bulunan ve değeri kredi tutarının 3 katına eş değer olan onlarca gayrimenkuller üzerinde banka tarafından ipotek tesis edildiğini, davalı banka şube müdürünün talebi üzerine yapılan toplantıya katılan davacının mevcut TL genel kredi sözleşmelerinin USD’ye çevrilmesi gerektiğini, bu durumun daha avantajlı olacağını, bankaya daha az faiz ödeyeceğini, döviz cinsinden faizin daha düşük olduğunu söyleyerek davacıyı ikna edip yanılttığını, hataya düşürüp aldattığını, davacının TL cinsinden kullandığı 15 Milyon TL genel kredi sözleşmesinin 10-12 Milyon TL arasında olan kısmını dolar kredisine dönüştürüp davacıya imzalatıldığını, sözleşme örneğinin genel merkezden onay gelince taraflarına verileceğinin söylenerek davacıya USD’ye dönüştürülmüş sözleşme örneğinin verilmediğini, böylece TL cinsinden genel kredi sözleşmesinin cüzi bir kısmının TL’de tutulup önemli bir kısmının döviz kredisi sözleşmesine çevrilerek hem davacıların dolandırıldığını, hem de Bankacılık Yasasına aykırı işlem yapıldığını, 2020 yılının Mart ayından itibaren tüm dünyadaki pandemi sürecinde davacının yaşanan döviz akışı kısıtlamaları nedeniyle işlerinin durma noktasına geldiğini, davalı bankanın birkaç taksidin gecikmesini fırsat bilerek şirkete hesap kat ihtarı göndererek borcun tamamının kapatılmasının talep edildiğini, gönderilen ihtara cevabi ihtarname ile itirazda bulunulduğunu ve hileli bir şekilde TL’den dövize çevrilen kredinin yeniden TLye uyarlanmasının talep edildiğini, davalı banka ile yapılan döviz cinsinden kredi sözleşmesinde hile ve aldatma olması nedeni ile öncelikle sözleşmenin feshi gerektiğini beyanla, davacı ile davalı arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinin hile ve aldatma yöntemi kullanılarak yasalara aykırı şekilde döviz cinsinden genel kredi sözleşmesine çevrilmesi nedeni ile sözleşmenin öncelikle iptaline, bu mümkün olmadığı takdirde TL cinsinden olan kredi sözleşmesinin döviz cinsinden kredi sözleşmesine dönüştürüldüğü tarih esas alınarak yeniden TL cinsinden GK sözleşmesi olarak uyarlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davaya davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eksik harcın ikmal edilmemiş olup, bu suretle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, davacıların 15.000.000TL borçlu oldukları iddiası karşısında davacının ikame edildiği tarihteki borç miktarının 55.000.000TLyi aşkın olduğundan, harç ikmali gerektiğini, ayrıca davacı tarafından sunulan arabuluculuk son tutanağının, davalı bankanın başvurusu olduğu ve itirazın iptali davasından önce başvurulan arabuluculuk faaliyetine ilişkin olup, işbu dava kapsamında davacı tarafından başvurulmuş bir arabuluculuk faaliyeti bulunmadığını, davacılar ile imzalanan genel kredi sözleşmeleri çerçevesinde davacılara büyük miktarda kredi kullandırıldığını, kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine muaccel olan ve temerrüde düşülen borçların ödenmesi için davacılara kredi hesaplarının katı ile borcun ödenmesi ihtarlarının keşide edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından yasal işlemlere başlandığını, yapılan tüm işlemlerde davacıların rızası ve imzası bulunduğunu, davalı tarafından davacı aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davacının itirazı üzerine takibin durduğun, bunun üzerine davalı tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/… esas sayılı dosyasından itirazın iptali davası ikame ettiklerini, işbu dava kapsamında yapılacak incelemede davacı tarafların borç miktarının kesinleşecek olup, aynı konuya ilişkin olarak ikame edilen huzurdaki davanın hukuki yararının bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davacı vekili, birleşen davaya sunduğu dilekçesi ile, dava değerini 19.537.430,00TL olarak belirtmiş ve eksik harcı yatırmıştır.
Mahkememizce duruşmada kısa karar açıklanırken birleşen dava yönünden ayrıca hüküm kurulmamış ise de, HMK’nın 305/A maddesi uyarınca taraf vekillerinin sunduğu karşılıklı dilekçeler üzerine birleşen dava yönünden de gerekçeli karar ile hüküm açıklanmıştır.
Davalı – Birleşen davacı vekili dilekçesi ile; Mahkemede görülmekte olan davada davanın kabulüne karar verilmişt ise de, birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/… E., 2022/… K. Dosyası dosya ile alakalı olarak bir karar verilmediğinden, ilamda yer alan maddi hataların düzeltilmesi ve hükmün icrasında tereddüt yaratan hususların açıklanmasını talep etmiştir.
