Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/545 E. 2021/862 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/545 Esas
KARAR NO : 2021/862
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2020
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davalı şirket tarafından … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, ilgili takip dosyasında müvekkili ile birlikte borçlu olarak diğer davalı … San ve Tic. Ltd. Şti. nin yer aldığını, davalı alacaklı şirket tarafından başlatılan kambiyo senetlerine özgü takipte davalının iddia ettiği alacağa ilişkin … Bankası A.Ş. … Şubesi … Çek Numaralı 31/04/2020 Keşide Tarihli ve 25.000,00 TL bedelli çek takibe konu edilmiş ise de, işbu takip üzerinde yer alan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkili ile davalı şirket arasında, müvekkilin borçlu olmasını gerektirir bu yönde hiçbir alacak ve vereceğe dayalı ticari bir ilişki de bulunmadığını, takibe konu edilen çekin 30.04.2020 tarihinde ibraz edilmesi ile ekte paylaştıkları çek suretinden görüleceği üzere banka tarafından “…İmza uyuşmazlığı nedeniyle çekle ilgili hiçbir işlem yapılamamaktadır…” şeklinde şerh düşülmüş olup, imzanın müvekkile ait olmadığının izahtan vareste olduğunu, bu hususun dahi takibe konu edilen çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığının ispatına kafi olduğunu, dava dilekçelerinin ekinde ibraz ettikleri çek sureti ve müvekkil şirkete ait imza sirkülerinden de görüleceği üzere, çek üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, imzanın taklit edilmek suretiyle atıldığının çıplak gözle dahi anlaşıldığını, 16.10.2020 tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/… soruşturma numaralı dosyasında resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkilinin dolandırıldığını, …. İcra Müdürlüğü 2020/… Esas sayılı dosyasında, işbu davada haklılıkları ispat olununcaya kadar ihtiyati tedbir kararı verilerek takibin teminatsız olarak durdurulmasına, dava sonunda takip nedeni ile borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, müvekkil şirket ile diğer davalı … San. Tic. Ltd. Şti. Arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu hususa ilişkin faturalar ve sevk irsaliyelerinin ekte sunulduğunu, müvekkil şirket ile … arasında mevcut ticari ilişkinin belgelerle sabit olduğunu, dava konusu takibe dayanak çekin, ticari ilişkiden doğan müvekkil alacağı için diğer davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından müvekkil şirkete borcuna karşılık ciro edilerek verildiğini, müvekkil şirketin çekin keşide edilmesi anına tanık olabilmesinin mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere, çekteki imzanın davacı yetkilisine ait olup olmadığını tespit etme imkanının olamayacağının son derece açık olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesi ile, takip dosyasının usule aykırı olarak kesinleştirildiğini, banka hesaplarına blokeler konduğunu, takipten bu hacizler ile haberdar olduklarını, takip işlemleri nedeniyle müvekkilinin ticari hayatının durma noktasına geldiğini, çalışanlarının aylık ücretlerini dahi ödeyemez durumda olduklarını dile getirmişse de bu iddiaların hiçbirinin müvekkil tarafından yapılan takipten kaynaklanmadığını, icra takibinde davacı borçluya öncelikle ticaret sicilde kayıtlı adresi olan ” … Mahallesi … Cad. No: …/İstanbul” adresine ödeme emri gönderildiğini ancak tebligat yapılmadığını, akabinde ticaret sicil adresi olan bu adrese Tebligat Kanunu 35/4 gereği tebligat yapıldığını, Tebligat kanunu 35/4. Maddesi “Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.” hükmününün amir olduğunu, bu itibarla davacıya icra dosyasından yapılan tebligatın usul ve yasalara tümüyle uygun olarak yapılmış olup davacı vekilinin aksi yöndeki beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, davacının iddialarının süresinde olmadığını, davacıya usul ve yasalara uygun olarak tebligatın yapılmış olup; tebliğ tarihinin 01/09/2020′ olduğun, işbu dava tarihinin ise 23/10/2020 olup; davacının imza itirazının süresinde olmadığının da son derece açık olduğunu, İcra İflas Kanunu 168/4 maddesi gereği kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia eden davacının bu hususu tebliğden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerektiğini, aksi halde imzanın kendisinden sadır sayılacağı kanununun hükmü gereği olduğunu, izah ettikleri üzere davacıya usul ve yasalara uygun şekilde tebligatın yapılmış olduğunu, süresinde imza itirazında bulunmayan davacının, işbu dava ile bu iddiasını dile getirmesinin usul ve yasalara aykırı olduğu gibi aynı zamanda tamamen kötüniyetli olduğunu, müvekkili şirketin sektöründe önde gelen firmalardan olup, ticari hayatta saygın bir yere sahip olduğunu, kesinlikle davacı tarafın iddia ettiği yollara tevessüle ihtiyacı olan bir firma olmadığını, alacağını tahsil edememiş olması sebebiyle esasen müvekkili şirketin mağdur konumda olduğunu ve karşı karşıya kaldığı iddialar sebebiyle zarara uğradığını, davacı tarafından süresinde olmayan iddialarla haksız ve mesnetsiz olarak açılmış bulunan dava sebebiyle müvekkilinin uğradığı ve uğrayacağı zararın telafisi için davacının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini beyan etmiştir.
Diğer davalı … usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; …. İcra Müd. 2020/… Esas sayılı dosyasına dayanak teşkil eden kıymetli evrak ile anılan takip nedeni ile davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’ nün 2020/… E. Sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … tarafından, borçlular … ve … aleyhine 30.04.2020 keşide tarihli 25.000,00 TL bedelli çek dayanak gösterilmek sureti ile işlemiş faiz ve komisyon ücreti ile birlikte toplam 28.347,26 TL üzerinden bu alacağın tahsili için 22.07.2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği, ilgili çekte davacı …’ nin keşideci, davalı …’ nin lehdar, diğer davalı …’ nin ise ciranta ve son hamil olduğu, çekin bankaya ibraz edildiği ancak imza uyuşmazlığı nedeni ile işlem yapılamamaktadır kaydının düşüldüğü görülmüştür.
Davacı şirketin 06.06.2017 tarihli imza sirkülerinin incelenmesinden yetkili şirket müdürünün … … olduğu belirlenmiştir.
Taraf delillerinin toplanmasına geçilmiş, davacı dava konusu çek ile ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunduğunu bildirdiğinden … Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/… E. Sayılı dosyası dosyamıza kazandırılmıştır.
Davacı tarafa imza itirazında bulunduğundan imza incelemesine esas olmak üzere ıslak imzalı belgelerin bulunduğu resmi kurumları bildirmek üzere süre verilmiş ve dava konusu çek aslı ile birlikte ilgili evraklar velp edilmiştir.
… ‘na müzekkere yazılarak davacı …’nin (Vergi No:…) hangi bankalar nezdinde çek hesabı olduğu hususu sorularak ilgili evrak dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizin 2. Celse 5 nolu ara kararı ile belgelerin tamamlanması halinde imza incelemesi için Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’ nden, yine taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığının belirlenmesi için ise 7 nolu ara kararı ile mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir. Davacı mali müşavir bilirkişi ücretini yatırmadığı gibi bunun için yasal ve haklı bir mazeret de ileri sürmemiş, müvekkili ile iletişime geçemediği mazeretinde bulunmuştur.
İmza incelemesine yönelik ara karardan ise mahkememizce resen dönülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın, davalı … tarafından icra takibine konu edilen çek nedeni ile açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık icra takibi ve dava konusu edilen çek üzerinde yer alan keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı buna göre davacının davalılara borçlu olup olmadığı hususlarındadır. Davacı imza inkarında bulunduğundan imza incelemesine yönelik delilerinin toplanmasına geçilmiş ve bu hususta rapor aldırılmasına karar verilmiş ise de celse arasında dosyaya giren soruşturma evrakında yer alan ifade örnekleri dikkate alınarak imza inkarına yönelik rapor alınması ara kararından rücu edilmiştir. Dosyadaki mevcut ticaret sicil kayıtları ve imza sirkülerine göre davacı şirketin yetkilisi … …’ dır. … …, … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde alınan ifadesinde davacı şirketi 3 yıl önce kurduğunu, şirketin iş ve işlemlerinin eşi olan … tarafından yürütüldüğünü, soruşturma konusu çek yaprağını kendisinin doldurmadığını ve imzalamadığını, çek koçanını eşinin taşıdığını beyan etmiştir. İfadesine başvurulan … ise “..çek bizim firmaya ait olan bir çektir. Bahse konu çeki … isimli yerden eşim aldı çekler boş halde duruyordu, ben çek üzerinde bulunan firmamıza ait olan kısmı imzaladım ancak şirkette yetkili biri olmadığım için çekleri kullanamadım, çekler şirketteki masamda kilidi olmayan çekmecede duruyordu, çekleri buradan … isimli şirketin sahibi olan Salih isimli kişi almış, bana …’ in aldığını … … isimli kardeşim söyledi…” şeklinde bayanda bulunmuştur. Davacı şirket yetkilisi ve işinin beyanlarından davacı şirket tarafından açıkça kötü niyetli olarak hareket edildiği, davacı şirket yetkilisi tarafından şirket adına olan çek koçanının bankadan alınarak şirkette yetkili sıfatı bulunmadığı halde dava dışı eşi …’ ya verildiği ve Ümit Yaşar tarafından da çeklerin keşide edilerek tedavüle sokulduğu anlaşılmaktadır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’ nun 2. Maddesi uyarınca “Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” Davacı şirketi yetkilisi eşinin yetkili olmadığını bildiği halde icra takibi ve dava konusu çek yaprağını onun keşide etmesine izin vermiş, sonrasında ise imza inkarında bulunmuştur. Kötü niyetli davacının iddiası açıklanan nedenlerle mahkememizce dinlenebilir bulunmamış ve imza incelemesine yönelik ara karardan da resen rücu edilmiştir. Davacının davalılar ile aralarında ticari ilişki bulunmadığı iddiasına yönelik olarak da ticari defter incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davacı bilirkişi ücretini yatırmaktan ve defterlerini ibraz etmekten kaçınmıştır. Son olarak yemin delili hatırlatılan davacı yemin deliline de dayanmadığını beyan etmiştir. Davalı her ne kadar davacının kötü niyet tazminatına çarptırılmasını talep etmiş ise de mahkememizce takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmediği, icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki tedbir kararının ise davacı yanca teminatın yatırılmaması nedeni ile infaz edilmediği anlaşılmakla davacı kötü niyet tazminatına mahkum edilmemiştir. İzah edilen nedenlerle davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin mahkememiz tedbir kararının infaz edilmemiş olması nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 59,30-TL red harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 426,94 TL harçtan mahsubu ile 367,64 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, davalı … vekilinin yüzüne karşı, davacı ve diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı. 18.11.2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır