Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/162 E. 2021/647 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/162 Esas
KARAR NO : 2021/647
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2021
KARAR TARİHİ : 05/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili 12/03/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket tarafından davalı taraftan alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından başlatılan takibe itiraz edildiğini, arabuluculuk dosya numarası ile arabuluculuğa başvuruda bulunulduğunu, anlaşmanın sağlanamadığını, belirterek itirazın iptali ile takibin devamını, davalı borçlunun takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık Davacı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında davacını takip tarihi itibariyle alacağının bulunup bulunmadığı, tarafların temerrüde düşüp düşmediği, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi Mali Müşavir … marifetiyle hazırlanan 02/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı tarafında 6102 Sayılı TTK.m.64 ve VUK.182 gereğince mecburi olan 2018-2019 yılı ticari defterlerinin tutulduğunu, işbu defterlerin açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde alındığını, yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin alınmadığını, Yevmiye ve kebir defterlerinin birbirini teyit eder şekilde ve kanunlara uygun tutulduğunu, HMK 222 (5) maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” ifadesi yer aldığını, davalı tarafın 02.07.2021 tarihli defter inceleme günü gelmediğinden ticari defter kayıtları veya belgeleri üzerinden inceleme yapılamadığını, davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği ve takibe konu ettiği cari hesap ekstresine ait 2019 yılında 2 adet KDV dâhil 31,950,02 TL tutarlı faturanın olduğunu, İş bu faturaların davacı tarafın yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiğini, davalı tarafın yasal defterlerine işlenip işlenmediğinin tespit edilemediğini, 03101.2019 tarihli … numaralı KDV dâhil 26.150,02 TL tutarlı faturanın, açıklama kısmına miktar, malın cinsi, fiyatının yazıldığını, faturanın teslim eden ile teslim alan kısımlarının olmadığını, imza karşılığında teslim edilmediği ve teslim alınmadığını, fatura üzerine irsaliye bilgilerinin belirtildiğini, 03.01.2019 tarihli … numaralı sevk irsaliyesinin teslim eden ve teslim alan kısımlarınım imzalandığını,
21.01.2019 tarihli … numaralı KDV dâhil 5.800,00 TL tutarlı faturanın, açıklama kısmına miktar, malın cinsi, fiyatının yazıldığını, faturanın teslim eden ile teslim alan kısımlarının olmadığını, imza karşılığında teslim edilmediği ve teslim alınmadığını, fatura üzerine irsaliye bilgilerinin belirtildiğini, 21.01.2019 tarihli … numaralı sevk irsaliyesinin teslim eden ve teslim alan kısımlarının imzalandığını, takibe konu olan cari hesap ekstresinde 2019 yılında davacı tarafından davalı tarafa 2 adet KDV dâhil 31.950,02 TL tutarlı fatura düzenlediğini, iş bu faturaların taraflarca karşılıklı olarak adet ve tutarlar birbirini teyit edecek şekilde Bs-ba Formu ile beyan edildiğini, davacı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde; davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 20.05.2018 tarihli 31.100,59 TL (B) tutarlı kayıt işlemi ile başladığını, 31.12.2018 tarihinde davacı tarafın davalı tarafa 40.,800,00 TL borçlu olduğunu, davacı tarafın 2019 yılında ticari defter ve kayıtlarının borç tarafına toplam 76.950,02 TL tutarlı kayıt işlemi yaptığını, bu kayıt işlemlerinin 31.950,02 TL tutarlı kısmının davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği 2 adet faturadan ibaret olduğunu, geriye kalan 45.000,00 TL tutarlı kayıt işlemine ait belgenin davacı taraftan talep edildiğini, davacı tarafın dosya mühteviyatına sunduğu belgenin çek iade bordrusu olduğunu, 04.01.2019 tarihli belgenin 45.000,00 TL tutarlı olduğunu, teslim eden kısmının davacı tarafın kaşesi ile … tarafından imzalandığını, teslim alan kısmının Bukle İnşaat yazılmak suretiyle … tarafından imzalandığını, davacı tarafın 2019 yılında ticari defter ve kayıtlarının alacak tarafına toplam 66.950,00 TL tutarlı kayıt işlemi yaptığını,31/01/2019 ve 31/12/2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 10.000,02 TL alacaklı olduğunu, davalı tarafın İnceleme günü gelmediğini, yerinde inceleme talebinin olmadığını, dosya muhteviyatına ticari defter ve kayıtlarını sunmadığını, davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 10.000,02 TL alacağını talep edebileceğini, takip tarihinden itibaren 10.000,02 TL alacağına yıllık %19,50 avans faizi talep edebileceğini” mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafça beyan dilekçesi sunulmuş, beyan dilekçesinde özetle bilirkişi raporunun davalı şirketin müvekkili şirkete borcunun bulunduğunu ispatlar nitelikteki olduğunu belirtmiştir. Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı tarafça herhangi bir beyan sunulmamıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 19/01//2021 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın davalıya tebliğine karar verilmiş ve davalıya ihtar duruşma tutanağının tebiği ile gerçekleştirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava konusu alacağın taşıma bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. Davalı tarafın hizmetin verilmediğinde ilişkin herhangi bir itirazın bulunmadığı gibi faturanın iadesine ilişkin bir savunma da ileri sürülmemiştir. Hal böyle iken davalı tarafın cari hesap dolayısıyla davacıya 10.000,02 TL borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça her ne kadar ticari defterler sunulmamış ise de davalı tarafça yapılan BA bildirimlerinden davalının ticari defterlerinde davacıdan alınan faturaların kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Her iki taraf BA BS formlarından dava konusu faturaların her iki tarafça da beyan edildiği anlaşılmaktadır. Vergi dairesine bildirim yapıldığından, hizmetin veya malın teslim edilmediğine dair ispat yükü davalı taraftadır. Zira davalı tarafça vergi dairesine ilgili bildirimimin yapılması davacı tarafça teslimin gerçekleştiğine dair karine teşkil eder. “…Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu Halkalı Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir. Dosyada mevcut SMM bilirkişi raporunda, salt davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup takip tarihi itibariyle davacının alacak iddiası yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353-1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir…” (İstanbul B A M’ nin 30.01.2020 tarih 2017/3832 E., 2020/227 sayılı kararı)
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmadığından davacının defterlerine ve sunulan BA BS formlarına itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına,
2- Davalının itirazında haksız ve alacağın likit olması nedeniyle hükmedilen bedel baz alınarak takdiren %20 üzerinden hesaplanan 2.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 683,10-TL harçtan peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 512,32-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 170,78-TL peşin harç, 800,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 60,00-TL, olmak üzere toplam 1.090,08-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.080-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.