Davalı birleşen davacı vekilinin dilekçesi davacı- birleşen davalı vekiline tebliğ edilmiştir.
Davacı – Birleşen davalı vekili dilekçesi ile; Mahkemece 19.10.2022 tarihli karar duruşmasında dava hakkında karar verilmiş olup birleşen dava yönünden ise herhangi bir karar verilmediği, karara konu edilmediği görüldüğünden, HMK md. 305 uyarınca hükmün tavzihini talep ettiğini bildirmiştir.
Davacı -birleşen davalı vekilinin dilekçesi de davalı -birleşen davacı vekiline tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kredi ilişkisinden kaynaklı itirazın iptaline ilişkindir.
Birleşen dava ise, kredilerin sözleşmeye göre uyarlanması talebinden ibarettir.
Yapılan incelemede, davalı -birleşen davacı şirket için borcu karşılar ipotek verildiği ve İİK’nın 45. Maddesi uyarınca önce ipoteğin paraya çevrilmesi gerektiği, ipoteğin borcu karşılamayacağının açıkça belli olmadığı, bu nedenle İİK’nın 45/1-ikinci cümle hükmünün uygulanamayacağı anlaşılmış ve bu davalı yönünden asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Diğer davalı yönünden ise; hükme esas alınmaya uygun ikinci bilirkişi kök ve ek raporu ile tespit edildiği üzere, davalının kefil ve yetkili olduğu, kefaletin geçerli ve 45.000.000,00TL limitli olduğu, asıl borç miktarının kefalet limitinden fazla olduğu, davacının kefalet limiti ile sınırlı talepte bulunduğu, kefil olan davalı … yönünden davanın haklı olduğu, kredilerin yapılandırma nedeniyle yenilendiği, tarafların karşılıklı rızasına dayalı yapılandırma yapıldığı, iddia edildiği gibi kredi borçlusunun talebi olmadan yapılmış bir yapılandırma veya dövize çevirme durumunun olmadığı, bu nedenle asıl davanın davalı kefil Yusuf yönünden haklı olduğu anlaşılmış ve bu davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Birleşen davaya ilişkin talebin incelenmesinde; birleşen davacının kullandığı kredilerin ödenmesinde gecikme olması nedeniyle yapılandırıldığı, tarafların karşılıklı anlaşmasıyla USD’ye çevrildiği, davacı birleşen davalının kendi kendine yapılandırma ve dönüştürme yapmadığı, buna ilişkin davalı tarafın imzaladığı belgelerin bilirkişi tarafından incelenerek tespit edildiği, tacir olan davalı birleşen davacının yapılandırma talebinin hukuki bir dayanağının olmadığı, talebin yersiz olduğu, birleşen dava haksız olduğundan reddine karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
A) Asıl davada davacının davasının kısmen kabulü ile;
1-Davanın, davalı şirket yönünden mevcut ipotekler nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davanın, davalı … yönünden kabulü ile, bu davalının … İcra müdürlüğünün 2020/… esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
3-İtiraz haksız ve alacak likit olduğundan %20 üzerinden hesaplanan 2.223.061,74 TL icra inkar tazminatının davalı …’ tan alınarak davacıya verilmesine,
4-Asıl dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 349.153,09 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00 TL’nın davanın açılmasına sebebiyet verilen davalı …’dan alınarak hazineye ödenmesine,
6-Asıl davada kabul edilen dava değeri olan 11.115.308,75 TLüzerinden hesaplanan 759.286,74TL harçtan peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 759.227,44 TL harcın davalı …’tan alınarak hazineye ödenmesine,
7-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 2.137,00 TL yargılama giderinin takdiren 2.000,00TL’sının ve davacı tarafça peşin ödenen 59,30 TL harcın davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00 TL’nın, 660,00TL’sının asıl davada davacıdan, 660,00TL’sının davalı …’tan alınarak hazineye ödenmesine,
B) 1-Birleşen davanın reddine,
2- Birleşen davada alınması gerekli 80,70TL harcın, peşin ve tamamlama harcı olarak alınan 333.650,47‬ TL’den mahsubu ile artan 333.569,77‬ TL harcın karar kesinleştiğinde birleşen davacıya iadesine,
3- Birleşen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 433.374,30 TL vekalet ücretinin birleşen davacılardan müteselsilen alınarak birleşen davalıya verilmesine,
4-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00 TL’nın davanın açılmasına sebebiyet verilen birleşen davacılardan müteselsilen alınarak hazineye ödenmesine,
5- Birleşen davada davacıların yaptığı yargılama giderinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
6- Asıl ve birleşen dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/10/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır