Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/11 E. 2022/331 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/11 Esas
KARAR NO : 2022/331

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2021
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı sigorta şirketine sigortalı…’a ait…plakalı aracın 05.02.2020 tarihinde müvekkiline ait… plakalı araca çarpması sonucu Şanlıurfa ilinin merkez ilçesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, somut olayda Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğünce 23.09.2010 tarihinde yayınlanan 2010/30 nolu sektör duyurusu uyarınca, bağımsız eksper tarafından araçta oluşan hasar onarım bedeli, ekte sunulan…Sigorta Ekspertiz Hizm. Ltd. Şti., bağımsız eksper … tarafından düzenlenen eksper raporuyla KDV dahil 24.285,31 ₺ olarak tespit edildiğini, bu hizmet için ekspertiz şirketine fatura karşılığı 429,85 ₺ ödendiğini, araçta meydana gelen kazada müvekkilinin aracında değer kaybı da meydana geldiğini, şimdilik değer kaybı alacağının 10,00 ₺’sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazmini talep ettiklerini, buna göre 2. bentte yer alan ana iskelet ve şaside hasar olmaksızın vidalı parçalarda yapılan onarım ile giderilebilen hasarlar ve 6. bentte yer alan kısa süreli kiralık araçlar, taksi, dolmuş, uzun süreli kiralık araçlarda eksper tarafından hesaplanan değer kaybı tutarının %50 sini aşan talepler, test aracı, koleksiyon ve antika sayılan araçlardaki hasar sebebiyle yapılan değer kaybı taleplerinin istenmesinin önünde herhangi bir engel kalmadığını, kaza sebebiyle oluşan hasar onarım bedeli alacaklarının şimdilik 5.900,00 ₺’sinin değer kaybı alacağının ise şimdilik 10,00 ₺’sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden kabul görmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminini, dava konusu hasar onarım bedeli tespiti için yapılan ekspertiz ücreti masrafı olarak 429,85 ₺’nin HMK 323/f gereğince ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi2015/6276 E. ve 2016/4564 K. sayılı kararı gereği yargılama giderleri olarak davalı tarafından müvekkiline ödenmesini, delil listelerinde belirttiği ve celbini talep ettikleri delillerin usul ekonomisi de gözetilerek tensiben celbine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın husumetini yanlış yönlendirdiğini, takılan parçaların tedariğini müvekkili şirket tarafından yapıladığını, davacı tarafın tedariklerinin orijinal yapılmadığı iddiası var ise ZMMS poliçesini düzenleyen müvekkili şirkete olmadığını, var ise iş yeri sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketini taraf göstermesi gerektiğini, başvuran tarafın taleplerinin tespitine ilişkin gerekli olan evrakları göndermeden sigorta tahkim komisyonuna başvuru yaptığını, eksiklik hak sahibi tarafından tamamlanmadığı sürece başvuru yapılmamış sayılacağını, başvuran tarafın taleplerinin tespitine ilişkin gerekli olan evrakları göndermeden Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapıldığını, eksiklik hak sahibi tarafından tamamlanmadığı sürece başvurunun yapılmamış sayılacağını, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 09.10.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 2… E., … K., numaralı kararında da bu husus tartışıldığını, sigorta şirketine usulüne uygun yazılı başvurunun dava şartı olduğunu, bu dava şartının daha sonradan tamamlanabilecek bir şart olmadığını ve usulden reddine karar verilmesi gerektiğini açık şekilde belirtildiğini, usule uygun bir başvuru yapılmadığından müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, müvekkilin temerrüde düşmesinin dava şartı yokluğundan başvurunun reddi gerektiğini, taraflarına yapılmış usule uygun bir başvuru bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından başvuran tarafa gönderilen yazı ile aracın incelenmesi talep edilmiş olmasına rağmen başvuran tarafından bir dönüş olmadığını, bu durumda müvekkili sigorta şirketinin araç üzerinde araştırma ve inceleme yapmasına imkan tanınmayarak adeta aracın incelemeden kaçırıldığını ve müvekkili sigorta şirketinin kaza ile hasar arasında uygun illiyet bağı olup olmadığının tespitinin önüne geçilmeye çalışıldığının sabit olduğunu, isticvap talep ettiklerini, davacının mahkeme nezdinde dinlenilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirkete sahte belge düzenleyerek sigorta şirketinden tazminat almak suçundan dosyadaki ekspertiz bürosunun ve avukatlarının savcılığa şikayet edildiğini, davacı tarafın sunmuş olduğu ekspertiz raporunun delil olarak değerlendirilemeyeceğini, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu, davacı tarafından uğranılan zarara ilişkin somut evrak sunulmadığını, başvuran tarafından iddiaları somut deliller ile ispatlanamamış olduğundan başvurunun reddinin gerektiğini, haksız fiil hükümleri gereği açılan tazminat davasında gerçek zararın, zarar görenin mal varlığında meydana gelen azalma olduğunu, zarar görenin mal varlığında meydana gelen azalma ise aracın onarımı için harcanan paranın servise ödenen bedel olduğunu, davacı tarafından aracın orijinal parçalar ile onarımının yapılmadığı veya yapıldığına ilişkin bir delil sunulmadığını, başvuran tarafın iskonto uygulanmayacağını ve gerçek zararı talep ettiklerini belirtmişlerse de aracın onarımının müvekkili şirketten talep edilmeden kendi tercihlerine göre yapıldığını, servis tarafından tedarik edilen yedek parça bedellerinde hali hazırda iskonto uygulanmış olduğunu artık gerçek zararın servis ödenen tutarın olduğunu, henüz sigorta şirketine başvuru yapmadan ekspertiz raporu alan tarafın iyi niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğinden TTK md 1426’nın gerekçesi göz önüne alındığında ekspertiz ücreti hususu TTK md. 1426 kapsamında değerlenemeyeceğini, değer kaybı hesaplamasının trafik sigortası genel şartları ekinde yer alan kriterlere göre yapılması gerektiğini, değer kaybı taleplerinin maddi teminat limitlerinin en fazla %15’ine kadar olduğunu, kaza tarihinden itibaren faiz taleplerinin reddi gerektiğini, en yüksek temerrüt faizi diye bir faiz türü olmadığını, faiz talebinin reddi gerektiğini, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere ile dava konusu hasar dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Trafik Tescil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak …plakalı araçların tüm maliklerini gösterir kayıtları getirilmiştir.

Sigorta Bilgi Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak …plakalı aracın tramer kayıtları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya bir sureti sunulan itiraz hakem heyeti kararının incelenmesinden başvuranın … Cumhuriyet Başsavcılığı’ na şikayeti nedeni ile bunun sonucunun beklenmesi ve tahkim yargılamasının soruşturma sonucunu bekleyemeyeceği nedenleri ile dosyadan el çekilmesine karar verildiği görülmüştür.
Davacı yanca başvuru yapılan ekspertiz raporu ile buna ilişkin faturanın bir sureti dosyamıza sunulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın halli bakımından dosya bilirkişiye tevdii edilmiş olup, 26.06.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Dava konusu kaza sırasında, davacıya ait olan …plaka sayılı aracın ön tampon, arka tampon ve arka panel alt kısımlarından hasar görmüş olabileceğini, anılan parçaların onarılıp boyanma işlemi ile hasar onarımının tamamen giderilebileceğini, arka tampon braket ve klipslerinden başka yenisi ile değiştirilmesi gereken bir yedek parça ihtiyacının olabileceğine dair bir delilin görülemediğini, konu aracın mevcut hali ile incelenmesi mümkün olduğunda hasar onarım işleminin hangi yöntemle yapıldığına, hangi parçaların değiştirilip değiştirilmediğine yönelik tespit yapılabilmesinin mümkün olabileceğini,… Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti. ekspe…. tarafından yapılmış olan 10/02/2020 tarihli toplam ekspertiz tutarının KDV dahil 24.485,3-TL’sı olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından atanmış olan sigorta eksper…tarafından yapılmış olan 08/04/2020 tarihli toplam ekspertiz tutarının KDV dahil 3.758,74-TL’sı olduğunu, … plaka sayılı araç üzerinde dava konusu kaza sırasında meydana gelmiş olan hasara ilişkin tarafımızca yapılan toplam ekspertiz tutarının KDV dahil 5.122,00-TL’sı olduğunu, tarafımızca yapılmış olan hasar tespiti ve hesaplamasının eksper raporları ve piyasa rayiçlerine uyumlu olduğunu, davalı … Sigorta kontrollerinde yapılmış olan ekspertiz tutarının eksper raporları ve piyasa rayiçleri ile uyumlu olduğunu, Sigorta Hakem Heyeti tarafından hasar tazminat tutarına ilişkin belirtilen hasar tazminatı tutarının eksper raporları ve piyasa rayiçleri ile uyumlu olduğunu, …Ltd. Şti. eksper…tarafından yapılmış olan 10/02/2020 tarihli ekspertiz tutarının eksper raporları ve piyasa rayiçlerine göre gereğinden fazla ve uyumsuz olduğunu, davalı Sigorta Şirketi … Sigorta tarafından düzenlenen dava dışı Sigortalısı …a ait … plakalı araca ait, … poliçe numaralı 08.10.2019 -08.10.2020 vadeli Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi hukuken geçerli bir poliçe olduğunu, dava konusu kazanın 05.02.2020 tarihinde poliçe vadesi içinde gerçekleştiğini, maddi hasarlarda araç başına 41.000 TL poliçe teminatının bulunduğunu, sigortalı veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler de eksper tayin etme hakkına sahip olduğunu, eksper ücretinin Sigorta Eksperleri atama Yönetmeliğinin 11. Maddesine göre ( atanan eksperin ücreti, atamayı yapan tarafça ödenir.) davalı taraftan talep edilemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığını, heyetin teknik değerlendirme sonucu davalı sigorta şirketinin …no’lu Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesinden 5.122,00-TL davacı yana ödemesinin uygun olacağı…” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmiş olmakla kök rapor hazırlayan bilirkişilerden tarafların itirazları ile özellikle değer kaybı hususunda değerlendirme yapılmadığı dikkate alınarak ek rapor hazırlanması istenilmiş olup, 31.12.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “…Resmi Gazetede yayınlanan değer kaybı hesabı formülü göz önüne alındığından 150.000 km’yi aşan araçlarda değer kaybının dikkate alınmadığı, görülmekte olduğunu, bu nedenle dava konusu araçta değer kaybı düşünülmediği, dava konusu kaza sırasında, davacıya ait olan …plaka sayılı aracın ön tampon, arka tampon ve arka panel alt kısımlarından hasar görmüş olabileceğini, anılan parçaların onarılıp boyanma işlemi ile hasar onarımının tamamen giderilebileceğini, ön-arka tampon braket ve klipslerinden başka yenisi ile değiştirilmesi gereken bir yedek parça ihtiyacının olabileceğine dair bir delilin görülemediğinden dolayı kök raporda belirtilen görüşlerinde bir değişiklik meydana gelmediği…” görüşünü bildirmişlerdir.

Dosyanın mevcut bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve yasa yolu denetimine el verişli olmaması, değer kaybı hususunda hesap yapılması talep edilmesine karşın ek raporda da buna yönelik hesap yapılmamış olması nazara alınarak mahkememizce resen seçilen yeni bir makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş; 10.03.2022 tarihli raporunda bilirkişi özetle; “…Kaza sonrası …plaka sayılı araca KDV dahil 5.122,00 TL masraf oluşabileceğini, oluşan 5.122,00 TL masraftan davalı sigorta firması poliçesi kapsamında sorumluluğu bulunduğunu, kaza sonrası … plaka sayılı araçta 5.700,00 TL Ticari/Piyasa Değer Kaybı oluştuğunu, kaza sonrası aracın 49.300,00 TL bedelle el değiştirebileceği…” şeklinde görüş bildirmiştir.
Davacı vekili 23.03.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile değer kaybı yönünden dava değerinin 5.690,00 ₺ artırmış, ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalıya sigortalı aracın 05/02/2020 tarihinde trafik kazasına karıştığı ve davacının işleteni olduğu aracın hasarlandığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bu kaza nedeni ile tarafların kusur durumları, davacının aracında meydana gelen hasarın miktarı, davacının aracında değer kaybı meydana gelip gelmediği ile bunda davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarındadır. Bunun tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Alınan ilk kök rapor ile son bilirkişi raporunda ortak kanaat ile davacı aracındaki maddi hasarın 5.122,00 TL olduğu belirlenmiştir. Davacı yanca sunulan ekspertiz raporunda yer verilen tutarın kadri matuf olmadığı, ekspertiz raporu karşısında alınan kök raporda belirlendiği gibi daha sonra alınan 10/03/2022 tarihli bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş ve bu husustaki tereddüt giderilmiştir. Mahkememizce da her iki bilirkişi raporunda müşterek olarak hesaplanan hasar bedeli usul ve yasaya uygun görülmüştür.
10/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda davacı aracında 5.700,00 TL değer kaybı olduğu raporlanmıştır. Kök raporda bu hususta olumlu olumsuz hiçbir değerlendirme yapılmadığı, ek raporda ise trafik sigortası genel şartlarına göre hesap yapıldığı ve değer kaybı tespiti olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Oysaki Anayasa Mahkemesi’ nin trafik sigortası genel şartlarındaki bazı maddelerin iptal edilmesi sonrası değer kaybı hesabının genel şartlar ve ekindeki tabloya göre yapılmasında yasal olanak bulunmamaktadır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’ nin 02/04/2021 tarih 2019/866 Esas, 2021/628 Karar sayılı kararı) İzah edilen sebeplerle 31/12/2021 tarihli bilirkişi ek raporundaki değer kaybı oluşmadığı yönündeki görüşe mahkememizce itibar edilmemiştir. Bu doğrultuda değer kaybı talebi yönünden yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş ve yerleşik Yargıtay uygulaması doğrultusunda hesap yapılan 10/03/2022 tarihli bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir. Sonuç olarak davacı aracında 5.700,00 TL değer kaybı oluştuğu mahkememizce de yerinde görülmüştür. Ne var ki davacı davasını kısmi dava olarak açmış, davalı da değer kaybı yönünden yapılan ıslaha süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zamanaşımı” başlıklı 109. maddesinde; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.
” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
Anlan yasal düzenlemeye göre davaya konu trafik kazası 05/02/2020 tarihinde gerçekleşmiş, davacı davasını zamanaşımı süresi içinde 08/01/2021 tarihinde açmıştır. Ancak davacı davasını açarken davanın belirsiz alacak davası olduğunu ifade etmediğinden yerleşik Yargıtay ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi uygulaması gibi davanın kısmi dava olarak açıldığının kabulü gerekmektedir. Davacı 23/03/2022 tarihli dilekçesi ile de davanın başında 10 TL olarak talep ettiği değer kaybı alacağını 5690,00 TL arttırarak 5.700,00 TL ye çıkarmıştır.
Anılan yasal düzenleme ve ıslah tarihi dikkate alınarak davalının değer kaybı yönünden zamanaşımı itirazı yerinde olduğundan artırılan kısım yönünden davanın zamanaşımı yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. (İstanbul Bölge Adliye 40. Hukuk Dairesi’ nin 03/12/2020 tarih 2019/1606 Esas, 2020/4299 Karar sayılı kararı ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ nin 18/03/2022 tarih 2022/613 Esas, 2022/604 Karar sayılı kararları)
Sigorta poliçesine göre davalının sorumluluğu maddi hasarlarda araç başına 41.000,00 TL ile sınırlı olup gerçekleşen hasar poliçe limiti içindedir. Davalıya sigortalı zararlandırıcı araç hususi araç olduğundan yasal faize hükmedilmiştir. Davacı, davadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunmuş ve ödeme için tebliğden itibaren 15 gün süre vermiştir. Buna göre temerrüt tarihi 06.03.2020 olarak belirlenmiştir. Yerleşik Yargıtay uygulaması doğrultusunda davacının ekspertiz ücreti talebi yargılama giderleri arasında değerlendirilmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin 21/10/2019 tarih 2017/1822 Esas, 2019/9723 K. Sayılı ilamı)
Tüm bunlara göre davacının davasının kısmen kabulü ile 5.122,00 TL hasar onarım bedeli ile 10 TL değer kaybı tazminatının temerrüt tarihi olan 06.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 5.122,00 ₺ hasar onarım bedeli ile 10,00 ₺ değer kaybı tazminatının temerrüt tarihi olan 06.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile(41.000,00 TL) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Islah ile arttırılan 5.690,00 ₺ değer kaybı yönünden açılan davanın zaman aşımı nedeniyle reddine
3-Ekspertiz ücreti talebi olan 429,85 ₺’nin yargılama giderleri arasında değerlendirilmesine,
4-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 350,56 ₺ harçtan peşin alınan 100,93 ₺’nin mahsubu ile bakiye 249,63 ₺ harcın davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
5-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 100,93 TL peşin harç ile 59,30 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti, ekspertiz ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 3.349,85 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 1.481,97 ₺’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00TL’nın davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 736,04 ₺’sinin davacıdan; 583,96 ₺’sinin ise davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
8-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5.100,00 ₺ vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddedilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. Maddesine göre hesap ve takdir edilen 5.100,00 ₺ vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı. 28.04.2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”