Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/56 E. 2020/57 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/965
KARAR NO : 2020/8

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 10/06/2019
KARAR TARİHİ : 08/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinen Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, senetlerin kaynağının davalının yetkilisi olduğu … Sanayi Ticaret A.Ş. İle imzalanan kira sözleşmesi olduğunu, takibe konu edilen senedin kira sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, davacıların kambiyo senedi nedeniyle borçlu göründüklerini ancak icra takibine konu borcun daha önce parçalar halinde ödendiğini hatta 600.000 TL bedelli senet için toplamda 685.000 TL ödeme yaptıklarını, davalının senet borcunun tamamını icraya konu etmemesinin ödemelerin kendisine ulaştığının kanıtı olduğunu, kambiyo senedinin haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine konu edildiğini belirterek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının alacak miktarının % 20′ sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini ve icranın durdurulması talep etmiştir.
Dava; Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyası ile icra takibine konu edilen kambiyo senedi nedeni ile İİKm.72 uyarınca menfi tespit davasıdır.

Davacı tarafından Gaziosmanpaşa Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan davada; Gaziosmanpaşa … Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin … Esas … Karar sayılı kararı ile görev yönünden usulden red kararı verilmiş, hukuk mahkemeleri tevzi bürosunca tevzi edilen dava dosyası mahkememizin 2019/965 Esasına kayıtlanmıştır.
Mahkememizce 22/10/2019 tarihli tensip tutanağı uyarınca Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’ nün… Esas sayılı dosyasının bir örneği aslı getirilinceye kadar dosyamız arasına alınmıştır.
HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartları, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Mahkememizce taraflar 26/12/2019 tarihli duruşmaya davet edilmiş, davacı ve davalı vekilinin katılımı ile belirtilen tarihte duruşma gerçekleştirilmiş ve tarafların bu husustaki beyanları alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
TTK nun 3.kitabında düzenlenen kıymetli evrakla (TTK madde 645-849) ilgili ticari davalar mutlak ticari dava niteliğindedir. Bu davalar tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak kabul edilir. Kıymetli evrakla ilgili ticari davaların niteliği gereği, taraflar dava konusu hak üzerinde çoğunlukla serbestçe tasarruf edebilmektedirler. Dava arabuluculuğa elverişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. Çek ve bono ile ilgili ticari davalar ise çoğunlukla menfi tespit talepli olarak ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar davacı eldeki menfi tespit davasında zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de, TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur.”. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. H.D.nin 28/06/2019 tarih 2019/1734 E. Ve 2019/1521 K.) Aynı doğrultuda … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas sayılı kararında da “… ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır.” denilmekle aynı husus vurgulanmıştır.
Somut olayda davacı tarafından dava konusu kambiyo senedi nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği ve dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı anlaşılmaktadır. Mahkememizce, 26/12/2019 tarihinde gerçekleştirilen duruşmanın 3 numaralı ara kararı uyarınca davacıya dava açmadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunup bulunmadığı, bulunmuş ise buna ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dosyamıza sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verilmiştir.
Davacılar vekili, 03.01.2020 tarihli beyan dilekçeleri ile özetle; kambiyo takibine konu edilen kıymetli evrakın kira ilişkisi nedeni ile düzenlenmiş olduğundan ilk önce Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde dava açıldığını, bu nedenle arabuluculuk başvurusunda bulunulmadığını, bu hususta kendilerine süre verilmesini talep etmiştir.
Dava şartı arabuluculuğun, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. Maddesinin 2. Fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifade ile, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurması için mahkemece davacıya süre verilemeyecektir.
Görevli veya yetkili mahkemede devam eden davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebini içeren ticari davaysa; bir başka ifade ile, dava şartı arabuluculuk hükümleri uygulanacaksa, dava şartı arabuluculuk uygulaması görev ilişkisinden bağımsız değerlendirilmesi gereken bir konu olduğu için, daha önce dava şartı arabuluculuk süreci sonunda anlaşamama son tutanağı düzenlenmiş ve aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği görevsiz veya yetkisiz mahkemede dava dilekçesine eklenmişse, artık görevsiz ve veya yetkisiz mahkemede açılmış olan dava itibariyle tamamlanmış bir usul işleminden söz edileceğinden, görevli veya yetkili mahkemede tekrar dava şartı arauluculuk sürecine başvurulmuş olması aranmaz. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde görevli veya yetkili mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi halde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde görevli ve yetkili mahkeme tarafından herhangi bir işlem yapılmaksızındavanın, dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine karar verilir.( Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı- Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk syf.71)
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL ret harcından peşin alınan 2.878,24-TL harcın mahsubu ile artan 2.823,84-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Mahkememizce verilen 02/11/2019 tarihli, İİK.m72/3 maddesi gereğince icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki İhtiyati Tedbir kararının kararın kesinleşmesine kadar AYNEN DEVAMINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7. maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi. 08/01/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