Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/131 E. 2022/21 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/131 Esas
KARAR NO : 2022/21

HAKİ

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili banka tarafından …’ne istinaden …A.Ş’ne ticari kredi kullandırıldığını, kredi borcunun vadesinde ödenmemesi üzerine kredi hesabının kat edilerek Ankara … Noterliğinden 16.12.2020 tarihli kat ihtarı gönderildiğini ve ihtarnamenin 18.12.20202 tarihinde tebliğ edildiğini, borçluların ihtarnameye her hangi bir itirazda bulunmadığını, borçlu… A.Ş ve müteselsil kefil …’nın güncel borcunun 118.541,46 ₺ olduğunu, borçlu … A.Ş’ne ilişkin …’de kefil …’nın sözleşme tarihi olan 26.02.2018 tarihinde şirket yetkilisi olduğunu gösterir 05.07.2018 tarih 9614 sayılı … örneği dilekçe ekinde sunulduğunu, borçlu tarafından ödenmeyen alacak sebebiyle 118.541,46 ₺ alacak için İstanbul… İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, borçlulara usulünce tebliğ edilen ödeme emrine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 4/b maddesi kapsamında gecikme faizinin akdi faizin %50 fazlası ile temerrüt faizi talep edildiğini, davacılar tarafından faize yapılan itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, söz konusu faizin yasaya, sözleşmeye uygun olarak uygulandığını, müvekkili bankanın alacağının karşılıksız kalmaması, borçlu kefilin mallarını kaçırmaması ve banka alacağının ileride tahsili güç veya olanaksız duruma gelmemesi için borçlu ve kefilin taşınır veya taşınmaz malları ile 3. Kişilerdeki alacakları üzerine ihtiyaten haczine karar verilmesi için İstanbul … ATM… D.İş sayılı dosyasından 22.01.2021 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile borçlu şirket adreslerine 04.02.2021 tarihinde hacze gidildiğini, davalıların haksız itirazları ile müvekkili alacağının tahsilini geciktirmeyi ve sürüncemede bırakmayı isteyen davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takibe vaki itirazlarının iptalini ve takibin devamını, davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili…A.Ş ile davacı bankadan kullandığı krediler için diğer müvekkili …’nın müteselsil kefaletinin alındığını, bu kefaletin geçerliliği için TBK 581 maddesi anlamında aranan geçerlilik süresi ve kefalet limiti hakkında beyanda bulunmak gerekirse müvekkiline imzalatılan müşteri bilgisi formunun 26.09.2018 genel kredi sözleşmesinin ile bir gün sonrası yani 27.09.2018 tarihli ve 100.000,00 ₺ olduğunun görüldüğünü, müvekkillerinden …’ya imzalatılan 27.09.2018 tarihli kefalet yazısında kefalet limitinin 110.000,00 ₺ olarak belirtildiğini, keyfi biçimde ana borçlunun kredi borcundan fazla kefalet alındığını, bu nedenle müvekkilinin kefalet sorumluluğu dışında kalan tutarın kabul edilmediğini, bu durumun kefalet belgesinin geçerliliğini de etkilediğini, kefaletin üst sınırı aşacak şekilde ve borçlanma tarihi itibariyle var olmayan kefaletten dolayı müvekkilinin sorumlu tutulmasının hatalı olacağını, müvekkiline gönderilen kefaletin üst sınır sorumluluğu hakkında herhangi bir açıklamada bulunulmadığını, ana borçlu ile birlikte kefilden de 118.541,46 ₺ talep edildiğini, bu durumun TBK 581 madde uygulamasına aykırı olduğunu, ayrıca söz konusu kredi garanti fonunun kefaleti bulunduğunu, bu anlamda kredi şartı olarak alınan devlet teşviki dikkate alınmadan doğrudan genel kredi sözleşmesi gereğince kefil olan müvekkiline başvurulmasının hatalı olduğunu, alacağın rehin dışında bir başka kefaletle teminatlandırılmış olmasının müvekkilinini lehine bir durum olduğunu, müvekkili şirket kayıtları ile müvekkillerine gönderilen hesap kat ihtarnamesi ile takibe konulan alacak miktarlarının uyuşmadığını, izah edilen nedenlerle haksız davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava : davacı tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müd…. Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi isteminine ilişkindir.
İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün…E. Sayılı dosya aslı celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı T.C …A.Ş tarafından, borçlu… A.Ş ve … Aleyhine 910,00 TL İhtiyati Haciz Vekalet Ücreti alacağı, 1,12 ₺ İşlemiş Faiz, 106.239,43 ₺ asıl alacak, 10.629,01 ₺ işlemiş faiz, 761,90 ₺ BSMV olmak üzere yekün 118.541,46 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihi olan 27.01.2021 tarihinden itibaren ihtiyati haciz vekalet ücreti için yıllık %9, diğer asıl alacak için Yıllık %24,7, BSMV tutarı için yıllık %0,05 sabit faiz oranı ile faizi işletmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde; ihtiyati taciz talebinde bulunanın …A.Ş olduğu, borçluların …A.Ş ve … olan, davaya esas değerin 117.078,45 ₺ olduğu, 22.01.2021 tarihli mahkeme kararı ile %15 teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı aldığı anlaşılmıştır.
Taraf dellilerinin toplanmasına geçilmiş; davacı tarafça kredi sözleşmesi, hesap özeti, ihtarname ve ekleri dava dosyasına sunulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti bakımından dosya Bankacı Bilirkişi …’a tevdii edilmiş olup, bilirkişi 10.12.2021 tarihli raporunda özetle;”…asıl borçlu şirket ve müteselsil kefil aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından 27.01.2021 tarihli ilamsız icra takibinde asıl borçlu ve müteselsil kefilden tahsilde tekerrür olmamak üzere talep edilebilecek alacağın, 112.983,67 ₺ olarak talep edebileceğini, asıl alacaklar yönünden talebin uygun olduğunu, işlemiş faiz ve feriler yönünden ise fazla talebin yerinde olmadığını, takip tarihinden itibaren talebe uygun olarak 109.239,43 ₺ asıl alacak için %24,70 temerrüt faiz talebinin yerinde olduğunu, davalı kefilin 109.239,43 ₺ olarak tespit edilen asıl alacak tutarının 110.000,00 ₺’lik kefalet limiti içinde kaldığını, davalı kefilin 22.12.2020 temerrüt tarihinden de takip tarihi itibariyle hesaplanan 112.983,67 ₺ toplam borçtan ve takip tarihinden itibaren tahsilde tekerrür olmamak üzere asıl borçlu ile birlikte ve kendi temerrütünden de sorumlu olduğu…” şeklinde görüş bildirmiştir.
Davacı bilirkişi raporuna karşı değişen oranlarda faiz talep edilmesine karşın bu hususun dikkate alınmadığını, faiz hesabının eksik olduğunu ve bu nedenle yeniden rapor alınmasını ve talebi gibi karar verilmesi gerektiği beyan ve itirazlarında bulunmuştur.
Davalı ise bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmamıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı … arasında 27/09/2018 tarihli ve 100.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi bağıtlandığı, diğer davalının ise sözleşmeyi 110.000,00 TL üzerinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık anılan sözleşme uyarınca davalıların davacıya borçlu olup olmadığı ile bunun miktarı noktasındadır. Bunun tespiti için bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiştir. Bilirkişi raporunun incelenmesinden, davacının talep ettiği asıl alacak kadar davalılardan alacaklı olduğu, davalı kefilin 22.12.2020 temerrüt tarihinden de takip tarihi itibariyle hesaplanan 112.983,67 ₺ toplam borçtan ve takip tarihinden itibaren tahsilde tekerrür olmamak üzere asıl borçlu ile birlikte ve kendi temerrütünden de sorumlu olduğu, faiz miktarının ise aşkın talep edildiği raporlanmıştır. Davacı her ne kadar bilirkişi raporunda değişen oranlarda faiz talebinde bulunduğunu ve bilirkişi tarafından eksik inceleme ile rapor tanzim edildiği itirazında bulunulmuş ise de dosyamız arasında bulunan icra takip dosyasının incelenmesinde davacının değişen oranlarda faiz isteminin bulunmadığı, buna göre bilirkişi tarafından talep gibi hesaplama yapıldığı ve davacı itirazının yersiz olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunun irdelenmesinden raporun hesaplama tekniği yönünden usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmiş ve rapor mahkememizce de hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir. Kefilin kefaletinin incelenmesinden TBK’ nun 589. Maddesinde yazılı şartların tamamına haiz olduğu anlaşılmıştır. Tespit edilen tutarın davalılar tarafından ödendiğine ilişkin bir belge bulunmadığı gibi bu yönde bir savunmada da bulunulmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ayrıca İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması, borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçluların itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına; davacının kötü niyeti sabit olmadığından davalının bu talebinin ise reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; Davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyasına yaptıkları itirazın kısmen iptaline; tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takibin 109.239,43 ₺ asıl alacak, 2.698,21 ₺ işlemiş faiz, 134,91 ₺ BSMV, 912,00 ₺ İhtiyati Haciz vekalet ücreti ve 1,12 ₺ yasal faizi olmak üzere yekün 112.983,67 ₺ üzerinden asıl alacağa yıllık %24,70 oranında faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 22.596,73 ₺ icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalıların kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 7.717,91 ₺ harçtan peşin alınan 1.431,69 ₺’nin mahsubu ile bakiye 6.286,22 ₺ harcın davalılardan alınarak Hazineye ödenmesine,
5-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.431,69 TL peşin harç ile 59,30 TL başvurma harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,

6-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 897,00 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 854,93 ₺’nin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.360,00TL’nın davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 63,79 ₺’sinin davacıdan; 1.296,21 ₺’sinin ise davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
8-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 14.683,45 ₺ vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddedilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. Maddesine göre hesap ve takdir edilen 5.100,00 ₺ vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.18/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”