Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/696 E. 2021/549 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/696 Esas
KARAR NO : 2021/549
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 07/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı borçlu tarafından meydana gelen ticari alım satım ilişkisi sonucunda taraflar arasında cari hesaptan kaynaklı müvekkilinin 15.354,44 TL alacağı doğduğunu, borcun ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafın itirazı ile icra takibin durdurulduğunu, bunun üzerine arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davalı tarafa gönderilen faturalara itiraz etmediklerini, bu nedenlerle itirazın iptalini ve takibin kaldığı yerden devamını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı tarafın iş ilişkisi içerisinde olduğu süre müddetçe aralarındaki ticari ilişkinin gereklerine uygun olarak hareket ettiklerini, bu hususlara ilişkin olarak ticari defter ve kayıtlarının incelenmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle davacıya kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık Davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının alacağının bulunup bulunmadığı, tarafların temerrüde düşüp düşmediği, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı takip dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alan tüzel kişinin dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde dosyada yapılan takipte borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Tarafların adreslerinin bulunduğu Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak BA-BS Formları karşılaştırmalı olarak celp edilmiş ve dosyamıza kazandırılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … hazırlandığı 02/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı şirketin davalı şirketle muhtelif deniz ürünleri satışından kaynaklı ticari ilişkisi bulunduğunu, defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davalı şirketten 15.354,44 TL alacağının bulunduğunu, davalı şirketin takip tarihi olan 12.10.2020 itibariyle davacı şirkete borcunun bulunmadığının görüldüğünü, kayıtlarında bulunan ancak ödeme belgeleri ibraz edilmeyen 20.04.2020, 20.05.2020 ve 30.06.2020 tarihlerinde toplam 15.179,40 TL miktarlı ödemenin davacı şirketin kayıtlarında bulunmadığını, davacı tarafça tüm faturalara ilişkin BS formlarının bildirildiği, davalı tarafça 2.487,00 TL eksik ile bildirim yapıldığı davalı tarafça bir dair görüş ve kanaatine vardığını ” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 28/06/2020 tarihli dilekçe ile dava konusu alacağ davanın ispat edildiğini, davalı tarafın ödeme yaptığı hususunu kanıtlayamadığını, itirazın haksız olduğunu belirtmiştir. Davalı taraf 28/06/2021 tarihli dilekçesiyle ticari defterlerinin delil niteliğinde olduğunu, davacıya borçlarının bulunmadığını ifade ederek rapora itiraz ve beyanda bulunmuştur.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile taraf vekillerinin hazır bulunduğu 16/02/2021 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın davalıya tebliğine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava konusu alacağın deniz ürünleri satış bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. Davalı tarafın malın teslim edilmediğine ilişkin herhangi bir itirazı yoktur. Öte yandan kendilerine teslim edilen faturanın iadesine ilişkin bir savunma da ileri sürülmemiştir. Öte yandan davalı tarafça faturaların biri hariç tamamının BA formlarıyla bildirildiği de görülmektedir. Ba formu ile alındığı bildirilen malın davacı tarafça teslim edilmiş olduğunun karine olarak kabul edileceğinden malın teslim edilmediğine dair ispat yükü davalıya geçecektir. “…Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir.” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 30.01.2020 tarih 2017/3832 E., 2020/227 Karar sayılı kararı)
Diğer taraftan davalı taraf ticari defterlerinde davacıya 15.179,40 TL ödeme yaptığını kayıt düşmüş ise de davacı ticari defterlerinde yer almayan bu ödemenin herhangi bir belgeye dayanmayan soyut bir kayıt olduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf ticari defterlerinde davacının alacağı yer almakta olup davalı taraf bunu ödediği iddiasını yalnızca kendi ticari defterlerinde yer alan ve herhangi bir somut belgeye dayanmayan, davacı taraf ticari defterlerinde yer almayan bir kayıda dayandırmaktadır.
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, ticari defterlerinde ve davalı tarafça da bildirilen edilen BA/BS formlarından hareketle davacının alacağının bulunduğu kanaatine ulaşılmış, davalı tarafın vergi kayıtları ile uyumsuz davacı tarafın ticari defterleri ile bağdaşmayan ve soyut kayıtlar içeren ticari defterlerine itibar edilmemiş, bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Es sayılı takibine vaki itirazın İPTALİNE; takibin kaldığı yerden DEVAMINA
2- Davalının itirazında haksız ve alacağın likit olması nedeniyle hükmedilen bedel baz alınarak takdiren %20 üzerinden hesaplanan 3.070,88 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.048,86-TL harçtan peşin alınan 185,45-TL harcın mahsubu ile bakiye 863,41-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 185,45-TL peşin harç, 700-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 46,50-TL olmak üzere toplam 1.980,81-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/09/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.