Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/547 E. 2022/580 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/547 Esas
KARAR NO : 2022/580

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 14/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin gıda sektöründe bisküvi üreticisi olarak faaliyet gösterdiğini, yurt içinde ve yurt dışında Venüs markalı bisküvileri ve ürettiği yan ürünleri pazarladıklarını ve sattıklarını, seri üretim yapılmak üzere yeni bir hat kurmak için … A.Ş. Arasında sözleşme akdedildiğini, 11/09/2018 tarihli ve 915.750,00 TL bedelli ve 11/09/2018 tarihli 789.250,00 TL bedelli … Faturalarına konu makineler ve ekipmanların … şirketi tarafından davalı şirketten satın alınarak müvekkiline kiralandığını, anılan makinelerin ve ekipmanların davalı şirketi tarafından teslim edilerek ve kurumunun gerçekleştirilmesi ile yapılan denetleme ve kontrollerde makinelerin ayıplı olarak teslim edildiğini ve olması gerektiği gibi çalıştırılamadığının tespit edildiğini, tespit edilen tüm eksiklerin ve hataların taraflarca tanzim edilen 16/05/2019 tarihli tutanak ile kayıt altına aldığını, müvekkili şirketinin yazılı olarak verilen taahhütnamede tespit edilen ayıpların ve eksikliklerin 2 hafta içerisinde giderileceğinin belirtidiğini, ancak bir sonuç alınamadığını ve davalı şirketin yetkililerine ulaşılamadığını, ayıpların giderilmediğini, müvekkilinin yeni makineler ve ekipman almak zorunda kaldığını, müvekkilinin sözleşmeye konu olan makineler ve ekipmanların bakımıda yapmış olduğu ödemelere ek olarak satın almak zorunda kaldığı makineler ve ekipmanlar bakımından da ayrıca ödeme yapmak zorunda kaldığını, uğranılan zararlar için … A.Ş. İle iletişime geçildiğini, … şirketi tarafından düzenlenen yetki belgesi ile sözleşmeden kaynaklı her türlü dava ve talep hakkının müvekkiline devredildiğini, … Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin… D.iş sayılı dosyasından delil tespiti yaptırdıklarını ve bilirkişi raporuna dayanarak müvekkilinin zararının tahsili için … 34. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından itiraz edildiğini, müvekkili şirketin … şirketine ödeme yapmaya devam ettiğini, yaklaşık 500.000,00 TL civarında bakiye ödemenin kaldığını, bu nedenlerle öncelikle müvekkilinin … şirketine yaptığı ödemelerin davalı şirkete ödenmeye devam etmesinin müvekkili şirketin telafisi güç ve hatta imkansız zararlara uğrayacağından, yapılan ödemelerin davalı şirkete ödenmesinin durdurulması için HMK 389. maddeleri gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini, takibin devamını ve %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; Davacı şirket ile müvekkili arasında 12/03/2018 tarihinde … ve … numaralı iki adet sözleşme imzalandığını, sözleşlemelerde yer alan makinelerin müvekkili şirket tarafından imal edilerek davacı şirkete satılacağını ve bunun karşılığında davacının sözleşmede yer alan bedelleri dolar cinsinden ödeyeceğini, bu sözleşmeye göre ödemelerin başladığını ancak dolar kurunda ciddi yükselmelerin meydana gelmesi ile davacının dolar kurunu sabitleme teklifinde bulunduklarını, teklife müvekkilinin olumlu yanıt verdiğini, daha sonra tekrar iletişime geçerek makinelerin bir kısmının kendisinin satın alacağını bir kısmını ise finansal kirama ile kiralamak istediğini belirttiğini, müvekkilinin ülkedeki ticari hayatın ne kadar olumsuz etkilendiğinin farkında olduğundan davacıya yardımcı olduğunu, aldığı ödemeleri iade ettiğini ve davacının isteği doğrultusunda finansal şirket ile sözleşme imzaladığını, müvekkili şirketinin sürekli olarak davacı şirketin yetkili davanışmanlarının sürekli değiştiğini ve her yeni gelen danışmanın işin yapımında ayrı müdahalede bulunduklarını, müvekkili şirketin bu durum ile başa çıkamaz hale geldiğini, sözleşme dışında dahi makineler yapılıp davacıya teslim edildiğini, dosyada bahsi geçen eksik işler ve ek zaman taahhünamesinin tamamen baskı ile müvekkiliin şirketin yetkilisinin babasına imzalattırıldığını, tamamen makinelerin doğru çalıştırılmamasından kaynaklandığını, eksiklik olmadığını, davacı tarafından aldırılan bilirikişi raporunun tamamen davacının yönlendirmesi ile yazıldığını, teknik inceleme yapılmadığını, eksik işler tutanağında bildirilen eksikliklerin yeni bir makine almayı gerektirecek şeyler olmadığını, bahsedilen eksiklikler için tutulan tutanaktan sonra … tarafından müvekkiline ödemelerin yapılmaya devam ettiğini, davanın iddia etteği gibi bir ayıplı mal teslimi gerçekleşmis olsaydı … ödeme yapmayağıını, bu nedenlerle davacı şirketin haksız ve mesnetsiz davasının reddini ve %20 aşağı olamamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Tarafların sunduğu belgeler dosyamız arasına alınmıştır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası celp edilerek, yapılan incelemede … 34. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, 973.000,00TL’nin yıllık %10 faiziyle birlikte tahsilinin istendiği, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu ve takibin durduğu görülmüştür.
Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi mahkememizce red edilmiş ve istinaf aşamasından da geçerek onanmıştır.
Dava konusu mallara ilişkin … Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin … D.iş sayılı dosyasında tespit yapıldığı anlaşılmış ve dosya aslı celb edilmiştir.
Tarafların bildirdiği tanıklar talimatla dinlenmiştir.
Tanık … Beyanında: ” Ben davacı iş yerinde bakım sorumlusu olarak görev yapmaktayım. İşyerine makinalar geldi. Kurulumu davalı şirket yetkilileri tarafından yapıldı. Kurulumu yapılırken eksiklikler görüldü ve tekrardan kurulumu yapıldı. Davalı işyeri yetkilileri makinaları kurmak ve denemek için dışarıdan ekip getirdi. Bu işlem bir kaç kez denendi ancak başarılı olunamadı. Üretimin devamı için ürünlerin çıkması gerekiyordu ancak ürün olmadığı için işler aksıyordu. Davalı şirket yetkilileri tarafından arızası olan ürünlerin bir kısmı kenara çekildi. Yerine yeni makinalar yapıldı 1.000.000,00 TL değerinde idi. 1-2 ay içinde yeni hatlar kuruldu ve biz şuan yeni makinalar ile çalışmaya devam etmekteyiz. Bu çalışamama durumumuz 2018 kasım ayında başladı, 2019 yılı tamamen makinaların kurulumu ile geçti, 2020 yılında yeniden çalışmaya başlandı. Bu süreç 1,5 yıl kadar sürdü. Tutanaklar tutulurken ben de oradaydım. Bu tutanaklar sonrasında eksiklikler giderilmeye çalışıldı ancak tam olarak eksiklikler giderilmedi. Söz konusu makinalar bir fırın boyu kadar diye tabir ettiğimiz şekilde ürün vermedi. Arızalı makinalar sonrasında alınan yeni makinalarda, aynı personeller ile birlikte üretime devam edildi. Ancak davalı şirketçe tutulan tutanaklarda personellerin tecrübesiz olduğu belirtilmişti. Sorun personelde değil makinalarda idi. Ben davacı iş yerinde 2014 yılından beri bisküvi makinalarında bakım sorumlusu olarak çalışıyorum. Aynı firma içinde şuan farklı bir bölümde çalışıyorum. Bölümümü kendi isteğim ile değiştirdim. Şuan yağ firmasında çalışıyorum. Arızalı makinalar ile yeni makinalarda çalışan personel sayısı aynıdır. Çalışma sistemimiz de aynıdır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … Beyanında; “Ben davacı firmada halen üretim şefiyim. Makina dediğim 100 metrelik bir hattır. Şuan 130 personel olarak çalışıyoruz. Şuanda davalı firmanın vermiş olduğu yeni hat üzerinde 2 personel çalışmaktadır. Ancak arızalı olan makinada 20-30 personel işi yapamadık. O dönemde arızalı üründe çubuk kraker almaya çalıştık ancak ürün alamadık. Bu hat 24 saat çalışması gereken bir hat olması gerekir iken makina kesintisiz olarak çalışmıyordu. … ve … den teknik olarak desteğe gelindi. Makinada bulunan arızaları bize bildirdiler ve bu bildirilen bir tutanak altına alındı, benim de imzam vardır. Davalı şirket tarafından gelen kurulumcu yetkililer de bu tutanağın altına imzalarını aldılar. Yeni üründen sonra sıkıntısız olarak çalışmaktayız. Arızalı makina %1 oranla ürün veriyordu. Arızalı makina sekronize şekilde çalışmıyordu. İstenilen işi başarılı şekilde yapmıyordu. Makinada eksik işler giderilmediği için yeni ürün almak zorunda kaldık. Tedarik sürecinde sorun yaşadık. Arızalı olan makinanın 1 yıl kadar kurulumu sürdü. Bu süreçten sonra da sonraki 1 yıl da verim alınamadı. Bu süreçte siparişler de devam ediyordu. Bu siparişleri karşılamak amacıyla yeni makina alındı. 1 yılda kurulamadan ürün yerine …’den alınan makina 3 ayda kuruldu. Siparişi karşılamayamadığımız için yeni makina alındı. İki makinanın çalışma prensibi aynıdır. Arızalı makinadan sonra alınan yeni makinanın kurulumunu ilgili firma yapıp, bize teslim etti. Aynı personel ile işlemlerimize devam ettik. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … beyanında; “Ben şuan temizlik şirketinde çalışıyorum. Daha öncesinde davacı iş yerinde çalışıyordum. Ben davacı iş yerinde yükleme yapıyordum. Ben işe başladığımda arızalı makina gelmiş idi. Ben tam olarak makina ne zaman geldi ne kadar zamanda kuruldu bilmiyorum. Ancak benim gördüğüm kadarıyla makinanın ürün verdiğini gördüm. Davalı şirket İstanbul’dan gelerek fırını kurdular. Ürün makinadan seri olarak çıkmıyordu. Ancak deneme olarak yapıldığında ürün çıkıyordu. Davacı firmanın çalışanları makinayı kurulumundan sonra çalıştırmaya çalıştığından ürünleri 2 kez yakarak çıkardıklarını gördüm. Benim bölümüm farklı olduğu için kimi arayıp aramadıklarını bilmiyorum. Yeni makina geldi mi denediler mi bilmiyorum. Ama o dönemde makinadan ürün alınamadığı için söktüklerini söylediler. Davacı iş yerinde kurulan davaya konu makina başında çalışan kişiler bu hususta tecrübeli kişiler değildi. Farklı departmandan çekilerek makina başına getirilmişti. Zaten ürün yeri bir üründü makina da yeniydi. Makinayı da işi de bilen yoktu. Söz konusu makina başında sorumlusu olarak 2 kişi vardı. Çoğunlukla vasıfsız işçiler çalışırdı. Yetkin olarak makinanın başına getirilen kişiler daha öncesinde biri çaycı, biri de farklı bir bölümde çalışan işçi imiş. İşe karşı bir yetkinlikleri yoktu. Çıkan ürünler pakete girdi mi girmedi mi bilmiyorum. Davalı şirket yetkilileri makinayı kurduktan sonra deneme amaçlı üretim yapıldı. Bizler de bu çubuk krakerlerin tadına baktık. Herhangi bir sorun yoktu. Şirket çalışanları işten anlamadığı ve yetkin olmadıkları için makinayı çalıştıramadılar. Çünkü davalı şirket yetkilileri kurulumda yapmış olduğu denemelerde herhangi bir sıkıntı yoktu.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … beyanında; “Ben davalı şirkette yaklaşık 8 yıldır makine imalat ve çelik konstrüksiyon işlerinde çalışıyorum. Ben davaya konu makinelerin kurulumu ile ilgili olarak davacı şirketin Bursa’da bulunan fabrikasında yaklaşık 10 ay çalıştım. Normalde bu tarz bir iş 3-4 ay içinde bitirilebilir. Ancak davacı tarafın istekleri doğrultusunda yapılan denemeler çok uzadı. Bu nedenle normalinden uzun sürmüştür. Bildiğim kadarıyla taraflar arasında iki sözleşme yapılmıştır. Sözleşmelerin ayrıntılarını işin doğası gereği tam olarak bilmem mümkün değildir. Davacıya ait iş yerinde yaklaşık 30 kalem makine kurulacaktı. Ben sözleşmenin içeriğine hakim olmadığım için bu rakamı tahminen söylüyorum. Bedel konusunda herhangi bir bilgim yoktur. Teslim süresi ve teslim zamanı konusunda da bilgim yoktur. Patron bize anlaşmalar doğrultusunda makine kurmamızı ister. Biz de makineyi kurar ve çalıştırırız. Davacıya ait iş yerinde makineleri kurduk. Tüm kontrollerini ve denemelerini yaptık. Çalışır halde teslim ettik. Teslime ilişkin tutanak bildiğim kadarıyla düzenlenmedi. Deneme yapılırken makinelere bisküvi hamuru verdiler. Ancak davacının operatörleri deneyimsiz ve yetersiz olduğundan imalatla ilgili bazı sıkıntılar ortaya çıktı. Normal şartlarda hamurcunun, form veren kişinin ve fırıncının koordinasyon içerisinde hareket ederek üretim hattında çalışmaları gerekir. Ancak bizim gördüğümüz bu kişiler arasında koordinasyon yoktu. Bazı denemelerde koordineli hareket ettiklerinde üretim tamamlandı. Davacı taraf tek düğme ile çalıştırıp bir taraftan hamur verip, diğer taraftan imal edilen bisküvi ürününü almak istediğini söyledi. Makinenin kendilerinin istediği gibi çalışmadığını beyan ettiler. Ancak bu şekilde bir üretim yapmak bizim ürettiğimiz makinelerde mümkün değildir. Piyasada bir taraftan hamur verilip diğer taraftan bisküvi alınan makineler vardır. Ancak çalıştığım firmanın yapımını üstlendiği makine bu kapasitede bir makine değildir. Bu makinede hamur yufka gibi açılır ve açılan yufkadan üretim gerçekleştirilir. Böyle olunca az önce belirttiğim gibi hamurcunun ve form veren kişinin çok etkin çalışması ve makineyi devamlı kontrol etmesi gerekir. Davacı taraf birkaç defa arıza bildiriminde bulundu. Biz gidip makineleri gördük. Makineler arızalı değildi. Tamamen davacının form verici ve fırıncı çalıştırmamasından kaynaklı aksamalardı. Biz denemelerde bu hususları ayrıntılı olarak kendilerine açıklamıştık. Yukarıda yaklaşık 30 makineden bahsetmiş isem de bu makineler peş peşe tek bir hattı oluşturmaktadır. Bu hat tam otomatik bir hattır. Ancak yufkalı bir hat olduğu için hamurcu, form verici ve fırıncının sürekli kontrolünde çalışması gerekir. Bu kişiler dışında hamurcuya bir yardımcı eleman ve form vericiye dört beş yardımcı eleman gerekir. Bu kişiler olmadan makinenin çalışması daha doğrusu verimli çalışması mümkün değildir. Davacı bu makineyi tek kişiyle çalıştırmayı denemiştir. Bu makinenin tek kişi ile çalışması mümkün değildir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … beyanında; “Ben davalı şirkette yaklaşık 7 yıldır makine imalat işlerinde çalışıyorum. Ben davaya konu makinelerin kurulumu ile ilgili olarak davacı şirketin Bursa’da bulunan fabrikasında süreç bitene kadar çalıştım. Bu süreç yaklaşık 6 aydır. Taraflar arasında sözleşme yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise de ayrıntılarını bilmiyorum. Davacıya ait fabrikada tek bir hat kuracaktık. Bu hat dört makine grubundan oluşur. Her bir grup içinde de ayrı ayrı makineler vardır. Teslim süresi ve teslim zamanı konusunda bilgim yoktur. Patron bize anlaşmalar doğrultusunda makine kurmamızı ister. Biz de makineyi kurar ve çalıştırırız. Davacıya ait iş yerinde makineleri kurduk. Tüm kontrollerini ve denemelerini yaptık. Çalışır halde teslim ettik. Teslime ilişkin tutanak düzenlenip düzenlenmediğini bilmiyorum. Normal şartlarda hamurcunun, form veren kişinin ve fırıncının koordinasyon içerisinde hareket ederek üretim hattında çalışmaları gerekir. Deneme esnasında davacı taraf işi bilmeyen dışarıdan vasıfsız bir işçi getirerek çalıştırdılar. Kalifiye elemanları yoktu. Deneme esnasında bazı aşamalarda bizim ekibimiz yardımda bulundu ve üretim hattından başarılı bir şekilde ürün alındı. Davacı taraf tek düğme ile çalıştırıp bir taraftan hamur verip, diğer taraftan imal edilen bisküvi ürününü almak istediğini söyledi. Ancak bu şekilde bir üretim yapmak bizim ürettiğimiz makinelerde mümkün değildir. Piyasada bir taraftan hamur verilip diğer taraftan bisküvi alınan makineler vardır. Ancak çalıştığım firmanın yapımını üstlendiği makine bu kapasitede bir makine değildir. Bu makine ile çalışılırken hamurcunun, form vericinin ve fırıncının aktif olarak makinenin başında olması gerekir. Belirli bir koordinasyon içerisinde hareket etmeleri gerekir. Bu makinede çubuk krakerin kalınlığına göre hamur açılır ve açılan hamurdan üretim gerçekleştirilir. Davacı taraf birkaç defa arıza bildiriminde bulundu. Biz gidip makineleri gördük. Makineler arızalı değildi. Tamamen davacı tarafın kalifiye eleman çalıştırmamasından, çalışanların koordineli hareket etmemelerinden ve işi bilmemelerinden kaynaklı aksamalar vardı. Deneme aşamasında biz makinenin nasıl çalışacağını kendilerine ayrıntılı bir şekilde açıkladık. Açıklamalara uyulsaydı makinede herhangi bir aksama olması mümkün olmazdı. Duyduğuma göre davacı bu hattın makinelerinin bir kısmını sökmüş, hangi makineleri söktüğünü tam olarak bilemiyorum. Makinelerin sökülmesini ve yeni makine alınmasını gerektirir herhangi bir arıza yoktu. Davacının kendi hatasından kaynaklı aksamalar vardı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosyamızdan keşif yapılarak teknik incelemelerin yapılması için … Asliye Ticaret Mahkemelerine talimat yapılarak bilirkişi makine mühendisinden rapor alınmıştır.
Bilirkişinin keşif ile birlikte yapılan incelemesi sonucunda talimat mahkemesine sunduğu raporunda; ” Finansal kiralama sözleşmesinde adı geçen makinaların hamur işleme ve pişirme fırını sisteminden müteşekkil makinalar olduğunu, 8 maddelik makina grubunun kullanıldığı; 6 maddelik makinanın kullanılmadığı; Kullanılmayan makinaların bir kısmının fabrika içinde kapalı alanda muhafaza edildiğini, bir kısmının ise fabrika dışında üstü örtülü vaziyette olduğunun tespit edildiğini, davacıya ait makinaların %70’i üretim hattı proseslerinde etkili bir şekilde kullanıldığını, davacı tarafça fabrika içerisinde dava konusu makinaların tamamının tesise yeniden entegre edilme imkanının ticari ve teknik açıdan testinin mümkün olamayacağının bildirildiğini, kullanım dışı bırakılan makinaların varsa ayıbının, hem tamirinin mümkün olup olamayacağının tespiti hem de tamir veya değişim bedellerinin hesaplamasının yapılamadığını, kullanım dışı bırakılan makinaların ayıp tespitinin yapılamaması ve durumunun netlik kazanamaması nedeniyle hurdaya ayrılıp ayrılamayacağına yönelik analizin yapılmasının da münkün olamayacağını,” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir ve nitelekli hesap uzmanı bilirkişiden alınan raporda; ” Davacı … A.Ş.’nin incelenen 2018-2019-2020 takvim yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının olduğunu, her iki teknik bilirkişi raporunda detayları verilen dava konusu makinelerin, … A.Ş.’den sözleşme karşılığı kullanım amacıyla kiralandığı ve taksit ödemelerinin yapıldığını, davacı şirket tarafından ayıplı olduğu iddia edilen makinelerin yerine geçmek üzere başka bir firmadan satın alınan ve her iki teknik bilirkişi raporunda detayları verilen makinelerin toplam bedelinin 1.233.732,12 TL olduğunun davacı ticari defter ve belgelerinden tespit edildiğini, davalı şirketin incelenen 2018-2019 takvim yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğunu, davacı şirkete kiralanmak üzere … A.Ş.’ye satılan dava konusu makinelerin toplam bedelinin 1.705.000,00 TL olduğunu, taraf yetkilileri arasında düzenlenen 19.06.2019 tarihli “eksik işler bildirimi ve ek zaman taahhütnamesi”nde ifade edilen eksikliklerin davalının ikrarı olarak kabul edilebileceğini, bunun aksini gösterir makinelerin eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim edildiğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığını, davacının teknik bilirkişilerce belirlenen makine ve ekipmanların kullanılamayacak ve kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olduğu iddiasının geçerli olduğu varsayımında, TBK m. 475/1-2 bendinde ifade edilen eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme seçimlik hakkını zımnen kullandığı sonucuna varılabileceğini, bu durumda da davacı şirketin muhtemel zararının 973.000,00 TL olabileceğini,” mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporuna yönelik itizarlar yerinde görülmeyip red edilmiştir.
DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça finansal kiralama suretiyle … şirketinden alınan ve davalının sattığı makinaların ayıplı olduğu ve üretimde kullanılamadığı, bu nedenle yeni makinalar alındığından bahisle fazla yapılan ödemeler nedeniyle tazminat istemine ilişkin icra takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Davalı tarafın imzalayanın yetkisi açısından itiraz ettiği 19.06.2019 tarihli “EKSİK İŞLER BİLDİRİMİ VE EK ZAMAN TAAHHÜTNAMESİ” içeriği, sunulan teknik bilirkişi raporu, tespit dosyasındaki rapor, mali ve nitelikli hesaplama uzmanları raporları ve dinlenen tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere, davacının kullandığı makinelerin davalı tarafından … şirketine satıldığı ve kiralama şirketinin davacıya kullandırttığı, finansal kiralama sözleşmesi uyarınca davacının davalıya karşı doğrudan ayıp giderme veya tazminat talep etme hakkının ve yetkisinin bulunduğu, makinelerin bir kısmının kullanılamadığı ve bu nedenle davacının başka parça ve makineler alarak sisteme monte ettiği, davalının sattığı malların %70’inin kullanıldığı sabittir.
Davacı tarafın, süresinde ihbar yaptığı ve eksik ve hatalı işler tutanağını düzenlettirdiği ortadadır.
Her ne kadar davalı taraf 19/06/2019 tarihli belgedeki imzanın yetkiliye ait olmadığını ileri sürerek red etmiş ise de, kurulum ve test işlemlerinde görev alan ve davalı şirketin yetkilisi ve resmi sahibinin babası olan kişinin imzalamasının yeterli olduğu, tutanak içeriği ve kullanılmayan malların uyumlu olduğu, bir kişinin, bir neden yokken, oğlunun aleyhine olacak şekilde başkalarıyla mal alım satımı işiyle ilgili eksik işlerin tespiti amacıyla tutanak düzenlemesinin hayatın olağanına aykırı olduğu, tutanağı imzalayan kişinin bu konuda görevlendirilmiş olduğu anlaşılmış, bu nedenle davalının bu savunmasına itibar edilmemiştir.
Davacı taraf, ayıplı malları kullanamayıp bunların yerine yeni ürünlen aldığı ve ödeme yaptığı, bu nedenle ayıp oranında davalıdan tazminat istediği, bu talebin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporlarıyla tespit edilen zarar miktarı ve oranı talep ile uyumlu olup, raporlar yeterli ve denetime elverişli görülmüş, bu nedenle yeni bir rapor alınması talebi mahkememizce kabul edilmemiştir.
Yukarıda anlatılan deliller itibarıyla davacı davasını ıspatlamış olup, davanın kabulüne karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve buna dair aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının kabulü ile, davalının … 34. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyasına yönelik İTİRAZININ İPTALİNE, TAKİBİN AYNEN DEVAMINA,
2-Alacak miktarı çekişmesiz ve likit olmadığından İCRA İNKAR TAZMİNATINA YER OLMADIĞINA,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ‭66.465,63-TL alınması gerekli harçtan, davacı tarafça peşin yatırılan 11.751,41TL harcın mahsubu ile bakiye 54.714,22TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00TL’nın davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
5-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 125.030,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından tebligat, müzekkere ve sair giderler için sarfedilen toplam 7.201,30 TL yargılama giderinin ve davacının peşin yatırdığı 11.751,41TL harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2022

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır