Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/556 E. 2021/550 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/556 Esas
KARAR NO : 2021/550
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yurtiçi ve yurtdışı kargo taşımacılığı yaptığını, davalının talepleri üzerine verilen kargo hizmeti neticesinde müvekkili şirketin davalı borçludan 6.188,33 TL tutarında alacağının bulunduğunu, müvekkilinin taşıma işlemini gerçekleştirdiğini, bu taşıma sonucu karşı tarafın ödemesi gereken hizmet bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili için … İcra Müdürlüğünden 2019/… esas sayılı dosya ile takip başlatıldığını, davalı tarafın takibe itiraz ederek durdurduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle itirazın iptalini, takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
B.Uyuşmazlık ve Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacı şirket ile davalı arasında taşımacılık sözleşmesi dolayısıyla davalının davacıya takip tarihi itibariyle borçlu olup olmadığı, alacağın muaccel hale gelip gelmediği, temerrüt oluşup oluşmadığı, faiz borcu bulunup bulunmadığı, itirazın haksız olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borcun bir kısmına dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … hazırlandığı 01.06.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı yana ait incelenen 2016-2017 yılları ticari defterleri ve belgeleri incelendiğini, defterlerin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğunu, davacı defterlerinin HMK 222. Md. Gereğince davacı lehine delil niteliğinin mahkeme takdirinde olduğunu, davacı yanın kendi ticari defterlerinde davalı yandan takip tarihi olan 30.11.2017 tarihi itibari ile 6.188,33 TL alacaklı olduğunu, davalı yanın ticari defterlerini ibraz etmediğni, taraflar arasında 02.02.2015 tarihli sözleşme imzalanmış olduğunun tespit edildiğini, taraflar arasında düzenlenen bir ihtarnameye dosya içeriğinde rastlanmadığını, davacı tarafından davalı yana düzenlenmiş davacının dava konusu alacağını oluşturan e arşiv faturalarının davalı yana temel fatura olarak düzenlenmiş olduğunu toplam tutarı 6.013,40 TL olan 16 adet faturanın davacı tarafından davalı adresine gönderildiğini ve teslim edilmiş olduğunu, 174,93 TL lik faturanın davalıya teslim edildiğine dair belgelerinin dosya içeriğinde bulunmadığını, davalı yan tarafından iş bu faturalara ilişkin bir iade faturasına veya ödeme yapıldığına dair bir belgeye rastlanmadığını, davacı yan lehine karar alınması durumunda icra takip tarihi olan 30/11/2017 tarihinden itibaren asıl alacağına davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi yıllık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi talep edebileğini, ” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 21/06/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişinin dosya kapsamına ve olgulara uygun rapor hazırladığını, rapor ile alacağın varlığının ispatlandığını, davalının alacaktan sorumlu olmadığına dair iddiasını ispatlayamadığını beyan etmiştir. Davalı taraf usulüne uygun tebligata rağmen rapora itiraz etmemiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 19/01//2021 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın davalıya tebliğine karar verilmiş ve davalıya ihtar duruşma tutanağının tebiği ile gerçekleştirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava konusu alacağın taşıma bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. Davalı tarafın hizmetin verilmediğinde ilişkin herhangi bir itirazın bulunmadığı gibi faturanın iadesine ilişkin bir savunma da ileri sürülmemiştir. Hal böyle iken davalı tarafın cari hesap dolayısıyla davacıya 6.188,33 TL borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmadığından davacının defterlerine ve sunulan sözleşmeye itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
A. … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Es sayılı takibine vaki itirazın İPTALİNE; takibin kaldığı yerden DEVAMINA
B. İtiraz haksız, alacak likit ve davalı borcunu belirleyebilecek olduğundan kabul edilen alacağın %20 nispetinde hesaplanan 1.237,66 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 422,72-TL harçtan peşin alınan 74,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 347,97-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 74,75-TL peşin harç, 700-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 52,00-TL olmak üzere toplam 881,15-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/09/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.