Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/122 E. 2021/646 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/122 Esas
KARAR NO : 2021/646
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2019
KARAR TARİHİ : 05/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … AŞ. nin alacaklı, … …, … San. Tic. Ltd. Şti. ve … ‘in borçlu olduğu ve aleyhlerine …. İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı dosyasından 31/07/2019 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün 2015/…Tal. sayılı dosyası ile müvekkili … …’ün işyerine 31/07/2019 tarihinde hacze gelindiğini, haciz sırasında davacının işyerinin borçlulara ait olmadığı hususunda ısrar etmesine rağmen … … adına bir takım belge bulunduğundan bahisle, vergi kaydı ve ticari unvanı farklı olan ve yetkilisi … … olan iş yerinde haciz yapıldığını, mahcuzların muhafaza altına alınacağı ve borçlu … … hakkında başka icra dosyalarının da olduğu ve bu dosyalar toplamı olan 176.000 TL. sını karşılayacak miktarda menkul haczi yapılacağı ve muhafaza altına alınacağı baskısı ile davacı … … tarafından 11.000 TL. sının biraz üzerinde ödeme yapıldığın ve bu dosyanın kalan borcu için 28.150 TL. tutarında, 31/07/2019 tanzim ve 05/08/2019 ödeme tarihli bir adet bono düzenlendiğini, ayrıca protokol yapıldığını, 31/07/2019 tarihli haciz tutanağında hamal çağrıldığı açıkça yazdığını, hamal çağrılması muhafaza yapılacağına dair davacı müvekkilde yeteri kadar endişe uyandırdığını, bu anlamda haciz baskınının bulunduğunu, aynı haciz tutanağında davacının borcu kabul ettiği ve üstlendiğine dair bir ibare de bulunmadığını, dava konusu senedin borcun üstlenildiği anlamına gelmediğini, bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz yer mahkesinde açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri olduğunu, davacının, TTK 5/a maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculuğa başvurma şartını yerine getirmediğini, davacı yan haciz esnasında hiçbir hata, hile veya tehdite maruz kalmadığını, ; davacı yan borçtan kaçamayacağını anladığından borcu kabul ettiğini ve söz konusu dosya borcuna istinaden senet vermeyi kendilerinin teklif ettiğini, davacının haciz esnasında, hata, hile veya tehdite maruz kalmadığını, davacının TBK 195 ve devamı maddeleri anlamında borcu üstlendiğini, davaya konusu bono, davacının rızasıyla verildiğini, davacını, kardeşinin borcunu üstlenip ödediğini belirterek davanın TTK madde 115 gereğince; dava şartı olan arabulucuğa başvurma şartının yokluğundan usulden reddine, dava yetkisiz yer mahkemesinde açıldığından HMK 19-20 gereğince; dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise, haksız ve kötüniyetle açılan davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe Huzurdaki dava menfi tespit ve istirdat davasıdır. Davacının talebi … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı icra takibine konu edilen kıymetli evrak nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile senedin iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davanın menfi tespit davası olması sebebi ile öncelikle dava konusu bonoya dair takibin yapıldığı icra dosyası UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alan kişinin dosyamızda davacı konumunda olduğu, dosyamız davacılının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması yetkisiz mahkemece tamamlanmakla dosya yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş; mahkememizce dosyanın zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olduğu değerlendirilerek davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; davacı tarafça kararımızın istinaf edilmesi üzerine istinaf mahkemesince kararımız kaldırılmıştır. Davanın yeni aldığı esas numarası üzerinden yapılan ilk duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, dava şartına dair eksiklik bulunmaması ve davalı tarafça haklı bir sebebe dayalı olan herhangi bir ilk itiraz ileri sürülmemesi nedeniyle ön inceleme tamamlanmış, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek dosyamızın delillerini oluşturan, faktoring sözleşmesi, ticaret sicil kayıtları, icra dosyaları, haciz tutanakları, taraflar arasındaki protokol ve bono örneği kayıtlarından oluşan dosyamız delillerinin mahkememizce resen değerlendirilebilecek delillerden olmaları, dosyada teknik incelemeyi gerektirir herhangi bir özellik bulunmaması nedneiyle üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmadan sonuca gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, mahkememizce dosyaya kazandırılan icra dosyası örnekleri ve ticaret sicil kayıtları hep birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirketin dava dışı … şirketi ve davacının kardeşi … …’e karşı takip yaptığı, haciz amacıyla Antalya iline talimat yazıldığı … İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Talimat sayılı dosyasından 24/07/2015 tarihinde fiili haciz yapılmak üzere davacıya ait olduğu iddia edilen işyerine gidildiği, bu işyerinde … …’e ait kaşe ve fatura örnekleri bulunduğu, (haciz tutanağının altına kaşe vurulmuştur.), daha sonra 17/05/2019 tarihinde yeniden aynı adrese hacze gelindiği, bu defa da … isimli şirkete ait bilgi ve belgelerin bulunduğu, 31/07/2019 tarihinde yeniden fiili hacze gelindiği görülmektedir. Dava konusu bono da 31/07/2019 tanzim tarihlidir.
Ticaret sicil kayıtlarından dava dışı … adlı şirketin haciz uygulanan adreste faaliyet gösterdiği görülmektedir.
Davacı taraf ile davalı taraf hazırlayıp imzaladıkları 31/07/2019 tarihli protokol ile ihtirazi kayıt konulmaksızın borcun üstlenilmesi anlamına geleceğini, borcun yenilenmesi ya da ertelenmesi anlamına gelmeyeceğini belirten ifadeler içermektedir.
Her ne kadar davacı tarafça haciz baskısı altında verildiği iddia edilmiş ise de anılan dava konusu bonoya ilişkin tanzim edilen protokolde herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmeden borcun kabul edildiği, haciz sırasında yapılmış bir ödeme olmadığı, haciz tarihi ile protokol tarihi aynı olsa bile haciz sırasında bu bononun düzenlendiği hususlarının haciz tutanağından anlaşılamadığı, davacı tarafça imzalanan protokol içeriği ile bononun ihtirazi kayıtla karşı tarafa verildiğine dair protokol içeriğinde herhangi bir ihtirazi kayıt bulunmadığı, basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğü bulunan davacı tarafça bu aşamada protokolün müzayaka halinde imzalandığı ileri sürülemeyeceği, bu protokolün manevi cebir, korku, icra ve haciz tehditi içerisinde düzenlendiğinin de kanıtlanamamıştır.
Her ne kadar davacı taraf bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiş ise de hukuki değerlendirme yapılmasının mahkememizin görev ve yetkisi olup bilirkişi incelemesi yapılması konusunda bir zorunluluk bulunmamaktadır. (Davacının davasını ispat bakımından toplanmasını istediği delil bilirkişi incelemesidir. Mahkemece hukuki nitelendirme ve değerlendirme mahkemeye ait olmakla, bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmemiştir. Bu nedenle HMK uyarınca davacının sunmak isteyip de sunamadığı ve dilekçesinde bildirdiği ancak dosyada olmayan bir delili bulunmamaktadır. İncelenen protokol bir borcun üstlenilmesi protokolü olup, her iki taraf da tacir olmakla protokol içeriği ile bağlı oldukları, haciz esnasında davalı yan işyerinde kaydi/ fiili haciz yapılmadığı bu hususun haciz tutanağına geçtiği de sabittir. İstanbul BAM 16. HD : 2018/2231 : 2021/740)
Son tahlilde mevcut delillerden davacının davasını kanıtlayamadığı değerlendirilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 59,30-TL red karar harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 480,74-TL, harçtan mahsubu ile artan 421,44-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.222,50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/10/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.