Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/65 E. 2022/438 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/65 Esas
KARAR NO : 2022/438
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/01/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 12.05.2019 tarihnde … … adına tescilli bulunan … plaka sayılı aracın karıştığı kazada araç içerisinde yolcu konumunda bulunan müvekkillerinin çocuğu … …’in vefat ettiğini, kaza sırasında yolcu konumunda bulunan küçüğün kazaya etken herhangi bir kusurlarının söz konusu olmadığını, kaza yapan … plakalı aracın davalı … Sigorta nezdinde ZMSS kapsamında sigortalı olduğunu, poliçe klozları gereği teminat altına alınan riskin gerçekleştiğini, kaza nedeniyle oluşan destekten yoksun kalma maddi zararına ilişkin olarak davalı şirkete 11.09.2019 tarihinde başvuru yapıldığını, tazminat ödemesi talebinde bulunulduğunu ancak şirketçe herhangi bir cevap verilmediğini, 12.05.2019 tarihinde gerçekleşen kazadan ötürü vefat eden müvekkillerinin müşterek çocukları … … vefatından kaynaklı destekten yoksunluk zararına ilişkin olarak her bir müvekkili için 500,00 TL’den olmak üzere ve ileride arttırılmak ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile toplam 1.000,00 TL destekten yoksunluk maddi tazminatının sigorta şirketi açısında temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davacı tarafın müvekkili şirkete yapmış olduğu başvuruda eksik evrak ile başvuru yapmış olduğundan KTK madde 97 uyarına işbu davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, başvuran tarafından başvuru dilekçesinde de görüldüğü üzere başvuran vekili taraflarına yapmış olduğu başvuruya veraset ilamı ve güncel vukuatlı nüfus kayıt örneği eklendiğini, müvekkili şirket tarafından eksik evrak talebinde bulunulmuş olmasına rağmen tamamlanmadan davanın açıldığını, kusur raporunun adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinden alınmasını talep ettiklerini, alınacak kusur raporunda da görüleceği üzere davacı … … … ve dava dışı … …’ın bu kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, soruşturma ve kovuşturma dosyasının celp edilerek uzlaşma sağlanıp sağlanamadığının tespitini talep ettiklerini, eksik evrakla başvuru yapıldığı için davanın usulden reddini, kusur raporu alınmak üzere dosyanın ATK … İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, itirazlarının kabulü ile davanın reddini, yarılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, destekten yoksun kallma tazminatı istemine ilişkindir.
Taraf delillerinin toplanmasına geçilmiş; … İl Trafik Tescil Müdürlüğü’nden … plakalı aracın trafik tescil kayıtları, davalı sigorta şirketinden ise hasar dosyası celp edilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak 2019/… Soruşturma sayılı dosyası ile … Ağır Ceza Mahkemesi’ nin 2019/… Esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizin 18.06.2020 tarihli duruşmasının 6 numaralı bendi uyarınca dosya ATK … İhtisas Dairesine gönderilmiş olup, 11.08.2020 tarihli ATK raporunda özetle; Sürücü … …’ın %15 oranında kusurlu olduğunu, Kimliği belirsiz sürücü %85 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Taraf itirazları dikkate alınarak, mahkememizin 22.10.2020 tarihli duruşmasının 2 numaralı bendi uyarınca Karayolları Fen Eğitiminden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişiden rapor düzenlenilmesi istenilmiş olmakla, 25.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Sürücü … …’ın %40 oranında kusurlu olduğunu, kimliği belirsiz sürücü %60 oranında kusurlu olduğunu bildirmişlerdir.
Dosyada 2 ayrı oran belirtir kusur raporunun bulunduğu gerekçesi ile dosyanın ATK Genişletilmiş Uzmanlar Kuruluna tevdii edilerek rapor düzenlenilmesi istenilmiş olup, 05.07.2021 tarihli raporda özetle; Sürücü … …’ın %30 oranında kusurlu olduğunu, kimliği belirsiz sürücünün %70 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Destekten yoksun kalma tazminatının miktarı için aktüer bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, 26.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; anne … … için destekten yoksun kalma tazminatının 166.025,30 TL olduğu, babası … … … için destekten yoksun kalma tazminatının 85.150,29 TL olduğu, varsa defin ve cenaze masrafları için uzman bilirkişilerden rapor alınması gerektiğini, … Sigorta A.Ş sorumluluğunun sigorta teminatı ile sınırlı olduğu şeklinde görüş bildirmiştir.
Tarafların itirazları üzerine dosya kök rapor sunan bilirkişiye ek rapor hazırlaması için tevdii edilmiş olup, 20.02.2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; yetiştirme giderlerinin asgari brüt ücret üzerinden hesaplanması durumunda toplam destekten yoksun kalma tazminatının 251.133,42 TL olduğu, bu tazminattan annesi … …’in tazminatının 166.025,30 TL olduğunu, babası … … …’in tazminatının 85.108,12 TL olduğunu, yetiştirme giderlerinin asgari net ücret üzerinden hesaplanması durumunda toplam destekten yoksun kalma tazminatının 255.198,01 TL olduğunu, anne … …’in tazminatının 166.025,30 TL, baba … … …’in tazminatının 89.172,71 TL olduğu hesaplanmıştır.
Bilirkişi raporunun hatalı olması ve hüküm kurmaya elverişli olmadığının anlaşılması karşısında mahkememizin 22.04.2022 tarihli ara kararı uyarınca dosyanın aktüer bilirkişi … ‘a tevdii edilmesine karar verilmiş olup, 06.05.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; takdiri mahkememize ait olmak üzere %100 kusur oranı üzerinden yapılan hesaplama sonucu müteveffa … …’in geride kalan hak sahiplerinden davacı anne … …’in destekten yoksun kalmak sebebiyle maddi zararının 169.224,56 TL olduğunu, davacı baba … … …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 117.400,06 TL olduğu, davacıların maddi zararlarının poliçe limitleri içerisinde kaldığını, başvuru tarihine göre davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi 25.09.2019 olarak belirlendiğini, dava dilekçesinde yasal faiz talep edildiği şeklinde görüş bildirmiştir.
Davacılar vekili tarafından 13.05.2022 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile, anne … …’in 500,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının 168.724,56-TL ıslah edilerek 169.224,56-TL; baba … … …’nin 500,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının 116.900,06-TL ıslah edilerek 117.400,06-TL olarak talebini artırmıştır.
Bedel artımı dilekçesi davalı tarafa tebliği edilmiştir.
Davalı bedel artımı dilekçesine karşı beyan ve itirazlarda bulunmuşlardır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların oğlu olan müteveffa … …’ in, 12.05.2019 tarihinde komşuları olan dava dışı … … adına kayıtlı, dava dışı … … sevk ve idaresindeki traktör ile davacı … … … ve beraberindekiler ile … Barajına geldikleri, davacıların müşterek çocukları ile diğer müteveffa çocukları traktör ile baraj kenarında bıraktıkları ve bot ile baraj suyuna açıldıkları ve sonrasında traktörün hareket haline geçerek baraja düşmesi sonucu meydana gelen kazada davacıların desteğinin vefat ettiği, kaza tarihinde traktörün davalıya sigortalı olduğu hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık meydana gelen olayın trafik kazası olup olmadığı, trafik kazası olması halinde bunda davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davacıların destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanıp kazanmadıkları ile bunun miktarı noktalarındadır.
Davalı, dava konusu eylemin kara yolunda meydana gelmediği ve aracın işletme halinde olmadığı nedenleri ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 2.maddesinde bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş ise de, aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarında esasen karayolu tanımında girmediği halde, genel trafiğin kullanımına açık yerlerde “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Ayrıca, karayolunun asfalt, beton, taş veya toprak olma arasında da bir fark bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yasal düzenlemeler ve Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş uygulamaları da gözetildiğinde; KTK’nın uygulanması için bir kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmemektedir. Kazanın karayolu ile bağlantısı olan veya karayolu sayılan bir alanda meydana gelmiş olması da yeterlidir. ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’ nin 30/05/2019 tarih 2017/2033 Esas, 2019/1072 Karar sayılı ilamı)
Bu kapsamda somut olayın incelenmesinden; kazanın gerçekleştiği yerin kara yolu ile bağlantısının bulunduğu olay yeri krokisi ve bilirkişi raporları ile de sabit olduğu gibi bu husus davalının da kabulündedir. Açıklanan nedenlerle davalının bu itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacıların desteği, kazanın gerçekleştiği traktörde vefat eden diğer müteveffalar ile birlikte olup kazanın gerçekleşmesine neden olan el freninin kimin tarafından indirildiği tespit edilememiştir. Dosya kapsamındaki tüm kusur raporlarının incelenmesinden davacıların desteğine herhangi bir kusur izafe edilmediği gibi bunun aksi ya da sorumluluğu ortadan kaldıran bir hal davalı yanca ortaya konulamamıştır. Davalının bilirkişi raporuna karşı itirazlarında ileri sürdüğü bu itiraza da değer atfedilmemiş, kazadan ve tazminat talebinden poliçe limiti kapsamında sorumlu olduğu kabul edilmiş ve son aktüer raporda %100 kusur oranı üzerinden yapılan hesaplama mahkememizce de benimsenmiştir.
Davalının ileri sürdüğü aracın işletme halinde olmadığına yönelik iddiaları da yerinde değildir.
İzah edilen sebeplerle gerçekleşen kazada davacıların desteğinin vefat ettiği, davalının bu zarardan poliçe limiti kapsamında( kaza tarihi olan 12.05.2019 tarihi itibariyle 360.000,00 TL ) sorumlu olduğu, bu kapsamda alınan son aktüer bilirkişi raporunun oluşa ve tazminat hukuku ilkelerine uygun, hüküm kurmaya ve yasa yolu denetimine elverişli olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun 22/04/2022 tarihli rapor mahkememizce de benimsenmiştir. Bununla birlikte davacılar müşterek çocukları … … üzerindeki koruma ve gözetme yükümlülüğünü yerine getirmemiş, baraj kenarında küçük yaştaki çocuklarını traktör ile birlikte yalnız bırakmışlardır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’ nun 336. Maddesi uyarınca evlilik bdevam ettiği sürece velayet yetkisini eşler birlikte kullanır. Bu nedenle davacılar gerçekleşen hadisede müterafik kusurlu olarak olarak değerlendirilmiş, 22/4/2022 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan rakam üzerinden %20 müterafik kusur indirimi uygulanması yoluna gidilmiş, tazminat miktarı davacı … … için 135.379,64-TL; davacı … … … için 93.920,04-TL olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak davacıların davasının bilirkişi raporunda hesaplanan ve bedel artırım dilekçesi ile artırılan bedel üzerinden resen yapılan müterafik kusur indirimi ile birlikte tespit edilen tutarlar üzerinden kabulüne, talep gibi temerrüt tarihi olan 25/09/2019 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı … … için 135.379,64-TL; davacı … … … için 93.920,04-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 25/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 15.663,46 TL harçtan peşin alınan 1.029,95 TL’nin mahsubu ile bakiye 14.663,51 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye ödenmesine,
3-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.029,95 TL peşin harç ile 54,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti, Adli Tıp Faturası ve sair giderler için sarfedilen toplam 7.128,40 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 5.722,67 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00 TL’nin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 260,31 TL’sinin davacıdan; 1.059,69 TL’sinin ise davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 24.500,98 ₺ vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 8.122,24 ₺ vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.09/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır