Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/645 E. 2021/428 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/645
KARAR NO : 2021/428
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2019
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile arasında epilasyon uygulaması üzerine hizmet satış ve üyelik sözleşmesi düzenlendiğini, davalı şirketten iki kere epilasyon hizmeti aldığınıve sözleşmeye istinaden 50 TL ve 200,00 TL olmak üzere ödeme yaptığını, sonrasında bazı sağlık sorunları nedeniyle doktor tavsiyesi üzerine epilasyon hizmetini ertelediğini, davalı tarafın kendisiyle hizmet almadığı süreçte irtibata geçmediğini, herhangi bir bilgilendirme yapılmadan hakkında icra takibi başlatıldığını, toplamda 900 TL ödemek üzere anlaşılan tutarın 1.935,00 TL’ye çıkarıldığını, icra takibinin kötü niyetli başlatıldığını, ödeme emri tebligatının muhtara yapıldığını bu nedenle geç haberdar olduğunu ve itiraz süresini kaçırdığını belirterek icra takbinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf borcu kabul ederek icra müdürlüğüne ödemelerine yaptığını, ödemelerde hiçbir şekilde şerh bulunmamakla birlikte davacı tarafın borçlu olduğunu kabul ederek ödemeleri yaptığı dikkate alındığında icra takibinin durdurulması talebinin ve dolayısıyla işbu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın iddialarını ispat eder hiçbir belge bulunmadığını, davacı yan her ne kadar borca yönelik bir menfi tespit davası açmamışsa da kesinlikle davanın bu şekilde açıldığını kabul etmemekle birlikte alacaklının takip dayanağı senetten doğan bir alacağı olduğu ve takip dayanağı kıymetli evrak bono olup bonoda ve diğer kıymetli evraklarda geçerli olan “illetten mücerretlik ilkesi” gereği gerçekten bir senet asıl borç münasebetinin ne olduğunu açıklayamıyorsa senet lehtarının veya hamilinin, asıl borç ilişkisini ispat yükünün bulunmadığı, salt bononun varlığı, onun alacaklı bulunduğunu göstermeye yeterli olduğu, bonodan kaynaklı borcunun olmadığının ispat külfetinin davacı borçluya ait olduğu, zira davacı yanın borca itirazını İİK 169/a madde kapsamında gösterilen delil ve belgelerle kanıtlaması gerektiğini, oysa davacı yanca 169/a kapsamında herhangi bir belge sunulmadığını, bu nedenlerle haksız ve kötü niyetli olarak açılmış olan davanın reddine, davacı taraf aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı ile davalı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Davacı yanca Tüketici Mahkemesi nezdinde açılan dava hakkında … Tüketici Mahkemesi’ nin 03/09/2020 tarih 2020/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı ile görev yönünden usulden red kararı verilmiş, yeniden tevzi işlemine tabi tutulmuş ve mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kayıtlanmıştır.
… İcra Müdürlüğü’ne ait 2019/… esas sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … Tic. Ltd. Şti. tarafından, borçlu … aleyhine 350,00 TL senet alacağı, 25,43 TL işlemiş faiz olmak üzere yekün 375,43 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihi olan 12/02/2019 tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında ticari faiz işletilmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından dosyaya 902,80 TL ödeme yapılması nedeni ile dosyanın infaz edildiği; …. İcra Müdürlüğü’ne ait 2019/… esas sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … Tic. Ltd. Şti. tarafından, borçlu … aleyhine 550,00 TL senet alacağı, 31,15 TL işlemiş faiz olmak üzere yekün 581,15 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihi olan 12/02/2019 tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında ticari faiz işletilmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından dosyaya 1.352,79 TL ödeme yapılması nedeni ile dosyanın infaz edildiği anlaşılmıştır.
Davacı, davalı ile aralarında bağıtlanan ve icra takibine dayanak yapılan “Peşin ve Taksitli Hizmet Satış ve Üyelik Sözleşmesi”nin suretini, yine davalıdan hizmeti alamamasına ilişkin mazeretini gösterir sağlık evrakını dosyamıza ibraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında “Peşin ve Taksitli Hizmet Satış ve Üyelik Sözleşmesi” adı altında sözleşme bağıtlandığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının sözleşmenin eki olarak davalıya verdiği kıymetli evrak nedeni ile davacıya borçlu olup olmadığı ve davacı yanca yargılama sırasında icra dosyasına ödenen tutarın davalıdan istirdatına karar verilmesi gerekip gerekmediği hususlarındadır. Davacı her ne kadar davasını menfi tespit davası olarak açmış ise de 2004 Sayılı İİK.’ nun 72/6 Maddesi uyarınca yargılama sırasında her iki icra dosya borcunun tamamının ödendiği anlaşılmakla yasanın amir hükmü karşısında davaya istirdat davası olarak devam etmek gerekmiştir. Davalı, cevap dilekçesi ile icra takiplerinin kıymetli evraka dayalı olması nedeni ile sebepten mücerret olduğunu, davacının iddiasını yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, buna yönelik bir belge sunulmadığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Takip ve dava konusu kıymetli evrakların incelenmesinden davacının keşideci, davalının ise lehdar olduğu anlaşılmaktadır. Belirtilen nedenle davalının ileri sürdüğü sebepten mücerretlik ilkesinin somut olaya uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır.
Davacı, davalı ile aralarındaki sözleşme sırasında, önceden öngörülmesi mümkün olmayan davacının sağlık sorunları ortaya çıkmış, bu husus davalıya ihbar edilmiştir. Yani davacı sözleşmeden döndüğünü açıkça davalıya bildirmiştir. Dosya kapsamında davalının aksi yönde bir savunma ve iddiası da bulunmamaktadır. Buna ilişkin sağlık evrakı da dosya münderecatına sunulmuştur. Davalı ise sözleşme konusu hizmeti yerine getirdiğini ispat edememiştir. Davacının haklı sağlık sebebi uyarınca sözleşmeden dönmesi karşısında davalının sunmadığı hizmete ilişkin davacıdan bedel talep etmesi yasal olarak mümkün olmadığı gibi dürüstlük kuralına da aykırıdır. İzah edilen nedenlerle mahkememizce davacının davasının sübuta erdiği vicdani kanaatine varılmıştır. Davacının, … İcra Müdürlüğünün 2019/… ve 2019/… esas sayılı dosyaları nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasına ödenen tutarların ödeme tarihlerinden itibaren davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; … İcra Müdürlüğünün 2019/… ve 2019/… esas sayılı dosyalarında davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile dava istirdat davasına dönmekle toplam 2.255,59 TL nin 902,80 TL sinin 28/02/2020; 1.352,79 TL sinin ise 31/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 132,17 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 87,77 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç, tebligat ve posta masrafından oluşan 422,00 TL olmak üzere toplam 510,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, davacı asilin yüzüne karşı davalının yokluğunda HMK 341. Maddesi uyarınca miktar itibari ile KESİN olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.10/06/2021

Katip …

Hakim …