Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/632 Esas
KARAR NO : 2021/797
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2020
KARAR TARİHİ : 02/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili 30/11/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı şirket arasında Denetim ve Tasdik sözleşmesi imzalandığını, davacı şirket tarafından söz konusu anlaşma uyarınca şirketin mali tablolarının vergi mevzuatı açısından denetiminin yapıldığını, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulup tutulmadığı ve bilanço-gelir tablosunun muhasebe kayıtları ile uyumu incelenerek Mali Müşavir Tam Tasdik Raporunu hazırlandığını ve işbu raporun da Vergi Dairesi Başkanlığına gönderilmiş olduğunu, belirtilen hizmetlerin karşılığı olarak taraflarca üzerinde anlaşılmış olan 7 adet faturanın usulüne uygun olarak düzenlendiğini ve davalıya teslim edildiğini, davacı tarafından ifa edilmiş hizmete ilişkin olarak düzenlenen işbu faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalının işbu faturalara tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde itiraz etmediğini, davalı adına düzenlenen faturanın ödenmemesi üzerine, işbu faturaya dayalı olarak davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine itiraz etmesi sonucu icra takibinin durduğunu, … Arabuluculuk Bürosuna başvurulduğunu, anlaşmaya varamadıklarını belirterek davalının itirazının iptalini, alacağın %20’sinden az olmamak koşuluyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü tüm iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı şirketin, davaya konu ettiği tutar için herhangi bir edimde bulunmaksızın dayanaksız fatura düzenleyerek müvekkili şirketten ödeme talep ettiğini, davacı tarafça mutlak delillerle ispatının gerektiğini, davacı tarafın faiz talebinin haksız olduğunu, müvekkil şirketin mevcudiyeti iddia edilen alacak bakımından usulüne uygun şekilde temerrüde de düşürülmediğini, davacının haksız faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından takibe konu edilen alacağın likit olmadığını ve yargılamayı gerektirdiğini, davacı şirketin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından başlatılan takipte borcun sebebi olarak faturaların gösterildiğini, ancak davacı şirket ile müvekkili şirket arasında imzalanmış bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, cari hesap ilişkisinin varlığından bahsetmenin mümkün olmadığını, bu sebeple davacının, davalı şirket ile aralarında cari hesap ilişkisi olmadan cari hesap bakiyesi alacağına dayanarak takip başlatmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin cari hesaba dayalı bir borcu bulunmadığını, davacı ile davalı şirket arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını ve faturalara konu edilen hizmetin verildiğine dair herhangi bir delil sunulmadığını, davalı şirket açısından bir borç söz konusu olmadığını, ve bu nedenle davacının müvekkil şirket nezdinde hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, dava konusu alacağın likit olmadığını bu nedenle icra inkar tazminatı talep edilmesinin de hukuken mümkün olmadığını, ispatlanamayan, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın tüm talepler yönünden reddini ve davacının %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafta bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık Davacı ile davalı arasındaki ilişki kapsamında davacının takip tarihi itibariyle alacağının bulunup bulunmadığı, tarafların temerrüde düşüp düşmediği, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Es sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, icra dosyası, BA BS Formları ve tarafların ticari defterlerinden oluşan davamız delilleri toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Bu kapsamda İlgili Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak tarafların karşılaştırmalı olarak BA-BS Formları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 17/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacının 01.06.2018-31.05.2019, 01.06.2019-31.05.2020 özel hesap dönemlerine ve 01.06.2020-31.05.2021 özel hesap döneminin 01.06.2020-31.12.2020 dönemine ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davalının 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığını ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğunu, davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, açık cari hesap şeklinde çalıştıklarını, davacının davalıdan, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davacı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) … numaralı … Ltd.Şti. hesabında takip tarihi itibariyle açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 39.648,36 TL kadar alacaklı gözüktüğünü, davalının davacıya, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davalı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) … numaralı … A.Ş. hesabında takip tarihi itibariyle açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 16.166,00 TL kadar borçlu gözüktüğünü, tarafların ticari defter bakiyelerinde 23.482,36 TL farklılığın bulunduğunu, bu farklılığın nedeninin; davalı defterinde kayıtlı olup, davacı defterinde kayıtlı olmayan davalı defterindeki 07.05.2020 tarih 91 numaralı yevmiye maddesinde “Gemicilik … No L” açıklaması ile dava dışı … A.Ş.’den yapılan 23.482,36 TL tutarındaki ödemeden kaynaklandığını, davalının, davacıya olan borcunu dava dışı … A.Ş.’nden ödendiğini ispat etmesi gerektiğini, aksi takdirde davalının 23.482,36 TL borçtan kurtulmasını sağlayan bir sonuç doğurmayacağını, davacı yanca elektronik ortamda ticari fatura senaryosunda oluşturulan faturaların yine elektronik ortamda düzenleme tarihi itibariyle davalıya iletildiğini, söz konusu faturalara davalı e-fatura uygulaması üzerinden Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesi hükmü uyarınca yasal süre olan 8 gün içinde itiraz edildiğinin görülemediğini, davalı taraf vekilinin gerek icra takibine itiraz, gerekse eldeki davaya cevap dilekçesinde faturaların içeriğine e-fatura uygulaması üzerinden Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesi hükmü uyarınca yasal sürede itiraz ettikleri yönünde bir savunma getirmediğini, taraflar arasında, takip konusu alacağa ilişkin faturaların dayanağı Denetim ve Tasdik Sözleşmesinin bulunduğunu, davacı tarafça sözleşme konusu 2019 yılı tam tasdik raporunun düzenlendiğini, söz konusu raporun … sayılı Rapor ile 20.08.2020 tarihinde onaylı/raporu e-imzalanarak Gelir İdaresi Başkanlığı / Vergi Dairesi’ne gönderildiğini, Vergi Dairesi’nden gelen 21.08.2020 tarih … sayılı evrak ile raporun … Dairesi’ne ibraz edildiğini, tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerine verdikleri 2019 yılı Eylül-Aralık dönemlerine ilişkin Form Ba Form Bs Bildirimleri yönünden birbirlerini teyit ettiğini, tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerine verdikleri 2020 yılı Ocak-Haziran dönemlerine ilişkin Form Ba Form Bs Bildirimleri yönünden farklılık bulunduğunu, bu farklılığın nedeninin; davacının Mart 2020 dönemine ilişkin mal ve/veya hizmet satışlarına ilişkin bildirim formu Form Ba ile 1 adet belge karşılığında K.D.V. Hariç 6.000,00 TL bildirimde bulunduğunu, mukabilinde ise davalının 2020 yılı Mart dönemine ilişkin mal ve/veya hizmet alımlarına ilişkin bildirim formu Form Ba ile bildirimde bulunmadığından kaynaklandığını, davacının icra takibinden önce temerrüde düşürülmemiş olan davalı borçludan “geçmiş gün faizi” talep edilmesi mümkün olmadığını, takip tarihi itibariyle faiz yönünden alacağının bulunmadığını, alacağa hükmedilmesi durumunda, davacı alacaklının asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari işlerdeki avans oranında faiz isteyebileceğini, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiğini” mütalaa etmiştir.
Tarafların itirazları üzerine aldırılan ek raporda bilirkişi “denetim ve tasdik sözleşmesi ekinde ödeme planı bulunmadığını, fatura üzerinde bulunan tarihler ile tasdik sözleşmesinin 11. Maddesine göre farklı faiz oranlarının talep edileceğini belirtmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, taraflar arasındaki sözleşme, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile taraf vekillerinin hazır bulunduğu ön inceleme celsesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiş ve bilirkişi tarafından ticari defterler incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan tarafların ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfında olduğu, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, bu ticari ilişkiye dair sözleşme bulunduğu, dava konusu alacağın mali müşavirlik hizmet bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. Davalı ile davacı ticari defterlerine göre davacı 39.648,36 TL alacaklı iken davalı ticari defterlerine göre davacı 16.166,00 TL alacaklı durumdadır. Aradaki farkın davacı ticari defterlerinde yer almayan gemicilik başlığı ile dava dışı farklı bir ticari şirketten davacıya yapıldığı kaydedilen 23.482,36 TL’den kaynaklandığı anlaşılmaktadır. NE var ki davalı tarafça bu ödemeye dair bir delil sunulmadığı gibi bu ödemenin kendi borçları için de verildiğine dair bir delil de sunulmamıştır. Davacı tarafça bu ödeme inkar edildiğine göre bu ödemenin yapıldığını ispat yükü davalıda iken davalı tarafça bu ödeme ispat edilememiştir. Bu nedenle davalı ticari defterlerinde yer alan bu kayda itibar edilmemiştir.
6102 sayılı kanunun 21. Maddesine göre Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Bilirkişi tarafından yapılan inceleme ile davacının davalıdan 39.648,36 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı taraf faturalara itiraz ettiğine ya da iptaline dair bir yazışma ya da belge sunulmadığından borcun bulunmadığına dair savunmaya da itibar edilmemiştir.
Değinilmesi gereken son husus takip öncesi işletilen faize ilişkindir. Türk Ticaret Kanunu’nun 10. Maddesine göre “Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.” Her ne kadar dosyada belirli vadeye dair sözleşme var ise de bu sözleşmede ödeme planı yer almamaktadır. Davacı tarafça davalıya takip öncesi herhangi bir ihtarname çekilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda takip öncesi faiz istenemeyeceğinin kabulü gerekir. (Kesin vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden icra takibi yapılmış ise takip tarihinde temerrüt gerçekleşir. (11.12.1957 tarih 17/29 sayılı İçihadı Birleştirme Kararı) Temerrüde esas icra takibi de bulunmuyorsa dava tarihinde temerrüt gerçekleşir.)
Öte yandan faturada yer alan vade kaydının davacı tarafa faiz hakkı verip vermeyeceği hususuna değinilmelidir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’ nın 27.06.2003 tarih 2001/1 esas 2003/1 sayılı kararı da gözetilerek faturada yer alan vade farkı uygulanacağına ilişkin kayda itiraz edilmemesinin davalıya faiz isteme hakkı vermeyecek olması değerlendirilerek Bu nedenle davacının takip öncesi faize ilişkin talebinin de reddine karar verilmiştir.
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, davalı tarafça sunulan ticari defterlerde bulunan kayıtlar tevsik edici belgelerle ispat edilmediğinden davacının defterlerine itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Es sayılı takibine vaki itirazın;
A.39.648,36 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE; takibin bu alacak yönünden % 10 u aşmayacak avans faizi üzerinden kaldığı yerden DEVAMINA
B. 2.550,25 TL’lik takip öncesi faiz yönünden takip öncesi temerrüt oluştuğuna dair dosyamıza yansıyan herhangi bir ihtar bulunmadığından REDDİNE,
C. Kabul edilen alacağın %20 nispetinde hesaplanan 7.929,67 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 2.708,37-TL harçtan peşin alınan 509,66-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.198,71-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 509,66-TL peşin harç, 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 564,06-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 750,00-TL bilirkişi ücreti, 84,00-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 834,00-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 783,59-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin kabul red oranına göre 79,77-TL sinin davacıdan, 1.240,23-TL sinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 5.947,25-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.550,25-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2021
Katip …
E-imzalıdır
Hakim …
E-imzalıdır