Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/524 E. 2023/324 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/524 Esas
KARAR NO : 2023/324
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … ‘ nun işletme hakkına sahip olduğunu, davalının maliki bulunduğu …, plakalı araçların ücret ödemeksizin ihlalli geçiş yaptığını, alacağın tahsili için …. İcra Müdürlüğü 2018/… Esas sayılı takibe geçildiğini, borçlu tarafından ceza tutarına ve faize itiraz edildiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davanın kabulünü itirazın iptaline karar verilmesini ve davalı borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzereni ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekiline dava dilekçesi ekli usulüne uygun davetiye gönderilmiş, davalı yasal süresi içerisinde mahkememize cevap dilekçesi sunmamıştır.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamında uyuşmazlığın davacı tarafından işletilen otoyolun davalının maliki olduğu araçlarla usulsüz kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise kullanım bedellerinin ödenip ödenmediği, icra takibine yapılan itirazın haksız olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş ve tüm dosya kapsamında oluşan deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen Mali Müşavir …’nun hazırladığı 03/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” ….., Dava konusu … plakalı araçların davalı … ‘a ait olduğu , Davacı tarafça davaya konu icra takibinde talep edilen yol geçiş ücretlerinin, davacı tarafça sunulan ilgili dönem tarife fiyatlarına uygun olduğunu, İhlalli (kaçak) geçişlere ilişkin görüntülerde ve giriş çıkış kayıtlarında görüleceği üzere, … plakalı aracın toplam 727 defa, … plakalı aracın toplam 11 defa ve … plakalı aracın toplam 161 defa kaçak veya yetersiz bakiye ile geçiş yapmış olduğunu, Rapor içerisinde detaylı olarak belirtilen hükümler doğrultusunda, davacı tarafın sunmuş olduğu … plakalı, … ve … plakalı araçlara ait giriş çıkış bilgileri doğrultusunda toplam gecikme cezasının toplam geçiş ücretinin 4 katı tutarında olduğu ve hesaplanan/talep edilen gecikme cezasının doğru hesaplandığı” şeklinde görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 4 üncü celsesinde verilen 2 no’lu ara karar gereğince; Bilirkişi heyetinden rapor istenilmiş olup, Mahkememizce resen görevlendirilen Bankacı … ve Bilgisayar Mühendisi … bilirkişi heyetinin hazırladığı 28/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” İhlalli geçişler yönünden davalı tarafından ücretlerin ödendiğine dair herhangi bir belge sunulmadığını, … ve … kartlarından para çekilmemesi halinde davalı geçiş ücretini ödemek zorunda olduğunu, 6001 sayılı Kanun 30/7 maddesinde; “geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz ” Hükmünün olduğunu, davalının bu süre zarfında hesabını kontrol ederek ihlalli geçişleri cezasız olarak ödeme imkanının olduğunu ve cihazını sürekli müsait tutma sorumluğunda olduğunu, davacının tüzel kişi tacir olduğunu, davalının da gerçek kişi tacir olduğunu, davalının araçlarını ticari amaçla kullandığını, ihlalli geçişlerin zamanında ödenmediğinde oluşacak sonuçların bilincinde olduğunu, bu kapsamda davacı tarafından talep edilen ticari faiz oranına ilişkin hukuki değerlendirmenin mahkememiz takdirinde olduğunu, 3095 sayılı KDV kanunun 24. Maddesi c bendinde faiz alacağı da KDV matrahları arasında gösterildiğinden ve istikrarlı Yüksek Yargı kararlarında da yanı yönde kararlar olduğu gözetildiğinde davacının, davalıdan icra yoluyla tahsil edeceği faiz alacaklarından KDV talep etme hakkı olduğunu, geçiş ücretlerine geçiş tarihi itibariyle, ceza tutarlarına ise geçiş tarihinden 15 gün sonrasından %19,50 ticari faiz işletilip, faizlere % 18 KDV eklendiğinde 24/09/2018 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan talep edebileceği tutarın 18.466,88 TL olduğu talep edilenle hesaplanan tutar arasındaki farkın davacının 269,95 TL tutarlı 84 adet geçişe 4 katı ceza işletmesinden kaynaklandığını, bu kapsamda davacının takip talebinde 1.608,21 TL az talep ettiğini ” mütalaa etmiştir.
İtirazlar doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, 01/ 03/2023 tarihli bilirkişi heyetinin ek raporunda özetle; ” … Tüm geçişler yönünden geçiş ücreti ve gecikme cezalarına dönem bazlı değişen avans faizi üzerinden hesaplama yapılıp, işlemiş faizlere %18 KDV eklendiğinde; Davacının 24.09.2018 Takip Tarihi itibariyle talep edebileceği tutarın; Tutar Açıklama 2.848,60 Geçiş Ücretleri Toplamı 10.314,60 Gecikme Cezaları Toplamı / 435,52 Geçiş Ücretlerine İşlemiş Avans Faizi 1.456,34 Gecikme Cezalarına İşlemiş Avans Faizi 340,53 Faizlerin %18 KDV’si 15.395,59 TOPLAM Olarak hesaplandığı, … plakalı aracın geçiş tarihleri ile … tarafından dosyaya sunulan … etiketinin hareketleri karşılaştırıldığında ise Cezasız Son Ödeme Günü itibariyle 23 adet geçişte HGS hesabının müsait olduğu gözetildiğinde ise Davacının talep edebileceği tutarın; Tutar Açıklama 2.848,60 Geçiş Ücretleri Toplamı 10.038,00 Gecikme Cezaları Toplamı 435,52 Geçiş Ücretlerine İşlemiş Avans Faizi 1.418,02 Gecikme Cezalarına İşlemiş Avans Faizi 332,66 Faizlerin %18 KDV’si 15.072,80 TOPLAM TL olduğu” şeklinde mütalaa etmiştir.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 30. maddesinde geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali hali düzenmiş, 1. fıkrasında “Genel Müdürlük işletimindeki otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen araç sahiplerine Genel Müdürlük tarafından, geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücretinin on katı tutarında idarî para cezası verilir.” (25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 18. maddesi ile “on” ibaresi “dört” şeklinde değiştirilmiştir.)
7. fıkrasında “Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.”
Uyuşmazlığın anlaşılabilmesi taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin iyice anlaşılmasına bağlıdır. Davacının, davasını dayandırdığı hukuki ilişkinin niteliğinin, borcun doğum sebebinin ortaya konulması önem arz etmektedir. Davacı taraf ödeme yapılmaksızın kendilerince işletilen otoyolun kullanıldığını belirtmektedir. Borcun kaynağı davalı tarafın ücretini ödemeyerek otoyolu kullanması ise borcun sözleşmeye aykırılıktan mı haksız fiilden mi kaynaklandığının tespiti gerekir. Her ne kadar borcun haksız fiilden kaynaklandığı görüntüsü oluşmakta ise de taraflar arasında bir hizmet sözleşmesinin bulunduğu, davacı tarafın otoyol hizmeti vermeyi taahhüt ettiği, davalı tarafın ise ücret ödemeyi üstlendiği anlaşılmaktadır. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi17. Hukuk Dairesi de “Davacı tarafın işlettiği otoyolun geçiş bedeli karşılığında kullanılması hususunda, taraflar arasında, hizmet sözleşmesi bulunmaktadır.” demektedir.
Bu değerlendirmeler yapıldıktan sonra itirazın iptali dava türü ve ispat yüküne de değinmek gerekmektedir. 20. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklindedir. Her somut olaydaki maddi vakıaya göre lehine hak çıkaran taraf ve ispat yükü şekilleneceğinden, maddî hukuk kuralına ilişkin bu vakıaların doğru ve net bir şekilde belirlenerek ortaya konulması gerekmektedir. Maddede aksine düzenleme olmadıkça ibaresi eklendiğinden, kanunda ispat yükü ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verildiğinde, ispat yükü genel kurala göre değil de kanunda belirtilen özel düzenlemeye göre belirlenecektir.
Tüm bu açıklamalar ışığın somut olaya bakıldığında taraflar arasında ticari nitelikli hizmet sözleşmesi bulunduğuna dair herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı taraf sözleşme kapsamında üstlendiği otoyol hizmeti sunma yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Dosyaya sunulan kayıtlardan davalı tarafın araçlarının geçiş yaptığı anlaşılmaktadır. Bu noktada ispat yükünün davalıya geçtiğinin kabul edilmesi gerekir. Davalı tarafın hizmet aldığı açık olup davalı hizmet bedelini ödediğini ispatla mükelleftir. Ancak davalı tarafça mahkememize ya da icra dosyasına herhangi bir ödeme belgesi sunulmadığı gibi, … hesaplarından veya banka hesaplarından ödeme yapıldığı da iddia edilmemektedir. … BAM … HD.sinin 2018/… Es sayılı dosyasında “Davalı, geçiş ücretini ödediğini iddia etmemektedir. Sadece … veya … kartlarının banka hesabında yeterli bakiye olduğunu iddia etmektedir. Ancak bu hesaplardan para çekildiği de iddia edilmemektedir. … ve … kartlarından para çekilmemesi halinde davalı geçiş ücretini ödemek zorundadır. Geçiş esnasında ödeme olmadığında veya … veya … sisteminden provizyon alınamadığı takdirde gişe çıkışlarındaki bariyerler açılmadığından, davalı ücret ödemeden geçiş yaptığını bilmektedir.” denilmekle bu husus ifade edilmektedir.
Davacının ispat yükünü ifa ettiği, davalının ise ödeme yaptığını ispat edemediği, davalı tarafça sunulan belgelerden ödeme yapılmadığı sabittir.
Tüm dosya kapsamı bir arada incelenmekle; dosyaya celp edilen trafik tescil kayıtları, … kayıları, porvizyon ve görüntü kayıtları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirilmekle alanında uzman bilirkişi tarafından hazırlanan raporun yargısal denetime açık, bilimsel metodlara uygun olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmasın karar verilmiş; … ve … plakalı araçlar için bildirilen ihlâlli geçişlerin tamamının “ihlâlli geçiş” olduğu … plakalı araçlara ait “ihlâlli” geçişler için davacının davalıdan toplamda 15.395,59TL alacaklı olduğu yönünde mahkememizde tam bir vicdani kanaat oluşmakla, davacının takibe 10.260,20TL asıl alacak ve 3.120,23TL işlemiş faiz ve 561,59TL KDV olamak üzere toplamda 13.942,02TL alacak için geçtiği anlaşılmış, davanın kabulü ile ….İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı dosyası üzerinde yürütülmekte olan takibe itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan davalının icra takibine yaptığı itiraz neticesinde alacağını tahsilde geciken davacının zarara uğradığı gözetilerek İİK67/2. Maddesi gözetilerek takibe konu alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmolunmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; … İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı dosyasında yürütülmekte olan takibe yapılan itirazın 10.260,20TL asıl alacak ve 3.120,23TL işlemiş faiz ve 561,59TL KDV olamak üzere toplamda 13.942,02TL yönünden İPTALİNE, takibin bu tutar üzerinden DEVAMINA,
2-Davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, takibe konu asıl alacak miktarı olan 10.260,20TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen dava değeri olan 13.942,02TL üzerinden hesaplanan ‭952,37TL alınması gerekli harçtan, davacı tarafça peşin yatırılan 230,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 721,96TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00TL’nın davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
5-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 54,40TL başvuru harcı, 230,41 TL peşin harç, 2.300,00TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 176,55TL olmak üzere toplam 2.766,36TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Yatırılan teminatın HMK 392/2 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde tazminat davası açıldığının bildirilmemesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı HMK 341 maddesi uyarınca miktar itibrariyle KESİN olmak üzere karar verildi.verilen karar usulen okundu anlatıldı. 09/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır