Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/701 E. 2021/833 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/701 Esas
KARAR NO:2021/833

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/12/2020
KARAR TARİHİ:11/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin davalıya muhtelif tarihlerde mal sattığını ve satılan malın tamamının davalıya teslim edildiğini, satılan mallardan dolayı davalı adına fatura düzenlendiğini, faturalarda belirtilen malların davalıya teslim edilmesine rağmen fatura bedelleri müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin iyi niyetli tüm girişimlerine rağmen satılan malların bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhinde …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını ve ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinde borcun sebebi olan faturaların ayrıntılı olarak bildirildiğini, ödeme emrini tebellüğ eden davalının icra müdürlüğüne vermiş olduğu itiraz dilekçesiyle takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazlarının hiçbir hukuki geçerliliği ve dayanağı bulunmadığını, davanın kabulünü, davalının …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu 87.227,86 ₺’lik itirazın iptalini ve takibin devamını, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzer icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Ödeme emrinde yazılı olduğu üzere icra takibinin ikame edildiği tarihte müvekkilinin adresinin Kadıköy olduğunu, söz konusu tebligatın da bu adrese yapıldığını, dolayısı ile icra dosyasında ve icra müdürlüğünde yetkisizlik söz konusu olduğunu, bu nedenle taraflarında yetki itirazında bulunulduğunu, yetkiye ve borca itiraz ile dosyanın durduğunu ancak yetkili icra dairesine gönderilmediğini, kural olarak dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi gerekirken işbu icra dosyası üzerinden mahkememizde itirazın iptali davası ikame edilmesinin HMK’nın yetki ile ilgili amir hükümlerine aykırı olduğunu, davacı tarafından müvekkili aleyhine …. İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, takibin dayanağının ise 30/10/2016 tarih 40.000,00 ₺ bedelli, … seri numaralı çeki konu ettiğini, işbu dosya ile huzurda yargılaması görülen faturalara dayalı cari hesap ekstresine konu alacaklarının aynı olduğunu, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi veya mutabakatı bulunmadığını, faturaların ticari defterlere işlenmesi o işin yapıldığı ve borç çıktığı anlamına gelmediğini, faturalara konu söz konusu ürünler müvekkili tarafından değil başka şirket tarafından kullanıldığını, müvekkili şirketin davacı şirkete borcu bulunmadığını, temerrüt oluşmadığından işlemiş faiz talebinde bulunulmasının hukuken mümkün olmadığını, ayrıca talep edilen faiz mevzuata aykırı olduğunu, faiz oranının fahiş ve haksız olduğunu, davacı tarafından ikame edilen işbu haksız davanın usul ve esas yönünden reddi ile, haksız şekilde dava ikame eden davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkiline yönelik olarak tazminat ödemesine mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından başlatılan …. İcra Müd. … Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi isteminine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosya aslı celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … Malz. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından, borçlu … İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. Aleyhine 87.227,86 TL asıl alacak, 2.210,47 TL işlemiş faiz olmak üzere yekün 89.838,33 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihi olan 23.09.2016 tarihinden itibaren %10,50 Avans faizi işletmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlunun borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı hen ne kadar yetki itirazında bulunmuş ise de taraflar arasında ticari ilişki bulunması ve alacağın para alacağı olması, buna göre alacaklı ikametgahının yetkili hale gelmesi dikkate alınarak davalının bu itirazının reddine karar verilmiştir.
