Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/525 E. 2021/273 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/525
KARAR NO : 2021/273

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … 25 .İcra Müdürlüğünün … esas numaralı icra dosyası kapsamında müvekkili … aleyhinde başlatılmış icra takibi, külliyen haksız ve mesnetsiz olduğunu ,taraflarınca ödeme emrine müvekkili tarafından itiraz edilmiş olsa da süresinde itiraz edilmediğinden itiraz talebinin ret edildiğini, takip konusu borcu kabul etmediklerini, müvekkilinin mezkur olaydan kaynaklanan herhangi bir borcu bulunmadığını, dava konusu borç ile ilgili olarak yargılama safhasında yapılacak ayrıntılı bir bilirkişi incelemesi neticesinde de borcun gerçek bir borç olmadığına ilişkin iddialarının kanıtlanacağını, icra dosyasından müvekkilinin hiçbir borcu olmadığını, müvekkilinin hukuka ve yasalara aykırı şekilde borçlu konumuna sokulduğunun ve dolayısıyla dava konusu icra dosyasından dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti amacıyla iş bu davayı açma mecburiyeti hasıl olduğunu, sonuç olarak açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları ile cezai ve hukuki yollara başvurma hakları saklı kalmak üzere; öncelikle müvekkili açısından ileride telafisi imkansız zararlar doğmaması açısından … 25.İcra Müdürlüğünün … esas numaralı icra takip dosyasının tedbiren durdurulmasını, davanın kabulünü, müvekkilinin davalılara herhangi bir borcunun olmaması nedeniyle açılmış takibin iptalini, müvekkili …’ın borçlu olmadığının tespitini, davalının icra takibine geçmekte haksız, kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğundan takibe konu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatın davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, mahkememizce huzurdaki davanın ticari dava olarak nitelendirilmesi ve mahkememizin görevli olduğunun kabulü halinde, işbu dava şartı zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığından ve davacı tarafça arabuluculuğa başvurulmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, başlatılan bir icra takibinden sonra menfi tespit davası açılması halinde ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin teminatsız olarak durdurulması mümkün olmadığından davacının ihtiyati tedbir yönündeki talebinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, mahkememizce verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın borcun sona erdiğini ya da borcun doğmadığına ilişkin ispata yarar delil dosyaya sunamadığından ispatlanamayan davanın reddinin gerektiğini, davacının söz konusu icra dosyasına 01.12.2020 tarihinde ödeme yaptığından işbu davaya İİK 72/6 gereğince istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiğinden ispat yükünün İİK 72/8 maddesi gereğince davacı/borçluda olduğunu, davacı tarafın iddialarını kabul etmemekle ve hiç bir surette ispat yükünün yer değiştirmesi anlamına gelmemek kaydı ile; davacının müvekkili şirketin mağazasından ücretini ödemeden ürünler almak suretiyle müvekkil şirketin zarara uğramasına sebep olduğunu, davacının iş sözleşmesindeki ve yasadan kaynaklanan yükümlülüklerine açıkça aykırı davranması nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, kötü niyetli olarak menfi tespit davası açan davacının iddia konusu alacağın asgari %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkûm edilmesini talep ettiklerini, öncelikle davanın görevsiz mahkemede açılması nedeniyle usulden reddini, aksi halde davacının dava şartı zorunlu arabuluculuk kapsamında arabuluculuk başvurusu yapmaması nedeniyle davanın usulden reddini, davacının davalıya borçlu olduğunun tespiti ile davacı tarafın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iddia ve taleplerinin reddi ile usul ve yasaya aykırı olarak açılan işbu davanın külliyen reddini, İİK uyarınca haksız ve kötüniyetii olan davacının iddia konusu alacağın asgari %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü, … Ticaret Sicil Müdürlüğü, … Esnaf ve Sanatkarlar Odası’ndan davacının tacir sayılıp sayılmadığına ilişkin bilgi ve belgeler celp edilmiştir. … 25. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Somut uyuşmazlığın incelenmesinden davacının, davalının eski çalışanı olduğu, davalı yanca davacının iş akdinin devam ettiği süreçte iş yerinden bedelini ödemeden bir takım ürünler almak suretiyle iş yerini zarara uğrattığı ve bu zarardan sorumlu olduğu iddiası ile davacı hakkında icra takibi başlattığı, davacının ilamsız icra takibine itiraz süresini geçirmesi nedeniyle huzurdaki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Dava konusu uyuşmazlık mutlak ticari dava olmadığı gibi her iki tarafın tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirduğu nispi ticari dava kapsamında da kalmamaktadır. İhtilaf, işçi ile işveren arasındaki ilişkiden kaynaklanmaktadır. Mahkememiz eldeki uyuşmazlığı bakmakta görevli olmayıp, görevli mahkeme İstanbul Nöbetçi İş Mahkemesidir. Nitekim benzer uyuşmazlıkta … Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 25/02/2021 tarih … E., … Karar sayılı kararı da aynı yöndedir. Açıklanan nedenlerle mahkememiz görevli olmadığından davanın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.25/03/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