Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/709 E. 2021/302 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/709 Esas
KARAR NO : 2021/302 Karar

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 05/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 30/12/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile davalı şirket arasında 09.07.2020 tarihinde Kati satış sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca, madde 1’de belirtilen sözleşme konusu cihazlar davalı şirket tarafından satın alındığını, sözleşmenin 3. Maddesi uyarınca sözleşme bedelinin 60.000,00-TL’sinin 10.07.2020 tarihinde, 160.000-TL’sinin 14.07.2020 tarihinde ve kalan kısım olan 80.000,00-TL’nin 20.07.2020 tarihinde banka havalesi ile peşin olarak ödeneceğini davalı şirketin kabul ve tahaattüt ettiğini, buna karşın davalı şirket sözleşmenin 3.maddesi uyarınca sözleşme bedelini belirtilen vade tarihlerinde ödemediği gibi sözleşmeden vazgeçtiklerini sözlü olarak beyan ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından keşide edilen Kadıköy…Noterliği’nin 21.07.2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile işbu ihtarnamenin tebliğ edilmesiyle birlikte derhal sözleşme bedelleri toplamı olan 300.000,00-TL’nin ödenmesini aksi halde sözleşmeden tek taraflı olarak dönülmüş olması sebebiyle, sözleşmenin 5. maddesine aykırılıktan doğan cezai şart bedeli olan 100.00,00-TL’nin üç işgünü içerisinde şirketin… IBAN numaralı hesabına ödenmesini, aksi halde yasal yollara başvurulacağının davalı şirkete bildirildiğini, ancak davalı şirket tarafından ihtarname tebliğ alınmış olmasına karşın herhangi bir cevap verilmediğini, bu nedenler ile ve Mahkemenin resen göz önüne alacağı nedenlerle, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren şimdilik 10.000,00-TL’nin ticari avans faizi ile davalı şirketten tahsiline karar verilerek, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 16/03/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili arasında akdedilen sözleşmenin hukuki niteliğinin tüketici ilişkisi olduğunu, müvekkilinin … Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak mesleğini … Hastanesi’ nde icra eden bir hekim olduğunu, mesleki ve ticari faaliyet amacı bulunmayan müvekkilinin davalı doktor …’nın tacir değil, tüketici olduğunu, müvekkilinin diş hekimi olan eşine hediye amaçlı sözleşme metninde yazılı ürünleri sipariş verdiğini, davalı müvekkili henüz ürünleri teslim bile almadan, 24 saat içerisinde 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanun düzenlemesinde bulunan 18. maddeye dayanarak cayma hakkını kullandığını, davalı müvekkilinin davacı firma ile anlaştıktan sonra eşine sürprizi bildirdiğini, ancak eşinin “henüz Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı alamadığı için klinik açamayacağını, neden kendisine sormadan aletleri satın almak üzere sözleşme imzaladığını, henüz uzun bir süre faaliyet göstermesinin hukuken mümkün olmadığını, gerekli yetkinliğe sahip olana kadar aletlerin modellerinin eskiyebileceğini ve nerede saklayacağını, sözleşme ilişkisini sona erdirmesi gerektiğini…” bildirdiğini, müvekkilinin bu sözler üzerine 24 saat içerisinde cayma hakkını kullandığını ve firma yetkililerinden … ile kardeşine durumu izah ettiğini, bu nedenlerle öncelikle davacının davasının usulden reddine, haksız davanın esastan reddine karar verilerek, yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, taraflar arasında imzalanan satım sözleşmesinden kaynaklı alacak davasına ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” şeklindedir.
Aynı kanunun 4. Maddesi “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” demek sureti ile ticari dava kavramını açıklamıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari-veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır.

Somut olayda; davacı ile davalı arasında bir satım sözleşmesi yapıldığı, teslimden sonra davalı tarafından ödeme yapılmadığı ve belli bir süre sonra sözleşmeden dönüldüğü, buna karşılık davacının sözleşme uyarınca cayma bedelini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı gerçek kişi olup, davacıdan satın aldığı cihazları eşine hediye etmek için aldığı, kendisinin mesleği ile bir ilgisinin bulunmadığı sabit olup, taraflar arasındaki sözleşme bir bir tüketici işlemidir.
Bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi ve ticaret mahkemesinde görülebilmesi için ya mutlak ticari dava olması ya da her iki tarafın tacir olması ve işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme olan Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu değerlendirilip HMK’nın 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-)Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-)HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-)HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır