Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/668 E. 2022/599 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/668 Esas
KARAR NO : 2022/599
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 16/12/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı … ve … ‘ ın ayrı ayrı %50 hissesinin müvekkilinin … ‘ a kalan %50 hissesi ise diğer ortak … …’ a ait olduğunu, davalı şirketlerin müzik sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin uzun yıllarca eser oluşturduğunu, ilk günden bugüne kadar … üyeliği ile ilgili gereken her türlü işlemi bizzat kendisinin yaptığını, … …’ un davalı şirketlerde 2018 yılından önce münferit imza yetkisine sahip olduğunu, şirketleri kendi şahsi menfaatine sebep olacak şekilde yönettiğini, müvekkilinin imza yetkisinin müştereken olması gerektiğini belirttiğini ve 2018 yılında davalı şirketlerin müşterek imza ile yönetilecek şeklinde karar revize edelidiğini, müşterek imza yetkisi olan … …’ un şahsi mal varlığı bulunduğu için şirketler üzerinden gelir dağıtımını kısıtladığını, müvekkilini zor duruma soktuğunu, müvekkilinin … …’ un oğlu, … …’ un da torunu olduğunu, müvekkilinin şirketlerin dijital sektörde daha aktif yer alması gerektiği hususlarında fikirlerinin olduğunu ancak fikirlerine sıcak bakılmadığı ve buna benzer taleplerinin reddedilmesi üzerine müvekkilinin işten ayrıldığını, daha sonra kendisine ait bir şirket kurduğunu, müvekkilinin plak vb ürünler için tutulan stok listelerini müvekkilinin düzenlediğini, yapılan kontrollerde stoklarda devamlı eksilmelerin olduğunu, araştırmaları ile dedesinin tüm kapı kilitlerini değiştirdiğini ve müvekkilinin oturduğu odaya kamera takdırdığını, müşterek imza yetkisi bulunan müvekkiline yapılan bu durumun kabul edilemeceğini, … …’ un şirketlerin iştigal konusu olan plak üretim ve satım konusunda kendi şahsi ilişkilerini kullanarak şahsi hesabından ödeme yaparak plak satın aldığını ve satın aldığı plakları şahsı üzerinden sattığının tespit edildiğini, üçüncü kişileri arayarak tek muhatabının kendisinin olduğunu, müvekkilinin şirketleri temsil etmediğini, kendisi ile iletişime geçilmemesi gerektiğini, … …’ un şirket varlıkları ile şahsi malvarlığı oluşturduğunu, alınan taşınmazın şirket varlıkları ile satın alındığını, pay değeri hesaplamasında bu taşınmazında dikkate alınması gerektiğini, tekne alındığını, müvekkilinin hukuka aykırı şekilde davalı şirketlerin çalışmasına engel olunması için savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkilinin kendisine ait olan Fatih’ teki dükkanın ve yarısı kendisine ait olan dükkanlardan alınan kiraların davalı şirketlere kullandırdığını, bu dükkanların davalı şirketlerden kira/ecrimisil talep edeceklerini ödenmemesi durumunda müdahalinin meni davacı ikame edeceklerini, bu nedenlerle müvekkili açısından telafisi mümkün olmayacak zararların önlenmesi için öncelikle Bakırköy ilçesindeki taşınmaza teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, taşınmaza davalıdır şerhi konulmasına karar verilmesini, davalı şirketlere kayyım atanmasını ve … …’ un imza yetkisinin kaldırılmasını, davalı şirketler ortağı … …’ un kusurlu eylemleri nedeniyle müvekkilinin payının gerçek değerinin ödenmesi ve şirketlerden çıkmasını veya şirketlerin feshine ve tasfiyesine veya müvekkilinin mağduriyetine sebep olmayacak duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme dava sonunda şirketin feshi ve tasfiyesine karar verilmesi durumunda müvekkilinin tasfiye memuru olarak atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında;davacının müvekkili firmaların … … ile aralarındaki anlaşma gereği şirketin günlük işlerinin yönetimini Mayıs 2017 den itibaren devraldığını, ilerleyen süreçlerde diğer ortak … …’ un stokta bulunması gereken malların mevcut olmadığını, şirketin defterlerinin ve şirketin kasa anahtarının şirket dışına çıkartıldığının tespit edildiğini, şirket adına kayıtlı aracan şirketle alakası olmayan daacının oğlu tarafından kullanıldığını, ve ilgilinin müvekkili firmalarla yanı adreste … isimli firmayı kurduğunu, müvekkilinin davacıya aracın, defter ve belgelerin iadesi için ihtarname keşide ettiklerini, ihtarata cevaben beklediği tahsilatların olduğun söyleyerek süreci uzattığınığını, davacının kendi kusuruları olmasına rağmen bu davayı açtığını, diğer ortak … …’ un 44 yılık bilgi ve birikim sonucu şirketlerin devam ettiğini, davacının şirkete ait neredeyse tüm eserlerin kendisinin ürettiği iddialarının gerçek ile bağlantısının olmadığını, ortak … …’ un kendi isteği ile yarısına ortak ettiği davacının münferit imza yetkisi talebinin dahi kabul edildiğini ancak kendi isteği ile işten ayrılarak rekabet yasağına aykırı olarak oğlu ile birlikte faaliyette bulunduğunu, … …’ un adına kayıtlı taşınmazları yeri geldiğinde şirkete sermaye yaptığını, bunların satışından gelen para ile oğlu olan davacıya taşınmaz satın aldığını, müvekkili firmanın ortağı … …’ un Ankara’ da adına kayıtlı olan taşınmazı satarak Gaziosmanpaşa ve … taşınmazları satın alarak şuan ikamet ettiği taşınmazı satın aldığını, kendi birikimleri ile aldığı Ataköydeki dairesi satarak davacıya borç verdiğini ve Florya’ da ki taşınmazı satın almasını sağladığını, müvekkili firma ortağı … …’ un … firmasını işlettiği dönemde kendi kazancı ile alınan mal varlıkları olduğunu, kendi adına kayıtlı taşınmazları satarak şirete sermaye yaptığını, davacının dava sürecinden önce hiçbir çıkma bildiriminde bulunmadan dava açma yoluna gititğini, bu hususta usuli eksiklik olduğunu, davacının gerçeklerle bağdaşmayan hususları çıkma hakkının kullanımında ortaya koysa da hususları makul bir süre içinde kullanılmamış olması oğluna ait şirketin faal olarak işlemeye başlamasından sonra bu yola gitmesi TMK md. 2′ ye aykırı olduğunu ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz ikame edilmiş olan davanın reddini talep etmiştir.
Davacının talebi kabul edilerek tedbiren davalı şirketlere temsil kayyımı atanmış, daha sonra tarafların yargılama aşamasında anlaşması üzerine kayyımın görevi sonlandırılmıştır.
Tarafların sunduğu belgeler dosyamız arasına alınmış, bilirkişide rapor alınmıştır.
Davacı vekilinin 11/08/2022 tarihli dilekçesi ile sulh konusunda mutabık kalındığı ve gerekli işlemlerin tamamlandığını, davalı taraflardan vekalet ücreti, harç, masraf, yargılama gideri ve sair herhangi bir taleplerinin olmadığını bildirdikleri görüldü.
Mahkememizce alınan ticaret sicil kayıtlarından, şirket ortaklarının sulh olduğu ve sulh uyarınca her bir ortağın bir şirketin tüm hisselerini aldığı, uyuşmazlığın böyle çözüldüğü, davanın konusuz kaldığı anlaşılmış ve aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-Sulh nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken red harcı 80,70 TL harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL’ nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Talep gibi tarafların yaptığı yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep gibi taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.21/09/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır