Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/604 E. 2022/183 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/604 Esas
KARAR NO : 2022/183
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/11/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun 09/06/2018 tarihinde şişli ilçesi … Mah., … Cad. N. … adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmediğini, müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisi müvekkili yüklenici tarafından giderildiğini, bu hasarın onarımında sarf edilen malzeme montaj işçilik bedellir ile hasardan kaynaklanan diğer kapıları müvekkili şirketin maddi zararına sebebiyet verdiğini, borçlu tarafından hasardan doğan bedellirinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle itirazın iptalini takibin devamını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği yapılan kazı çalışmasında alt yüklenici firma taşeron … tarafından gerçekleştirildiğini, zarara sebebiyet verenin taşeron firma olduğunu, müvekkili iş sahibi olsada yıkım hafriyat işlemi için alt yüklenici taşeron firma ile yapıldığını, dava konusu taleplerin muhatabının müvekkili şirket olmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3. Maddesinde yıkımla ilgili yükümlülüklerin taşeron firmaya ait olacağının belirtildiğini, bu sebeple davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, aksi kanaatte ise müvekkilinin kusrunun bulunmadığnıdan haksız fiil sorumluluğuna gidilemeyceğinden davanın esastan reddinin gerektiğini,taşınmazın özel mülk olmasınndan kaynaklı alt yapı çalışmasında müvekkili şirketin bilgisi dahili dışında söz konusu taşınmazın altında elektrik kablolalırının bulunması müvekkili şirketi ve alt yüklecileride tehliyece soktuğunu, herhangi bir irtifak hakkı teis edilmeden söz konusu elektrik kablolarının özel mülk niteliğindeki taşınmazın altından değil kamuya ait olan sokak veya yolların altından geçmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlığın davacıya ait tesisata davalı tarafından hasar verilip verilmediği, hasar verilmiş ise bu hasarın verilmesinde davalının kusurunun bulunup bulunmadığı, meydana gelen hasar bedeli, davalının bu hasardan sorumlu olup olup olmadıkları, dava şartlarına ilişkin eksik olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalısının borçlu olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen Elektrik Mühendisi bilirkişi … ‘ ın hazırladığı 27/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “takip talebinde 2.467,15 TL hasar bedeli 105,24 TL işlemiş faiz olak üzere toplam 2.572,39 TL olduğunun belirtildiğini, davalı Sözleşme yaptığını … Dış. Tic. Ltd. Şti. Unvanlı firmanın … ya da … a kaza öncesi herhangi bir başvuruda bulunmadığının tespit edildiğini, dosya içeriğinde yer alan 21/08/2018 tarihli sözleşme de yıkım işinin Eser Sözleşmesiile … şirketine devredildiği hususuna ilişkin değerlendirmenin mahkemye ait olmakla ilgili zarar sonrası … tarafından hesaplanan toplam 2.467,15 TL bedelin uygun olacağını, ” mütalaa etmiştir.
5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 8. Maddesine göre “Büyükşehir içindeki alt yapı hizmetlerinin koordinasyon içinde yürütülmesi amacıyla büyükşehir belediye başkanı ya da görevlendirdiği kişinin başkanlığında, yönetmelikle belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşların temsilcilerinin katılacağı alt yapı koordinasyon merkezi kurulur. … ilçe (…)(1) belediye başkanları kendi belediyesini ilgilendiren konuların görüşülmesinde koordinasyon merkezlerine üye olarak katılırlar. … toplantılarına ayrıca gündemdeki konularla ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının (oda üst kuruluşu bulunan yerlerde üst kuruluşun) temsilcileri de davet edilerek görüşleri alınır…
… merkezleri tarafından alınan ortak yatırım ve toplu taşımayla ilgili kararlar, belediye ve bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgililer için bağlayıcıdır…
…Alt yapı koordinasyon merkezinin çalışma esas ve usulleri ile bu kurullara katılacak kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, çıkarılacak bu yönetmeliğin, alt yapı yatırım hesabının kullanılması ve ödenek tahsisi ve aktarmasına ilişkin kısımları hakkında, Maliye Bakanlığı ve Devlet Plânlama Teşkilâtı Müsteşarlığının görüşünü alır….” şeklinde düzenlenmiştir.
Belirtilen maddeye dayanılarak hazırlanan … Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği’nin alt yapı koordinasyon merkezi (…)’nin kuruluş, teşekkül, görev ve yetkileri düzenlenmiştir. Anılan yönetmeliğin teşekkülü düzenleyen 7. Maddesine göre “…, büyükşehir belediye başkanı veya görevlendireceği kişinin başkanlığında büyükşehir belediyesi fen işleri daire başkanı ile büyükşehir belediye başkanının belediye ve işletmeleri ile bağlı kuruluşlarından en az şube müdürü seviyesinde görevlendireceği en fazla on kişinin…… A.Ş. temsilcisinin…katılımından oluşur.” denilmektedir. Buna göre davacı kurum ile davalı kurumun bizzat …’yi teşekkül ettiren kurumlardan oldukları anlaşılmaktadır.
Aynı yönetmeliğin görev ve yetkileri düzenleyen 8. Maddesine göre … Kazı yapılacak tarihleri tespit eder, kazı yapmanın yasak olduğu tarihlerde acil durumlar için büyükşehir belediye başkanına veya … birimi yöneticisine yetki verir. Alt yapı ile ilgili kazı yapacak gerçek ve tüzel kişilere izin ve kazı ruhsatı verir ve buna ilişkin bedeli belirler.Birden fazla kurumca aynı yer ve aynı anda yapılması gereken alt yapı yatırımlarını ortak program taslağına alır ve …’nin onayına sunar. Kamu kurum ve kuruluşlarının ortak programa alınmayan alt yapı yatırımları için hazırlanan programlara uygun olarak ruhsat verilmesini teklif eder. Ruhsatsız kazı yapılmasını önler. Ruhsatsız kazı yapıldığının tespiti durumunda, kazı yapanlar hakkında gerekli işlemin yapılmasını sağlar.
… Başkanlığı’na bağlı … nce de vatandaşlarımızın, … ’ın, … ’nin …’ın, …’ın, …’un ve …’ın yapmış olduğu kazılara ruhsat verilmektedir. Aksinin düşünülmesi dahi İstanbul’da yaşanmayı imkansız kılacak sonuçlara neden olabilecektir. Türkiye’nin en kalabalık şehri olması, ilçe sayısı, yayıldığı alan, bu alandaki altyapı tesislerinin yayılma biçimi, altyapı kurum ve kuruluşlarının fazlalığı İstanbul’u Türkiye’nin tüm şehirlerinden ayrı kılmaktadır. İstanbul nezdinde koordinasyon olmaksızın kazı yapılması halinde kaos oluşturacağı, her bir kurumun diğer kurumlara ait altyapı tesislerine zarar vereceği açıktır.
Davalı izin/ruhsat alması gerekirken izin almamış, böylece yapmaması gereken bir kazıyı yapmıştır. Kazı izni alınması halinde tarafların sundukları deliller kapsamında tarafların zararın artmasına sebebiyet verip vermedikleri konusunda değerlendirme yapılması gündeme gelebilir. Ne var ki davalı … mevzuatına aykırı ve ağır kusuruyla hareket ederek, -eğer varsa- davacının tesisatının mevzuata aykırı olarak yerleştirdiği şeklinde ifade edilen kusuru ile dava konusu zarar arasındaki illiyet bağını kesmektedir. Zira … … tarafından davalı kuruma ruhsat verilmeyebilir veya sınırlı izin verilebilirdi. Bir diğer ihtimalde … tarafından davalıya ruhsat verilmesi halinde davalı kurumca diğer tesisatlara dair özel durumlar bilinecek buna göre davranılacaktı. Ancak Yargıtay’ın tabiri ile davalı, “ruhsatsız, projesiz ve yapı yönetmeliğine aykırı kaçak bina yapmakla yasaların kendisine verdiği yükümlülükleri yerine getirmemiş, yasalara saygılı biri gibi davranmamıştır.” Davalıların kusurunun oranı, görev ve yetkilerine göre değerlendirilecektir. Davalı şirketin iştigal alanı değerlendirildiğinde ruhsatsız alanda çalışma yapmamaları gerektiği, ruhsat alınıp alınmadığını kontrol etmeleri gerekmektedir.
Hesap Yönünden Yapılan İnceleme
Dava dilekçesine ek olarak sunulan hasar formunda davacının maddi hasar malzeme, maddi hasar montaj, araç ve personel, dağıtılmayan enerji bedeli, eşik kesinti süre aşım bedeli, etüd koordinasyon bedeli adları altında zarar kalemleri belirlediği, ve bu zarar kalemlerinin toplamı üzerinden %18 KDV uyguladığı görülmektedir.
a. İşçilik Bedelleri
Davacı kurum ile davalılar arasında herhangi bir sözleşme bulunmamaktadır. Bu durumda haksız fiil sorumluluğu gündeme gelecektir. Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da belirtildiği gibi haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup, zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dâhil edilemez.
Dava dilekçesinde davacının hem montaj hem de işçilik bedeli istediği anlaşılmaktadır. Malzeme bedelinden ayrık bir montaj bedeli hesaplanması karşısında, montaj bedelinden kastedilenin kullanılan malzemeyi monte eden personele ödenen ücret olduğu görülmektedir. Bir diğer zarar kalemi olan Etüd Koordinasyon Bedeli hesap formu içeriğine bakıldığında davacı kurum personeline tahakkuk ettirilen ücretin yer aldığı görülmektedir. Bu durumda davacının Yargıtay kararları kapsamında dışarıdan çalıştırdığını ve bu nedenle ücret ödediğini ispat edemeden talep edemeyeceği bir zarar kalemini farklı adlar altında istediği görülmektedir. Öte yandan dava dilekçesine ek hasar formlarından davacı kurumun kablo montajı için uzman, mühendis, müdür ve bölge müdürü için ücret takdir edip tahakkuk ettirdiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde ve taraflara verilen süre içerisinde davacı tarafça haricen işçi çalıştırılıp bu işçiler için işçilik ücreti ödendiğine dair bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle davacı tarafça montaj, personel ve koordinasyon bedeli olarak isimlendirilen ve özünde işçilik bedeli olan bu kalemlerin tamamına yönelik taleplerin reddine karar verilmiştir.
b. Dağıtılamayan Enerji Bedeli
Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ nin 2015/10383 Esas; 2015/12692 Karar sayılı ilamında ; ”Öte yandan, tüketilmeyen elektrik santrallerde otamatik olarak üretilmeyip ancak kullanıldığı anda üretilerek eneji nakil hatları üzerinden dağıtılan bir enerji türüdür. Kullanılan enerji miktarı günün değişik saatlerinde farklı olduğundan kesinti (inkıta) süresi belirlenemez ve bu sebeple de satılamayan enerji bedeline hükmedilemez. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan hukuksal olgular göz önüne alınarak işçilik bedeline ve satılamayan enerji bedeline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup ….’ şeklinde belirtildiği üzere dağıtılamayan enerji bedeline hükmedilmesine imkan yoktur. Bu itibarla davacının dağıtılamayan enerjiye dair bu talebinin reddine karar verilmiştir.
c. Maddi Hasar
Davacı tarafça sunulan ve talep edilen zarar kalemlerinin içeriğini açıklayan formda talep edilen maddi hasar malzeme bedelinin KDV Hariç 316,70 TL olduğu, KDV eklendiği zaman 373,70 TL olduğu görülmektedir. Bilirkişi tarafından yapılan araştırmada anılan kablonun piyasa fiyatının talep edilen bedele yakın olduğu görülmektedir. Davacının sırf meydana gelen hasar nedeni ile kablo kullandığı, bu hasar meydana gelmese kabloyu satın almak ya da kullanmak zorunda kalmayacağı açık olduğundan davacının bu zarar bedelini istemesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmayıp mahkememizce de bu yönde karar tesis edilmiştir.
d.Araç Bedeli
Zarar görenin söz konusu zararı giderebilmek özel olarak araç temin ettiğine dair dosyad abir bilgi ya da belge yer almaması, kendi araçlarını kullanmış olması sebebiyle bu masraflar genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak araç temin edilip çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dâhil edilemez. Bu nedenle bu talebin reddine karar verilmiştir.
e. Şebeke Yıpranma ve Eşik Kesinti Bedeli
Şebeke yıpranma bedelinin herhangi bir veriye dayandırılmaması ve yönetmelik değişikliği nedeniyle 48 saati aşmayan kesintilerde abonelere tazminat ödenmesinin gerekmemesi değerlendirilerek bu taleplerin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında davanın maddi hasar bedeli üzerinden kabulüne karar verilmiş, hasar tarihinden takip tarihine değin işleyecek faizin hesabı basit bir matematik hesabı olduğundan bu konuda da bilirkişi incelemesine ihtiyaç duyulmamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Değinilmesi gereken bir diğer husus ise davacının talep edebileceği tazminat oranlarıdır. Yargıtayın yerleşik uygulaması yönünde dışarıdan bu konuda hizmet alındığı ve bunun için gider yapıldığı belgelendirilmedikçe araç ve personel giderinin genel idare gideri olması nedeni ile ayrıca talep edilemeyeceği açıktır. Davacı her ne kadar dosyaya hizmet alımına ilişkin sözleşme sunmuş ise de bu sözleşmenin gerçekleşen hasar ve somut olaya ilişkin olmaması nedeniyle bu sözleşmeye değer atfedilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle bilirkişi raporunda kullanılan malzeme bedeli olarak hesaplanan KDV dahil 373,70 TL tutar ve buna işleyen 15,94 TL faiz üzerinden kabul, diğer taleplerin ise reddi cihetine gidilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. Ayrıca İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması, borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE; … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Es sayılı takibine vaki itirazın; 373,70 TL asıl alacak ve 15,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 389,64 TL yönünden İPTALİNE; takibin bu alacak yönünden kaldığı yerden DEVAMINA
2-İtiraz kısmen haksız ve alacak likit olduğundan kabul edilen alacağın %20 nispetinde hesaplanan 77,92 TL İcra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 26,61-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubuna,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 108,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 700,00- TL bilirkişi, 69,00-TL tebligat ve posta masrafının yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 116,48-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 389,64-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.182,75-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00-TL’nın davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 199,94 TL’ sinin davalıdan; 1.120,05 TL’ sinin ise davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair; malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanunun 41. Maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 8.000,00-TL’ lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır