Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/110 E. 2021/286 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/110 Esas
KARAR NO : 2021/286
DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/02/2021
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/… E. Sayılı dosya muhteviyatından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin 15/01/2016 tarihli kazaen çatışma ortasında kaldığını ve dizinden yaralandığını, … Hastanesinin … sayılı 12/04/2017 tarihli raporuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı %40 sürekli olduğunu, müvekkilinini bu ağır yaralanmanın etkisiyle iş hayatınını bittiğini ve borçlarını ödeyemez hale geldiğini, aile olarak da çeşitli maddi ve manevi sıkıntılar yaşadığını, epikriz raporlarından ve kesin rapordan da görüleceği üzere müvekkilinin %40 daimi engelli hale geldiğini, müvekkilinin e devlet sayfa görüntüsünden de görüleceği üzere davalı taraf kaza sonucu tam veya kısmi maluliyet halinde tazminat ödeme taahhüdünde bulunduğunu, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 ₺’nin ihtarname tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Uyuşmazlık konusu davaya bakmakla görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, işbu dava görevsiz mahkemede açıldığını, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, maluliyete sebep olarak gösterilen silahlı çatışma olayı 15/01/2016 tarihinde gerçekleştiğini, davacının taleplerinin tümü amir kanun hükmü delaletinde zaman aşımına uğradığını, süresi içinde zaman aşımı deflerini ileri sürdüklerini, bu nedenle davanın zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini ve talep ettiğini, davacının huzurdaki davayı kısmi dava olarak ikame etmesinde herhangi bir hukuki yarar bulunmadığını, dava dilekçesi ekinde yer almayan ve taraflarına tebliğ edilmeyen sağlık kurulu raporunu kabul etmediklerini, müvekkil şirket tazminat değerlendirmesi için davacının maluliyetine sebep adli olaya ilişkin kovuşturma dosyası evraklarının iletilmesini talep ettiğini, davacı tarafından müvekkil şirkete tazminat değerlendirmesi için gerekli belgeler eksik gönderildiğinden müvekkil şirket tarafından tazminat değerlendirmesi sürecine geçilemediğini, davacıya tazminatın ödenmeyeceği gibi bir ret cevabı verilmediğini, açıklanan nedenlerle öncelikli olarak usulden reddini, esas gidilecek olursa cevap dilekçesinde izah edildiği üzere davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; davalı sigorta şirketine sigortalı davacının, hayat sigortası kapsamında gerçekleştiği iddia olunan risk nedeniyle davalıdan tazminat istemine ilişkindir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Mahkememizce dava şartı olduğundan usul ekonomisi gereğince taraflar davet edilmeden doya üzerinden inceleme ve karar verme yoluna gidilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.04.2019 tarih 2017/15-2141 Esas., 2019/442 Karar)
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari-veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Somut olayın incelenmesinden; dava konusu alacak sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı gibi davacının tacir sıfatı bulunmamaktadır. Yine dava TTK.nun 4/1-a-f bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan (tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın) da değildir. Davanın ticari bir yönü yoktur. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’unun 3/k-l, 73ce 83/2.maddeleri dikkate alındığında mahkememiz bu davaya bakmakta görevli değildir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin 11/06/2019 tarih 2016/14437 E., 2019/7303 K. Sayılı kararı da aynı yöndedir.
Davacının sıfatına ve sözleşmelerin niteliğine göre davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Görev ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından resen gözetilir. Görev ile ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkememizin bu davaya bakmakta göreli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 115/2.maddesi gereğince davanın reddine, dosyanın istem halinde İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115. Maddeleri hükümleri gözönünde bulundurularak davaya bakmakta görevsiz bulunduğu, görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemesi olduğu belirlenmekle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden, kararın tebliğinden itibaren 2 Haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”