Zaman aşımı itirazı yönünden yapılan incelemede ise davacının faturalara istinaden 2016 yılında icra takibi başlattığı ve anılan tarih itibariyle zaman aşımının kesildiği, daha sonra ise dava tarihine itirazın alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin belgenin dosya içeriğinde bulunmaması hususları dikkate alındığında zaman aşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Taraf delillerinin toplanmasına geçilmiş, yanların bağlı bulunduğu Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak 2016-2020 yıllarına ait BA-BS Formları karşılaştırmalı olarak celp edilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların uyuşmazlığının halli için dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi, 16.06.2021 tarihli raporunda özetle; davacı tarafın davaya konu irsaliyeli faturalar muhteviyatı malların davalıya teslim edildiğini ispat etmesinin gerektiğini, aksi takdirde davaya konu alacak tutarına hak kazanamayacağı ve mevcut şekliye takibin devamına imkan olmadığını, davacı ve davalının bağlı bulundukları Vergi Dairelerine verdikleri 2016-2020 yıllarına ait BA-BS Form bildirimleri yönünden birbirlerini teyit ettiğini, davacının 23.09.2016 tarih … E. Sayılı icra takibinde davalıdan 87.227,86 ₺ asıl alacak, 2.210,47 ₺ işlemiş faiz talep ettiğini, mahkememizin alacağa hükmetmesi durumunda davacının asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari işlerdeki avans oranında faiz isteyebileceğini, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği şeklinde görüş bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında süregelen ticari ilişki olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı yanca icra takibine konu edilen faturalar nedeni ile davalının davacıya icra takibinde istenen kadar borcu olup olmadığı ile başlatılan takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı hususlarındadır. Bunun tespiti için taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalı yasal sonuçları ihtar edilmesine karşın mazeretsiz olarak ticari de defterlerini incelemeye sunmaktan kaçınmıştır. İncelenen davacı defterlerine göre ise davacı icra takibinde talep edilen asıl alacak kadar davalıdan alacaklıdır. Takibe konu edilen faturaların bir kısımının imza karşılığı tebliğ edildiği bir kısmında ise imza bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı kaçınmasına karşın celp edilen BA/BS formlarının incelenmesinden ise kayıtların birbirini doğruladığı ve tüm faturaların davalı yanca ticari defterlerine işlendiği belirlenmiştir. Davalı halen davacının teslim ettiği ürünleri kendisinin teslim almadığı, aralarında sözleşme ilişkisi bulunan dava dışı şirkete teslim edildiği savunmasında bulunmuşsa da davalı ile dava dışı şirket arasındaki sözleşme bir iç ilişki olup bunun davacıya karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Ayrıca bilirkişi raporunda davalının dava dışı şirket ile sözleşmesinin fesih edildiği tarihten sonra davacı yanca tanzim edilen fatura bulunmadığı, faturaların sözleşme ilişkisi içinde düzenlendiği tespit edilmiştir.
“…Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir. Dosyada mevcut SMM bilirkişi raporunda, salt davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup takip tarihi itibariyle davacının alacak iddiası yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353-1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir…” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 30.01.2020 tarih 2017/3832 E., 2020/227 Karar sayılı kararı)
Takip ve dava konusu ürünleri teslim almadığını davalı ispat külfeti altında olup bu husus davalı yanca ispat edilememiştir. Davacı alacağı ise davalının ticari defterlerine ekiksiz kaydedilmiştir. Buna göre davacının icra takibinde belirtilen asıl alacak tutarı kadar davalıdan alacaklı olduğu mahkememizce sabit görülmüştür. Davacı davasını sadece asıl alacağa hasretmiştir. Tarafların tacir oluşu dikkate alınarak takipte talep edilen faiz oranı da yerindedir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ayrıca İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması, borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına; davacının ise kötü niyeti sabit olmadığından davalının bu konudaki isteminin ise reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; Davalının …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline; takibin 87.227,86 ₺ asıl alacak üzerinden bu alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen faiz oranları ve şartları uygulanmak suretiyle devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 17.445,57 ₺ icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 5.958,53 ₺ harçtan peşin alınan 1.042,45 ₺ harcın mahsubu ile bakiye kalan 4.916,08 ₺’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yatırmış olduğu 1.042,45 ₺ peşin harç ile 54,40 başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacının yapmış olduğu posta, bilirkişi ve müzekkere masrafı toplam 883,00 ₺’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
8-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 12.139,62 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.19/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır