Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/156 E. 2021/444 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/156 Esas
KARAR NO : 2021/444
DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı müvekkilleri …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’ın, davalı …’nde pay sahibi olduğunu, davalı şirket hissedarlardan … , … ve … … ‘ın Şirket yönetim kurulunda görev yapmakta olduğunu, şirket hissedarlarından … ve …’ın ise dava konusu 09.12.2020 tarihli genel kuruluna kadar yönetim kurulunda görev yaptığını ancak söz konusu genel kurulda görevlerinden azledildiklerini, şirket hissedarları arasında gruplaşma olduğunu, …, … … , … …, … … ve bu kişilerin aynı zamanda paylarının çoğunluğuna doğrudan sahip oldukları … Sanayii ve Ticaret Anonim Şirketi’nin çoğunluk pay sahipleri, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’ın ise azınlık pay sahipleri olduğunu, Azınlık Pay Sahipleri arasında yer alan … ‘ın, huzurdaki davaya konu 09.12.2020 tarihli genel kurula katılmadığı için davacılar arasında yer almadığını, Azınlık Pay Sahipleri’nin Çoğunluk Pay Sahipleri ile ilişkisinin, Davalı Şirket bünyesindeki ilişkileri ile sınırlı olmadığını, başka şirketlerde de ortak olduklarını ve tüm şirketlerin yönetimine dair ciddi problemler yaşadıklarını, davacıların tüm pay sahiplerinin katılımı ile problemlerin sağlıklı ve kalıcı bir çözüme kavuşturulmasını arzu etmesine karşılık Çoğunluk Pay Sahiplerinin keyfi ve hukuka aykırı yaklaşımlarını sürdürdüğünü, şirketlerin, Çoğunluk Pay Sahipleri’nin kötü yönetimleri altında yönetildiğini, davalı şirketin 09.12.2020 tarihli olağan genel kurulunda Çoğunluk Pay Sahiplerinin vermiş olduğu olumsuz oylar neticesinde Müvekkillerinin özel denetçi tayini talebinin reddedilmiş olduğunu, bu nedenle TTK m. 439 uyarınca işbu dava ile özel denetçi tayin edilmesini talep ettiklerini, davalı Şirketin, 2019 yılı olağan genel kurulunun ilk olarak 10.11.2020 tarihinde toplandığını, davacıların TTK m. 437/2 uyarınca “bilgi alma ve inceleme hakkı”nı kullanarak yönetim kuruluna birtakım sorular yönelttiğini, ortak olunan diğer Şirketlerde de yapılan genel kurullarda bilgi alma talebinde bulunulduğunu, tüm Şirketlerin tek elden idare edilmekte, grup şirketleri arasında süreklilik arz edecek şekilde borçlar verilmekte ve diğer grup şirketlerinden de aynı şekilde adeta bir finansman modeli gibi yüklü miktarlarda ve düzenli borçlar alınmakta olduğunu, Şirketler arasındaki bu borç-alacak ilişkilerinin, Şirketlerin faaliyetleri ve nakit akışları üzerinde oluşturduğu riskler, teminatlar ve geri ödeme planı gibi önemli değerlendirmelerin mutlaka yapılması gerektiğini, bunların faaliyet raporlarında belirtilmediğini, Şirketler arasında finansal durumlarını negatif yönde etkileyen kefalet ilişkilerinin de bulunduğunu, 10.11.2020 tarihinde toplanan olağan genel kurul toplantısının, finansal tabloların görüşülebilmesi amacıyla TTK m. 420 uyarınca ertelenip 09.12.2020 tarihinde gerçekleştirildiğini, 10.11.2020 tarihli toplantıda sorulan sorularla ilgili olarak, 09.12.2020 tarihli genel kurul toplantısından sadece 2 gün önce yani, 07.12.2020 tarihinde Çoğunluk Pay Sahipleri arasından seçilen yönetim kurulu üyeleri tarafından Müvekkillerine birtakım cevaplar verildiğini ancak bu cevapların hiçbir şekilde tatmin edici olmayan, yetersiz ve gerçeği yansıtmayan beyanlardan ibaret olduğunu, bilgi alma ve inceleme hakkını kullanma imkanı bulamayan Müvekkillerinin, 09.12.2020 tarihli genel kurul toplantısında bu kez TTK m. 438 uyarınca Davalı Şirkete özel denetçi atanmasını talep ettiğini ancak çoğunluk Pay Sahiplerinin hiçbir somut gerekçe göstermeksizin, olumsuz yönde oy kullanmaları neticesinde reddedildiğini beyanla, “1. Şirketin, bir bağlı şirket olması karşısında, hakim teşebbüsle ve diğer bağlı şirketlerle veya diğer bağlı şirketler yararına üçüncü kişilerle kurduğu hukuki ilişkilerde, bağlı şirket kayba uğrayıp uğramadığı, 2. Bankalarla yürütülen yeniden yapılandırma hangi aşamadadır ve şirket ne kadarlık bir borç yükünü ne kadarlık bir vadede, hangi araçlarla tasfiye edeceği, 3. Şirketleri uzun vadeli bir borç ödeme rejimine sürükleyen yeniden yapılandırmaya ilişkin risk değerlendirmesi daha kapsamlı olarak yapılmalı ve bunun gerekliliğinin, zamanlamasının pay sahiplerince de istişare edilmesine imkân tanıyan detaylı bir çalışma yapılıp yapılmadığı, 4. 2019 faaliyet yılında bütçeden ne kadar bir sapma gerçekleşmiştir ve bu sapmanın sebebinin ne olduğu, 5. Şirket’in bugüne kadar çalıştığı danışmanların iş tanımlarını, kendilerine Şirketten ödenen toplam ücretleri, Şirket için gerçekleştirdikleri çalışmaların maddi ve manevi faydalarını ve varsa zararlarını içeren detaylı bir çalışma yapılıp yapılmadığı” konularında TTK’nın 439 ve 440. Maddeleri uyarınca özel denetçi tayin edilmesini, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında ; Kısmi bölünme işlemi sonucunda kurulan davalı şirketin herhangi bir ticari faaliyeti olmadığını, 2015 yılında … ve …A.Ş.nin bölünmesiyle kurulan, yalnızca … A.Ş. ve … A.Ş.de azınlık iştirak payı bulunan Davalı Şirketin özel denetime konu edilebilecek hiçbir işi ve işlemi de bulunmadığını, Davacıların yönelttikleri soruların tamamının yanıtlarının kendilerinde olduğunu, 10/11/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısından önce kullandıkları inceleme hakkı çerçevesinde edindikleri bilgiler, 10/11/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında sorulan sorulara verilen 07/12/2020 tarihli yanıtlar ve bilahare erteleme üzerine yapılan 09/12/2020 tarihli genel kurul toplantısında verilen yanıtlar ile, kendilerini yönetim kurulunda temsil eden davacı … ve … vasıtasıyla şirketin işleyişi hakkında en kapsamlı biçimde bilgi sahibi olduklarını, davacıların gösterdikleri “Bilgi Alma Hakkına Yanıtlar”ın bir kısmının davalı şirketin yanıtları olmadığını, özel denetimin TTK m. 438 ve 439da öngörülen koşullarının hiçbirinin gerçekleşmediğini, Bilgi alma ve inceleme hakkı tüketilmediğini, pay sahipliği haklarının kullanımı için gerekli olma koşulu yerine getirilmediğini, açıklığa kavuşturulması gereken şüpheli olguların açıkça belirlenerek ortaya konulmadığını, şirket organlarının kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal etmediğini, şirket veya pay sahiplerinin herhangi bir zarara uğratılmadığını, iletilen soruların kapsamı ve konusu itibariyle özel denetçi tarafından incelenmeye elverişli olmadığını, çünkü soruların bir kısmının Davalı şirketle hiçbir ilgisi olmadığını, bazı soruların ise şüpheli bir hususun açıklanmasına yönelik olmayıp, genel ve soyut inceleme talebinden ibaret olduğunu, diğer bazı soruların, ticari ve sübjektif risk analizine ya da gerçekleşmemiş olgulara ilişkin olduğunu, bazıları ise yönetim organının görevine giren iş ve işlemlerin, kanuna tamamen aykırı olarak özel denetçiye yaptırılmaya çalışılmasından ibaret olduğunu, davacıların, ertelenen 10/11/2020 tarihli genel kurul toplantısında, bilgi almak istedikleri hususları ve sorularını içeren bir listeyi Toplantı Başkanlığına sunduklarını, sorulan sorular bilgi alma hakkının sınırlarını aşsa da bunların tamamının eksiksiz ve şeffaf şekilde yanıtlandığını, pay sahibi sıfatı ile bilgi talep eden Davacılardan … ve …’ın aynı zamanda o dönemde yönetim kurulu üyesi sıfatını taşıdığından ve bu kişiler ve davacıların bu bilgilerin tümüne zaten vâkıf olduğunu, pay sahiplerinin bilgi alma hakkını genel kurul toplantısında kullanması ve gerekli bilgilerin de toplantı içinde sağlanması kural olup, genel kurul toplantısı dışında bilgi verilmesinin zorunluluk değil istisna olduğunu, istenen bilgilerin 09/12/2020 tarihli genel kurul toplantısını beklemeden, pay sahiplerine daha erken bir tarihte e-posta yoluyla yapılmış olmasının TTKnın ilerisinde bir uygulama olduğunu, davacıların, 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında özel denetim talebinde bulunmuş ise de, pay sahipliği haklarının kullanılması için gerekli bilgilerin ve daha fazlasının hâlihazırda kendileri ile paylaşılmış olması, özel denetçi talebinin TTK m. 438-439da öngörülen koşullarının hiçbirinin karşılanmaması ve pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için belirli konularda bilgi almaktan ziyade, yönetim ve Şirket üzerinde baskı oluşturarak şahsi menfaat sağlama amacına yönelmesi gerekçesiyle haklı olarak reddedildiğini, davacıların azınlık-çoğunluk gruplaşmasına ve şirketler topluluğuna ilişkin iddialarının tamamen hatalı olup mahkemeyi yanıltma amacını taşıdığını, şirketin yap yapısının;
PAY SAHİBİ PAY ADEDİ %
… SANAYİİ TİCARET A.Ş. 15.782.663 71,73 … 221.510 1,00
… 195.573 0,88
… 195.573 0,88
… … 195.573 0,88
… 471.081 2,14
… 471.080 2,14
… 228.083 1,00
… 234.716 1,06
… 234.716 1,06
… 234.716 1,06
… 234.716 1,06
… 6.600 0,03
… 1.097.800 4,99
… 1.097.800 4,99
… 1.097.800 4,99
Toplam 22.000.000 100
şeklinde olduğunu, Davacıların, Şirketin kuruluşundan bu yana kanunun sağladığı hakların çok ötesinde yönetim, kontrol ve bilgi alma imkanlarına sahip olmuş ve bu haklarını aktif olarak kullandıklarını, … Ailesinin hâkimiyet uyguladığı ve tek elden yönetim sergilendiği yönündeki iddiaların tümüyle gerçek dışı olduğunu, davacılardan … VE …’IN şirketin kuruluşundan bu yana yönetim kurulu üyesi olduğu görüldüğünü, …’in bu tüm dönemin büyük çoğunluğunda şirketin yönetim kurulu başkan yardımcısı dahi olduğunu, davalı Şirketin, … A.Ş.nin bağlı şirketi olduğunu, usulüne uygun bağlılık raporunun hazırlanıp paylaşıldığını, davacıların, Davalı Şirket aleyhine …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde açılan 2021/… Esas sayılı genel kurul kararlarının iptali davasında, yeni yönetim kurulu seçimine ilişkin numaralı kararın iptalini talep etmediklerini, davacıların özel denetim talep ettikleri bir hususta bilgi alma ve inceleme haklarını tüketmediklerini, davalı Şirket, bir hâkim şirket değil, bağlı şirket olduğundan konsolide bilanço düzenleyemeyeceğini, Şirketin bankalara veya bağlantılı şirketlere hiçbir borcu olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların sunduğu belgeler, genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, davacıların bilgi alma ve inceleme talebi ile buna davalının yanıtı, ertelenen genel kurula yönelik özel denetçi talebini içeren dilekçe, ticaret sicil kayıtları, yönetim kurulu karar defteri örnekleri, pay defteri örnekleri dosyamız arasına alınmış ve incelenmiştir.
Davalı vekilinin duruşma yapılarak inceleme yapılması talep edilmiş ise de, işin niteliği ve belgeyle ıspat şartı nedeniyle talebip kabul edilmemiş, dosya üzerinden inceleme yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, TTK’nın 438. Madde uyarınca, pay sahibi davacıların bilgi alma ve inceleme talebinin yeterince karşılanmadığı gerekçesiyle davalı şirketin genel kurulu tarafından özel denetçi tayinine ilişkin talebin reddi üzerine, TTK’nın 439 ve 440. Maddeleri uyarınca mahkemece özel denetçi tayini suretiyle ileri sürülen konularda denetim yapılması talebine ilişkindir.
TTK’nın yukarıda belirtilen maddeleri ve devamındaki açık düzenlemesine göre; her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir. Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir. Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır. Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını verir. Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir.
Özel denetim, amaca yararlı bir süre içinde ve şirket işleri gereksiz yere aksatılmaksızın yapılmalıdır. Yönetim kurulu, şirketin defterlerinin, yazışmaları dâhil yazılarının, kasa, kıymetli evrak ve mallar başta olmak üzere, varlıklarının incelenmesine izin verir. Kurucular, organlar, vekiller, çalışanlar, kayyımlar ve tasfiye memurları önemli olgular konusunda özel denetçiye bilgi vermekle yükümlüdür. Uyuşmazlık hâlinde kararı mahkeme verir. Mahkemenin kararı kesindir. Özel denetçi, şirketin özel denetimin sonuçlarına ilişkin görüşünü alır. Özel denetçi sır saklamakla yükümlüdür.
Özel denetçi, incelemenin sonucu hakkında, şirketin sırlarını da koruyarak, mahkemeye ayrıntılı bir rapor verir. Mahkeme, raporu şirkete tebliğ eder ve şirketin, raporun açıklanmasının şirket sırlarını veya şirketin korunmaya değer diğer menfaatlerini zarara uğratıp uğratmayacağına ve bu sebeple istem sahiplerine sunulmamasına ilişkin istemi hakkında karar verir. Mahkeme, şirket ve istem sahiplerine, açıklanan rapor hakkında, değerlendirmeleri bildirmek ve ek soru sormak imkânını tanır.
Yönetim kurulu, raporu ve buna ilişkin değerlendirmeleri, ilk genel kurula sunar. Her pay sahibi, genel kurul toplantısını izleyen bir yıllık süre içinde şirketten raporun ve yönetim kurulunun görüşünün bir suretinin verilmesini isteyebilir.
Mahkeme, özel denetçi atanmasını kabul etmişse, şirketçe ödenmesi gereken avansı ve giderleri belirtir. Özel hâl ve şartların haklı göstermesi hâlinde giderler kısmen veya tamamen istem sahiplerine yükletilebilir. Genel kurul özel denetçinin atanmasına karar vermişse giderler şirkete ait olur.
Açıklanan bu ilkeler çerçevesinde bakıldığında, davacıların azınlık pay sahibi ve %10’u karşılar oranda pay sahibi olduğu, ertelenen genel kurulda bilgi alma hakkını kullandığı ve şirket yönetiminin yazılı yanıt verdiği, bunun üzerinde 09/12/2019 tarihinde gerçekleştirilen genel kurulda özel denetçi atanmasını talep ettiği ve sorulan hususların açığa çıkarılmasını ileri sürdüğü ve genel kurul tarafından özel denetçi tayini talebinin oy çokluğuyla red edildiği, böylece usuli şartların gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça bir kısım davacıların önceden ve denetime konu dönemde yönetim kurulunda görev aldığını ve bilgi sahibi olduğunu ileri sürmüş ise de, şirket yönetim kurulunda görev almanın özel denetim isteme hakkını bertaraf etmeyeceği, yönetim kurulu üyelerinin özellikle finansmanla ilgili ve hakim şirketler konusunda ayrıntılı bilgi sahibi olmayabileceği, kaldı ki diğer davacıların eski yöneticilerden bilgi alma imkanı var diye özel denetim isteme hakkından mahrum olamayacağı anlaşılmakla, bu itiraz kabul edilmemiştir,
Sermaye şirketi ortaklarının en temel hakkı, genel kurula katılma ve oy hakkı ile kar payı hakkıdır. Bu iki hak birbiriyle ilintilidir. Şirketin işleyişi, ticareti, karlılığı, iş ilişkileri, uzun ve kısa dönem borçları, duran ve dönen varlıkları, brüt ve net karı, varlık dengesi, çalışma sermayesi gibi şirketin yapısı ve ortakların haklarıyla doğrudan bağlantılı bir çok konu bulunmaktadır. Şirketin yönetim kurulu, şirketin ticari sırlarıyla ilgili ortaklara bilgi vermekten imtina edebilir ise de, bu sınırsız bir yetki olmayıp, şirketin ve ortakların menfaatine uygun kullanılması gerekli bir yetkidir. Şirketin, ortaklarından ayrı bir kişiliği var ise de bu, ortaklardan tamamen bağımsız ve gizli bir yapı değildir. Ortaklar yönetime ve genel kurullara katılma, oy kullanma, bilgi alma, gerektiğinde özel denetim atanmasını isteme, genel kurul kararlarının butlanının tespiti ve ya iptalini isteme gibi hakları bulunmaktadır. Bu hakları keyfi sınırlandırılamaz. Şirketin menfaati aynı zamanda ortaklarının da menfaatidir. Şirket zarar edip iflas veya tasfiye edildiğinde ortakların tasfiye payını hiç alamaması veya az almasına neden olabileceği gibi, karlılığı ise ortaklara kar payı, kazanç ve tasfiyede daha fazla pay verilmesine imkan sağlar.
Sermaye şirketleri mal ve kişi topluluğu olup kişinin hakkı, sahip olduğu paya bağlıdır. Bu payın değerinin korunması, gidişatı, durumu ve yönetimine ilişkin bilgi alma ve müdahale etmeyi isteme hakkına sahiptir.
Davacıların yukarıda belirttiği özel denetime konu hususların şirketin ticari sırlarına ve şirket ile diğer ortakların zararına yol açacak nitelikte değildir. Davacıların oy ve müdahale hakkını daha sağlıklı kullanmaları, gerektiğinde ortaklıktan çıkma veya fesih isteme gibi hukuki yollara başvurmaları için yeterli ve elzem olan bilgiye sahip olmalarına bağlıdır.
Özel denetim istemek için özellikle, yöneticilerin kanunu ve esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattığını ikna edici bir şekilde ortaya koymaları gerektiği TTK’nın 439/2. Maddesi uyarınca bir zorunluluktur.
İncelenen genel kurul toplantı tutanakları, bilgi alma dilekçeleri, verilen yanıtlar, özel denetim isteme talebi ve genel kurulun red kararı nazara alındığında, davalı şirketin hakim ortak olan … A.Ş. İle olan borçluluk ve kefalet ilişkisinin ne olduğu, hakim ortak lehine bir kefalet, zararlandırıcı işlem olup olmadığı, davalının bankalarla ticari kredi borçlarının olup olmadığı, asaleten borcu yoksa kefil olduğu bir kredi olup olmadığı, varsa şirketin lehine bir durum olup olmadığı, borç varsa ne şekilde yapılandırıldığı, uygulanan faiz oranları ve yapılandırma süresinin şirketin mali yapısına uyup uymadığı, 2019 yılında önceki yıllara göre bütçe açığının artması ve hedeften sapma olup olmadığı, faaliyet raporunda yer verilip verilmediği, 2019 yılında danışmanlık hizmeti alıp almadığı, kimlerden ve ne kadar ücret karşılığında hizmet alındığı, bu hizmetin şirketin amacına ve işleyişine uygun olup olmadığı, verilen danışmanlık hizmetinin bir işte kullanılıp kullanılmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulmadığı, bunların özel denetim ile aydınlatılmasının mümkün olduğu, yönetimin bu konularda yeterli bilgi ve belge vermediği, şirketin bir faaliyetinin olmadığını davalı taraf savunmuş ise de, finansal tabloların gerçek durumla uyumlu olup olmadığının ancak şirket defter ve kayıtlarının incelenmesi ile tespit edilebileceği, bu durumda davacıların ikna edici şekilde ortaya koyduğu özel denetim isteminin aşağıda belirtilen konularda kabulüne, işin niteliği, davalı tarafın verdiği bilgiler ile genel kurul kararı nazara alındığında yargılama giderinin dava açılmasına sebebiyet veren davalı şirkete yükletilmesine karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve buna dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının KABULÜ ile,
1.- Davalı şirketin, bir bağlı şirket olması karşısında, hakim teşebbüsle ve diğer bağlı şirketlerle veya diğer bağlı şirketler yararına üçüncü kişilerle kurduğu hukuki ilişkilerde, bağlı şirket kayba uğrayıp uğramadığı,
– Bankalarla yürütülen yeniden yapılandırma hangi aşamadadır ve şirket ne kadarlık bir borç yükünü ne kadarlık bir vadede, hangi araçlarla tasfiye edeceği,
– Şirketleri uzun vadeli bir borç ödeme rejimine sürükleyen yeniden yapılandırmaya ilişkin risk değerlendirmesi daha kapsamlı olarak yapılmalı ve bunun gerekliliğinin, zamanlamasının pay sahiplerince de istişare edilmesine imkân tanıyan detaylı bir çalışma yapılıp yapılmadığı,
– 2019 faaliyet yılında bütçeden ne kadar bir sapma gerçekleşmiştir ve bu sapmanın sebebinin ne olduğu,
Şirket’in bugüne kadar çalıştığı danışmanların iş tanımlarını, kendilerine Şirketten ödenen toplam ücretleri, Şirket için gerçekleştirdikleri çalışmaların maddi ve manevi faydalarını ve varsa zararlarını içeren detaylı bir çalışma yapılıp yapılmadığı” hususlarında özel denetim yapmak üzere …’ın özel denetçi olarak tayinine, denetçi için 3.000,00TL ücret takdirine, davacı tarafça 10 gün içerisinde mahkememiz veznesine depo ettirilmesine,
2-Denetçinin raporunu hazırladıktan sonra dosyaya eklenmeden ve taranmadan bir suretinin davalı şirkete tebliği ile şirketin ticari sırları açısından bir sakınca olup olmadığının bildirilmesi için davalıya bir haftalık süre verilmesine ve sonrasında raporun gerekir ise davacı tarafa verilmesine,
3-Yeterince harç alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Yargılama gideri olan 31,00TL, peşin parç miktarı 118,60 TL ve bilirkişi ücreti olan 3.000,00TL olmak üzere toplam 3.149,60 TL’nin davalıdan alınarak davacılara eşit oranda verilmesine,
5-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendilerine eşit oranda verilmesine,
6-Artan gider avansının yatırana iadesine,
İlişkin, kesin olmak üzere, oy birliği ile, dosya üzerinden karar verildi.15/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır