Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/642 E. 2022/258 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/642 Esas
KARAR NO : 2022/258
DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 05/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların Talepleri
Davacı vekilinin 03/12/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin 01.03.2014 tarihi itibariyle dava dışı kardeşi … …’nin aydınlatma işiyle iştigal ettiğini, kendisinden önce tahliye ettiğini, müvekkilinin işyerine haciz memurları eşliğinde davalı yanın gelerek müvekkili kardeşinden alacakları bulunduklarını söylediklerini, borca ilişkin müvekkilinin iş yerinde muhafazalı haciz işleminin gerçekleştirildiğini, haciz işlemi ile müvekkilinin işyerinde kullandığı laptop bilgisayar ve oto tamir bakım hizmetlerine mahsus ekipmanlarının tamamı haczedilerek muhafaza altına alındığını, haciz ve muhafaza işleminin 4 yıl 3 ayı aşkın süreyle devam ettiğini, ikinci istinaf incelemesi neticesinde haciz işlemlerinin kesin olarak kaldırıldığını, menkullerin müvekkiline ait olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin tüm dükkanının haciz yoluyla boşaltıldığını, müşterilerine, personeline ve çevre esnafa karşı itibarının sarsıldığını, mesleki faaliyetini sürdürme imkanının ortadan kaldırıldığını, oto tamir bakım ekipmanlarını ekonomik olarak yenileme güçlüğü ve uğradığı itibar kaybının etkisiyle 2017 yılı sonunda ticareti terk etmek durumunda kaldığını, müvekkilinin psikolojisinin ve aile huzurunun da kötüleştiğini belirterek müvekkilinin haksız haciz nedeniyle uğradığı 10.000-TL manevi tazminatın, haciz tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 30/12/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle: davanın süresi içerisinde açılmamış olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davada görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, borçlunun mal ve haklarının gerek borçlunun elinde, gerek borçlu ile 3. kişinin birlikte ellerinde ve gerek ise 3. kişinin elinde haczedilebileceği İİK M. 96 vd. Hükümlerince öngörüldüğünü, hukuka ve usule aykırı eylem bulunmadığını bu nedenle müvekkili aleyhine manevi tazminata hükmedilemeyeceğini, tazminat için gerekli koşulların oluşmadığını, haciz mahallinde yapılan evrak araştırmasında borçluya ait birçok evrakın bulunduğunu, borçlunun ve 3.kişinin ticari faaliyet konuları aynı olduğunu, haciz işleminde İİK mad. 97 ‘nin uygulandığını belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava haksız fiile dayanan manevi tazminat davasıdır. Uyuşmazlık davalı tarafından davacı aleyhine haksız haciz yapılıp yapılmadığı, davalının bu haciz işleminde kusurunun bulunup bulunmadığı, davacının bu nedenle manevi kayba uğrayıp uğramadığı ile varsa meydana gelen zararın hesabına dairdir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp dosyamızın delillerini oluşturan icra dosyası, icra mahkemesi dosyası, ticaret sicil kayıtları ve haciz tutanakları incelenerek sonuca gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, mahkememizce dosyaya kazandırılan icra dosyası örnekleri, icra mahkemesi dosyası örnekleri ve ticaret sicil kayıtları hep birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirketin dava dışı … San tic Ltd Şti, … İç ve Dış tic Ltd Şti ve ve davacının kardeşi … …’ye karşı … İcra Müdürlüğü’nün 2014/… Es sayılı dosyasından takip yaptığı, haciz amacıyla anılan takip dosyasından 01/04/2016 tarihinde fiili haciz yapılmak üzere davacıya ait olduğu iddia edilen işyerine gidildiği, bu işyerinde …’ye ait belge örnekleri bulunduğu, (haciz tutanağına bu husus derc edilmiştir.) fiili haciz yapıldığı ve muhafaza işlemi gerçekleştirildiği görülmektedir. Dava haksız haciz ve muhafaza işlemine dair manevi tazminata dairdir.
Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.’nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK’nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz. Y 4 HD 2019/1363 : 2019/6232 Aksi sabit oluncaya kadar geçerli sayılan 01/04/2016 tarihli haciz zaptının incelenmesinde,haczin “… Mah. … Cad. … Sok. No: … /İstanbul” adresinde yapıldığı,söz konusu adresin borçlu … ‘nin yetkilisi olduğu ve 09/10/2015 tarihine kadar faaliyet gösteren … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından kullanıldığı,borcun doğumundan sonra şirketin kapandığı,incelenen vergi kayıtlarından,davacı …’nin 14/03/2014 tarihinde, yani borçlu şirket halen bu adreste faaliyette iken aynı adreste faaliyete başlamış olduğunun tespit edildiği,davacı ile borçlunun kardeş oldukları,dolayısıyla taraflar arasında organik bağın bulunduğu,İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu,dolayısıyla alacaklı yararına olduğu ve davacının bu karinenin aksini ispat edebilecek yeterlilikte kesin ve inandırıcı deliller ibraz edemediği,fatura,kira kontratı vb. gibi belgelerin,her zaman düzenlenebilecek nitelikte belgeler olduğu görülmektedir.
Haciz işleminin borçlu olmadığını bildiği veya borçluya ait olmadığını bildiği kişi ve eşyaya yönelik yapılması durumunda haksız hacizden söz edilebilir. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Y 4 HD 2016/2286 : 2018/83 Olayların yukarıda açıklanan gelişimi dikkate alındığında davalı alacaklının hayatın olağan akışına uygun davrandığı açıktır. Davalı tarafça salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işleminin yapıldığı başka bir ifade ile takibin haksız ve kötü niyetli olduğu söylenemez. Davacı tarafça ikame edilen ve yerel mahkemece reddedilen istihkak davasının istinaf mahkemesince bozulması neticesinde davanın kabulüne karar verilmesi ve muhafaza konusu emtianın davacıya ait olduğunun tespit edilmesi tek başına davacının kötüniyetli olduğunu ispatlamaz. Öte yandan davacı tarafın dava dilekçesinde davalı tarafın kötüniyetli olduğuna dair herhangi bir delile yer verilmemesi bir yana, davalı tarafın kötüniyetli hareket ettiğine dair bir anlatım ya da itham da bulunmamaktadır.
Son tahlilde mevcut delillerden davacının davasını kanıtlayamadığı değerlendirilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 80,70-TL red karar harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 170,78-TL, harçtan mahsubu ile artan 90,08-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak ‘ne verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır