Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/6 Esas
KARAR NO : 2020/19 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 14/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/11/2017 tarihinde … İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan Cennet Mahallesi, Mevlana Caddesi Küçükçekmece/İstanbul adresinde davalılar tarafından yapılan çalışma sırasında müvekkili şirkete ait tesislere hasar verildiğini, müvekkili şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tessilerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 848,86-TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalılar tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine 848,86-TL hasar bedeli 15,28-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 864,14-TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını ve borçluya ödeme emri gönderildiğini, davalılara ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borçlulardan … A.Ş borca, faize, vekalet ücretine, diğer borçlu ise borca, yetkiye, faize ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiğini, takibin durdurulduğunu, borçluların itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, söz konusu hasarlar sebebiyle borç tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçildiğini, borçlu haksız fiilden kaynaklı müvekkili kuruma vermiş oldukları zararı henüz tazmin etmediğini, hasar bedeli alacağına ilişkin icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiklerini, davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine kaar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev itirazında bulunduklarını, bahse konu alacak idarenin kusuruna dayandırıldığınıdan idarenin işlem ve eylemleri nedeniyle hakları muhtel olanlar tarafından açılacak davalarda görevli mahkemelerin idare mahkeleri olduğunu, İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında da görevli yargı yeri yönünden dava tefrik edilerek idareleri açısından davanın usulden reddine karar verildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı ödeme emrindeki borcun 05/11/2017 tarihinde Cennet Mah. Mevlana Cad. No:.. Küçükçekmece adresinde meydana gelen hasar bedeline ilişkin olduğunun belirtildiğini,…Başkanlığı …Müdürlüğü ile yapılan yazışma sonucunda…Müdürlüğünce yapılan tretuvar ve yol ortası parke taşı yapım çalışmaları esnasında derin kanal kazısı yapılmadığı, yapılan kazı çalışmalarının tesviye amaçlı olduğunun bildirildiğini, söz konusu zarar verildiği belirtilen … tesisinin standart kazı derinliğinde olmadığı ve üzerinde herhangi bir uyarıcı ikaz bandı bulunmadığı görülmüş olup ilgili yüklenici firmanın yukarıdaki belirtilen nedenlerle kusuru bulunmadığı gerekçesiyle … Sistem İşletme Direktörlüğüne gerekli itirazda bulunulduğunu, bu nedenle …Müdürlüğü ekiplerince söz konusu adreste herhangi bir hasara neden olunması söz konusu olmadığından davanın esastan reddinin gerektiğini, davacı tarafından dilekçesinde bahsettiği tutanakların taraflarına tebliğ edilmediğini, müvekkili idare aleyhine … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine itiraz sonucu açılan itirazın iptali davasının haksız olduğunu, davacı tarafın haksız olduğunu, davanın ve talep edilen icra inkar tazminatının reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafa %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya mahkememiz… E.sayılı dosyasından davalı … Belediyesi yönünden tefrik edilerek edilerek mahkememiz 2020/6 esasına kaydedilmiş, bu dosya üzerinden dava şartı olan yargı yolunun caiz olup olmadığı değerlendirilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davalı idarenin haksız eylemi nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’ nın 114/1-b bendi uyarınca dava şartı olan yargı yolu, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Mahkememizce taraflar 14/11/2019 tarihli duruşmaya davet edilmiş, davacı ve davalı vekilinin bu husustaki beyanları alınmıştır.
Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davanın o hukuk sistemine dahil yargı haklarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığın hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel şartlarından olup mahkemece resen dikkate alınması gerekir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Yargı Yolu” başlıklı 125. maddesinin 1. fıkrası “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” hükmünü, son fıkrası ise “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” düzenlemesini içermektedir.
İdare hukukunda idarenin iki tür sorumluluğu kabul edilmektedir. Biri idarenin özel hukuk ilkeleri doğrultusunda yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan özel hukuk sorumluluğu; diğeri ise, idarenin idare hukuku ilkeleri doğrultusunda yapmış olduğu sözleşmeler ve idarenin her türlü işlem ve eyleminden kaynaklanan kamu hukuku ilkeleri doğrultusunda oluşmuş idare hukukuna özgü sorumluluk türüdür. İdarenin kişilere verdiği zararları tazmin yükümlülüğü, idarenin “hizmet kusuruna (kusurlu sorumluluk)” ve “kusursuz sorumluluğuna” dayanmaktadır.
İdarenin kusura dayanan sorumluluğu, uygulamada “hizmet kusuru” kavramı ile anlatılmaktadır. Hizmet kusurunun tam ve kapsamlı bir tanımını yapmak zor olmakla birlikte genel olarak doktrinde hizmet kusuru; idarenin ifa ile mükellef olduğu herhangi bir kamu hizmetinin kuruluşunda, düzenlenmesinde veya teşkilatında, bünyesinde, personelinde yahut işleyişinde bir takım aksaklık, hukuka aykırılık, bozukluk, düzensizlik, eksiklik, sakatlık veya ihmalin ortaya çıkması, şeklinde tanımlanmaktadır (SARICA Ragıp, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, “Hizmet Kusuru ve Karakterleri”, Y. 1949, C. 15, S. 4, s. 858; ATAY Ender Etem, İdare Hukuku, Ankara 2006, s. 571; YILDIRIM Turan, İdari Yargı, İstanbul 2008, s. 253 ).
Hizmet kusurunun üç durumda varlığı hem yargı içtihatları hem de öğreti tarafından kabul edilmiştir. Bu üç durum; hizmetin hiç işlememesi, hizmetin geç işlemesi ve hizmetin kötü işlemesidir.
Buna göre idare kural olarak yürüttüğü kamu hizmeti ile nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının “b” bendi gereğince “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar” idari yargı yerinde tam yargı davası açabilecektir. Yine İYUK 15/I-a maddesinde ise, adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği de hükme bağlanmıştır.
Davacı, davalı … Başkanlığını hizmet kusuru nedeniyle dava etmiştir.
Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan belediyeler, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzelkişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunludur.
Nitekim Yargıtay 4. Hukuk Dairesi huzurdaki uyuşmazlık ile aynı nitelikteki benzer bir olayda “Davalı … kamu kurumu niteliğinde olup; dava konusu zarar kamusal görevin yerine getirilmesi sırasında meydana gelmiştir. İdarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re’sen) dikkate alınır. Mahkemece, davalı … hakkında yargı yolu yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kararın bozulması gerekmiştir.” şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Bu açıklamalar ışığında dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan davanın idarenin kamu hizmetini yerine getirirken davacı şirkete ait tesisata zarar verdiği iddiası ile ikame edilen işbu davanın idari yargı yolunun görev alanı içinde olduğu anlaşıldığından mahkememizin yargı yolu bakımından görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Açılan davanın idari yargı yolunun görev alanı içinde olduğu anlaşıldığından mahkememizin yargı yolu bakımından görevsizliği nedeniyle DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL ret harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2 maddesi gereği gereğince hesaplanan 864,14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı tarafın yokluğunda dosya üzerinden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2020
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır