Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/619 E. 2022/441 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/619 Esas
KARAR NO : 2022/441 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/11/2020
KARAR TARİHİ : 13/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin 27/11/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; 07/08/2020 günü saat 17:00 sularında, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olan … plakalı araç, …’ün işleteni olduğu, sürücü …’ün hakimiyetinde iken, kaza meydana geldiğini ve bu kaza sonucunda …’nın hayatını kaybettiğini, müvekkillerinin anneleri olan müteveffa …’nın, bir ömür boyu desteğinden yoksun kaldıklarını, müvekkili … ‘un MS hastası olması sebebiyle annesi müteveffa … ile birlikte yaşadığını, hastalığı sebebiyle bakıma muhtaç olan müvekkilinin annesinin ölümüyle desteğinden yoksun kalmasının tazminat hesaplamasında göz ününde bulundurulmasını talep ettiklerini, meydana gelen kazada sürücü …’ün tam kusurlu olduğunu, müvekkillerinin lehine, trafik kazası nedeniyle oluşan zararları için maddi tazminat talepleri için Borçlar Kanunu’nda aranan tüm şartların oluştuğunu, müteveffa … ev hanımı olduğundan tazminat hesaplamasının asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, davalı sigorta şirketinin müvekkillerinin zararlarından sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuruda bulunulduğunu ve sonrasında arabuluculuk süreci işletilmiş olmasına rağmen herhangi bir tazminat ödemesi mümkün olmadığını, müvekkilleri adına tazminat talebi için dava şartı olarak davalı sigorta şirketine 08/09/2020 tarihinde başvuru yapıldığını, başvuru neticesinde davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle yargılama aşamasında belirlenecek miktar kadar artıracaklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik; müvekkili … için, olay tarihinden işletilecek ticari faizi ile 50.000,00-TL manevi tazminat, müvekkili … için, olay tarihinden işletilecek ticari faizi ile 50.000,00-TL manevi tazminat, müvekkili …için, olay tarihinden işletilecek ticari faizi ile 50.000,00-TL manevi tazminat, müvekkili … için, olay tarihinden işletilecek ticari faizi ile 50.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 200.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek ticari faizi ile davalılar … ve …’ten müteselsilen tahsiline, müvekkili … için olay tarihinden işletilecek ticari faizi ile 500,00 TL maddi tazminat, müvekkili …için olay tarihinden işletilecek ticari faizi ile 500,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 1.000,00TL maddi tazminatın olay tarihinden işletilecek ticari faizi ile davalılar … A.Ş., … ve …’ten müteselsilen tahsiline karar verilerek, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin 04/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin tacir olmadıklarını, yaptıkları ticari iş sırasında meydana gelen bir kaza mevcut olmadığını, ayrıca kazanın meydana geldiği … plakalı aracın ticari araç olmadığını, bu nedenle davanın Asliye Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, öncelikle görevsizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesini talep ettiklerini, davacıların yargılamanın devam edebilmesi için öncelikle eksik harcı ikmal etmeleri gerektiğini, müteveffanın desteği şartları haiz olmadığını, davacıların bakım ihtiyacı bulunmadığını, müteveffanın destek olarak bakım süresinin çoktan sona erdiğini, davalı müvekkillerinin kusuru bulunmadığını, fahiş manevi tazminat talebi hukuka uygun olmadığını, araç işletenin sorumluluğu şartlarının doğmadığını, faiz talebinin yerinde olmadığını, bu nedenlerle; öncelikle ilk itirazları doğrultusunda görevsizlik kararı verilmesine, davanın reddine, aksi halde eksik harcın yatırılması için kesin süre verilmesine, davanın kabulü halinde dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilerek, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 12/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket sigortalısının dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde, sigortalısı araç sürücünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, mahkemeniz tarafından kusur oranlarının belirlenmesi amacıyla; sigortalısının kusuru oranında sorumlu olan müvekkili sigorta şirketinin de sorumluluğunun tespiti açısından tüm dosyanın ve savcılık/ceza davası evraklarının da eklenerek Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, maluliyet sebebiyle yapılacak tazminat hesabı uzmanlık gerektirmekte olduğunu, hesaplamanın hazine müsteşarlığınca kabul gören aktüer uzmanı tarafından yaptırılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, müvekkili şirkete sigorta poliçesi ile bağlı aracın kusurlu olduğunun tespiti halinde tazminat hesabı için davacı gerçek gelirinin tespiti gerektiğini, başvuru dilekçesinde gelir ile ilgili hiçbir delile dayanılmadığını, bu sebeple davacının gelir konusunda delil sunma hakkı olmadığını, gelir durumunun tanıkla ispatlanmasının da mümkün olmadığını, bu sebeple davacının gelir ile ilgili delil ve beyanlarına şimdiden itiraz ettiklerini, SGK’ya müzekkere yazılarak müteveffa adına ödeme yapılıp yapılmadığının ve yapılmış ise hangi koldan ödeme yapıldığının araştırılmasını talep ettiklerini, söz konusu ödemelerin tazminat hesabı yapılması halinde bu hesaplamadan düşürülmesi gerektiğini, ölen desteğin alt ve üst soyunu gösterir aile nüfus kaydı gerektiğini, müvekkili şirketçe alınan maluliyete ilişkin eksper raporu içeriğinde mevcut durumda davacılardan … hayatını idame ettirmek için başkalarının yardım ve bakımına muhtaç olmadığı tespit edildiğin, bu nedenle davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamında olmamakla, manevi tazminat talepleri sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışında olduğundan reddi gerektiğini, kabul anlamında olmamakla, davacıların dava tarihinden önceki bir tarihten itibaren faiz talep etmesinin yasal dayanağı olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğu yalnızca sigortalısının kusuru nisbetinde ve poliçe limiti ile sınırlı olduğundan Adli Tıp Kurumu’ndan kusura ilişkin rapor alınmasını, kusur durumuna göre Hazineye kayıtlı aktüer aracılığı ile bilirkişi incelemesi yapılmasını, müterafik kusurun tazminattan düşülmesini, müvekkili şirket dava açılmasına sebep olmadığından tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Trafik Polisi bilirkişi …’in 14/06/2021 tarihli bilirkişi raporu,
-ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 18/02/2022 tarih 12289 sayılı kusur raporu,
-Aktüerya bilirkişi …’ın 07/04/2022 tarihli bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava; trafik kazasından kaynaklı davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce verilen 15/03/2021 tarihli celsenin 4 nolu ara kararı gereğince dosyanın Trafik Polisi bilirkişiye tevdii ile rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen bilirkişi Trafik Polisi … tarafından hazırlanan 14/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…… plakalı araç sürücüsü …’ün %100 oranında asli kusurlu olduğu, yaya (müteveffa) …’nın kusurunun olmadığı,…” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen 25/10/2021 tarihli celsenin 3 nolu ara kararı gereğince davalı tarafın itirazları ve kusur oranının kesinleşmesi için dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan18/02/2022 tarih 12289 sayılı ATK Trafik İhtisas Kurulu raporunda: “…sürücü …’ün %100 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’nın kusursuz olduğu,…” sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce verilen 28/03/2022 tarihli celsenin 2 nolu ara kararı gereğince dosyanın Aktüerya bilirkişiye tevdii ile rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen Aktüerya bilirkişi … tarafından hazırlanan 07/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…07.08.2020 trafik kazasında …’nın vefatından dolayı 54 yaşında MS hastası kızı …’un; annesinin desteğinden yararlanacağı ve V» oranında pay sahibi olacağı (hekim olarak yararlanacağı kanaatindeyim) kabul edilirse; 07.04.2022 hesap tarihi itibarıyla destekten yoksunluk tazminatının 110.460,84TL olduğu, 110.460,84TL tazminatının sigorta şirketinin kişi başına sakatlık ölüm teminatı limitinin dâhilinde olduğu, temerrüt tarihinin sigorta şirketi için davacının başvurusunun sigorta şirketince teslim alındığı tarihten itibaren 8 iş günü sonunda olduğu, diğer davalılar için 07.08.2020 kaza tarihi olduğu, uygulanacak faizin … plakalı kamyonet hususu olduğu için yasal faiz olduğu, annesinin desteğinden yararlanamayacağıu kabul edilirse,annesinin desteğinden yararlanacak hak sahibinin olmadığı,…” yönünde kanaat bildirilmiş, işbu bilirkişi raporu dosya içeriğine toplanan delillere uygun ve karar vermeye elverişli bulunduğundan, mahkememizce verilen kararda dikkate alınmış ve davanın poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davacı … yönünden ıslah dilekçesi de dikkate alınarak 110.460,84TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiş, davacı Emrullah’ın tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. Maddesi, ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde gözönünde bulundurulması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların akrabalık durumu, tarafların kusur durumları dikkate alınarak davacı Aynur lehine 40.000,00TL manevi tazminata, davacı Emrullah lehine 30.000,00 TL manevi tazminata, davacı … ve … lehine ayrı ayrı 10.000,00TL manevi tazminata hükmedilmiş ve fazlaya dair taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ ile;
1-) Maddi tazminat talebi yönünden;
a) Davacı … yönünden; 110.460,84TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 07/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b) Davacı … yönünden; maddi tazminat talebinin REDDİNE,
2-) Manevi tazminat talebi yönünden;
a) Davacı … yönünden; 40.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b) Davacı … yönünden; 30.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
c) Davacı … yönünden; 10.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
d) Davacı … yönünden; 10.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 7.545,57TL harçtan peşin alınan 686,52TL harç ile 376,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.062,52TL harcın mahsubu ile bakiye 6.483,05TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4-)Manevi tazminat yönünden alınması gereken 6.147,90TL olup, peşin alınan 686,52TL harç ile 376,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.062,52TL harcın mahsubu ile bakiye 5.085,38TL harcın davalılar … ve …’ten müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan 1.800,00TL bilirkişi ücreti, 235,50TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.035,50TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 1.312,89TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-)Manevi tazminat yönünden, davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 12.500,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
7-)Maddi tazminat yönünden, davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince hesaplanan 14.443,78TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
8-)Maddi tazminat yönünden, Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 500,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
9-)Manevi tazminat yönünden, davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, A.A.Ü.T.’ye göre manevi tazminat talebi yönünden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan (ancak davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinden fazla olamayacağından) 12.500,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
10-)Dosyada artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/06/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır