Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/553 E. 2021/771 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/553 Esas
KARAR NO : 2021/771
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ : 27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesi ile; davalının tefeci olduğu, davacının davalıdan faiz karşılığı ödünç para aldığını, bu paralara karşılık çek ve senetlerin verildiğini, davacının ödeme sorunu yaşaması nedeniyle borcun yapılandırıldığını ve yeni senet verildiğini, ayrıca davalının avukatına da …, icra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı dosyasında 100.000,00 TL’lik senede karşılık ödeme yaptığını, yapılandırma sonrası eski senetler iade edilmediği gibi yapılan ödemelerin mahsup da edilmediğini, davalının elindeki senetlerin iadesi karşılığında davacıdan 400.000,00 TL’lik çeki ciro ile alındığını, buna rağmen senetlerin iade edilmediğini, sonra baskı ile 200.000 USD bedelli senet ve protokol imzaladığını, yine davalının senetleri iade etmediğini, çeki de faize saydığını, oysa davalıdan toplam 807.500,00 TL alıp 260.000,00 TL ödediğini, bakiye 547.500,00 TL olduğunu, davanın … Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/… soruşturma sayılı dosyasında da bunları ikrar ettiğini, davalının bunlara rağmen 400.000,00 TL’lik senedi … İcra Müd. 2019/… E. Sayılı dosyasında, 200.000,00 USD’lik çeki ise 2019/… E. Sayılı dosyasında icraya koyduğunu, davacının baskı altında ödemeye zorlandığını, toplam ödemenin 447.363,00 TL’ye ulaştığını, bakiye borcun ise 366.137,00 TL civarında olduğunu, çek ve senedinde bu borcun teminatı olarak verildiğini beyanla, anılan miktar dışında borçlu olmadığının tespitine ve takiplerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı tarafın eksik harç yatırması nedeniyle verilen süre üzerine her iki takip çıkışı toplamı ile kabul edilen miktar arasındaki fark olan 1.289.476,75 TL üzerinden harç ikmal ettiği görülmüştür.
Davalı taraf cevabında; davanın ticari dava olmadığını, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, harcın ikmali gerektiğini, davacının sanık olarak Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını, savcılıktaki soruşturmanın devam etmekte olduğunu, … Asliye Hukuk Mahkenmesinde de taraflar arasında derdest dava olduğunu, davacının iddialarının yalan olduğunu, yatırım amaçlı davalıdan para alındığını, protokolü ve hesabı davacının yaptığını, şahitlerin de bunu bildiğini, iddianın yazılı delil ile ispatı gerektini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Tarafların bildirdiği dosya örnekleri ve davalının imzasını içermeyen sadece davacının imzaladığı protokol örneği dosyamız arasında alınmıştır.
Yapılan incelemede; davacının avukat, davalının ise doktor olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların isticvabı mahkememizce yapılmıştır.
Davacı beyanında; “Ben avukatım, davalıyı da tanırım, kendisinden faizle borç para aldım, toplam 807.500,00TL bana para gönderdi, ben daha önce kendisine senet vermiştim, banka üzerinden ödeme yapmama rağmen senetleri iade etmedi, daha sonra beni sıkıştırarak bir protokol yapmamız gerektiğini ve ailesine karşı zor duruma düşmemek için protokolü ailesine gösterip tekrar bana iade edeceğini söyledi, ben de protokolü güvenerek imzaladım, protokol uyarınca da 200.000Dolarlık senet verdim, ancak protokolü iade etmediği gibi hem senedi hem çeki icraya koymuştur, davalının kendisi Savcılığa verdiği şikayet dilekçesinde de bu hususları dile getirmiştir, dosya dikkatlice okunduğunda olayın bundan ibaret olduğu anlaşılacaktır, taşınmazın satın alınmasına ilişkin para ödendiğini davalı taraf savunmaktadır, oysa bakıldığında paranın geldiği ve senedin düzenlendiği tarih aynıdır, madem taşınmaz için para verildi neden senet düzenleyeyim, Davalının imzaladığı bir protokol bende yoktur, zaten protokole konu 200.000Dolar 800.000,00TL’den daha fazla bir miktardır, protokoldeki diğer senetleri de mafyaya yaptığım ödemeler karşılığında geri aldım, protokol geçersiz ise 200.000 Dolarlık senet de geçersizdir,Davalı hem protokolün geçersiz olduğunu söylüyor hem de protokole dayalı senedi icraya konu ediyor, ayrıca protokole göre tarafıma iade edilmesi gereken senetler de bir yıl sonra iade edildi, onu da mafyaya 6.000USD ödeme yaptıktan sonra iade ettiler, hatta ödeme yaparken çoğunu banka üzerinden davalının ismini belirterek dava dışı kişilere ödeme yaptım, ancak çek iade edilmedi, davamın kabulünü talep ederim, davalı hakkında verilen takipsizlik kararına da itiraz ettik ve itirazımız kabul edildi, henüz Sulh Ceza Hakimliği kararını yazmadı,” şeklinde ifade de bulunmuştur.
Davalı beyanında; “Davacının iddiaları doğru değildir, faizle para vermedim, … Müdürlüğüne ait …’da 3 ve …’da benim yazlığımın yanında bir adet taşınmaz alımı konusunda yatırım amacıyla benden ve ailemden davacı para aldı, kendisini şikayet ettim ve biri nitelikli dolandırıcılık olmak üzere 2 ceza dosyası derdesttir, davacı hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmuştur, bu konularda şahitlerim vardır, ben davacı tarafa defalarca ödemeler yaptım, bir kısım geri ödemeleri aldım, daha sonra davacının kardeşinin tedavisine yardımcı olduğum için kendisi aracı bir avukat arkadaşımız marifetiyle protokol yapmayı önerdi, protokolde 400.000,00TL’lik çeki de davacı yazdığı için ben kabul etmedim, imzalamadım, bu nedenle benim imzaladığım bir protokol yoktur, zaten sözleşmenin son maddesinde cezai şart da bulunmaktadır, protokol tarihi itibariyle çek haricinde benim davacıdan 200.000Dolar alacağım vardır, şu anda icra takiplerinde faizleriyle birlikte bu miktarlar artmıştır, icra dosyalarına da davacı ödemelere başladı, iddiaları mahkemeyi yanıltmaya yöneliktir, Protokolü sadece 400.000,00TL çekin iadesi yönünden kabul etmedim, diğer hususları kabul ettim, Davacının yönlendirdiği arkadaşı aracılığıyla protokolde geçen senetleri davacıya iade ettim, karşılığında hiçbir ödeme almadım, davacı avukattır, olayları biliyor ve çarpıtıyor, dava açılmadan bir sene önce icra takibine başvurmuştum ve davacı ödemelerini yapıyordu, bu dava kötü niyetle açılmıştır, bu davanın reddini talep ediyorum” şeklinde ifadede bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, avukat olan davacının imzalayıp davalıya verdiği senetlerle ilgili menfi tespit istemine ilişkindir.
Senetlerdeki imza inkarı veya sonradan doldurulduğu iddiası bulunmamaktadır.
Taraflar mahkememizce isticvap edilmiş, davalı iddiaları red etmiştir.
Davacının tutunduğu ve davalının imzasını içeren bir senet veya sözleşme de bulunmamaktadır.
Dosyadaki, davacı imzasını içeren protokolün içeriğindeki şartları kabul etmediği için imzalamadığını davalı savunmuştur. Bu durumda bu protokolün davalı yönünden bir geçerliliği olmayacaktır.
Davalı isticvabında, davacıya verdiği miktar kadar çek ve senet aldığını, iade ettiği çek ve senetlerle ilgili bir ödeme almadığını savunduğu ve davacının bunun aksini ortaya koyamadığı, davacının avukat olduğu, dayanılan protokolde davalının imzasının bulunmadığı, toplanan soruşturma ve mahkeme dosya örneklerinde davacının iddiasını ispatlar mahiyette bir ikrar ve belge bulunmadığı görülmüştür.
Davaya konu çek ve senetlerin kambiyo senetleri olduğu, sebepten mucerret olduğu, teminat amaçlı olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı, davacının iddiasının ispata muhtaç olduğu, tanıkla ispat sınırının üstünde bir miktar olduğu için tanık dinlenemeyeceği, bu durumda subüta ermeyen davanın reddine karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının sübuta ermeyen davasının REDDİNE,
2-Takibe ilişkin tedbir uygulanmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 22.030,40 TL harçtan mahsubu ile artan 21.971,10 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereği hesap ve takdir edilen 77.931,69TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- HMK’nın 333. uyarınca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatırana tarafa iadesine,
7-1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/10/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır