Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/695 E. 2022/655 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/695 Esas
KARAR NO : 2022/655
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 19/12/2020 tarihli dilekçesi ile, davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; davalının, 20.06.2017 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi ile sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG) dağıtım şirketi olan müvekkili şirketin bayiliğini yaptığını, 20.06.2017 tarihli LPG ile Çalışan Karayolları Taşıtları için İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesi’nin normal şartlar altındaki sona erme tarihinin 20.06.2022 olduğunu, davalı bayinin bayilik sözleşmesini süresinden önce … Noterliği’nin 11.02.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile haksız ve tek taraflı olarak feshettiğini, davalının, süresinden önce haklı bir sebep olmaksızın sözleşmeyi sonlandırması nedeni ile müvekkili şirketin zarara uğramasına neden olduğunu, bu nedenle davalının, Bayilik Sözleşmesi’nin 32.maddesinin (a) bendine göre müvekkilin uğradığı müspet zararını tazmin etmek durumunda olduğunu, davalının, bayiliğe devam ettiği süre boyunca LPG satışına devam ettiğini, müvekkili şirketinde bu satışlardan kar elde ettiğini, sözleşme olağan şartlar altında devam etseydi, davalı LPG satışlarına devam edeceğini, müvekkili şirketinde kar etmeye devam edeceğini, sözleşmenin süresinden önce davalının kusuru ile sona ermiş olması sebebiyle müvekkili şirketin bu kardan mahrum kaldığını, müvekkili şirketin LPG alış ve davalıya LPG satış fiyatlarının müvekkili şirketin kayıtlarında görüldüğünü, davalının satışları ile birlikte değerlendirilerek müvekkilinin uğradığı kar mahrumiyetinin yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesini, davalının sözleşmenin 32.maddesinin (b) bendine göre sözleşmeye aykırı davranışlarıyla sözleşmeyi feshettiğinden cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, cezai şart hesabının, bayinin LPG alımı yaptığı dönemde LPG alımının en yüksek olduğu aydaki LPG miktarının fesih tarihindeki perakende satış fiyatı ile çarpımıyla hesap edileceğini, yapılacak bilirkişi incelemesi ile davalının LPG alımı yaptığı dönemde aldığı en yüksek LPG miktarının tespiti ile sunulacak olan perakende satış fiyatları göz önüne alınarak cezai şart miktarının tespit edilmesini, bayilik sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şartın, ifaya eklenen cezai şart niteliğinde olduğundan hem müspet zarar (kar mahrumiyeti) hem de cezai şart aynı anda talep edilebileceğini, fesih ihtarının davalıya tebliğ edildiği tarihten itibaren her iki tarafın da tacir olması sebebiyle müvekkili şirketin alacağına avans faiz oranı üzerinden faiz işletilmesini, sözleşmeden kaynaklanan diğer talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla talep ettiklerini, sözleşme imzalanırken davalıya ariyeten teslim edilmiş olan emtianın da sözleşmenin feshiyle birlikte müvekkili şirkete iade edilmesi gerektiğini, bayilik Sözleşmesinin 26.maddesinde; bayinin malzeme ve teçhizatı geç teslimi halinde müvekkil şirketin gecikme tazminatı talep edebileceği düzenlendiğini, gecikme tazminatı talep haklarını saklı tuttuklarını, emtianın rayiç bedelini tayin edemediklerinden şimdilik 2.000,00 TL harca esas değer bildirdiklerini, emtianın rayiç bedeli tespit edildiğinde eksik harcın taraflarınca yatırılacağını, ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kar mahrumiyeti olarak bilirkişi tarafından hesaplandığında artırılmak üzere şimdilik 3.000,00 TL, cezai şart olarak bilirkişi tarafından hesaplandığında artırılmak üzere şimdilik 5.000,00 TL, ariyet olarak teslim edilmiş emtianın müvekkile iadesine, emtianın iadesinin mümkün olmaması halinde rayiç bedelin davalıdan tahsiline olmak üzere şimdilik toplam 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, masraf ve ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 21/01/2021tarihli cevap dilekçesi ile, davacı taraf … A.Ş.’den teslim almış oldukları ariyet ve ariyet emtiası bulunmadığını, davacı ile aralarında ariyet ile ilgili herhangi bir imzalanmış olan ariyet sözleşmesi, ariyet teslim tutanağı ve ariyet tutanağı olmadığını, davacı tarafında dava dilekçesi ve eklerinde bile ariyet ile belgeleri sunamadıklarını, davacı tarafın taraflarından istediği ariyetlerin tamamen asılsız olduğunu, bilirkişi incelemesi yapıldığında ortaya çıkacağını, davacı tarafın ariyet, ariyet emtiası ve ariyet rayiç bedel talebine tamamen itiraz ettiklerini, davacı taraf ile aralarında imzalanan sözleşmenin …’da yapıldığını, bu nedenle yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu yüzden yetkinin tamamına itiraz ettiklerini, bayilik sözleşmesini haklı nedenlerle feshettiklerini, davacı tarafın bir zararı, hak kaybı ve kar mahrumiyeti olmadığını, davacı tarafın talep etmiş olduğu ariyet hakkına, cezai şarta, kar mahrumiyetine ve diğer tüm talep ettiği unsurların tamamına itiraz ettiklerini, davacı tarafin taraflarından istemiş olduğu tazminat, cezai şart, kar mahrumiyeti, ariyet emtiası, ariyet rayiç bedeli ve yasal olmak üzere her birine ayrı ayrı tüm unsurları ile itiraz ettiklerini, davanın reddini, vekâlet ücreti, harç ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı her ne kadar cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmaş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin 36. Maddesinde ihtilaf halinde İstanbul Mahkemeleri’ nin yetkili olacağı düzenlendiğinden ve her iki taraf da tacir olduğundan usulüne uygun yetki şartı dikkate alınarak davalı itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili tarafından davaya konu olan “LPG ile çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesi” ve bunun eki protokol, ariyet teslim belgesi dava dosyasına sunulmuştur.
Kayseri … Vergi Dairesine müzekkere ile davalı şirkette … … isimli sigortalı çalışanın olup olmadığı hakkında bilgi istenilmiş, 17.11.2021 tarihli cevabi yazısında, yapılan tetkiklerde 10/2020-12/2020 vergilendirme dönemi sgk (003) beyannamesi vermiş olduğu ilgili beyannamede sigortalı çalışan bilgilerine rastlanılmadığı bildirilmiştir.
Kayseri Melikgazi Sosyal Güvenlik Merkezi’ne davalı şirket yetkilisi Mehmet …’ya ait SGK kayıtları celp edilerek dosyamıza kazandırılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın halli bakımından dosya Mali Müşavir, Nitelikli Hesap Uzmanı ve Makine Mühendisi bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup, 18.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, açık cari hesap şeklinde çalıştıkları, davacı ve davalı arasında 20.06.2017 tarihli LPG ile Çalışan Karayolu Taşıtları için İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesi bulunduğu, söz konusu sözleşmenin davalı tarafça … Noterliği aracığıyla 11.02.2019 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile fesh edildiği, davacının davalıdan, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davacı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) 2019 yıl sonu itibariyle … numaralı …Tic.ve San.Ltd.Şti. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 28.564,92 TL kadar alacaklı gözüktü; taraflar arasındaki sözleşmenin 32.maddesinde ifaya eklenen cezai şart kararlaştırıldığı, buna göre müspet zarar (kar mahrumiyeti) ve cezai şartın birlikte istenebileceği, temerrüt faizi sözleşmenin fesih tarihi itibariyle muaccel hale gelen alacaklar için söz konusu olduğu, kar mahrumiyeti ve cezai şartın bu kapsamda olmadığı, dolayısıyla temerrüt faizi hesaplamasına dahil edilemeyeceği…” mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizin 11.11.2021 tarihli duruşmasının 1 numaralı bendi uyarınca davacının itirazlarında belirttiği dava konusu emtiların rayiç bedellerinin hesaplanması ile diğer davalı itirazlarının irdelenmesi suretiyle ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş, 22.03.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “…2020/… Esas numaralı davaya ilişkin Sayın Mahkemece tarafımızdan açıklık getirilmesi istenilen hususlara yönelik olarak yapılan inceleme sonucunda kök rapordaki değerlendirmelerimizi korumaktayız…” mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafça bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunulmuş, davalı ek rapora karşı beyanda bulunmamıştır.
