Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/643 E. 2021/767 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/643 Esas
KARAR NO : 2021/767
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2020
KARAR TARİHİ : 28/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, aralarındaki alım-satım ilişkisi dolayısıyla davacının borçlu şirkete ürün sattığını, satılan ürün faturalarının borçlu şirkete gönderildiğini, ancak borçlunun fatura bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin takibe haksız ve yersiz olarak itirazda bulunduğunu, takibin durduğunu, davalı/borçlunun haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla, davalı itirazının iptaline ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından davalı hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK.m67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası nın incelenmesinde; alacaklısı dosyamız davacısı tarafından, borçlu dosyamız davalısı aleyhine 2.489,42TL asıl alacak ve 1.479,23TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.968,65TL’nin, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %19,50 ve değişen oranlarda ticari faizi ile birlikte tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlunun borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların adreslerinin bulunduğu vergi dairelerine müzekkere yazılarak 2015-2020 yılı karşılaştırmalı BA/BS kayıtları celp edilmiş ve dosyamıza kazandırılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafın halli için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, dosyanın tevdi edildiği mali müşavir bilirkişi 31/05/2021 tarihli raporunda özetle; ” davacı tarafın 2016-2017-2018-2019 yıllarına ait yasal defterlerini usulüne uygun tuttuğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın 2017 yılına ait yasal defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, 2015-2016-2018-2019 yıllarına ait yasal defterlerini usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği takibe konu cari hesap ekstresine ait 2015 yılında 8 adet KDV dâhil 2.390,68 TL irsaliye faturanm olduğu, faturaların davalı tarafın yasal defterlerine işlendiği, davacı tarafın 2015 yılı defterlerini zayi olduğu gerekçesiyle incelemeye sunmadığından faturaların işlenip işlenmediğinin tespit edilemediği, iş bu faturaların açıklama kısmına malzeme cinsinin, miktarının ve birim fiyatının yazıldığı, teslim eden ve teslim alanı kısımlarının boş ve imzasız olduğu, imza karşılığında teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, faturalara davalı tarafın itiraz ettiğine dair dosya mühteviyatında herhangi bir ihtarname, evrak yada belgeye rastlanılmamıştır. Tarafların ticari defter ve kayıtları karşılaştırıldığında, davacı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde, 01.12.2019-31.12.2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 2.489,42 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde, 01.01.2019 tarihi itibariyle davalı tarafın davacı tarafa 2.689,42 TL borçlu olduğu, taraflar arasındaki 200,00 TL cari hesap farkının davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına yaptığı tek taraflı yaptığı 260,00 TL ve 60,00 TL tutarlı olmak üzere 2 adet düzeltme kaydından kaynaklandığı, kayıtların davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında olmadığı, davalı tarafın kayıtlara ilişkin dosya muhteviyatına belge sunulmadığı, davalı tarafın takip tarihinden önce temerrüde düştüğüne /düşürüldüğüne dair dosyaya tevsik edici bir belge sunulmadığı” mütalaa edilmiştir.
Davalı, faturaların kendisine hiçbir zaman tebliğ edilmediği, ticari defterlerine işlenmesinin muhasebe hatası olduğunu, faturaya itiraz edilmemesinin faturanın kesinleşmesi sonucunu doğurmadığını, davacı tarafça 2015 yılına ait defterlerin zayi olduğu gerekçesi ile incelemeye sunulmadığı, kayıtların usulüne uygun tutulmadığı ve takip öncesi temerrüde düşürülmediği nedenleri ile bilirkişi raporuna itiraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı yanca fatura alacağına ilişkin olarak davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalı yanca borcu bulunmadığı gerekçesi ile takibe itiraz ettiği ve başlatılan takibin durdurulmasına karar verildiği dosya muhteviyatından anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise icra takibi ve dava konusu edilen faturalar nedeni ile davalının davacıya borçlu olup olmadığı ve istenen tutarın yerinde olup olmadığı hususlarındadır. Bunun tespiti için tarafların tacir oluşu dikkate alınarak taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Alınan rapor ile davacının davalıdan icra takibinde talep edilen asıl alacak kadar alacaklı olduğu belirlenmiştir. Davalı her ne kadar faturaların kendisine tebliğ edilmediği, davacının defterlerini usulüne uygun tutmadığı, maddi hata sonucu bu faturaların defterlere işlendiği savunmasında bulunmuş ise de davacının alacağından daha fazla borcun bulunduğu davalı ticari defterleri ile sabittir. Davalının basiretli tacir olması ve buna uygun davranma yükümlüğü bulunduğundan maddi hata sonucu faturaların defterlere işlendiği savunmasına itibar edilmemiştir. Davacı faturalara itiraz etmediği gibi iptal faturası düzenleyip davacıya göndermemiş, fatura içeriklerinin teslim edilmediğine ilişkin bir ihtarname keşide etmemiş yahut bunu ispata yarar bir belgeyi dosyaya sunmamıştır. Buna göre davacının icra takibinde istenen asıl alacak kadar alacağının bulunduğu mahkememizce de sabit görülmüştür. Ancak davacı takip öncesi davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin bir belge ibraz etmemiştir. İcra takibinde fatura tarihi faize başlangıç yapılmıştır. Oysa ödeme talebini içermediği sürece soyut fatura düzenlenmesi ve tebliğ edilmesi borçluyu temerrüde düşürmez. Temerrüt, alacağın muaccel olmasından sonra yöntemine uygun ihtar keşide edilmesi ile oluşur (TBK.m.117/1). Alacaklı tarafından borçluya, alacak miktarını ve ödeme talebini içerir ihtar gönderilmediği takdirde temerrüdün takip tarihinde oluştuğu kabul edilmelidir.( Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’ nin 10/11/2015 tarih 2015/1515 Esas, 2015/ 5645 K. Sayılı ilamı) Açıklanan nedenle davacının takip öncesi işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir. Ayrıca İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması, borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına; davacının kötü niyeti ispat edilemediğinden bu konudaki davalı isteminin ise reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; Davalının …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline; takibin 2.489,42 ₺ asıl alacak üzerinden bu alacağa takip tarihinde itibaren takip talebinde belirtilen şartlar uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 497,88 ₺ icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 170,05 ₺ harçtan peşin alınan 67,78 ₺’nin mahsubu ile bakiye 102,27 ₺ harcın davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
5-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 67,78 TL peşin harç ile 54,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 877,00 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 550,14 ₺’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00TL’nın davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 491,97 ₺’sinin davacıdan; 828,03 ₺’sinin ise davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
8-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 2.489,42 ₺ vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddedilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. Maddesine göre hesap ve takdir edilen 1.479,23 ₺ vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda HMK 341 maddesi uyarınca miktar itibari ile KESİN olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.11/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”