Davacı vekili 27.05.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerinin 241.358,64 TL olarak artırmış, eksik harcı ikmal etmiş, ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir. Davalı ıslaha karşı beyanda da bulunmamıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasında bir sureti dava dosyasına sunulan 20/06/2017 tarihli 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesinin bağıtlandığı ve sonrasında sözleşme süresi sona ermeden önce 2019 yılında davalı yanca sözleşmenin tek taraflı olarak fesih edildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı, erken fesih dolayısıyla davacının davalıdan kar mahrumiyeti, cezai şart ve iade edilmeyen emtia bedeli alacağının olup olmadığı ile bunların miktarı noktalarındadır.
Bunun tespiti için bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiş, davalının sözleşmeyi tek taraflı ve haksız şekilde fesih ettiği belirlenmiş ve davacının davalıdan raporda belirtilen tutarlarda cezai şart, kar mahrumiyeti ve iade edilmeyen emtia bedeli alacağının bulunduğu raporlanmıştır.
Davalının, sözleşmenin başlangıcında kendisine tanınan vade opsiyonlarının giderek kısaltıldığı ve sonrasında ise vade farkı faturası düzenlendiği, bunun haksız olduğu iddiası ile sözleşmeyi … Noterliği’ nin 11/02/2019 tarih … Yevmiye Numaralı ihtarnamesi ile tek taraflı olarak fesih ettiği görülmüştür.
Sözleşmenin “fiyatlandırma ve ödeme” başlıklı 29. maddesinde davalıya ödeme süresi ile ilgili bir opsiyon düzenlenmemiştir. Buna göre davacının davalıya ödeme ile ilgili bir süre tanıma yükümlülüğü bulunmamakla birlikte davalı yanca davacıya daha önce bu hususta bir ihtar veya yazılı bir başvuru yahut müracaatta bulunulduğuna dair bir kayıt da sunulmamıştır. Anlatılanlar ışığında mahkememizce de davalı feshinin haksız olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 32. Maddesine göre sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshine sebebiyet verilmesi halinde diğer yükümlülüklerden ayrı olarak davacının cezai şart ve kar mahrumiyetine hak kazanacağı raporlanmıştır. Yerleşik Yargıtay uygulamasında da bunun ifaya ekli cezai şart olduğu ve sözleşmeden kaynaklı müspet zarar yanında talep edilebileceği kabul edilmektedir.
Bilirkişi raporu hesaplama tekniği yönünden de taraflar arasındaki sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğundan mahkememizce de benimsenmiştir.
Davalı her ne kadar davacı ile aralarında bir ariyet teslim belgesi olmadığı, ariyeten teslim aldığı bir emtia bulunmadığı iddiasında bulunmuşsa da davacı tarafça dosyaya teslim belgesinin sunulduğu ve mahkememizce yapılan araştırmada ariyet teslim belgesinde ismi geçen … …’ nın davalının sigortalı çalışanı olduğu hususları dikkate alındığında davalının bu itirazına değer atfedilmemiştir.
Davacı, davasını açarken belirsiz alacak davası açtığını belirtmediğinden dava kısmi dava olarak kabul edilmiştir. Davacı bilirkişi raporundan sonra miktar yönünden davayı ıslah etmiş, eksik harcı ikmal etmiş, davalı ıslaha karşı beyanda bulunmamıştır.
Temerrüt faizi konusunda bilirkişi raporundaki tespitler yerindedir. Sözleşme fesih tarihi itibari ile istenen alacaklar muaccel olmadığı gibi davacı yanca davalıya ihtarname keşide edilerek rakam belirtilmek suretiyle davalı temerrüde düşürülmemiştir. Kaldı ki dava dilekçesinde de dava tarihinden itibaren faiz talep edilmiştir. Bu nedenle faiz başlangıç tarihi dava tarihi olarak esas alınmıştır.
Davacı, dava ve ıslah dilekçesinde avans faiz istediğinden talep gibi avans faizi ile birlikte dava ve ıslah dilekçesi gibi davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; 118.189,00 TL kar mahrumiyeti, 94.990,00 TL cezai şart ve 28.179,64 TL emtia bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 16.487,20 ₺ harçtan peşin alınan 4.122,78 ₺ harcın mahsubu ile bakiye kalan 12.364,42 ₺’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafın yatırmış olduğu 4.122,78 ₺ peşin harç ile 54,40 başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu posta, bilirkişi ve müzekkere masrafı toplam 2.993,50 ₺’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Arabulucu ücreti olan 1320,00 TL’nin davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 36.790,21 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacının yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.13/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır